10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle ortak bir açıklamaya imza atan 14 basın meslek örgütü karşı karşıya olunan sorunları aktardı, taleplerini sıraladı.
Türkiye’de gazeteciler sansür ve baskılardan çalışma koşullarına kadar uzanan çeşitli sorunlarla karşı karşıya olduklarını belirterek, ifade özgürlüğüne ve özlük haklarına yönelik tehditlerin ancak dayanışma ile aşılabileceğini vurguladı.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle ortak bir açıklamaya imza atan 14 basın meslek örgütü karşı karşıya olunan sorunları aktararak taleplerini sıraladı.
Türkiye’de 4 Ocak 1961’de kabul edilen ve basın çalışanlarına bazı haklar ve yasal güvence sağlayan 212 sayılı Fikir İşçileri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 10 Ocak günü 1962’den beri kutlanıyor. 10 Ocak, 212 sayılı yasa ile kendilerine yüklenen sorumlulukları kabul etmek istemeyen dönemin medya patronlarına karşı gazetecilerin mücadelesi ve dayanışmasının da önemli bir dönüm noktası.
Ankara’da yapılan açıklamaya Avrupa Gazeteciler Birliği, Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Diplomasi Muhabirleri Derneği, Disk Basın-İş, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Gazeteciler Cemiyeti, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Parlamento Muhabirleri Derneği, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği ve Türkiye Gazeteciler Sendikası yönetici ve temsilcileri katıldı.
Farklı meslek örgütlerinin bir araya gelmesiyle hazırlanan ve daha önce açıklanan “Gazetecilik Hak ve Özgürlükler Deklarasyonu”na atıfta bulunan meslek örgütleri, “Bu deklarasyonla dile getirdiğimiz taleplerimiz nettir. Sendikasız, güvencesiz bir şekilde; yoksulluk hatta açlık sınırının da altında ücretlere ve çalışma saatleri belirsiz şekilde çalışan yüzlerce gazeteci için bugün yeni bir 10 Ocak olmalıdır” çağrısı yaptı.
Açıklamada anayasanın “Basın hürdür, sansür edilemez” hükmünün kâğıt üzerinde kaldığı da belirtilerek, “Sansür tehdidi artık olağanlaşmış, otosansür gibi çok daha ağır süreçler mesleğimizi tehdit eder hale gelmiştir. Bu yetmezmiş gibi onlarca yerel gazete kapanmış, ulusal ölçekte yayın yapan haber siteleri, gazeteler ve televizyonlar birer birer küçülme yoluna gitmiştir” denildi.
Gazetecilerin talepleri ne?
Türkiye’de yıllardır gazetecilerin haklarını gerileten düzenlemeler yapıldığını, medyanın tam anlamıyla kontrol altına alınarak bağımsız gazetecilik yapılmasının önüne engeller konduğunu, güvencesiz ve patronun iki dudağı arasında çalışan gazetecilerin gözaltılar, tutuklamalar ve ev hapisleri gibi engellemelerle karşı karşıya olduğunu kaydeden örgütlerin talepleri şöyle:
– Çalışma koşullarımız güvenceye alınmalıdır, işsizlik baskısı sona ermelidir.
– Yıpranma hakkımız yeniden düzenlenmelidir.
– Mesleki gerekçeyle haklı fesih hakkımız uygulanmalı, istifa haline kıdem tazminatımız güvenceye alınmalıdır.
– Basın İş Kanunu’nun genel iş kanunu ile birleştirilmesi hazırlığından vazgeçilmelidir.
– Aylık ücretimizin peşin ödenmesi sağlanmalı, yasal güvence sağlandığı takdirde haftalık çalışma süresi 40 saat olmalıdır.
– Ödenmeyen fazla mesailerimize ek faiz kuralı uygulanabilir hale getirilmelidir.
– Kadın gazetecilerin çalıştırılması teşvik edilmeli, hamilelik ve doğum nedeniyle işten çıkarmalar yasaklanmalıdır. Doğum sonrası ücretli izin ve emzirme dönemi SGK prim desteği taleplerimiz yasal düzenlemeyle güvence altına alınmalıdır.
– Başta foto muhabirlerinin ekipman satın almalarında üç yıl süreyle vergi muafiyeti sağlanmalıdır.
– Serbest ve dijital mecralarda yayın yapan gazetecilerin de sendikalı olabilmesi için yasal düzenleme yapılmalıdır.
-Serbest çalışan meslektaşlarımızın basın kartı alabilmesi ve basın kartına bağlanan özlük haklarından yararlanmaları sağlanmalıdır.
-Sendikal örgütlenmenin önündeki engel haline gelen işyeri/ işletme tartışmasının ortadan kaldırılması için birden fazla işyeri olan şirketler tek işletme olarak kabul edilmeli ve örgütlenme barajı yüzde 40 olarak uygulanmalıdır.
Haberin kaynağına buradan ulaşabilirsiniz