Dünyanın en uzun soluklu çocuk programlarından Susam Sokağı’nın geleceği maddi nedenlerden dolayı belirsiz.
Türkiye de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanında kuşaklardır çocukları eğlendiren ve eğiten Susam Sokağı, kendisine yeni bir ev arıyor.
Susam Sokağı aslında ABD’nin kamu yayıncısı olan PBS’te yayın hayatına başlamıştı.
2015 yılında ise HBO ile yapılan anlaşma kapsamında bölümler önce HBO’da ardından PBS’te yayınlanıyordu.
Bu da yapım aşaması çok uzun, meşakkatli ve masraflı olan Susam Sokağı’nın maddi olarak nefes almasını sağlamıştı.
Ancak HBO daha çok yetişkinlere hitap eden bir kanal olduğu ve çocuk programlarının o kadar talep görmediği gerekçesiyle bu ay Susam Sokağı ile anlaşmasını bitirme kararı aldı.
Bu da Susam Sokağı’nın geleceğini belirsizliğe soktu.
Peki Susam Sokağı nasıl hayatta kalmaya çalışıyor?
Türkiye’de mahalle kültürünü öğreten bir anlayış vardı
Türkiye’de Susam Sokağı 1989 yılında Türkiye’deki çocuklara uyarlanarak iki sezon TRT’de yayınlanmıştı.
Orijinali Amerikan olan skeçlerin kimilerinin Türkçe’ye uyarlanmasının yanı sıra Susam Sokağı seti yaratılarak Türkiye’ye özgü içerik de çekildi.
Minik Kuş, Kırpık, Açıkgöz gibi kukla karakterlerin yanı sıra Tahsin Usta, Zehra Teyze, Nihat Amca ve Hakan Abi gibi mahalleliler de çocuklara arkadaşlık, yardımlaşma ve birliktelik gibi kavramları öğretiyorlardı.
Çocuk gelişim uzmanı ve oyun terapisti Özge Selçuk Bozkurt, Susam Sokağı’ndaki karakterlerin çocukların farklılıkları kabul etmesini, başkalarının duygularını anlamasını ve kendilerini ifade etmelerini sağladığını dile getiriyor.
Selçuk Bozkurt, programın Türkiye’deki başarısını ise yerel kültüre özgü öğelere yer vererek çocukların daha çok bağ kurmasına bağlıyor.
Güven Hokna, Köksal Engür, Aslı Öyken Taylan, Altan Erkekli, Alp Öyken, Atilla Şendil, Işıl Poyraz ve Tarık Ünlüoğlu gibi deneyimli oyuncular o dönem ya sesleri ya da karakterleriyle Susam Sokağı’na katkı sunmuşlardı.
Susam Sokağı’nın Türkiye yapımcısı ve o dönemler TRT’de yöneticilik görevlerinde bulunan Tekin Özertem, bundan yedi yıl önce bir programa yaptığı açıklamada programın “yeteri kadar milli bulunmadığı için kaldırılması emrinin geldiğini” söylemişti.
ABD’nin en uzun süren çocuk programı
Türkiye’deki adıyla Susam Sokağı, orijinali Sesame Street olan programın Türkiye’deki macerası kısa sürse de ABD’de 1969 yılından beri yayınlanıyor.
Washington Post gazetesinin bu ay yayımladığı bir makaleye göre tek bir skecin yayımlanması süreci bile haftalarca sürebiliyor.
Bu sürecin içinde akademik araştırma, senaryonun yazılması, yazılan hikayenin çocuklar üzerinde test edilmesi ve daha sonra stüdyoda çekilmesi aşamaları yer alıyor.
Bu da programın maliyetli bir hale gelmesine yol açıyor.
Pandemiden beri daha çok çocukların duygu dünyası ve ruh sağlığı üzerine odaklanan Susam Sokağı, kuklalar üzerinden sadece akademik becerilerin değil, hayata dair başka derslerin de öğretilmesini hedefliyor.
Elmo’nun sorusu çığ etkisi yarattı
Bu yılın başında Susam Sokağı’nın en bilinen karakterlerinden Elmo, sosyal medya hesapları üzerinden takipçilerine nasıl olduğunu sormuştu.
Elmo’nun bu gönderisine ABD Başkanı Joe Biden’dan Birleşmiş Milletler’e binlerce kişi ve kurum sorunlarını paylaşarak yanıt verdi.
Çocuk gelişim uzmanı Özge Selçuk Bozkurt, “Çocuklar, kendi duygularını tanımak ve adlandırmakta rehberliğe ihtiyaç duymaktadırlar” diyor.
O yüzden Selçuk Bozkurt’a göre Elmo’nun sosyal medyada insanlara nasıl olduklarını sorması, çocuklara bu duyguları ifade etme fırsatı sunuyor ve çocukları daha sağlıklı bir şekilde duygusal farkındalık geliştirmeye teşvik ediyor.
Bu da çocukların duygusal zekâlarını erken yaşta geliştirmelerine yardımcı oluyor.
Çocukların duygularını fark etmesi ve isimlendirmesi
Bu gönderinin yarattığı olağanüstü dalganın da etkisiyle programın yapımcıları gelecek sezon çocukların ruh sağlığına daha çok odaklanmayı hedefliyor.
Susam Sokağı’nın bir zamanlar amacı daha çok alfabe ve sayı gibi bilgileri öğretmek üzerineydi, ancak son yıllarda daha çok çocukların duygusal gelişimine yöneldi.
Çocuk psikoloğu Dr. Rosemarie Truglio, 1997 yılından beri Susam Sokağı’nda çalışan uzmanlardan.
Truglio, güncel akademik çalışmalara paralel olarak çocuklara ve çocukların bakımını üstlenenlere destek vermeyi hedeflediklerini söylüyor.
Program, ailelere de çocuklarının davranışlarında ortaya çıkabilecek değişiklikleri görerek çocuklarının ruh sağlığı ile sorunları fark etmelerini sağlamayı amaçlıyor.
Çocukların kızgın, üzgün, mutlu, kıskanç, hayal kırıklığına uğramış gibi çeşitli duyguları saptaması, fark etmesi, isimlendirmesi ve bunun üzerine konuşması bu açıdan çok mühim.
Öfkelendiğinde nefes alma tekniği
Truglio, yeni sezonun senaryolarının, karakterlerin kuvvetli bir şekilde hissettiği duygularını ve ilişkilerini yönetmesi üzerine olacağını söylüyor.
Mesela Edi ve Büdü’nün tartıştığı bir skeçte bir aslan kukla, bu karakterlere öfkelendikleri zaman derin derin nefes almaları gerektiğini öğretecek.
Çocuk gelişim uzmanı Özge Selçuk Bozkurt’a göre çocuklar için duygusal sorunlar ve ruh sağlığına dair açık bir iletişim kanalı oluşturulması, yalnız hissetmelerini engelliyor ve zorlayıcı duygusal durumlarla başa çıkmalarını kolaylaştırıyor.
Selçuk Bozkurt, “Çocuklara duygularının geçici olduğunu ve herkesin zaman zaman zorlayıcı duygular hissettiğini anlatmak faydalı olabilir” saptamasında bulunuyor.
İzleyen çocuklar lisede daha başarılı
2 ve 5 yaş arasındaki çocuklara yayın yapan Susam Sokağı, çocukların değişen ihtiyaçlarına yıllar içinde yanıt vererek kendini dönüştürmeye çalışıyor.
Susam Sokağı’nın karakterleri ve kuklaları, yıllardır öğrettikleriyle çok sayıda kuşaktan çocuğun büyümesine katkı sağladı.
1990’lı yılların başında yapılan uzun süreli araştırmalara göre okul öncesi dönemde Susam Sokağı izleyen çocukların lisede çok daha iyi bir performans gösterdiği ortaya çıkmıştı.
Şu an henüz nerede yayınlanacağı belli olmasa da programa emek verenler bir başka kanal bulacaklarını umut ediyor.
Sağlık çalışanı Dr. Cambria Nwosu da sosyal medyada yaptığı paylaşımla programın mirasını şu şekilde ifade ediyor:
“Susam Sokağı ile büyümüş bir anne olarak bu karar beni gerçekten hayal kırıklığına uğrattı. Susam Sokağı sadece bir program değil, çocuklara nezaket, çeşitlilik ve dayanıklılık ile ilgili erken eğitim sunan bir can damarı.”
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – ÖZGE ÖZDEMİR