TR724’ten Aydoğan Vatandaş’ın haberine göre, Romanya, Belçika, Danimarka ve Kanada’dan gelen akademisyenler, aktivistler ve hukukçuların katıldığı seçkin grup, iftar yemeği eşliğinde bu anlamlı etkinlikte bir araya geldi. Journalist and Writers Foundation ile işbirliğiyle gerçekleşen belgesel gösterimi, panel ve sergi ile Türkiye’deki kadın hakları ihlalleri gündeme getirildi.
Metamorfoz: Türkiye’de Kadınların Özgürlük Mücadelesi
Belgeselin yönetmeni Aslıhan Kas, çekim sürecini ve yaşanan duygusal anları şu sözlerle anlattı: “2016’dan sonra yüzlerce kadın hapishanelerde, göç yollarında ve baskılar altında hayatını kaybetti. On binlercesi ölüm riskini göze alarak ülkelerinden kaçmak zorunda kaldı. Çekimler sırasında birçok zorlu ve duygusal an yaşadık.”
Kas, belgesel kapsamında dört cesur kadınla röportaj yaptıklarını belirtti:
Bir yazar, yazılarından dolayı hapse atıldı.
Bir yurt müdürü, gözaltında cinsel tacize uğradı ve tecavüz tehdidiyle karşı karşıya kaldı.
Bir hakim, eşiyle birlikte tutuklandı.
Dört çocuk annesi bir kadın, gözaltına alındığında çıplak aramaya maruz kaldı.
Kas, bu hikâyelerin sadece bireysel trajediler olmadığını, hepimizin bir sınavı olduğunu vurgulayarak şunları ekledi: “Onlar direndi, biz ise tanıklık ettik. Şimdi onların sesini duyurmalı, adalet için mücadele etmeli ve hiçbir kadının bir daha böyle acılar yaşamamasını sağlamalıyız.”
Etkinlikte Dayanışma ve Adalet Çağrısı
AST Sözcüsü Hafza Girdap, programın moderatörlüğünü üstlendi ve belgeselin duygusal etkisini şu sözlerle değerlendirdi: “Tecavüz ve cinsel saldırının boyutlarını anlatacak bir açıklama yoktur. Rıza olmadan yapılan her cinsel eylem insan onurunun ihlalidir. İnsanların acılarını hafifletmeye çalışmak, aslında kendi yaralarını iyileştirmektir. Bu belgesel hepimize karmaşık duygular yaşattı; bir yanda tarif edilemez bir yıkım, diğer yanda ise ilham verici bir direnç var.”
İzleyiciler, kolektif bilinç ve eylemin gücü üzerine düşüncelerini paylaşarak kadın hakları mücadelesinde dayanışma çağrısında bulundu.
Refugees Unknown Başkanı Prof. Vonya Womack, belgeselin ardından yaptığı konuşmada, kadınların mücadelesine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: “Bu belgeselde izlediğimiz kadınların hikâyeleri, aslında binlercesinden sadece birkaçı. Türkiye’de yaşanan sosyal ve ekonomik soykırımı görün. Bu kadınlar göç ettikleri ülkelerde artık doktor, öğretmen ya da hakim değiller, ancak diğerleri için mücadele etmeye devam ediyorlar. Sosyal Soykırım Sergisi’nde beni en çok etkileyen, tecavüze uğrayan genç kadının hikâyesi oldu. Kadınlar, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, yaşadıkları zorlukların üstesinden gelebilirler. Ne olursa olsun, hikâyelerini anlatmalılar.”
Romanya’dan etkinliğe katılan Akademisyen ve İnsan Hakları Savunucusu Fatma Yılmaz, belgeselin kendisinde derin bir etki bıraktığını belirterek şunları söyledi: “Bu gece benim için sözün bittiği yer. Bir feminist ve insan hakları aktivisti olarak, yaşananlardan dolayı büyük bir utanç duyuyorum. Ama ümidinizi kaybetmeyin, adalet yerini bulacak. Bir gün herkes gerçeği anlayacak. Allah’tan ümit kesmeyin.”
Belgeseli izleyen Amerikalı emekli göz doktoru Shelley Peck, kadınların maruz kaldığı baskılara dikkat çekerek şunları söyledi: “Yıllardır kadınlar, siyaset ve toplumsal olayların bedelini en ağır şekilde ödüyor. Bu filmde gördüğümüz gibi, barış, eğitim ve hoşgörü mesajı taşıyan bir hareket bile, anlamak istemeyenler tarafından çarpıtılıp terörle ilişkilendiriliyor.”
Peck, erkek izleyicilere seslenerek şu sözleri ekledi: “Umarım izlerken, kızlarını, eşlerini ve kardeşlerini nasıl koruyabildiklerini düşünmüşlerdir.”
Program, JWF Başkanı Mehmet Kılıç’ın belgesel yönetmeni Aslıhan Kas’a plaket takdimiyle sona erdi. Metamorfoz belgeseli, film festivallerine katılarak tüm dünyada daha geniş bir platformda kadınların sesini duyurmaya devam edecek.