11 kişinin zorla kaybettirildiği Ankara’da aynı yöntem ve araçla bir kişi daha kaçırıldı
İŞKENCE KORKUSU
Aynur Horzum Türk Patent Enstitüsü’nde, eşi Ümit Horzum ise Türkiye Akreditasyon Kurumu’nda yönetici pozisyonundaki işlerinden 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ihraç edildi. Aynur Horzum, 17 Ağustos 2016 günü komşusunun ihbarı üzerine eşi hakkında gözaltı kararı çıktığını söyledi ve şöyle anlattı: “İhraçlardan sonra eşim korkuyordu, acaba bizim de başımıza bir şey gelir mi, diye. Çünkü televizyonlarda gözaltındaki işkence görüntülerini izliyorduk. Daha sonra korktuğumuz başımıza geldi. Eve gelen polislere eşimin memlekette olduğunu söyledim. Eşim zaten evden ayrılmıştı. Bir hafta sonra da iş yerindeki dosyasından polisler yine eşim için geldi. Ama eşim ev de olmadığı için gözaltına alınmadı. Ben eşime ulaştım ve ifade vermesinin doğru olacağını söyledim. Ama o korkmuştu ve ‘OHAL bitene kadar’ teslim olmam diyordu.”
Horzum o tarihten itibaren bir daha eşiyle hiç yüz yüze gelmediğini ifade etti.
‘BİR KİŞİ EVE GELDİ VE ‘EŞİN KAÇIRILDI’ DEDİ’
Horzum, eşinin kaçırılma haberini daha önce hiç görmediği bir kişiden aldığını belirtti. Horzum, şunları söyledi: “7 Aralık Perşembe günü bir kişi evime geldi. Ümit’i sordu. Yavaş yavaş konuya girdi. Eşimin Acity civarında kaçırıldığını söyledi ama çok fazla bilgi vermedi. Ben bu kişi daha önce hiç görmemiştim. Kendisine kim olduğunu, nereden öğrendiğini sordum. Bu kişinin eşimin 1.5 yıldır ev arkadaşı olduğunu öğrendim. Eşimin aracının önünün siyah bir minibüs tarafından kesildiğini, akşam eve gelmediğini ve kaçırıldığını söyledi. ‘Biliyorsunuz bu hayatta sizden başka kimsesi yok’ dedi ve gitti.”
BENZER VAKANIN SAVCISI BAŞVURUYU KABUL ETTİ
Horzum, eşinin kaçırılma haberini aldıktan hemen sonra iddiaların araştırılması için adli mercilere başvuru yaptığını söyledi. Horzum, jandarma ve emniyet yetkililerinin “Eşin kaçmıştır, sen de peşini bırak” şeklinde karşılık verdiğini, birçok savcının “Aranan kişinin nesini arayayım” diyerek başvuruyu kabul etmediğini söyledi ve ekledi: “Eşimin arandığı dosyaya bakan savcıya gittim o da, hali hazırdaki dosyaya iliştireceğini evrak numarası vermeyeceğini söyledi. En sonunda başka bir savcı bulduk ve ‘kaçırılma’ başvurumuzu kabul etti.”
Horzum ailesinin başvurunu kabul eden savcı ise 9 Mayıs 2017 tarihinde Ankara’nın Şentepe Mahallesi’nde kaçırılan ve halen akıbeti açıklanmayan Mustafa Özben dosyasına bakan savcı olduğu öğrenildi. Horzum, savcının başvuruyu kabul ederek Acity etrafındaki görüntüleri istediğini aktardı.
‘KAÇIRILDIĞINI SÖYLEYEN ŞAHIS İFADE VERMEDİ’
Horzum, eşinin kaçırılma haberi veren kişinin olayı görüp görmediğinden ve bilgiyi nereden aldığından tam emin değil. Horzum, “Olayı gören bir başkasından, üçüncü bir şahıstan haberi bana getirmiş olabilir” düşüncesinde.
Kendisine haber getiren kişiye tanıklık teklif ettiğini de sözlerine ekleyen Horzum, “Bana haber verdikten sonra beraber polise gitmeyi teklif ettim. Ama o kabul etmedi, ‘Ben gidemem’ dedi. Bu kişinin de polis tarafından arandığını düşünüyorum” diye belirtti.
‘ÇOCUKLARIMIN PSİKOLOJİSİ BOZULDU’
Horzum ailesinin biri 6,5 diğeri 10 yaşında iki çocuğu var. Çocuklarının psikolojisinin bozulmaya başladığını belirten Horzum, “Çocuklarıma babalarının uzun bir süre kendilerini aramayacağını söyledim” dedi. “Adil yargılanma istiyorum” diyen Horzum, “Eşim suçluysa da cezasını çeksin. Ama ben eşimin çocuklarımın babalarının nerede olduğunu bilsin” talebinde bulundu.
ARAÇ NEREDE?
Horzum ailesinin savcılık başvurusunda Ümit Horzum’un kaçırıldığı iddia edilen gün bir araç kullandığı yer aldı. Söz konusu araç olay yerinde bulunmadı. Aynur Horzum, eşinin kullandığı aracın 2004 model “Scoda” marka “Fabia” model, 20 H 1931 plakalı olduğu bilgisini paylaştı.
Elinde bir tanık beyanı dışında fazla bir bilgi ya da delille sahip olmadığını belirten Horzum, eşinden bir ipucu bulabilmek için kayıp olan aracı olayın yaşandığı bütün çevrede aradığını söyledi. Horzum, eşiyle birlikte aracın da götürülmüş olabileceğini düşünüyor.
TANRIKULU: İDDİALAR ARAŞTIRILMALI
Ümit Horzum için Meclis’e yazılı soru önergesi veren CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Zorla kaybetme iddialarında delil olmaması ya da bilgilerin yetersiz olması bir şey değiştirmez. Zorla kaybetme, en ağır insan hakları ihlalidir, yaşam hakkından daha ağırdır. Kuşkusuz ki bu iddianın da soruşturulması gerekiyor” diye belirtti.
‘ANKARA’DA ÖZEL EKİP VAR’
Tanrıkulu, zorla kaybetme vakalarının neredeyse hepsinin Ankara’da yaşanması için de “Bu durum da Ankara’da özel bir ekip olduğunu düşünüyoruz” dedi. OHAL sonrası başlayan kaçırılma olaylarına dair Meclis’e verilen soru önergelerine cevap verilmedi ve kaçırılma olaylarının failleri soruşturma makamlarınca henüz ortaya çıkartılmadı.
Tanrıkulu, şunları ekledi: “Zorla kaybetme 80 ve 90’lı yılların yöntemiydi. Ne sonuçlara yol açtığını Cumartesi Anneleri’nden biliyoruz. Devletin başka güçlerinin yargının yerine geçerek ceza vermesi kabul edilemez.”
Mezopotamya Ajansı
11 kişinin zorla kaybettirildiği Ankara’da aynı yöntem ve araçla bir kişi daha kaçırıldı
İŞKENCE KORKUSU
Aynur Horzum Türk Patent Enstitüsü’nde, eşi Ümit Horzum ise Türkiye Akreditasyon Kurumu’nda yönetici pozisyonundaki işlerinden 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ihraç edildi. Aynur Horzum, 17 Ağustos 2016 günü komşusunun ihbarı üzerine eşi hakkında gözaltı kararı çıktığını söyledi ve şöyle anlattı: “İhraçlardan sonra eşim korkuyordu, acaba bizim de başımıza bir şey gelir mi, diye. Çünkü televizyonlarda gözaltındaki işkence görüntülerini izliyorduk. Daha sonra korktuğumuz başımıza geldi. Eve gelen polislere eşimin memlekette olduğunu söyledim. Eşim zaten evden ayrılmıştı. Bir hafta sonra da iş yerindeki dosyasından polisler yine eşim için geldi. Ama eşim ev de olmadığı için gözaltına alınmadı. Ben eşime ulaştım ve ifade vermesinin doğru olacağını söyledim. Ama o korkmuştu ve ‘OHAL bitene kadar’ teslim olmam diyordu.”
Horzum o tarihten itibaren bir daha eşiyle hiç yüz yüze gelmediğini ifade etti.
‘BİR KİŞİ EVE GELDİ VE ‘EŞİN KAÇIRILDI’ DEDİ’
Horzum, eşinin kaçırılma haberini daha önce hiç görmediği bir kişiden aldığını belirtti. Horzum, şunları söyledi: “7 Aralık Perşembe günü bir kişi evime geldi. Ümit’i sordu. Yavaş yavaş konuya girdi. Eşimin Acity civarında kaçırıldığını söyledi ama çok fazla bilgi vermedi. Ben bu kişi daha önce hiç görmemiştim. Kendisine kim olduğunu, nereden öğrendiğini sordum. Bu kişinin eşimin 1.5 yıldır ev arkadaşı olduğunu öğrendim. Eşimin aracının önünün siyah bir minibüs tarafından kesildiğini, akşam eve gelmediğini ve kaçırıldığını söyledi. ‘Biliyorsunuz bu hayatta sizden başka kimsesi yok’ dedi ve gitti.”
BENZER VAKANIN SAVCISI BAŞVURUYU KABUL ETTİ
Horzum, eşinin kaçırılma haberini aldıktan hemen sonra iddiaların araştırılması için adli mercilere başvuru yaptığını söyledi. Horzum, jandarma ve emniyet yetkililerinin “Eşin kaçmıştır, sen de peşini bırak” şeklinde karşılık verdiğini, birçok savcının “Aranan kişinin nesini arayayım” diyerek başvuruyu kabul etmediğini söyledi ve ekledi: “Eşimin arandığı dosyaya bakan savcıya gittim o da, hali hazırdaki dosyaya iliştireceğini evrak numarası vermeyeceğini söyledi. En sonunda başka bir savcı bulduk ve ‘kaçırılma’ başvurumuzu kabul etti.”
Horzum ailesinin başvurunu kabul eden savcı ise 9 Mayıs 2017 tarihinde Ankara’nın Şentepe Mahallesi’nde kaçırılan ve halen akıbeti açıklanmayan Mustafa Özben dosyasına bakan savcı olduğu öğrenildi. Horzum, savcının başvuruyu kabul ederek Acity etrafındaki görüntüleri istediğini aktardı.
‘KAÇIRILDIĞINI SÖYLEYEN ŞAHIS İFADE VERMEDİ’
Horzum, eşinin kaçırılma haberi veren kişinin olayı görüp görmediğinden ve bilgiyi nereden aldığından tam emin değil. Horzum, “Olayı gören bir başkasından, üçüncü bir şahıstan haberi bana getirmiş olabilir” düşüncesinde.
Kendisine haber getiren kişiye tanıklık teklif ettiğini de sözlerine ekleyen Horzum, “Bana haber verdikten sonra beraber polise gitmeyi teklif ettim. Ama o kabul etmedi, ‘Ben gidemem’ dedi. Bu kişinin de polis tarafından arandığını düşünüyorum” diye belirtti.
‘ÇOCUKLARIMIN PSİKOLOJİSİ BOZULDU’
Horzum ailesinin biri 6,5 diğeri 10 yaşında iki çocuğu var. Çocuklarının psikolojisinin bozulmaya başladığını belirten Horzum, “Çocuklarıma babalarının uzun bir süre kendilerini aramayacağını söyledim” dedi. “Adil yargılanma istiyorum” diyen Horzum, “Eşim suçluysa da cezasını çeksin. Ama ben eşimin çocuklarımın babalarının nerede olduğunu bilsin” talebinde bulundu.
ARAÇ NEREDE?
Horzum ailesinin savcılık başvurusunda Ümit Horzum’un kaçırıldığı iddia edilen gün bir araç kullandığı yer aldı. Söz konusu araç olay yerinde bulunmadı. Aynur Horzum, eşinin kullandığı aracın 2004 model “Scoda” marka “Fabia” model, 20 H 1931 plakalı olduğu bilgisini paylaştı.
Elinde bir tanık beyanı dışında fazla bir bilgi ya da delille sahip olmadığını belirten Horzum, eşinden bir ipucu bulabilmek için kayıp olan aracı olayın yaşandığı bütün çevrede aradığını söyledi. Horzum, eşiyle birlikte aracın da götürülmüş olabileceğini düşünüyor.
TANRIKULU: İDDİALAR ARAŞTIRILMALI
Ümit Horzum için Meclis’e yazılı soru önergesi veren CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Zorla kaybetme iddialarında delil olmaması ya da bilgilerin yetersiz olması bir şey değiştirmez. Zorla kaybetme, en ağır insan hakları ihlalidir, yaşam hakkından daha ağırdır. Kuşkusuz ki bu iddianın da soruşturulması gerekiyor” diye belirtti.
‘ANKARA’DA ÖZEL EKİP VAR’
Tanrıkulu, zorla kaybetme vakalarının neredeyse hepsinin Ankara’da yaşanması için de “Bu durum da Ankara’da özel bir ekip olduğunu düşünüyoruz” dedi. OHAL sonrası başlayan kaçırılma olaylarına dair Meclis’e verilen soru önergelerine cevap verilmedi ve kaçırılma olaylarının failleri soruşturma makamlarınca henüz ortaya çıkartılmadı.
Tanrıkulu, şunları ekledi: “Zorla kaybetme 80 ve 90’lı yılların yöntemiydi. Ne sonuçlara yol açtığını Cumartesi Anneleri’nden biliyoruz. Devletin başka güçlerinin yargının yerine geçerek ceza vermesi kabul edilemez.”
Mezopotamya Ajansı
11 kişinin zorla kaybettirildiği Ankara’da aynı yöntem ve araçla bir kişi daha kaçırıldı
İŞKENCE KORKUSU
Aynur Horzum Türk Patent Enstitüsü’nde, eşi Ümit Horzum ise Türkiye Akreditasyon Kurumu’nda yönetici pozisyonundaki işlerinden 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ihraç edildi. Aynur Horzum, 17 Ağustos 2016 günü komşusunun ihbarı üzerine eşi hakkında gözaltı kararı çıktığını söyledi ve şöyle anlattı: “İhraçlardan sonra eşim korkuyordu, acaba bizim de başımıza bir şey gelir mi, diye. Çünkü televizyonlarda gözaltındaki işkence görüntülerini izliyorduk. Daha sonra korktuğumuz başımıza geldi. Eve gelen polislere eşimin memlekette olduğunu söyledim. Eşim zaten evden ayrılmıştı. Bir hafta sonra da iş yerindeki dosyasından polisler yine eşim için geldi. Ama eşim ev de olmadığı için gözaltına alınmadı. Ben eşime ulaştım ve ifade vermesinin doğru olacağını söyledim. Ama o korkmuştu ve ‘OHAL bitene kadar’ teslim olmam diyordu.”
Horzum o tarihten itibaren bir daha eşiyle hiç yüz yüze gelmediğini ifade etti.
‘BİR KİŞİ EVE GELDİ VE ‘EŞİN KAÇIRILDI’ DEDİ’
Horzum, eşinin kaçırılma haberini daha önce hiç görmediği bir kişiden aldığını belirtti. Horzum, şunları söyledi: “7 Aralık Perşembe günü bir kişi evime geldi. Ümit’i sordu. Yavaş yavaş konuya girdi. Eşimin Acity civarında kaçırıldığını söyledi ama çok fazla bilgi vermedi. Ben bu kişi daha önce hiç görmemiştim. Kendisine kim olduğunu, nereden öğrendiğini sordum. Bu kişinin eşimin 1.5 yıldır ev arkadaşı olduğunu öğrendim. Eşimin aracının önünün siyah bir minibüs tarafından kesildiğini, akşam eve gelmediğini ve kaçırıldığını söyledi. ‘Biliyorsunuz bu hayatta sizden başka kimsesi yok’ dedi ve gitti.”
BENZER VAKANIN SAVCISI BAŞVURUYU KABUL ETTİ
Horzum, eşinin kaçırılma haberini aldıktan hemen sonra iddiaların araştırılması için adli mercilere başvuru yaptığını söyledi. Horzum, jandarma ve emniyet yetkililerinin “Eşin kaçmıştır, sen de peşini bırak” şeklinde karşılık verdiğini, birçok savcının “Aranan kişinin nesini arayayım” diyerek başvuruyu kabul etmediğini söyledi ve ekledi: “Eşimin arandığı dosyaya bakan savcıya gittim o da, hali hazırdaki dosyaya iliştireceğini evrak numarası vermeyeceğini söyledi. En sonunda başka bir savcı bulduk ve ‘kaçırılma’ başvurumuzu kabul etti.”
Horzum ailesinin başvurunu kabul eden savcı ise 9 Mayıs 2017 tarihinde Ankara’nın Şentepe Mahallesi’nde kaçırılan ve halen akıbeti açıklanmayan Mustafa Özben dosyasına bakan savcı olduğu öğrenildi. Horzum, savcının başvuruyu kabul ederek Acity etrafındaki görüntüleri istediğini aktardı.
‘KAÇIRILDIĞINI SÖYLEYEN ŞAHIS İFADE VERMEDİ’
Horzum, eşinin kaçırılma haberi veren kişinin olayı görüp görmediğinden ve bilgiyi nereden aldığından tam emin değil. Horzum, “Olayı gören bir başkasından, üçüncü bir şahıstan haberi bana getirmiş olabilir” düşüncesinde.
Kendisine haber getiren kişiye tanıklık teklif ettiğini de sözlerine ekleyen Horzum, “Bana haber verdikten sonra beraber polise gitmeyi teklif ettim. Ama o kabul etmedi, ‘Ben gidemem’ dedi. Bu kişinin de polis tarafından arandığını düşünüyorum” diye belirtti.
‘ÇOCUKLARIMIN PSİKOLOJİSİ BOZULDU’
Horzum ailesinin biri 6,5 diğeri 10 yaşında iki çocuğu var. Çocuklarının psikolojisinin bozulmaya başladığını belirten Horzum, “Çocuklarıma babalarının uzun bir süre kendilerini aramayacağını söyledim” dedi. “Adil yargılanma istiyorum” diyen Horzum, “Eşim suçluysa da cezasını çeksin. Ama ben eşimin çocuklarımın babalarının nerede olduğunu bilsin” talebinde bulundu.
ARAÇ NEREDE?
Horzum ailesinin savcılık başvurusunda Ümit Horzum’un kaçırıldığı iddia edilen gün bir araç kullandığı yer aldı. Söz konusu araç olay yerinde bulunmadı. Aynur Horzum, eşinin kullandığı aracın 2004 model “Scoda” marka “Fabia” model, 20 H 1931 plakalı olduğu bilgisini paylaştı.
Elinde bir tanık beyanı dışında fazla bir bilgi ya da delille sahip olmadığını belirten Horzum, eşinden bir ipucu bulabilmek için kayıp olan aracı olayın yaşandığı bütün çevrede aradığını söyledi. Horzum, eşiyle birlikte aracın da götürülmüş olabileceğini düşünüyor.
TANRIKULU: İDDİALAR ARAŞTIRILMALI
Ümit Horzum için Meclis’e yazılı soru önergesi veren CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Zorla kaybetme iddialarında delil olmaması ya da bilgilerin yetersiz olması bir şey değiştirmez. Zorla kaybetme, en ağır insan hakları ihlalidir, yaşam hakkından daha ağırdır. Kuşkusuz ki bu iddianın da soruşturulması gerekiyor” diye belirtti.
‘ANKARA’DA ÖZEL EKİP VAR’
Tanrıkulu, zorla kaybetme vakalarının neredeyse hepsinin Ankara’da yaşanması için de “Bu durum da Ankara’da özel bir ekip olduğunu düşünüyoruz” dedi. OHAL sonrası başlayan kaçırılma olaylarına dair Meclis’e verilen soru önergelerine cevap verilmedi ve kaçırılma olaylarının failleri soruşturma makamlarınca henüz ortaya çıkartılmadı.
Tanrıkulu, şunları ekledi: “Zorla kaybetme 80 ve 90’lı yılların yöntemiydi. Ne sonuçlara yol açtığını Cumartesi Anneleri’nden biliyoruz. Devletin başka güçlerinin yargının yerine geçerek ceza vermesi kabul edilemez.”
Mezopotamya Ajansı
11 kişinin zorla kaybettirildiği Ankara’da aynı yöntem ve araçla bir kişi daha kaçırıldı
İŞKENCE KORKUSU
Aynur Horzum Türk Patent Enstitüsü’nde, eşi Ümit Horzum ise Türkiye Akreditasyon Kurumu’nda yönetici pozisyonundaki işlerinden 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ihraç edildi. Aynur Horzum, 17 Ağustos 2016 günü komşusunun ihbarı üzerine eşi hakkında gözaltı kararı çıktığını söyledi ve şöyle anlattı: “İhraçlardan sonra eşim korkuyordu, acaba bizim de başımıza bir şey gelir mi, diye. Çünkü televizyonlarda gözaltındaki işkence görüntülerini izliyorduk. Daha sonra korktuğumuz başımıza geldi. Eve gelen polislere eşimin memlekette olduğunu söyledim. Eşim zaten evden ayrılmıştı. Bir hafta sonra da iş yerindeki dosyasından polisler yine eşim için geldi. Ama eşim ev de olmadığı için gözaltına alınmadı. Ben eşime ulaştım ve ifade vermesinin doğru olacağını söyledim. Ama o korkmuştu ve ‘OHAL bitene kadar’ teslim olmam diyordu.”
Horzum o tarihten itibaren bir daha eşiyle hiç yüz yüze gelmediğini ifade etti.
‘BİR KİŞİ EVE GELDİ VE ‘EŞİN KAÇIRILDI’ DEDİ’
Horzum, eşinin kaçırılma haberini daha önce hiç görmediği bir kişiden aldığını belirtti. Horzum, şunları söyledi: “7 Aralık Perşembe günü bir kişi evime geldi. Ümit’i sordu. Yavaş yavaş konuya girdi. Eşimin Acity civarında kaçırıldığını söyledi ama çok fazla bilgi vermedi. Ben bu kişi daha önce hiç görmemiştim. Kendisine kim olduğunu, nereden öğrendiğini sordum. Bu kişinin eşimin 1.5 yıldır ev arkadaşı olduğunu öğrendim. Eşimin aracının önünün siyah bir minibüs tarafından kesildiğini, akşam eve gelmediğini ve kaçırıldığını söyledi. ‘Biliyorsunuz bu hayatta sizden başka kimsesi yok’ dedi ve gitti.”
BENZER VAKANIN SAVCISI BAŞVURUYU KABUL ETTİ
Horzum, eşinin kaçırılma haberini aldıktan hemen sonra iddiaların araştırılması için adli mercilere başvuru yaptığını söyledi. Horzum, jandarma ve emniyet yetkililerinin “Eşin kaçmıştır, sen de peşini bırak” şeklinde karşılık verdiğini, birçok savcının “Aranan kişinin nesini arayayım” diyerek başvuruyu kabul etmediğini söyledi ve ekledi: “Eşimin arandığı dosyaya bakan savcıya gittim o da, hali hazırdaki dosyaya iliştireceğini evrak numarası vermeyeceğini söyledi. En sonunda başka bir savcı bulduk ve ‘kaçırılma’ başvurumuzu kabul etti.”
Horzum ailesinin başvurunu kabul eden savcı ise 9 Mayıs 2017 tarihinde Ankara’nın Şentepe Mahallesi’nde kaçırılan ve halen akıbeti açıklanmayan Mustafa Özben dosyasına bakan savcı olduğu öğrenildi. Horzum, savcının başvuruyu kabul ederek Acity etrafındaki görüntüleri istediğini aktardı.
‘KAÇIRILDIĞINI SÖYLEYEN ŞAHIS İFADE VERMEDİ’
Horzum, eşinin kaçırılma haberi veren kişinin olayı görüp görmediğinden ve bilgiyi nereden aldığından tam emin değil. Horzum, “Olayı gören bir başkasından, üçüncü bir şahıstan haberi bana getirmiş olabilir” düşüncesinde.
Kendisine haber getiren kişiye tanıklık teklif ettiğini de sözlerine ekleyen Horzum, “Bana haber verdikten sonra beraber polise gitmeyi teklif ettim. Ama o kabul etmedi, ‘Ben gidemem’ dedi. Bu kişinin de polis tarafından arandığını düşünüyorum” diye belirtti.
‘ÇOCUKLARIMIN PSİKOLOJİSİ BOZULDU’
Horzum ailesinin biri 6,5 diğeri 10 yaşında iki çocuğu var. Çocuklarının psikolojisinin bozulmaya başladığını belirten Horzum, “Çocuklarıma babalarının uzun bir süre kendilerini aramayacağını söyledim” dedi. “Adil yargılanma istiyorum” diyen Horzum, “Eşim suçluysa da cezasını çeksin. Ama ben eşimin çocuklarımın babalarının nerede olduğunu bilsin” talebinde bulundu.
ARAÇ NEREDE?
Horzum ailesinin savcılık başvurusunda Ümit Horzum’un kaçırıldığı iddia edilen gün bir araç kullandığı yer aldı. Söz konusu araç olay yerinde bulunmadı. Aynur Horzum, eşinin kullandığı aracın 2004 model “Scoda” marka “Fabia” model, 20 H 1931 plakalı olduğu bilgisini paylaştı.
Elinde bir tanık beyanı dışında fazla bir bilgi ya da delille sahip olmadığını belirten Horzum, eşinden bir ipucu bulabilmek için kayıp olan aracı olayın yaşandığı bütün çevrede aradığını söyledi. Horzum, eşiyle birlikte aracın da götürülmüş olabileceğini düşünüyor.
TANRIKULU: İDDİALAR ARAŞTIRILMALI
Ümit Horzum için Meclis’e yazılı soru önergesi veren CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Zorla kaybetme iddialarında delil olmaması ya da bilgilerin yetersiz olması bir şey değiştirmez. Zorla kaybetme, en ağır insan hakları ihlalidir, yaşam hakkından daha ağırdır. Kuşkusuz ki bu iddianın da soruşturulması gerekiyor” diye belirtti.
‘ANKARA’DA ÖZEL EKİP VAR’
Tanrıkulu, zorla kaybetme vakalarının neredeyse hepsinin Ankara’da yaşanması için de “Bu durum da Ankara’da özel bir ekip olduğunu düşünüyoruz” dedi. OHAL sonrası başlayan kaçırılma olaylarına dair Meclis’e verilen soru önergelerine cevap verilmedi ve kaçırılma olaylarının failleri soruşturma makamlarınca henüz ortaya çıkartılmadı.
Tanrıkulu, şunları ekledi: “Zorla kaybetme 80 ve 90’lı yılların yöntemiydi. Ne sonuçlara yol açtığını Cumartesi Anneleri’nden biliyoruz. Devletin başka güçlerinin yargının yerine geçerek ceza vermesi kabul edilemez.”
Mezopotamya Ajansı