İHD durumu böyle özetledi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Örgütlenmeden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Necla Şengül, Olağanüstü Hal (OHAL) ilanı sonrası cezaevlerinde artan hak ihlallerini değerlendirdi. Cezaevlerinde tutsaklara dönük inanılmaz işkencelerin ve kötü muamelelerin uygulandığını belirten Şengül, özellikle son 4-5 yıldır sevk adı altında “sürgün” politikalarının hayata geçirildiğini ve kelepçeli tedavi ile birlikte çıplak arama uygulamalarının had safhaya ulaştığını aktardı.
IRKÇI MARŞLAR ÇALINIYOR
Bunların yanı sıra cezaevlerindeki sağlık hizmetlerinin de bitmiş durumda olduğunu belirten Şengül, “Mahpushanelerde çalınan Mehter Marşı ve ırkçı marşlar ile mahpuslar tahrik edilmeye çalışıyor. Yani mahpuslar dört bir yandan baskı altına alınmak isteniyor. Şu an cezaevleri yönetiminin ‘Ben devletim. Ben istediğimi uygularım’ mantığı karşımızda duruyor” diye konuştu.
Şengül, bu uygulamaların yanı sıra cezaevlerindeki tutukluların kalaslar ile dövülmeye varan yönelimler ile karşı karşıya kaldıklarını da paylaştı.
Yine “Bir yıla varan hücre cezaları ile birlikte kişiliksizleştirmeye ve mahpuslara tecridi her anlamda iliklerine kadar yaşatmaya başladılar” diyen Şengül, bunlara karşı ise İHD olarak tespitlerini yapmaya ve bu cezaevlerine gitmeye çalıştıklarını, ancak devletin bu anlamda tüm insan hakları örgütlerine kapılarını kapatmış durumda olduğunu ifade etti.
“Tek tip kıyafet” uygulamasının hayata geçirilmek istenmesini de hukuksuz olarak değerlendiren Şengül, cezaevlerindeki mevcut tabloyu ise, “Cezaevlerinde son 30 yılın en vahşi dönemi yaşanıyor” sözleriyle özetledi.
(Necla Şengül)
‘OLAN BİTENİ POSTA VE AİLELER YOLUYLA ÖĞRENMEYE ÇALIŞIYORUZ’
Şengül, içerde olan biteni ancak posta yolu ve aileler yolu ile öğrenmeye çalıştıklarını da anlattı. Hak ihlalleri haberlerinin ulaştığı cezaevlerinde, hukukçu arkadaşları aracılığıyla tespitler yapamaya çalıştıklarını belirten Şengül, yine de duruma tümü ile hakim olamamak gibi bir durum yaşadıklarını vurguladı.
‘VÜCUTLARINDA KALAS VE JOP İZLERİ VAR’
Türkiye’de her gün yeni bir cezaevinin açıldığına da dikkat çeken Şengül, bazı cezaevlerinin henüz ismi olmadığını gibi içinde barındırılan tutuklu sayısının da yine belli olmadığını ifade etti. Bölgedeki cezaevlerinde ise, tutuklulara “yan bakma” gerekçesi ile bile disiplin cezaları verile bilindiğini kaydeden Şengül, tutukluların aileleriyle iletişimlerinin koptuğunu ifade etti. Şengül, avukatların dahi tutuklularla görüşmek için sıra bekler hale geldiğini belirterek, şunları söyledi: “Cezaevlerinde kelepçe ile tedavi, sıcak su sorunu, yemeklerin yetersizliği ve hijyen gibi sorunlar var. Arkadaşlarımız gittikleri ve ziyaret ettikleri veya mahpuslardan aldığımız bilgilerde vücutlarındaki kalas izleri ve jop izlerini gördüklerini söyledi. Çok ciddi endişelerimiz var. İHD olarak çok büyük kaygılar duyuyoruz. Başlattığımız hukuk mücadelelerinde işkence ve kötü muamele gibi davaların sonuçları bile elimize ulaşmıyor. Bu anlamda yürüttüğümüz hukuki süreçlere, devlet veya mahkemelerce hiçbir yanıt verilmiyor.”
YENİ CEZAEVLERİNİN YAPILMA SEBEBİ BELLİ
Mevcut hükümetin yeni cezaevleri yaparak, daha fazla tutuklama yapacaklarını ve muhalif olan her kesime dokunacaklarını beyan ettiği kaydeden Şengül, son dönemde özellikle sosyal medya nedeniyle gözaltına alınıp, tutuklananların ajanlaştırmaya veya itirafçılığa zorlanmalarının cezaevlerinde çok yaygın bir biçimde görüldüğünü de vurguladı.
KARADENİZ CEZAEVLERİ İLE İLGİLİ KAYGILAR CİDDİ BOYUTTA
Cezaevlerinde tutuklulara yönelik baskı uygulamaların biran önce son bulması gerektiğini dile getiren Şengül, özellikle yoğun sevklerin yapıldığı Karadeniz Bölgesi’ndeki cezaevleriyle ilgili ciddi kaygıları olduğunu ifade etti. Öyle ki Karadeniz’deki bir cezaevi ziyareti sonrasında kendilerinin de polis takibine alındığını paylaşan Şengül, çok fazla tutuklama olmasından dernek olarak kaynaklı sorunlar yaşadıklarını da ifade etti.