Mahkemedeki savunmasını bile unutan Fatma Bektaş bir türlü tahliye edilmiyor…
15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası yapılan operasyonlarda çok sayıda kişi gözaltına alınarak tutuklandı. Yaşlı, hasta, hamile, loğusa, dinlemeden yapılan operasyonlar birçok mağduriyete sebebiyet verdi. Bakırköy Kapalı Kadın Ceza ve İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan Alzheimer ve kalp hastası Fatma Bektaş ise bunlardan yalnızca biri. Bektaş, Diyanet’ bağlı İzmir Raif Cilasun Kız Kur’an Kursunda fahri olarak görev yapan yemekhanede çalışan 48 yaşında bir kadın ve yalnızca tanık ifadeleri nedeniyle 15 aydır tutuklu. Fatma Bektaş, Alzheimer hastası ve zaman zaman orada neden tutuklu olduğunu bile unutarak, ağlama krizleriyle koğuştan çıkmak istiyor. Bektaş, 27 Eylül 2016’da Kuran Kursu’ndaki diğer kadın görevlilerle birlikte gözaltına alınıyor ve 30 Eylül 2016 tarihinde tutuklanıyor. 5 Temmuz 2017’de yapılan ilk duruşma 4 buçuk ay sonraya ertelenirken, 22 Kasım 2017’deki ikinci duruşma da yine 4 buçuk ay sonraya ertelendi. Duruşmalara katılan tanıkların somut bir suçlama ortaya koyamaması ve ikinci, üçüncü ağızlardan verdikleri bilgilerle tanıklık yapmalarına rağmen Fatma Hanım’ın tahliye talepleri reddedildi.
GÖZALTINDA KALP KRİZİ GEÇİRDİ
Yeni Asya’daki habere göre, Fatma Bektaş, bu süreçte nezarette bir de kalp krizi geçirdi. Gözaltındayken kalp krizi geçiren Bektaş, 3 gün hastanede kaldıktan sonra tekrar nezarete getirilip gözaltı sürecine devam edildi ve yine gözaltındayken yumurtalıklarındaki kistten dolayı kanaması başladı ve buna rağmen tutuklanarak cezaevine gönderildi. Kistten kaynaklanan kanaması ise 2 ay daha devam etti. Şimdiye kadar sağlık gerekçesiyle yapılan tüm tahliye talepleri ise reddedildi. Bektaş’ın eşinden aldığımız bilgiye göre, geçmişte bel fıtığı ameliyatı olmuş ve bununla ilgili şikâyetleri tekrar nüksettiği için devam eden tedavisinin yanı sıra yumurtalıklarındaki kist, yüksek tansiyon, unutkanlık ve Emniyet’te ifadesi alınırken kalp krizi şeklinde oluşan rahatsızlıklarına ilişkin tedavileri tutuklu olduğu için aksatıldı. Tedavilerinin yapılması için adli kontrol tedbiri uygulanması talepleri de dikkate alınmadı.
HAFIZLIK YAPAN KIZ ÖĞRENCİLERİN İHTİYAÇLARIYLA İLGİLENİYORDU
Alzheimer hastası Bektaş, çıkarıldığı duruşmalarda savunmasını dahi unuturken, 15 aydır sürekli tutukluluğunun devamına karar veriliyor. En ufak bir değişikliğin bile büyük sonuçlar doğurduğu Alzheimer hastası kadının hali ise başta koğuş arkadaşları olmak üzere birçok vicdanı sızlatıyor. 3 erkek çocuğu olan Fatma Hanım İzmir’ de çoğunluğu taşradan gelen kız öğrencilerin sorunlarıyla ihtiyaçlarıyla ilgileniyormuş. Eşi Fatma hanımı şöyle anlatıyor; “İkametinde ve üzerinde yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı gibi Bylock kaydı da yoktur. 15 Temmuz darbe kalkışmasından önce 1 Temmuzda Ramazan bayramı münasebetiyle ailesiyle birlikte gittikleri Ankara’da aile büyüklerinin yanında idiler. Kendisi liseyi dışarıdan bitirmiş ev hanımıdır. 2’si evli 3 çocuğu ve torunu vardır. Çocukları devlet okullarında okumuş ve özel sektörde çalışmaktadırlar ve İzmir’de ikamet etmektedirler. Resmi olarak Diyanete bağlı olan söz konusu kız Kur’ân kursunda hafızlık eğitimi yapan kız çocuklarının yeme, içme, barınma gibi ihtiyaçlarının karşılanmasını gaye edinerek ücret almaksızın ve fahri olarak sadece Allah rızası için görev yapan, hayatında eline hiç silah almamış bir annedir.” Hakkında Bylock suçlaması bulunmayan Fatma Hanım, hala Bakırköy Ceza ve İnfaz Kurumu B-2 koğuşunda kalıyor. Fatma Bektaş için ailesi, yetkililerin biran önce harekete geçmesini ve bu durumunun biran önce değerlendirilerek en azından tutuksuz yargılanmasını istiyor.
ZAMAN ZAMAN ODASININ YERİNİ BİLE BULAMIYOR
Bektaş’a yapılan kötü muamele ise burada sona ermedi. Tutukluluğunun 10 ayını İzmir’deki bir cezaevinde geçiren Bektaş, 5 Temmuz 2017’de duruşmasının olacağı günün gecesinde İzmir cezaevinden nakil aracıyla hiçbir sebep belirtilmeden, nereye gittiklerini dahi bilmeden, molasız 8 saat kelepçeli seyahat ettirilerek İstanbul’a, Bakırköy Kadın Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu’na getiriliyor. Alzheimer hastası, bel fıtığı olan, yumurtalıklarında kisti olan ve ilaçlarını kullanmayı dahi unutan Fatma Hanım’ın koğuş arkadaşları, geceleri kendi kendine konuştuğunu ve bel fıtığı ağrısından dolayı uyuyamadığını belirtiyor. İzmir cezaevindeyken kullanabildiği bel korsesine bile Bakırköy cezaevinde izin verilmemiş olması ise acılarını daha da arttırmış. Bakıma muhtaç olan Fatma Hanım çoğu zaman koğuş arkadaşlarının yardımıyla günlük hayatını sürdürebiliyor. Edindiğimiz bilgilere göre Fatma Hanım, kantin parasını bile takip edemiyor ve arkadaşları ihtiyaçlarına yardım ediyor. Fatma Hanım’ın, koğuşta odasının yerini unutup bulamadığı zamanlar bile olmuş.
Mahkemedeki savunmasını bile unutan Fatma Bektaş bir türlü tahliye edilmiyor…
15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası yapılan operasyonlarda çok sayıda kişi gözaltına alınarak tutuklandı. Yaşlı, hasta, hamile, loğusa, dinlemeden yapılan operasyonlar birçok mağduriyete sebebiyet verdi. Bakırköy Kapalı Kadın Ceza ve İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan Alzheimer ve kalp hastası Fatma Bektaş ise bunlardan yalnızca biri. Bektaş, Diyanet’ bağlı İzmir Raif Cilasun Kız Kur’an Kursunda fahri olarak görev yapan yemekhanede çalışan 48 yaşında bir kadın ve yalnızca tanık ifadeleri nedeniyle 15 aydır tutuklu. Fatma Bektaş, Alzheimer hastası ve zaman zaman orada neden tutuklu olduğunu bile unutarak, ağlama krizleriyle koğuştan çıkmak istiyor. Bektaş, 27 Eylül 2016’da Kuran Kursu’ndaki diğer kadın görevlilerle birlikte gözaltına alınıyor ve 30 Eylül 2016 tarihinde tutuklanıyor. 5 Temmuz 2017’de yapılan ilk duruşma 4 buçuk ay sonraya ertelenirken, 22 Kasım 2017’deki ikinci duruşma da yine 4 buçuk ay sonraya ertelendi. Duruşmalara katılan tanıkların somut bir suçlama ortaya koyamaması ve ikinci, üçüncü ağızlardan verdikleri bilgilerle tanıklık yapmalarına rağmen Fatma Hanım’ın tahliye talepleri reddedildi.
GÖZALTINDA KALP KRİZİ GEÇİRDİ
Yeni Asya’daki habere göre, Fatma Bektaş, bu süreçte nezarette bir de kalp krizi geçirdi. Gözaltındayken kalp krizi geçiren Bektaş, 3 gün hastanede kaldıktan sonra tekrar nezarete getirilip gözaltı sürecine devam edildi ve yine gözaltındayken yumurtalıklarındaki kistten dolayı kanaması başladı ve buna rağmen tutuklanarak cezaevine gönderildi. Kistten kaynaklanan kanaması ise 2 ay daha devam etti. Şimdiye kadar sağlık gerekçesiyle yapılan tüm tahliye talepleri ise reddedildi. Bektaş’ın eşinden aldığımız bilgiye göre, geçmişte bel fıtığı ameliyatı olmuş ve bununla ilgili şikâyetleri tekrar nüksettiği için devam eden tedavisinin yanı sıra yumurtalıklarındaki kist, yüksek tansiyon, unutkanlık ve Emniyet’te ifadesi alınırken kalp krizi şeklinde oluşan rahatsızlıklarına ilişkin tedavileri tutuklu olduğu için aksatıldı. Tedavilerinin yapılması için adli kontrol tedbiri uygulanması talepleri de dikkate alınmadı.
HAFIZLIK YAPAN KIZ ÖĞRENCİLERİN İHTİYAÇLARIYLA İLGİLENİYORDU
Alzheimer hastası Bektaş, çıkarıldığı duruşmalarda savunmasını dahi unuturken, 15 aydır sürekli tutukluluğunun devamına karar veriliyor. En ufak bir değişikliğin bile büyük sonuçlar doğurduğu Alzheimer hastası kadının hali ise başta koğuş arkadaşları olmak üzere birçok vicdanı sızlatıyor. 3 erkek çocuğu olan Fatma Hanım İzmir’ de çoğunluğu taşradan gelen kız öğrencilerin sorunlarıyla ihtiyaçlarıyla ilgileniyormuş. Eşi Fatma hanımı şöyle anlatıyor; “İkametinde ve üzerinde yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı gibi Bylock kaydı da yoktur. 15 Temmuz darbe kalkışmasından önce 1 Temmuzda Ramazan bayramı münasebetiyle ailesiyle birlikte gittikleri Ankara’da aile büyüklerinin yanında idiler. Kendisi liseyi dışarıdan bitirmiş ev hanımıdır. 2’si evli 3 çocuğu ve torunu vardır. Çocukları devlet okullarında okumuş ve özel sektörde çalışmaktadırlar ve İzmir’de ikamet etmektedirler. Resmi olarak Diyanete bağlı olan söz konusu kız Kur’ân kursunda hafızlık eğitimi yapan kız çocuklarının yeme, içme, barınma gibi ihtiyaçlarının karşılanmasını gaye edinerek ücret almaksızın ve fahri olarak sadece Allah rızası için görev yapan, hayatında eline hiç silah almamış bir annedir.” Hakkında Bylock suçlaması bulunmayan Fatma Hanım, hala Bakırköy Ceza ve İnfaz Kurumu B-2 koğuşunda kalıyor. Fatma Bektaş için ailesi, yetkililerin biran önce harekete geçmesini ve bu durumunun biran önce değerlendirilerek en azından tutuksuz yargılanmasını istiyor.
ZAMAN ZAMAN ODASININ YERİNİ BİLE BULAMIYOR
Bektaş’a yapılan kötü muamele ise burada sona ermedi. Tutukluluğunun 10 ayını İzmir’deki bir cezaevinde geçiren Bektaş, 5 Temmuz 2017’de duruşmasının olacağı günün gecesinde İzmir cezaevinden nakil aracıyla hiçbir sebep belirtilmeden, nereye gittiklerini dahi bilmeden, molasız 8 saat kelepçeli seyahat ettirilerek İstanbul’a, Bakırköy Kadın Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu’na getiriliyor. Alzheimer hastası, bel fıtığı olan, yumurtalıklarında kisti olan ve ilaçlarını kullanmayı dahi unutan Fatma Hanım’ın koğuş arkadaşları, geceleri kendi kendine konuştuğunu ve bel fıtığı ağrısından dolayı uyuyamadığını belirtiyor. İzmir cezaevindeyken kullanabildiği bel korsesine bile Bakırköy cezaevinde izin verilmemiş olması ise acılarını daha da arttırmış. Bakıma muhtaç olan Fatma Hanım çoğu zaman koğuş arkadaşlarının yardımıyla günlük hayatını sürdürebiliyor. Edindiğimiz bilgilere göre Fatma Hanım, kantin parasını bile takip edemiyor ve arkadaşları ihtiyaçlarına yardım ediyor. Fatma Hanım’ın, koğuşta odasının yerini unutup bulamadığı zamanlar bile olmuş.
Mahkemedeki savunmasını bile unutan Fatma Bektaş bir türlü tahliye edilmiyor…
15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası yapılan operasyonlarda çok sayıda kişi gözaltına alınarak tutuklandı. Yaşlı, hasta, hamile, loğusa, dinlemeden yapılan operasyonlar birçok mağduriyete sebebiyet verdi. Bakırköy Kapalı Kadın Ceza ve İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan Alzheimer ve kalp hastası Fatma Bektaş ise bunlardan yalnızca biri. Bektaş, Diyanet’ bağlı İzmir Raif Cilasun Kız Kur’an Kursunda fahri olarak görev yapan yemekhanede çalışan 48 yaşında bir kadın ve yalnızca tanık ifadeleri nedeniyle 15 aydır tutuklu. Fatma Bektaş, Alzheimer hastası ve zaman zaman orada neden tutuklu olduğunu bile unutarak, ağlama krizleriyle koğuştan çıkmak istiyor. Bektaş, 27 Eylül 2016’da Kuran Kursu’ndaki diğer kadın görevlilerle birlikte gözaltına alınıyor ve 30 Eylül 2016 tarihinde tutuklanıyor. 5 Temmuz 2017’de yapılan ilk duruşma 4 buçuk ay sonraya ertelenirken, 22 Kasım 2017’deki ikinci duruşma da yine 4 buçuk ay sonraya ertelendi. Duruşmalara katılan tanıkların somut bir suçlama ortaya koyamaması ve ikinci, üçüncü ağızlardan verdikleri bilgilerle tanıklık yapmalarına rağmen Fatma Hanım’ın tahliye talepleri reddedildi.
GÖZALTINDA KALP KRİZİ GEÇİRDİ
Yeni Asya’daki habere göre, Fatma Bektaş, bu süreçte nezarette bir de kalp krizi geçirdi. Gözaltındayken kalp krizi geçiren Bektaş, 3 gün hastanede kaldıktan sonra tekrar nezarete getirilip gözaltı sürecine devam edildi ve yine gözaltındayken yumurtalıklarındaki kistten dolayı kanaması başladı ve buna rağmen tutuklanarak cezaevine gönderildi. Kistten kaynaklanan kanaması ise 2 ay daha devam etti. Şimdiye kadar sağlık gerekçesiyle yapılan tüm tahliye talepleri ise reddedildi. Bektaş’ın eşinden aldığımız bilgiye göre, geçmişte bel fıtığı ameliyatı olmuş ve bununla ilgili şikâyetleri tekrar nüksettiği için devam eden tedavisinin yanı sıra yumurtalıklarındaki kist, yüksek tansiyon, unutkanlık ve Emniyet’te ifadesi alınırken kalp krizi şeklinde oluşan rahatsızlıklarına ilişkin tedavileri tutuklu olduğu için aksatıldı. Tedavilerinin yapılması için adli kontrol tedbiri uygulanması talepleri de dikkate alınmadı.
HAFIZLIK YAPAN KIZ ÖĞRENCİLERİN İHTİYAÇLARIYLA İLGİLENİYORDU
Alzheimer hastası Bektaş, çıkarıldığı duruşmalarda savunmasını dahi unuturken, 15 aydır sürekli tutukluluğunun devamına karar veriliyor. En ufak bir değişikliğin bile büyük sonuçlar doğurduğu Alzheimer hastası kadının hali ise başta koğuş arkadaşları olmak üzere birçok vicdanı sızlatıyor. 3 erkek çocuğu olan Fatma Hanım İzmir’ de çoğunluğu taşradan gelen kız öğrencilerin sorunlarıyla ihtiyaçlarıyla ilgileniyormuş. Eşi Fatma hanımı şöyle anlatıyor; “İkametinde ve üzerinde yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı gibi Bylock kaydı da yoktur. 15 Temmuz darbe kalkışmasından önce 1 Temmuzda Ramazan bayramı münasebetiyle ailesiyle birlikte gittikleri Ankara’da aile büyüklerinin yanında idiler. Kendisi liseyi dışarıdan bitirmiş ev hanımıdır. 2’si evli 3 çocuğu ve torunu vardır. Çocukları devlet okullarında okumuş ve özel sektörde çalışmaktadırlar ve İzmir’de ikamet etmektedirler. Resmi olarak Diyanete bağlı olan söz konusu kız Kur’ân kursunda hafızlık eğitimi yapan kız çocuklarının yeme, içme, barınma gibi ihtiyaçlarının karşılanmasını gaye edinerek ücret almaksızın ve fahri olarak sadece Allah rızası için görev yapan, hayatında eline hiç silah almamış bir annedir.” Hakkında Bylock suçlaması bulunmayan Fatma Hanım, hala Bakırköy Ceza ve İnfaz Kurumu B-2 koğuşunda kalıyor. Fatma Bektaş için ailesi, yetkililerin biran önce harekete geçmesini ve bu durumunun biran önce değerlendirilerek en azından tutuksuz yargılanmasını istiyor.
ZAMAN ZAMAN ODASININ YERİNİ BİLE BULAMIYOR
Bektaş’a yapılan kötü muamele ise burada sona ermedi. Tutukluluğunun 10 ayını İzmir’deki bir cezaevinde geçiren Bektaş, 5 Temmuz 2017’de duruşmasının olacağı günün gecesinde İzmir cezaevinden nakil aracıyla hiçbir sebep belirtilmeden, nereye gittiklerini dahi bilmeden, molasız 8 saat kelepçeli seyahat ettirilerek İstanbul’a, Bakırköy Kadın Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu’na getiriliyor. Alzheimer hastası, bel fıtığı olan, yumurtalıklarında kisti olan ve ilaçlarını kullanmayı dahi unutan Fatma Hanım’ın koğuş arkadaşları, geceleri kendi kendine konuştuğunu ve bel fıtığı ağrısından dolayı uyuyamadığını belirtiyor. İzmir cezaevindeyken kullanabildiği bel korsesine bile Bakırköy cezaevinde izin verilmemiş olması ise acılarını daha da arttırmış. Bakıma muhtaç olan Fatma Hanım çoğu zaman koğuş arkadaşlarının yardımıyla günlük hayatını sürdürebiliyor. Edindiğimiz bilgilere göre Fatma Hanım, kantin parasını bile takip edemiyor ve arkadaşları ihtiyaçlarına yardım ediyor. Fatma Hanım’ın, koğuşta odasının yerini unutup bulamadığı zamanlar bile olmuş.
Mahkemedeki savunmasını bile unutan Fatma Bektaş bir türlü tahliye edilmiyor…
15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası yapılan operasyonlarda çok sayıda kişi gözaltına alınarak tutuklandı. Yaşlı, hasta, hamile, loğusa, dinlemeden yapılan operasyonlar birçok mağduriyete sebebiyet verdi. Bakırköy Kapalı Kadın Ceza ve İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan Alzheimer ve kalp hastası Fatma Bektaş ise bunlardan yalnızca biri. Bektaş, Diyanet’ bağlı İzmir Raif Cilasun Kız Kur’an Kursunda fahri olarak görev yapan yemekhanede çalışan 48 yaşında bir kadın ve yalnızca tanık ifadeleri nedeniyle 15 aydır tutuklu. Fatma Bektaş, Alzheimer hastası ve zaman zaman orada neden tutuklu olduğunu bile unutarak, ağlama krizleriyle koğuştan çıkmak istiyor. Bektaş, 27 Eylül 2016’da Kuran Kursu’ndaki diğer kadın görevlilerle birlikte gözaltına alınıyor ve 30 Eylül 2016 tarihinde tutuklanıyor. 5 Temmuz 2017’de yapılan ilk duruşma 4 buçuk ay sonraya ertelenirken, 22 Kasım 2017’deki ikinci duruşma da yine 4 buçuk ay sonraya ertelendi. Duruşmalara katılan tanıkların somut bir suçlama ortaya koyamaması ve ikinci, üçüncü ağızlardan verdikleri bilgilerle tanıklık yapmalarına rağmen Fatma Hanım’ın tahliye talepleri reddedildi.
GÖZALTINDA KALP KRİZİ GEÇİRDİ
Yeni Asya’daki habere göre, Fatma Bektaş, bu süreçte nezarette bir de kalp krizi geçirdi. Gözaltındayken kalp krizi geçiren Bektaş, 3 gün hastanede kaldıktan sonra tekrar nezarete getirilip gözaltı sürecine devam edildi ve yine gözaltındayken yumurtalıklarındaki kistten dolayı kanaması başladı ve buna rağmen tutuklanarak cezaevine gönderildi. Kistten kaynaklanan kanaması ise 2 ay daha devam etti. Şimdiye kadar sağlık gerekçesiyle yapılan tüm tahliye talepleri ise reddedildi. Bektaş’ın eşinden aldığımız bilgiye göre, geçmişte bel fıtığı ameliyatı olmuş ve bununla ilgili şikâyetleri tekrar nüksettiği için devam eden tedavisinin yanı sıra yumurtalıklarındaki kist, yüksek tansiyon, unutkanlık ve Emniyet’te ifadesi alınırken kalp krizi şeklinde oluşan rahatsızlıklarına ilişkin tedavileri tutuklu olduğu için aksatıldı. Tedavilerinin yapılması için adli kontrol tedbiri uygulanması talepleri de dikkate alınmadı.
HAFIZLIK YAPAN KIZ ÖĞRENCİLERİN İHTİYAÇLARIYLA İLGİLENİYORDU
Alzheimer hastası Bektaş, çıkarıldığı duruşmalarda savunmasını dahi unuturken, 15 aydır sürekli tutukluluğunun devamına karar veriliyor. En ufak bir değişikliğin bile büyük sonuçlar doğurduğu Alzheimer hastası kadının hali ise başta koğuş arkadaşları olmak üzere birçok vicdanı sızlatıyor. 3 erkek çocuğu olan Fatma Hanım İzmir’ de çoğunluğu taşradan gelen kız öğrencilerin sorunlarıyla ihtiyaçlarıyla ilgileniyormuş. Eşi Fatma hanımı şöyle anlatıyor; “İkametinde ve üzerinde yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı gibi Bylock kaydı da yoktur. 15 Temmuz darbe kalkışmasından önce 1 Temmuzda Ramazan bayramı münasebetiyle ailesiyle birlikte gittikleri Ankara’da aile büyüklerinin yanında idiler. Kendisi liseyi dışarıdan bitirmiş ev hanımıdır. 2’si evli 3 çocuğu ve torunu vardır. Çocukları devlet okullarında okumuş ve özel sektörde çalışmaktadırlar ve İzmir’de ikamet etmektedirler. Resmi olarak Diyanete bağlı olan söz konusu kız Kur’ân kursunda hafızlık eğitimi yapan kız çocuklarının yeme, içme, barınma gibi ihtiyaçlarının karşılanmasını gaye edinerek ücret almaksızın ve fahri olarak sadece Allah rızası için görev yapan, hayatında eline hiç silah almamış bir annedir.” Hakkında Bylock suçlaması bulunmayan Fatma Hanım, hala Bakırköy Ceza ve İnfaz Kurumu B-2 koğuşunda kalıyor. Fatma Bektaş için ailesi, yetkililerin biran önce harekete geçmesini ve bu durumunun biran önce değerlendirilerek en azından tutuksuz yargılanmasını istiyor.
ZAMAN ZAMAN ODASININ YERİNİ BİLE BULAMIYOR
Bektaş’a yapılan kötü muamele ise burada sona ermedi. Tutukluluğunun 10 ayını İzmir’deki bir cezaevinde geçiren Bektaş, 5 Temmuz 2017’de duruşmasının olacağı günün gecesinde İzmir cezaevinden nakil aracıyla hiçbir sebep belirtilmeden, nereye gittiklerini dahi bilmeden, molasız 8 saat kelepçeli seyahat ettirilerek İstanbul’a, Bakırköy Kadın Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu’na getiriliyor. Alzheimer hastası, bel fıtığı olan, yumurtalıklarında kisti olan ve ilaçlarını kullanmayı dahi unutan Fatma Hanım’ın koğuş arkadaşları, geceleri kendi kendine konuştuğunu ve bel fıtığı ağrısından dolayı uyuyamadığını belirtiyor. İzmir cezaevindeyken kullanabildiği bel korsesine bile Bakırköy cezaevinde izin verilmemiş olması ise acılarını daha da arttırmış. Bakıma muhtaç olan Fatma Hanım çoğu zaman koğuş arkadaşlarının yardımıyla günlük hayatını sürdürebiliyor. Edindiğimiz bilgilere göre Fatma Hanım, kantin parasını bile takip edemiyor ve arkadaşları ihtiyaçlarına yardım ediyor. Fatma Hanım’ın, koğuşta odasının yerini unutup bulamadığı zamanlar bile olmuş.