Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, Adana T Tipi Kapalı İnfaz Kurumu’nda Caner Şahin adlı hükümlünün “falaka”ya yatırılarak darp edilmesine ilişkin 9 infaz koruma memuru hakkında dava açtı.
DW Türkçe’nin haberine göre iddianamede, 8 infaz koruma memurunun “zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle kasten yaralama” suçundan cezalandırılmaları istendi. Ancak Şahin’in yakınları, “falaka”ya yatırma olayının yaralama değil “işkence” olduğunu belirterek iddianameyi eleştirdi. Adalet Bakanlığı müfettişlerinin incelemesi de idari soruşturma yönünden Adana’da sürüyor.
Adana Cezaevi’nde “silahla yaralama” suçundan aldığı cezayı çekmekte olan ve tahliyesine birkaç gün kalan Caner Şahin’in “falaka”ya yatırılarak darp edilmesine ilişkin görüntülere DW Türkçe ulaşmıştı.
İnfaz koruma memurlarının olaya ilişkin tuttuğu tutanak sonucunda Şahin’in infazı yakılmış ve tahliyesi bir yıl uzamıştı. Görüntülerin yayımlanmasının ardından Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 Şubat 2022’de yaşanan olaya ilişkin soruşturmasını tamamladı.
8 İNFAZ KORUMA MEMURUNA YARALAMA SUÇUNDAN DAVA
Adana Asliye Ceza Mahkemesi’ne sunulan iddianamede, 8 infaz koruma memurunun “zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle kasten yaralama,” bir infaz koruma memurunun ise “suçu bildirmeme” iddiasıyla cezalandırılması istendi. Sekiz memura, bu kapsamda 6 aydan 1,5 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Suçu bildirmemekle suçlanan infaz koruma memuru ise 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak.
İddianamede, Caner Şahin’in “darp edildiğinin sabit olduğu” belirtilmesine karşın yapılan eylem “falaka” olarak nitelendirilmedi. Tüm dosya kapsamından müşteki Şahin’in odasında zile basması ve infaz koruma memurlarına seslenmesi üzerine B-19 numaralı odasına gidilerek odasından alındığı anlatılan iddianamede, müştekinin daha sonra “akvaryum” denilen odaya konulduğu ifade edildi. Bu sırada infaz koruma memuru F.C.S. tarafından hamle yapıldığı kaydedilen iddianamede, yere düşen Şahin’in kollarından ve ellerinden tutulduğu, yerde yatan müştekinin darp edildiği anlatıldı.
SUÇU BİLDİRMEMEK DE DAVA KONUSU
Yine devamında plastik benzeri bir cisim ile ayakları havada olan müştekiye vurulduğu anlatılan iddianamede, odada toplam 2 dakika 26 saniye kalınması karşısında sanıkların müştekiyi kamu görevlisinin bulunduğu nüfuzu kötüye kullanarak, silahla, basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladıkları anlatıldı. İddianamede, sanık infaz koruma memurlarının beyanlarının çelişkili olduğu, suçtan kurtulmaya yönelik ifadelerine itibar edilmediği vurgulandı.
İddianamede, şüpheli B.H.Y.’nin ise akvaryum denilen odanın kapısından içeri bakması, daha sonra camlı bölgeden içeriyi izlememesine karşın işlenen suçu öğrenmesine rağmen yetkili makamlara bildirmediğini ifade edildi. Bunun da kamu görevlisinin suçu bildirmemesi olduğu kaydedildi. Savcılık ayrıca, görüntülerdeki “falaka” anlarını rapora yazmayan bilirkişiler hakkında suç duyurusunda bulundu.
ŞAHİN’İN BABASI: İŞKENCEDEN DAVA AÇILMALIYDI
Caner Şahin’in babası H.Ş., DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “10 aydır biz bir hukuk mücadelesi veriyoruz. Oğlumuzun yaşadıklarının yanında bu açılan dava bir hiçtir. Sanık memurlar, istenen ceza çok hafif ve adeta ödül gibidir. Oysa işkenceden dava açılması gerekiyordu. Çünkü falaka bir işkence yöntemidir. Davaya asliye ceza mahkemesi değil ağır ceza mahkemesi bakması gerekiyor” dedi.
DW Türkçe’nin görüntüleri yayımlamasının ardından HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, konuyu soru önergesiyle TBMM gündemine taşımıştı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a olayı soran Gergerlioğlu, “22 Temmuz 2022 tarihinde ‘Cezaevlerinde işkence yoktur’ açıklamanız vardı, basına yansıyan görüntüleri izlediğimizde gördüğümüz işkence ve kötü muamele görüntüleri sizin nezdinizde işkence olarak kabul edilmemekte midir? Eğer bu şekilde düşünüyorsanız işkence ve kötü muamelenin tarifini yapar mısınız?” sorularına yanıt istemişti. Ancak TBMM Başkanı Mustafa Şentop, önergeyi iade etti. İade yazısında, önergelerde milletvekilinin kişisel görüşlerine yer verilmemesi gerektiği belirtilerek, önergenin TBMM İçtüzüğü’ne aykırı olduğu belirtildi. Yazıda, İçtüzük hükümlerine uygun olarak yeniden düzenlendiğin takdirde önergenin işleme alınacağı belirtildi.