Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) 24 Haziran 2022 tarihinde yayınladığı genelgeyle, Türk pilotların yabancı havayolu işletmelerine geçişi güçleştirildi.
Yeni düzenleme, Türkiye’deki havayolu işletmelerinden ayrılarak yabancı havayollarına geçmek isteyen pilotlara, “vertification” için 6 ay bekleme koşulu getiriyor. Pilotların istifa etmelerini veya yabancı havayolu şirketlerine gitmesini zora sokan, evrak için 6 ay bekleme zorunluluğu getiren genelge, sektörü hareketlendirdi.
Sözcü gazetesinden Yusuf Demir’in haberine göre, bugüne kadar eşine az rastlanır şekilde tüm pilot sendika ve dernekleri hep beraber ayağa kalktı. Kararın, Anayasa’yla koruma altına alınan temel insan haklarına ve uluslararası havacılık kurallarına uygun olmadığı vurgulandı.
‘KİMSEYİ ZORLA UÇURAMAZSINIZ’
Kararın pratikte uygulanamayacağı belirtilirken, pilotların bir WhatsApp grubunda paylaşılan mesajlardan biri şöyle: “SHGM’nin pilot gidişlerini engellemek için yaptığı uygulamanın anlamı yok arkadaşlar. Merak etmeyin. Yabancı bir şirketten kabul aldım, 737 filosu kaptanlığı için… Bugün mailime cevap geldi. Siz istifa edip gelin biz uluslararası kuruluşlar aracılığıyla vertification belgenizi alırız dediler. Sanırım bizim SHGM bağlı olduğu uluslararası kurumları unutuyor. ICAO, FAA, EASA gibi… Yaptım oldu olmaz havacılıkta. Kimseyi zorla uçuramazsınız…”
SHGM: DIŞ GÜÇLERİN OYUNU, OKÇULAR TEPESİNİ TERK ETMEYİN
Tüm bu kaosun ortasında genelgeyi yayınlayan SHGM’den geri adım beklenirken, pilotları daha da kızdıran bir açıklama geldi. Açıklamada, “Bazı ülkelerin Türkiye’nin havacılık sektöründeki yükselişini durdurmaya yönelik çalışmalar olduğunun da bilincindeyiz. Konuyu bu bağlamda değerlendirdiğimizde, Türk sivil havacılığının yükselişinin aynı şekilde devam etmesi amacıyla okçular tepesini asla terk etmemenizi sizden bilhassa rica ediyoruz” denildi.
HAVASEN: SHGM, THY’NİN EMİR ERİ DEĞİLDİR
Türkiye’de pilotları ayağa kaldıran bu süreci HAVASEN Başkanı Kaptan Pilot Seçim Seçkin Koçak, konuyla ilgili şu tespit ve değerlendirmeleri yaptı:
“Herkesin kanunların verdiği yetkileri kullanıp yerini belirlemesi gerekir. Sivil Havacılık Genel Müdürü, Türk Hava Yolları’nın emir eri değildir. Veya sivil bir şirketin emir eri değildir. THY’nin taleplerine göre cevap vermeleri doğru değildir. Devlet kurumudur. Otorite olarak sivil havacılığı yönetmek zorundadır. Pilot açığına çözüm bulması gereken kurum Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’dür. Ulaştırma Bakanlığı’dır. Koltukta oturmakla olmaz o işler. Oturup çalışmak lazım. Program belirlemek lazım. Şirketlere görevler vermek lazım. Sivil Havacılık bütün ülkelerde böyle yürür.
Alınan kararlar özellikle gençlerin ülkeye güvenini zedeliyor, gelecek umutlarını yok ediyor. Başka ülkeler üzerinden çözüm bulmalarına neden olacak, en önemlisi bu. Diyalogla bu sorunlar çözülebilir.
Hiçbir ülke sana kimliğini vermiyorum, diplomanı vermiyorum diyemez. Biz Sivil Havacılık’tan lisansımızı istiyoruz. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün işçi işveren ilişkisini düzenlemek gibi bir yetkisi yok. ‘Ben senin lisansını vermiyorum’ deme hakkına sahip değil.
SHGM’nin düzenlemeye kalktığı alan kendi dışında bir alan. Siz temel hukuk kurallarına uymak zorundasınız. Sivil Havacılık olarak tepeden inmeci bir tavırla oturuyorsunuz. Hukuk nosyonunuz yok. Havacılıktan zaten bihabersiniz ve böyle bir karar alıyorsunuz. Düzenlemeye çalıştığınız konu Anayasamıza da aykırı. Temel insan hakları açısından sıkıntılı… En antidemokratik ülkelerin bile düşünemeyeceği bir çözüm yöntemi.
Bunun dışarda görünümü nasıl olur… Yurtdışında pilot açığı olan ve sıkışan havayolu şirketleri var. Diyelim Türkiye’den 20 pilotla anlaşma yaptı. 20 pilot da şirkete diyor ki, “SHGM bize 6 ay müsaade etmiyor.” Peki pilotların gittiği ülkenin sivil havacılık otoritesi olan kurum ne diyecek. Dünyada şu an pilot sıkıntısı var. Bir tane kaptanın bile değeri çok fazla…
Adam pilot sıkıntısını gidermek için senin aldığın bu keyfi kararı uygulamayacak… Ne yapacak. Bir şekilde kendi ülkesinin şirketinin problemini çözecek. Başka bir yöntem bulacak. Pilotların lisansı var zaten, bunu biliyor. Simülatöre çağırıyor, kendi araştırmasını da yapıyor. “Verification letter” olmasın, gerek yok diyecek. Bu bir evrak sonuçta.
Sizin güvenilirliğiniz gider, kredibiliteniz gider. Yani dışarıdan bakıldığında durum budur. Siz istediğiniz kadar böyle bir uygulama yapmaya çalışın. SHGM’nin aldığı bu karar hukuka, kanunlara uygun değil ve aynı zamanda anlamsız.
Amerikan Havacılık Otoritesi FAA’in son 5 yılda yaptıklarına bir bakın… Adamların aldığı kararlara, düzenlemelere şirketlerle pilotlarla görüşmelerine, ihtiyaç tespitine bakın… Yanına da bizim SHGM’yi koyun. Bırakan son iki seneyi son 10 seneye 20 seneye bir bakın. Yaptıkları hiçbir şey yok.
10 yıldır Türkiye’de bir pilot krizi olacağı belli. 2011 yılında THY içindeyken “Pilot krizi var” diye yazdığım mailler var. Genel Müdüre vs. Herkes yattı yattı. Sonra diyorlar ki elimizdekiler gitmesin bari… Kardeşim sorunu sen kangren haline getirdin şimdi diyorsun ki zoraki gayri kanuni önlemler alacağız.
Yıllarca gelecek planlaması yapılmadı. 83 milyon insan içinden pilotlar, kaptan pilotlar yetiştirilmesi için bir vizyon ortaya konulmadı. Yabancı pilotlar getirildi. İyi bir planlamayla kendi pilotlarımızla yürüyebileceğimiz, hatta Almanya, Yunanistan gibi yurt dışına pilot ihraç ederek milyonlarca dolar gelir sağlayacağımız bir havacılık sistemi kurabilirdik. Ama Türk pilotlar işsiz beklerken yabancılar uçtu.
Bu sorunu çözmenin yolları var. Sen bir program yap. Bizim pilotlarımız gitmek istemiyor. Ama bir sistem, bir kural olması lazım. Kurallara uyulmamasından, mobbingden, şirketlerin tavırlarından insanlar, gençler kaçıyor. Bunu çözsün Sivil Havacılık… Otorite olarak taahhütte bulunsun, insanlarla diyaloğa girsin bu iş çözülür. Ama böyle çözülmez.
HAVASEN olarak Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne genelgeyle ilgili görüşlerimizi ve itirazlarımız yazdık. İptalini istedik. Bilgi için Cumhurbaşkanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’yla da paylaştık. Israr edilmesi durumunda yargı yoluna gideceğimizi de açıkça vurguladık.”
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) 24 Haziran 2022 tarihinde yayınladığı genelgeyle, Türk pilotların yabancı havayolu işletmelerine geçişi güçleştirildi.
Yeni düzenleme, Türkiye’deki havayolu işletmelerinden ayrılarak yabancı havayollarına geçmek isteyen pilotlara, “vertification” için 6 ay bekleme koşulu getiriyor. Pilotların istifa etmelerini veya yabancı havayolu şirketlerine gitmesini zora sokan, evrak için 6 ay bekleme zorunluluğu getiren genelge, sektörü hareketlendirdi.
Sözcü gazetesinden Yusuf Demir’in haberine göre, bugüne kadar eşine az rastlanır şekilde tüm pilot sendika ve dernekleri hep beraber ayağa kalktı. Kararın, Anayasa’yla koruma altına alınan temel insan haklarına ve uluslararası havacılık kurallarına uygun olmadığı vurgulandı.
‘KİMSEYİ ZORLA UÇURAMAZSINIZ’
Kararın pratikte uygulanamayacağı belirtilirken, pilotların bir WhatsApp grubunda paylaşılan mesajlardan biri şöyle: “SHGM’nin pilot gidişlerini engellemek için yaptığı uygulamanın anlamı yok arkadaşlar. Merak etmeyin. Yabancı bir şirketten kabul aldım, 737 filosu kaptanlığı için… Bugün mailime cevap geldi. Siz istifa edip gelin biz uluslararası kuruluşlar aracılığıyla vertification belgenizi alırız dediler. Sanırım bizim SHGM bağlı olduğu uluslararası kurumları unutuyor. ICAO, FAA, EASA gibi… Yaptım oldu olmaz havacılıkta. Kimseyi zorla uçuramazsınız…”
SHGM: DIŞ GÜÇLERİN OYUNU, OKÇULAR TEPESİNİ TERK ETMEYİN
Tüm bu kaosun ortasında genelgeyi yayınlayan SHGM’den geri adım beklenirken, pilotları daha da kızdıran bir açıklama geldi. Açıklamada, “Bazı ülkelerin Türkiye’nin havacılık sektöründeki yükselişini durdurmaya yönelik çalışmalar olduğunun da bilincindeyiz. Konuyu bu bağlamda değerlendirdiğimizde, Türk sivil havacılığının yükselişinin aynı şekilde devam etmesi amacıyla okçular tepesini asla terk etmemenizi sizden bilhassa rica ediyoruz” denildi.
HAVASEN: SHGM, THY’NİN EMİR ERİ DEĞİLDİR
Türkiye’de pilotları ayağa kaldıran bu süreci HAVASEN Başkanı Kaptan Pilot Seçim Seçkin Koçak, konuyla ilgili şu tespit ve değerlendirmeleri yaptı:
“Herkesin kanunların verdiği yetkileri kullanıp yerini belirlemesi gerekir. Sivil Havacılık Genel Müdürü, Türk Hava Yolları’nın emir eri değildir. Veya sivil bir şirketin emir eri değildir. THY’nin taleplerine göre cevap vermeleri doğru değildir. Devlet kurumudur. Otorite olarak sivil havacılığı yönetmek zorundadır. Pilot açığına çözüm bulması gereken kurum Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’dür. Ulaştırma Bakanlığı’dır. Koltukta oturmakla olmaz o işler. Oturup çalışmak lazım. Program belirlemek lazım. Şirketlere görevler vermek lazım. Sivil Havacılık bütün ülkelerde böyle yürür.
Alınan kararlar özellikle gençlerin ülkeye güvenini zedeliyor, gelecek umutlarını yok ediyor. Başka ülkeler üzerinden çözüm bulmalarına neden olacak, en önemlisi bu. Diyalogla bu sorunlar çözülebilir.
Hiçbir ülke sana kimliğini vermiyorum, diplomanı vermiyorum diyemez. Biz Sivil Havacılık’tan lisansımızı istiyoruz. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün işçi işveren ilişkisini düzenlemek gibi bir yetkisi yok. ‘Ben senin lisansını vermiyorum’ deme hakkına sahip değil.
SHGM’nin düzenlemeye kalktığı alan kendi dışında bir alan. Siz temel hukuk kurallarına uymak zorundasınız. Sivil Havacılık olarak tepeden inmeci bir tavırla oturuyorsunuz. Hukuk nosyonunuz yok. Havacılıktan zaten bihabersiniz ve böyle bir karar alıyorsunuz. Düzenlemeye çalıştığınız konu Anayasamıza da aykırı. Temel insan hakları açısından sıkıntılı… En antidemokratik ülkelerin bile düşünemeyeceği bir çözüm yöntemi.
Bunun dışarda görünümü nasıl olur… Yurtdışında pilot açığı olan ve sıkışan havayolu şirketleri var. Diyelim Türkiye’den 20 pilotla anlaşma yaptı. 20 pilot da şirkete diyor ki, “SHGM bize 6 ay müsaade etmiyor.” Peki pilotların gittiği ülkenin sivil havacılık otoritesi olan kurum ne diyecek. Dünyada şu an pilot sıkıntısı var. Bir tane kaptanın bile değeri çok fazla…
Adam pilot sıkıntısını gidermek için senin aldığın bu keyfi kararı uygulamayacak… Ne yapacak. Bir şekilde kendi ülkesinin şirketinin problemini çözecek. Başka bir yöntem bulacak. Pilotların lisansı var zaten, bunu biliyor. Simülatöre çağırıyor, kendi araştırmasını da yapıyor. “Verification letter” olmasın, gerek yok diyecek. Bu bir evrak sonuçta.
Sizin güvenilirliğiniz gider, kredibiliteniz gider. Yani dışarıdan bakıldığında durum budur. Siz istediğiniz kadar böyle bir uygulama yapmaya çalışın. SHGM’nin aldığı bu karar hukuka, kanunlara uygun değil ve aynı zamanda anlamsız.
Amerikan Havacılık Otoritesi FAA’in son 5 yılda yaptıklarına bir bakın… Adamların aldığı kararlara, düzenlemelere şirketlerle pilotlarla görüşmelerine, ihtiyaç tespitine bakın… Yanına da bizim SHGM’yi koyun. Bırakan son iki seneyi son 10 seneye 20 seneye bir bakın. Yaptıkları hiçbir şey yok.
10 yıldır Türkiye’de bir pilot krizi olacağı belli. 2011 yılında THY içindeyken “Pilot krizi var” diye yazdığım mailler var. Genel Müdüre vs. Herkes yattı yattı. Sonra diyorlar ki elimizdekiler gitmesin bari… Kardeşim sorunu sen kangren haline getirdin şimdi diyorsun ki zoraki gayri kanuni önlemler alacağız.
Yıllarca gelecek planlaması yapılmadı. 83 milyon insan içinden pilotlar, kaptan pilotlar yetiştirilmesi için bir vizyon ortaya konulmadı. Yabancı pilotlar getirildi. İyi bir planlamayla kendi pilotlarımızla yürüyebileceğimiz, hatta Almanya, Yunanistan gibi yurt dışına pilot ihraç ederek milyonlarca dolar gelir sağlayacağımız bir havacılık sistemi kurabilirdik. Ama Türk pilotlar işsiz beklerken yabancılar uçtu.
Bu sorunu çözmenin yolları var. Sen bir program yap. Bizim pilotlarımız gitmek istemiyor. Ama bir sistem, bir kural olması lazım. Kurallara uyulmamasından, mobbingden, şirketlerin tavırlarından insanlar, gençler kaçıyor. Bunu çözsün Sivil Havacılık… Otorite olarak taahhütte bulunsun, insanlarla diyaloğa girsin bu iş çözülür. Ama böyle çözülmez.
HAVASEN olarak Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne genelgeyle ilgili görüşlerimizi ve itirazlarımız yazdık. İptalini istedik. Bilgi için Cumhurbaşkanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’yla da paylaştık. Israr edilmesi durumunda yargı yoluna gideceğimizi de açıkça vurguladık.”
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) 24 Haziran 2022 tarihinde yayınladığı genelgeyle, Türk pilotların yabancı havayolu işletmelerine geçişi güçleştirildi.
Yeni düzenleme, Türkiye’deki havayolu işletmelerinden ayrılarak yabancı havayollarına geçmek isteyen pilotlara, “vertification” için 6 ay bekleme koşulu getiriyor. Pilotların istifa etmelerini veya yabancı havayolu şirketlerine gitmesini zora sokan, evrak için 6 ay bekleme zorunluluğu getiren genelge, sektörü hareketlendirdi.
Sözcü gazetesinden Yusuf Demir’in haberine göre, bugüne kadar eşine az rastlanır şekilde tüm pilot sendika ve dernekleri hep beraber ayağa kalktı. Kararın, Anayasa’yla koruma altına alınan temel insan haklarına ve uluslararası havacılık kurallarına uygun olmadığı vurgulandı.
‘KİMSEYİ ZORLA UÇURAMAZSINIZ’
Kararın pratikte uygulanamayacağı belirtilirken, pilotların bir WhatsApp grubunda paylaşılan mesajlardan biri şöyle: “SHGM’nin pilot gidişlerini engellemek için yaptığı uygulamanın anlamı yok arkadaşlar. Merak etmeyin. Yabancı bir şirketten kabul aldım, 737 filosu kaptanlığı için… Bugün mailime cevap geldi. Siz istifa edip gelin biz uluslararası kuruluşlar aracılığıyla vertification belgenizi alırız dediler. Sanırım bizim SHGM bağlı olduğu uluslararası kurumları unutuyor. ICAO, FAA, EASA gibi… Yaptım oldu olmaz havacılıkta. Kimseyi zorla uçuramazsınız…”
SHGM: DIŞ GÜÇLERİN OYUNU, OKÇULAR TEPESİNİ TERK ETMEYİN
Tüm bu kaosun ortasında genelgeyi yayınlayan SHGM’den geri adım beklenirken, pilotları daha da kızdıran bir açıklama geldi. Açıklamada, “Bazı ülkelerin Türkiye’nin havacılık sektöründeki yükselişini durdurmaya yönelik çalışmalar olduğunun da bilincindeyiz. Konuyu bu bağlamda değerlendirdiğimizde, Türk sivil havacılığının yükselişinin aynı şekilde devam etmesi amacıyla okçular tepesini asla terk etmemenizi sizden bilhassa rica ediyoruz” denildi.
HAVASEN: SHGM, THY’NİN EMİR ERİ DEĞİLDİR
Türkiye’de pilotları ayağa kaldıran bu süreci HAVASEN Başkanı Kaptan Pilot Seçim Seçkin Koçak, konuyla ilgili şu tespit ve değerlendirmeleri yaptı:
“Herkesin kanunların verdiği yetkileri kullanıp yerini belirlemesi gerekir. Sivil Havacılık Genel Müdürü, Türk Hava Yolları’nın emir eri değildir. Veya sivil bir şirketin emir eri değildir. THY’nin taleplerine göre cevap vermeleri doğru değildir. Devlet kurumudur. Otorite olarak sivil havacılığı yönetmek zorundadır. Pilot açığına çözüm bulması gereken kurum Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’dür. Ulaştırma Bakanlığı’dır. Koltukta oturmakla olmaz o işler. Oturup çalışmak lazım. Program belirlemek lazım. Şirketlere görevler vermek lazım. Sivil Havacılık bütün ülkelerde böyle yürür.
Alınan kararlar özellikle gençlerin ülkeye güvenini zedeliyor, gelecek umutlarını yok ediyor. Başka ülkeler üzerinden çözüm bulmalarına neden olacak, en önemlisi bu. Diyalogla bu sorunlar çözülebilir.
Hiçbir ülke sana kimliğini vermiyorum, diplomanı vermiyorum diyemez. Biz Sivil Havacılık’tan lisansımızı istiyoruz. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün işçi işveren ilişkisini düzenlemek gibi bir yetkisi yok. ‘Ben senin lisansını vermiyorum’ deme hakkına sahip değil.
SHGM’nin düzenlemeye kalktığı alan kendi dışında bir alan. Siz temel hukuk kurallarına uymak zorundasınız. Sivil Havacılık olarak tepeden inmeci bir tavırla oturuyorsunuz. Hukuk nosyonunuz yok. Havacılıktan zaten bihabersiniz ve böyle bir karar alıyorsunuz. Düzenlemeye çalıştığınız konu Anayasamıza da aykırı. Temel insan hakları açısından sıkıntılı… En antidemokratik ülkelerin bile düşünemeyeceği bir çözüm yöntemi.
Bunun dışarda görünümü nasıl olur… Yurtdışında pilot açığı olan ve sıkışan havayolu şirketleri var. Diyelim Türkiye’den 20 pilotla anlaşma yaptı. 20 pilot da şirkete diyor ki, “SHGM bize 6 ay müsaade etmiyor.” Peki pilotların gittiği ülkenin sivil havacılık otoritesi olan kurum ne diyecek. Dünyada şu an pilot sıkıntısı var. Bir tane kaptanın bile değeri çok fazla…
Adam pilot sıkıntısını gidermek için senin aldığın bu keyfi kararı uygulamayacak… Ne yapacak. Bir şekilde kendi ülkesinin şirketinin problemini çözecek. Başka bir yöntem bulacak. Pilotların lisansı var zaten, bunu biliyor. Simülatöre çağırıyor, kendi araştırmasını da yapıyor. “Verification letter” olmasın, gerek yok diyecek. Bu bir evrak sonuçta.
Sizin güvenilirliğiniz gider, kredibiliteniz gider. Yani dışarıdan bakıldığında durum budur. Siz istediğiniz kadar böyle bir uygulama yapmaya çalışın. SHGM’nin aldığı bu karar hukuka, kanunlara uygun değil ve aynı zamanda anlamsız.
Amerikan Havacılık Otoritesi FAA’in son 5 yılda yaptıklarına bir bakın… Adamların aldığı kararlara, düzenlemelere şirketlerle pilotlarla görüşmelerine, ihtiyaç tespitine bakın… Yanına da bizim SHGM’yi koyun. Bırakan son iki seneyi son 10 seneye 20 seneye bir bakın. Yaptıkları hiçbir şey yok.
10 yıldır Türkiye’de bir pilot krizi olacağı belli. 2011 yılında THY içindeyken “Pilot krizi var” diye yazdığım mailler var. Genel Müdüre vs. Herkes yattı yattı. Sonra diyorlar ki elimizdekiler gitmesin bari… Kardeşim sorunu sen kangren haline getirdin şimdi diyorsun ki zoraki gayri kanuni önlemler alacağız.
Yıllarca gelecek planlaması yapılmadı. 83 milyon insan içinden pilotlar, kaptan pilotlar yetiştirilmesi için bir vizyon ortaya konulmadı. Yabancı pilotlar getirildi. İyi bir planlamayla kendi pilotlarımızla yürüyebileceğimiz, hatta Almanya, Yunanistan gibi yurt dışına pilot ihraç ederek milyonlarca dolar gelir sağlayacağımız bir havacılık sistemi kurabilirdik. Ama Türk pilotlar işsiz beklerken yabancılar uçtu.
Bu sorunu çözmenin yolları var. Sen bir program yap. Bizim pilotlarımız gitmek istemiyor. Ama bir sistem, bir kural olması lazım. Kurallara uyulmamasından, mobbingden, şirketlerin tavırlarından insanlar, gençler kaçıyor. Bunu çözsün Sivil Havacılık… Otorite olarak taahhütte bulunsun, insanlarla diyaloğa girsin bu iş çözülür. Ama böyle çözülmez.
HAVASEN olarak Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne genelgeyle ilgili görüşlerimizi ve itirazlarımız yazdık. İptalini istedik. Bilgi için Cumhurbaşkanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’yla da paylaştık. Israr edilmesi durumunda yargı yoluna gideceğimizi de açıkça vurguladık.”
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) 24 Haziran 2022 tarihinde yayınladığı genelgeyle, Türk pilotların yabancı havayolu işletmelerine geçişi güçleştirildi.
Yeni düzenleme, Türkiye’deki havayolu işletmelerinden ayrılarak yabancı havayollarına geçmek isteyen pilotlara, “vertification” için 6 ay bekleme koşulu getiriyor. Pilotların istifa etmelerini veya yabancı havayolu şirketlerine gitmesini zora sokan, evrak için 6 ay bekleme zorunluluğu getiren genelge, sektörü hareketlendirdi.
Sözcü gazetesinden Yusuf Demir’in haberine göre, bugüne kadar eşine az rastlanır şekilde tüm pilot sendika ve dernekleri hep beraber ayağa kalktı. Kararın, Anayasa’yla koruma altına alınan temel insan haklarına ve uluslararası havacılık kurallarına uygun olmadığı vurgulandı.
‘KİMSEYİ ZORLA UÇURAMAZSINIZ’
Kararın pratikte uygulanamayacağı belirtilirken, pilotların bir WhatsApp grubunda paylaşılan mesajlardan biri şöyle: “SHGM’nin pilot gidişlerini engellemek için yaptığı uygulamanın anlamı yok arkadaşlar. Merak etmeyin. Yabancı bir şirketten kabul aldım, 737 filosu kaptanlığı için… Bugün mailime cevap geldi. Siz istifa edip gelin biz uluslararası kuruluşlar aracılığıyla vertification belgenizi alırız dediler. Sanırım bizim SHGM bağlı olduğu uluslararası kurumları unutuyor. ICAO, FAA, EASA gibi… Yaptım oldu olmaz havacılıkta. Kimseyi zorla uçuramazsınız…”
SHGM: DIŞ GÜÇLERİN OYUNU, OKÇULAR TEPESİNİ TERK ETMEYİN
Tüm bu kaosun ortasında genelgeyi yayınlayan SHGM’den geri adım beklenirken, pilotları daha da kızdıran bir açıklama geldi. Açıklamada, “Bazı ülkelerin Türkiye’nin havacılık sektöründeki yükselişini durdurmaya yönelik çalışmalar olduğunun da bilincindeyiz. Konuyu bu bağlamda değerlendirdiğimizde, Türk sivil havacılığının yükselişinin aynı şekilde devam etmesi amacıyla okçular tepesini asla terk etmemenizi sizden bilhassa rica ediyoruz” denildi.
HAVASEN: SHGM, THY’NİN EMİR ERİ DEĞİLDİR
Türkiye’de pilotları ayağa kaldıran bu süreci HAVASEN Başkanı Kaptan Pilot Seçim Seçkin Koçak, konuyla ilgili şu tespit ve değerlendirmeleri yaptı:
“Herkesin kanunların verdiği yetkileri kullanıp yerini belirlemesi gerekir. Sivil Havacılık Genel Müdürü, Türk Hava Yolları’nın emir eri değildir. Veya sivil bir şirketin emir eri değildir. THY’nin taleplerine göre cevap vermeleri doğru değildir. Devlet kurumudur. Otorite olarak sivil havacılığı yönetmek zorundadır. Pilot açığına çözüm bulması gereken kurum Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’dür. Ulaştırma Bakanlığı’dır. Koltukta oturmakla olmaz o işler. Oturup çalışmak lazım. Program belirlemek lazım. Şirketlere görevler vermek lazım. Sivil Havacılık bütün ülkelerde böyle yürür.
Alınan kararlar özellikle gençlerin ülkeye güvenini zedeliyor, gelecek umutlarını yok ediyor. Başka ülkeler üzerinden çözüm bulmalarına neden olacak, en önemlisi bu. Diyalogla bu sorunlar çözülebilir.
Hiçbir ülke sana kimliğini vermiyorum, diplomanı vermiyorum diyemez. Biz Sivil Havacılık’tan lisansımızı istiyoruz. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün işçi işveren ilişkisini düzenlemek gibi bir yetkisi yok. ‘Ben senin lisansını vermiyorum’ deme hakkına sahip değil.
SHGM’nin düzenlemeye kalktığı alan kendi dışında bir alan. Siz temel hukuk kurallarına uymak zorundasınız. Sivil Havacılık olarak tepeden inmeci bir tavırla oturuyorsunuz. Hukuk nosyonunuz yok. Havacılıktan zaten bihabersiniz ve böyle bir karar alıyorsunuz. Düzenlemeye çalıştığınız konu Anayasamıza da aykırı. Temel insan hakları açısından sıkıntılı… En antidemokratik ülkelerin bile düşünemeyeceği bir çözüm yöntemi.
Bunun dışarda görünümü nasıl olur… Yurtdışında pilot açığı olan ve sıkışan havayolu şirketleri var. Diyelim Türkiye’den 20 pilotla anlaşma yaptı. 20 pilot da şirkete diyor ki, “SHGM bize 6 ay müsaade etmiyor.” Peki pilotların gittiği ülkenin sivil havacılık otoritesi olan kurum ne diyecek. Dünyada şu an pilot sıkıntısı var. Bir tane kaptanın bile değeri çok fazla…
Adam pilot sıkıntısını gidermek için senin aldığın bu keyfi kararı uygulamayacak… Ne yapacak. Bir şekilde kendi ülkesinin şirketinin problemini çözecek. Başka bir yöntem bulacak. Pilotların lisansı var zaten, bunu biliyor. Simülatöre çağırıyor, kendi araştırmasını da yapıyor. “Verification letter” olmasın, gerek yok diyecek. Bu bir evrak sonuçta.
Sizin güvenilirliğiniz gider, kredibiliteniz gider. Yani dışarıdan bakıldığında durum budur. Siz istediğiniz kadar böyle bir uygulama yapmaya çalışın. SHGM’nin aldığı bu karar hukuka, kanunlara uygun değil ve aynı zamanda anlamsız.
Amerikan Havacılık Otoritesi FAA’in son 5 yılda yaptıklarına bir bakın… Adamların aldığı kararlara, düzenlemelere şirketlerle pilotlarla görüşmelerine, ihtiyaç tespitine bakın… Yanına da bizim SHGM’yi koyun. Bırakan son iki seneyi son 10 seneye 20 seneye bir bakın. Yaptıkları hiçbir şey yok.
10 yıldır Türkiye’de bir pilot krizi olacağı belli. 2011 yılında THY içindeyken “Pilot krizi var” diye yazdığım mailler var. Genel Müdüre vs. Herkes yattı yattı. Sonra diyorlar ki elimizdekiler gitmesin bari… Kardeşim sorunu sen kangren haline getirdin şimdi diyorsun ki zoraki gayri kanuni önlemler alacağız.
Yıllarca gelecek planlaması yapılmadı. 83 milyon insan içinden pilotlar, kaptan pilotlar yetiştirilmesi için bir vizyon ortaya konulmadı. Yabancı pilotlar getirildi. İyi bir planlamayla kendi pilotlarımızla yürüyebileceğimiz, hatta Almanya, Yunanistan gibi yurt dışına pilot ihraç ederek milyonlarca dolar gelir sağlayacağımız bir havacılık sistemi kurabilirdik. Ama Türk pilotlar işsiz beklerken yabancılar uçtu.
Bu sorunu çözmenin yolları var. Sen bir program yap. Bizim pilotlarımız gitmek istemiyor. Ama bir sistem, bir kural olması lazım. Kurallara uyulmamasından, mobbingden, şirketlerin tavırlarından insanlar, gençler kaçıyor. Bunu çözsün Sivil Havacılık… Otorite olarak taahhütte bulunsun, insanlarla diyaloğa girsin bu iş çözülür. Ama böyle çözülmez.
HAVASEN olarak Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne genelgeyle ilgili görüşlerimizi ve itirazlarımız yazdık. İptalini istedik. Bilgi için Cumhurbaşkanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’yla da paylaştık. Israr edilmesi durumunda yargı yoluna gideceğimizi de açıkça vurguladık.”