Seçimin 14 Mayıs olarak belirlenmesinin ardından muhalefetin ana gündemi güvenlik. Tartışmaların hedefindeki 11 kişilik Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) 6 üyesi 2020’de, 5 üyesi ise son iki hafta içinde seçildi.
Söz konusu 11 üyenin de daha önce seçim deneyimlerinin olmadığı ortaya çıktı. Bu durum seçim güvenliği konusu da dahil olmak üzere seçimlere ilişkin soru işaretlerini artırdı. Muhalefetin kurmayları duruma sert tepki gösterdi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerinden birini gerçekleştirecek bu kurul üyelerinin hiçbir seçim tecrübesi olmaması büyük bir handikap” dedi.
Özel sözlerine şöyle devam etti:
“YSK’nin cumhurbaşkanının ve Adalet Bakanının sözünden çıkmayacak kişilerden kurulmuş olması siyasi tercihtir. YSK Başkanı Sayıştay Başkanı’nın kardeşidir. Yani iktidarın tercih ettiği bir bürokrattır. Ayrıca yeni üyelerden Serdar Mutta, Erdoğan’ın hemşerisidir. 2019’da yaşananlar ortada. Seçimde her önlemi alacağız. Oyları heba ettirmeyiz. Ayrıca iktidarın bu tercihleri niye yaptığını da bilmeyecek kadar saf değiliz.”
‘Son derece mahzurlu’
İYİ Parti Adalet ve Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Bahadır Erdem, “YSK, seçimlerin güvenli bir şekilde yapılmasını anayasa ve kanunların üzerine sorumluluk olarak yüklediği bir seçim kuruludur” dedi ve ekledi: “11 yeni üyeden kurulması son derece mahzurlu. Tereddütler var. Biz İYİ Parti ve Millet İttifakı olarak hiçbir suretle bu seçimde tek bir oyu heba ettirmemek, tek bir vatandaşımızın bile iradesini AKP’ye ve hukuksuz kararlara seçimi kaptırmamak konusunda son derece kararlıyız. Her türlü önlemi alacağız.”
‘Aldıkları kararlar araştırılmalı’
HDP Seçim İşleri Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Emirali Türkmen, “YSK’nin son dönemde seçimlere yönelik verdiği kimi kararlar tartışmalıydı” dedi.
Türkmen şu tespitlerde bulundu:
“Seçmenler de bu konuya endişeyle bakıyor. Sosyal medyada bunu görüyoruz. Siyasi partiler her gün seçim güvenliği için görüş bildiriyor. Bu endişelerle birlikte seçime gideceğiz gibi görünüyor. ‘Türkiye’de nerede hukuk var’ diye sorarsanız, bende size ‘Hukukun olduğu bir alan, bir yer söylebilir misiniz?’ derim. Daha iki gün önce partimizle ilgili Anayasa Mahkemesi’nin almış olduğu kararları düşününce insan diyecek bir şey bulamıyor. Türkiye’de en üst organı Anayasa Mahkemesi bile öyle karar alıyorsa, gerisini siz düşünün. ‘YSK için endişe etmeyelim, güvenli bir mahkemedir’ deme ihtimali herhalde büyük bir soru işareti oluşturuyor.”
‘Gözümüz YSK’da’
DEVA Partisi sözcüsü ve Seçim İşleri Başkanı avukat İdris Şahin “Yüksek Seçim Kurulu üyeleri yeni seçilmiş olsa da hepsi meslekte belirli bir kıdeme sahip yüksek yargıçlardan oluşuyor” dedi ve ekledi: “Seçim mevzuatı da son derece açık ve net. Aslolan seçimin güvenliğini seçime katılan siyasi partiler ve vatandaşın sağlamasıdır. Bunlar tamamlayıcı işlemleri yaparlar. Ancak geçmiş dönemlerde seçimin sonuçlarına doğrudan müdahale ettiği Yüksek Seçim Kurulu’nun bir kısım kararlarında gördük. Dolayısıyla gözümüz tabii ki Yüksek Seçim Kurulu’nun üzerinde mutlaka olacak. Ama önlerine henüz bir konu gelmeden onları test etmek ve onların peşine mahkum etmek gibi bir anlayış en azından hukukçu kimliğimizle bize yakışmaz.”
Şahin sözlerine şöyle devam etti:
“Biz kendilerine şunu söylüyoruz yüksek yargıçlar olarak anayasanın lafzını yorumlamalarını istiyoruz. Anayasada açık bir hüküm varken içtihata yönelmiş olmak son derece yanlış olur. Kendilerine anayasanın 101. maddesinin ve 116. maddelerinin son derece açık ve net olduğunu bu hususlarda değerlendirme yaparken anayasada ne yazıyorsa o çerçevede değerlendirme yapmalarının uygun olacağını düşünüyoruz. Biz parti olarak seçim güvenliği önlemleri alacağız.”