Geçen yıl Adana’dan Konya’ya uyuşturucu sevkiyatı yapılacağı ihbarını alan Konya Narkotik Şube Müdürlüğü ekipleri, kent girişinde uygulama yaptığı sırada, kaçan araçtan atılan yaklaşık 25 kilogram eroin ele geçirmiş, aracı kullanan kişinin de polis olduğu ortaya çıkmıştı.
Polislere talimatı veren kişininse dönemin Adana Terör Savcısı Osman Yarbaş olduğu belirlenmişti. Yarbaş, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından meslekten ihraç edilmişti.
DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre Adana Başsavcılığı, olaya ilişkin soruşturmasını tamamladı. Savcılık, 10’u tutuklu 21 şüpheli hakkında iddianame düzenleyerek Adana Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. İddianame, uyuşturucu ticaretinin tek bir olayla sınırlı olmadığını ortaya koydu.
Davanın bir numaralı sanığı olan eski savcı Yarbaş hakkında ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve ‘uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama’ suçlarından ceza istendi. Yine ‘uyuşturucu madde ticareti‘ yapmaktan ceza istenen polisler Cumhur Acarca ‘örgüt yöneticisi‘, Mehmet Barış Yılmaz’sa ‘örgüt üyeliğiyle’ de suçlandı.
77 sayfalık iddianamede Adana Adliyesinde savcı olarak görev yapan Osman Yarbaş’ın ‘örgütün lideri’ olduğu ve yedi ayrı uyuşturucu suçuna karıştığı öne sürüldü.
Örgütü savcı yönetmiş
Yarbaş’ın üç ayrı olayda yakalanan toplam 43 kilo 600 gram eroinden sorumlu olduğu belirtilen iddianamede, örgüt içerisinde belli bir hiyerarşik yapılanmanın olduğu, bu bağlamda ‘örgüt lideri’ savcı Yarbaş’ın sürekli olarak örgütün yöneticiliğini yapan oto galerici C.K., S.K. ve polis Cumhur Acarca ile irtibat halinde olduğu anlatıldı.
İddianamede, nakledilen uyuşturucu maddelerin parasının toplanması ve toplanan paranın Osman Yarbaş’a ulaştırılması aşamasında yönetici C.K.’nın sorumlu olduğu ifade edildi. Sevkiyatı yapılan uyuşturucu maddeler karşılığında yapılan ödemelerin çoğu zaman suçun ortaya çıkartılmasını önlemek amacıyla herhangi bir banka hesabından yapılmayıp elden alındığı ya da örgüt lideri ve üyeleri tarafından ayarlanan örgüt üyesi olmayan şahıslara ya da diğer örgüt üyeleri üzerine araç devri yapmak suretiyle gerçekleştirdikleri öne sürüldü.