İzmir Adliyesi’nde Hizmet hareketine yakın işadamlarnıdan tehdit ile para alan ve Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından suçu sabit görülmesi üzerine görev yeri değiştirilen eski İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Okan Bato’yla aynı adliyede çalışan meslektaşları dosyalara nasıl müdahale ettiğini tek tek anlattı.
İzmir’de, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından cemaat üyesi olduğu iddia edilen iş insanlarına yönelik düzenlenen hukuksuz operasyon kapsamında Gediz Üniversitesi’nin kurucularından, Orkide Yağları ve Küçükbay Şirketler Grubu’nun sahibi Ahmet Küçükbay gözaltına alınıp tutuklandı. Ancak 2 ay sonra Küçükbay sulh ceza hakimliği kararıyla serbest bırakıldı. Türkiye’nin gündemine oturan bu tahliyeye ilişkin o dönem İzmir’de görevli olan hâkim Alev Özcan, Hâkimler Savcılar Kurulu (HSK) tarafından tanık sıfatıyla dinlendi.
POLİS MÜDÜRÜ HIZLA ODADAN ÇIKTI
Halk TV’den Seyhan Avşar’ın haberine göre; Hakim Alev Özcan, Ahmet Küçükbay’ın tahliye olduğu gün yaşananları şu sözlerle anlattı:
“Darbe girişiminden yaklaşık iki ay sonra nöbetçi olduğum bir gün Okan Bato beni arayarak Edibe Funda Hindioğlu’na adliye geldiğinde kendisine uğramasını rica etti. Sulh cezadaki en kıdemli hakim olmam nedeniyle bunu benim Funda Hanım’a söylememde bir beis görmedim. Funda Hanımı arayarak bu durumu ilettim. Aynı gün mesai saatlerinin sonlarına doğru o dönem İzmir Emniyet Müdürlüğü Mali Şube Müdürü olan Gökhan Sezer odamda otururken F.TÖ’nün iş adamları yapılanması çerçevesinde tutuklu bulunan Ahmet Küçükbay’ın serbest bırakıldığı haberini öğrenince odamdan hızlı çıkarak ayrıldı. Ben Küçükbay’ın serbest bırakıldığını o anda öğrendim.”
KARARI ÇEKEN HAKİMİN YETKİLERİNİ ALDI
Bu tahliyenin meslektaşı için sıkıntı yaratacağını düşündüğünü belirten Hakim Alev Özcan, “Funda Hanım’a Küçükbay’ın serbest bırakılmasını sordum. Funda hanım bana, ‘Okan Bato’nun Ahmet Küçükbay’ın etkin pişmanlık kapsamında ifade vereceğini bu nedenle adli kontrolle serbest bırakılmasını istediğini’ söyledi.
Ben de bu durumun sıkıntıya neden olabilecek bir durum olduğunu düşündüğüm için Başsavcı Mustafa Doğru ile görüşmesini önerdim. Kendisi, Doğru ile telefonda görüştü. Mustafa Doğru, ‘Ankara’dan böyle bir talep geldiği konusunda hiçbir bilgim yok. Dosya kapsamı neyi gerektiriyorsa onu yapın’ diye karşılık verince Funda Hanım, Küçükbay ve beraberinde tahliye edilen isimler hakkında yakalama kararı verdi. Bu karardan bir süre sonra Funda Hanım’ın yetkileri elinden alınarak başka bir mahkemede görevlendirildi.
OKAN BATO’YA BİR DAHA GÜVENMEDİM
Bunun üzerine kırgınlık yaşayıp Okan Bato’nun yanına gittik. Kendine neden böyle bir yetki değişikliği olduğunu sorduk. Kendisinin bize sahip çıkması gerektiğini söyledik. Bato yetki değişikliği kararının yaptığı işlem nedeniyle değil Funda Hanımı’n özel hayatı nedeniyle verildiğini söyledi. Bunun üzerine ben Okan Bato’nun bu davranışından dolayı rahatsız oldum. Kendisine bir daha asla güvenmedim” ifadelerini kullandı.
DOSYANIN SAVCISI BÜRO DEĞİŞTİRDİ
Başsavcı vekili Bato’nun müdahale ettiği iddia edilen bir diğer dosya ise PETKİM dosyasıydı. PETKİM’deki cemaat soruşturması dosyasında adı geçen Es İnşaat isimli şirketin sahipleri hakkında takipsizlik kararı verildi. Hem de soruşturma savcısı izindeyken. O dosyanın savcısı İsmail Ersin Ağca dosyasına yapılan müdahaleye dayanamayarak terör bürodan ayrıldı.
PETKİM DOSYASI İÇİN ESKİ BİR BAKAN BASKI YAPTI
Ağca beyanında o süreci şu ifadelerle anlattı:
“Okan Bato zaman zaman yürüttüğümüz dosyalarda takipsizlik yazılması yönünde telkinde bulunurdu. PETKİM dosyasında ise eski bakanlardan birisin sürekli olarak baskı yaptığını o dönemki başsavcımız Mustafa Doğru bana söylemiş ve dosyadaki deliler ne gerekiyorsa ona göre hareket etmem konusunda talimat vermişti. PETKİM dosyası çok şüphelisi olan bir çalışma dosyasıydı.
SAVCI İZİNDEYKEN TAKİPSİZLİK VERİLDİ
Araştırmalarım bitince dosyayı karara bağlamayı düşünüyordum. Tam tarihi hatırlamıyorum. Üç günlük bir izne çıkmıştım. Döndüğümde benimle yerime bakan meslektaşım bu dosyada bazı isimler hakkında takipsizlik kararını Bato’nun talimatı ile imzaladığını söyledi. Bunu, Bato ile görüşmek istedim. Bana telefonda net bir şekilde cevap vermedi. ‘Geldiğimde görüşelim’ dedi.
Bato, telefon görüşmesinden yaklaşık 1 saat sonra odama geldi. Yukarıda çok baskı olması nedeniyle bu şekilde bir uygulama yapmak zorunda kaldıklarını anlattı. Ben kendisine ‘iki gün sonra dönecektim bekleseydiniz dosyayı ben değerlendirseydim olmaz mıydı?’ dedim. Bu yaptığından sonra artık o büroda görev yapamayacağımı bilerek başka bir büroya geçmek istediğimi söyledim. Bürom değiştirildi.”