Washington’da yaklaşık bir yıldır bir ambargo listesinin toplandığı, bu listenin içinde bir taraftan Türk hükümeti yetkilileri olacakken diğer taraftan da hükümete yakın işadamlarının da olacağı duyuluyordu.
Ama bunun Türkiye’nin Adalet ve İçişleri Bakanlarından başlayacağı bilinmiyordu.
Ahval’den İlhan Tanır’ın haberine göre ABD-Türkiye ilişkilerinde eşi-benzeri görülmemiş bir şekilde Trump yönetimi Amerikalı papaz Andrew Brunson’ın tutukluluğunun sona erdirilmemesini ileri sürülerek Abdulhamit Gül ve Süleyman Soylu’ya ambargolar getirdiğini açıkladı. Soylu, darbenin hemen sonraki günlerde televizyon kanallarında doğrudan ABD’yi darbe yapmakla suçlamıştı ve bakanlığa başladığından beri de hiç ABD’ye yolu düşmedi.
Tabi ki buradaki önem bu iki kişinin özel hayatları veya ABD’deki malvarlıkları olup olmadığı değil. Asıl mesele, sembolik önemi, bir müttefik ülkenin güçlü liderine en yakın yetkililerinden ikisine getirilen ambargo, aynı zamanda Erdoğan’a dolaylı ceza.
Öyle anlaşılıyor ki Erdoğan hükümeti de aynı şiddetle cevap verecek. Bunun ekonomiye etkisi zaten ortada.
Ama bu sadece başlangıç olabilir.
Bundan aylar önce bir kahve içtiğim bir Amerikalı yetkili, bir ambargo listesini bana doğrulamış ve yeni konuşulan ambargo listelerinde insan hakları ihlallerinde rolleri olduğuna inandıkları yetkililer yanında, bu hükümete yakın işadamlarının da, aynen Ruslara yapıldığı gibi ambargolara muhatap olacaklarını söylemişti.
Bu listedeki isimlerin daha önce 17-25 Aralık olayları veya Zarrab davasında hiç ismi geçmemiş olup bu listede ilk kez duyulacakların da olabileceği konuşulmuştu.
Bir başka ifade ile Gül ve Soylu bu ambargo listesinin sadece başındaki isimler olabilir. Bunu zamanla göreceğiz.
Saraya en yakın isimlerden biri olan Hilal Kaplan’ın ambargoların açıklanmasından hemen sonra attığı twitte NATO’ya ayrılma selamları göndermesi bu kopan ilişkilerin Türkiye’ye olabilecek etkileri hakkında işaret veriyor.
Kemerleri sıkmanın zamanı.
Artık bilinmeyen sulardayız ve bu ilişkilerin nereye gideceği tahmin edilemez yerde. Erdoğan ABD’ye aynı şekilde cevap verebilir. Trump daha ağır şekilde cevap verme yolunu seçebilir.
Başta bir tarafta ABD Başkanı Trump varken diğer tarafta bir başka popüler lider Erdoğan var. ABD’de ara seçimler dönemecine girdik.
Freni olmayan bir ABD başkanı ve freni olmayan bir ülkenin liderinin birlikte ne yapacaklarını göreceğiz.
Kaynak: Ahval