TRT Haber geçen hafta hapisteki çocuklarla ilgili bir haber hazırladı. Uyuşturucudan tutuklanan birkaç kadının görüşlerine yer verilen Elif Akkuş imzalı habere göre, çocuklar hapiste her türlü “insani” imkana sahip.
Sabah gardiyan teyzelerinin eşliğinde kampüs içindeki anaokuluna gidiyorlar, oyun oynuyorlar. Haberde çocukların imkanlarına dair anlatılan tek bilgi çamaşırları kurutma imkanı bulunan ve buzdolabı olan bir koğuşta yaşamaları.
Habere göre Sincan’da şu anda 21 anne ve 25 çocuk birlikte kalıyor. Bu demektir ki bazı kadınlar, eşleri de tutuklu olduğu ve çocuklara bakacak kimse olmadığı için 2 çocuğuyla birlikte hapis yatıyor. Anne-baba ve çocuk olmak üzere çekirdek ailelerin hapse atılmasının kanunlara aykırı olduğu konusuna haberde yer bile verilmiyor.
Boldmedya’nın araştırma haberine göre;:

Sincan Cezaevinde 24 saat geçiren Elif Akkuş, haberde ne kapıda kadınlara ve çocuklara yapılan çıplak aramadan ne de bir gece geçirdiği hapiste anne ve çocukların nasıl bir ortamda uyuduklarından ne yiyip ne içtiklerinden bahsediyor. Daha geçen hafta babası Konya Ereğli Cezaevinde tutuklu olan 15 yaşındaki bir kız çocuğuna ped araması yapıldı.
Türkiye cezaevlerinde birçok çocuğun sağlık, yeterli beslenme ve eğitim hakkına ulaşmaktan yoksun. Kalabalık koğuşlarda yerde uyumak zorunda kalanlardan, leğen verilmediği için oğlunu çöp kutusunda yıkamak zorunda kalan annelere, evladını bayat yumurta ve bozulmak üzere olan peynirle beslemek zorunda olan kadınlara kadar birçok gerçek haberde yansıtılmıyor.
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün 8 Mart 2021’de açıkladığı resmi rakamlara göre cezaevlerinde 0-6 yaş grubu toplam 345 çocuk bulunuyor. Bu kadar çocuk hapiste neler yaşıyor? Birebir annelerin ve ailelerin anlatımıyla gerçekler şöyle:
BAHAR BEBEK BAYAT YUMURTA VE BOZULMAK ÜZERE OLAN PEYNİRLE BESLENİYOR
* 23 Eylül’den bu yana Edirne Cezaevinde tutuklu olan Büşra Çulha’nın abisi Hasan Semerci’nin aktardığına göre 10 aylık Bahar bebek, bayat haşlanmış yumurta ve bozulmak üzere olan peynirle besleniyor. Hasan Semirci: “14 kişilik koğuşta 15 kadın kalıyor. İki kişi yerde yatınca Bahar’ın yürütünce yer kalmıyor. Kaba ve bağırarak konuşan gardiyanlar yüzünden Bahar’ın huysuzluğu iyice arttı. Isınma sorunu kışın had safhada. Kardeşim ücretini ödeyerek bir elektrikli soba aldı. Çocuğu onunla ısıtmaya çalışıyor. Beslenmesi çok büyük bir problem. Bozulmaya yüz tutmuş ve bayat yumurta veriyorlar. Kardeşim kantinden başka yiyecekler sipariş etmiş ama onları temin edememişler, getirmiyorlar.”

Mahmut Bebek ve annesi Mesrure Sezgin
* 8 aylık Mahmut Bebek, 7 Ekim’den bu yana annesi ve babasıyla birlikte Antalya Elmalı Cezaevinde tutuklu. Antalya’daki cezaevleri çok soğuk oluyor. Kalorifer açılmasına rağmen cezaevi soğuk.
İKİ KATLI KOĞUŞTA DÜŞÜP KAFASI YARILAN ÇOCUKLAR OLDU
* Yaklaşık 30 anne ve çocuğun birlikte kaldığı İzmir Şakran Cezaevindeki çocuk koğuşunda iki katlı. Çocuklar o merdivenler çoğu zaman düşüyor. Kafası yarılanlar oldu.

6 AYLIK KIZINA ANTİBİYOTİK İÇİRMEK ZORUNDA KALDI
* İhraç hakim Esra Çiçeklidağ, 6 aylık kızı Sümeyra ve 4 yaşındaki oğlu Halil İbrahim ile birlikte 10 Kasım 2021’de tutuklandı. Çiçeklidağ, kızı hapiste hastalanınca 6 aylık çocuğa antibiyotik içirmek zorunda kaldı.
ENES BEBEĞİN YÜZÜNÜ BÖCEKLER YEDİ

* Enes bebek annesiyle birlikte Türkiye’nin en eski, fareli ve böcekli cezaevinde yaklaşık 20 gün kaldı. O dönemde 18 aylık olan Enes’in yüzü gözü hapisten çıktığında yara bere içindeydi. Çünkü farelerin cirit attığı Edirne Cezaevinde çocuğu böcekler yedi.
“MUAZ’A VEREBİLECEĞİM UYGUN GIDA YOKTU”
* Kalp hastası olarak dünyaya gelen Muaz bebek 60 günlükken annesiyle birlikte 13 ay Tarsus Cezaevinde kaldı. Bu süre içinde göz ve kalp tedavisi aksadı. Annesi Nurhan Erdal Bahadır’ın koğuşta yaşadıklarının küçük bir kısmı:
“Burası o kadar zor bir yer ki anlatamam. Muaz’a verebileceğim uygun gıda yoktu. Muaz’ımız şu anda karavanda hangi yemek gelirse onu yiyor. Sıcak yemek yiyemiyor. Çorba olarak mercimek çorbası geliyor. Bu çorbayı hiç sevmedi. Kuru fasulye, nohut, barbunya, kızarmış patlıcan yemeği… İşte, 7. aydaki bir bebeği bu yemeklerle besliyordum. 7. ayda çiğ sebze ve çorba yapabileceğim bir elektrikli tencere istemek için kurum müdürüyle görüştüm. İzin çıkmadı. Emeklemeye başladığı için ranzadan düştü. Ranzanın etrafını çevirmek için file istediğimde hiç hoşlanmadığım bir cevap almıştım. Müdürlerden biri, ‘Ayağından iple bağla’ dedi.”
MEHMET AKİF ÜÇ YILDIR HİÇ DIŞARIYA ÇIKMADI

* 2 Eylül 2018’de dünyaya gelen Mehmet Akif Oktay, 12 Nisan 2019’dan bu yana annesi Benazir Oktay ile birlikte Bursa Yenişehir Cezaevinde kalıyor. Babası da tutuklu olduğu için bugüne kadar dışarı hiç çıkmadı. Koronavirüs salgını başladığında Yenişehir Cezaevindeki kreş ve park kapatıldığı için bu imkanlardan da hiç faydalanamayan Mehmet Akif, 3 yıldır küçücük koğuşta büyüyor. Dış dünyaya dair hiçbir şey bilmiyor. Yürümeyi, koşmayı avluda öğrendi. 17 kişilik koğuşta sürekli kadınlarla birlikte kaldığı için erkek memurları görünce korkuyor. Demir kapılar açıldıkça yataktan irkilerek uyanıyor.
* İlayda Tekgöz iki çocuğuyla, Emel hanım da kızıyla Bakırköy Cezaevinde kalıyor. Onlarla aynı koğuşta oğluyla birlikte kalan daha sonra Eskişehir Cezaevine nakledilen Nagehan Yüksel, koğuşun durumunu Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na gönderdiği mektupta şöyle anlatıyor: “Çocuklarımızı dört duvar arasında büyütürken geceleri böcek mi ısıracak, fare mi gelecek diye başlarını beklerken, onlar başlarını yastığa koyduklarında hala varsa tabi vicdanlarına hesap versinler. Posta ücretlerinin yüksek olması sebebiyle ailesine yük olmamak için ayda bir bile olsa mektup gönderemeyenleri görünce insanın içi acıyor.”

Bakırköy Cezaevi
“İLK BANYOSUNU SAÇ KURUTMA MAKİNESİYLE YAPTIRDIK”
* 5 aylık hamileyken tutuklanan Özlem Meci, oğlu Murat’ı cezaevi şartlarında dünyaya getirdi ve 9 aylık olana kadar hapiste büyüttü. Oğlunun ilk banyosunu çocuk üşümesin diye saç kurutma makinesiyle yaptırdığını anlatan Meci, “Birimiz saç kurutma makinası tuttuk, birimiz ketılda hemen suyu ısıttık. O şekilde ilk banyosunu yaptırmış oldum. Ek gıda adı altında çikolata, gofret ve bisküvi verdiler. Artan nohut yemeğini, ekmeği hangi malzeme varsa onları yoğurup mayalandırıyorduk. Buzdolabına saklardık. Çocuklar yiyecekleri zaman ısıtıcıda pişiriyorduk. Onları yediriyorduk.” dedi.
