Kamuoyunda “Kız Çocukları Davası” olarak bilinen ve aralarında 15 lise öğrencisinin de bulunduğu 5’i tutuklu 41 kişinin yargılandığı davanın bugün görülen 3. duruşmasında mahkeme başkanı ile tutuklu yargılanan kadınlar arasında Risale-i Nur’larla ilgili ibretlik bir konuşma geçti.
TR 724’ten Sevinç Özarslan’ın haberine göre. İmam Hatip mezunu olan İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı Şenol Kartal, bir kadına, “Telefon mesajlarınızda bir padişah geçiyor, her şeye gücü yeten. Kim bu padişah?” diye sordu.
Kadın, Risale-i Nur’da 10. Söz’de bahsedilen padişah olduğu için “Allah” diye cevap verdi. Mahkeme başkanı ısrarla “Yok bu başka biri sanki. Böyle padişah mı olur, her şeye gücü yetiyor. Niye bu padişaha insan üstü şeyler atfediyorsunuz.” diye yineledi.
Savunma yapan başka bir kadın, Bediüzzaman Said Nursi’nin Risaleler’de konuları teşbih, temsil ve hikayelerle anlattığını, 10. sözde de kainatın bir yaratıcısı olduğunu açıklamak için Padişah teşbihini kullandığını söyledi.
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçen bu konuşma, 1960’lı yıllarda Risale-i Nur’ların mahkemelerde yargılandığı günleri hatırlattı. Telefon mesajında Allah’tan bahsetmek, her şeye kadir padişahın (Allah’ın) sıfatlarını anlatmak AKP hükümetinin terör mahkemelerinde delil olarak kayıtlara geçti. Risaleler mahkemelerde kriminalize edildi.
Mahkeme Başkanı Şenol Kartal, 23 Eylül’de görülen ilk mahkemede namazla ilgili sorular sormasına tepki verilince “Ben de İHL mezunuyum” demişti.
Davayı uluslararası gözlemciler de takip ediyor
Öte yandan 5 kadının tutuklu yargılandığı davayı merkezi Washington’da olan International Center for Religion & Diplomacy (Uluslararası Din ve Diploması Merkezi) direktörü Rebecca Cataldi, Amerikalı insan hakları gözlemcisi Andrea Barron ve Paris Barosu’na kayıtlı ceza avukatı Anais Lefort da izliyor.
Kız çocukları davası nedir?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla aralarında 15 kız çocuğu ve üniversite öğrencilerinin bulunduğu 41 kişi, 7 Mayıs 2024’te gözaltına alındı, 29 kişi tutuklandı.
Üsküdar Çocuk Şube’ye götürülen 15 çocuk, 16 saat boyunca avukatlarıyla görüştürülmedi. Birbirleriyle konuşması dahi yasaklanan çocuklar bir polis memuru tarafından kan kusturmakla tehdit edildi.
Üç ay telefonları dinlenen ve takip edilen öğrenciler, çocuklar ve ebeveynleri hakkında “120 terör eylemi” tespit edildiği iddia edildi.
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 8 Temmuz 2024’te kabul edilen iddianamede “Akören Kamp Evi Sonrası – Marmara Park AVM – Bowling Programı”, “R.B. G.’nin, N.E.’nin ve A.G.’nin Evine Gitmesi” terör eylemi olarak yazıldı.
Savcı çocukları, öğrenci evinde kalmak, bovling oynamaya gitmek, Marmara AVM-Perla Vista AVM’de buluşmak, Yemek Sepeti’nden sipariş vermek, sinemaya gitmek, parkta buluşup piknik yapmak, yurt dışı gezisi organize etmekle suçladı.
Savcının temel iddiası, üniversite öğrencisi 12 genç kızın İstanbul’daki 4 farklı evde gönüllü olarak İngilizce dersi ve dini dersler vermesi, ebeveynlerin de çocuklarını bu aktivitelere göndermesine dayanıyor. Savcı, birlikte namaz kılmayı, Kuran okumayı, sosyal etkinlikleri terörle ilişkilendirdi. Hakim, kadınların altın günü yapmasını, doğum günü kutlamasını, çocukların ders çalışmasını silahlı terör örgütü üyeliğiyle bağlantı kurmaya çalıştı.
DEM Parti Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, 23 Eylül’de görülen ilk mahkeme hakimin çocuklara sorduğu soruları eleştirdiği için salondan çıkarıldı.