24 Haziran seçimleri yaklaşırken, yabancı ajans ve gazeteler de Türkiye’nin seçim nabzını tutmaya yönelik çabalarına hız verdi.
Çin haber ajansı Xinhua, Ankara sokaklarında dolaşarak gençlerle seçim ve adaylar üzerine bir dizi mülakat gerçekleştirdi.
Ankara’nın Kızılay meydanında kalabalık bir kafede bir grup genç Türk, kampanyacısı oldukları partinin seçim broşürlerini dağıtmak için günlük rutinlerini tartışıyorlar.
Üniversiteden arkadaşlarıyla çay içerek hazırlık yapan Emre Fişek, Xinhua’nın sorusuna “Eğer oyumuzu istiyorlarsa, dikkatimizi sadece seçimlerden önce çekmeye çalışmak yerine bizi her zaman ciddiye almak zorundalar” şeklinde yanıt veriyor.
Üniversite birinci sınıf öğrencisi Fişek, “politikayla özellikle ilgilenmediğini” söylese de, ilk defa oy kullanacağı bu seçimlerin öncesinde arkadaşları arasında siyasi tartışmalara daha fazla katılmak için hevesli olduğunu belirtiyor.
Türkiye’de seçilme yaşı yakın zamanda 25’ten 18’e indirildi.
Türkiye’de yaklaşmakta olan 24 Haziran milletvekili ve Cumhurbaşkanlık erken seçimlerinde 1.6 milyon yeni genç seçmen demokrasilerinin kaderinin belirlenmesine ilk defa katkıda bulunacak.
Neredeyse bütün partilerin 18 yaşında milletvekili adaylar göstermesi onlar için en büyük yenilik ancak bu adayların seçilme şansları çok az çünkü listelerin en son sıralarında yer alıyorlar.
Türkiye nüfusunun %16’sı 15-24 yaş aralığında gençlerden oluşuyor ve ülkenin siyasi geleceği de genç seçmenlerin tercihlerini doğru anlayabilmeye dayalı.
A&G araştırma şirketinin 2015 genel seçimiyle ilgili yaptığı araştırmaya göre, iktidardaki AKP genç oylarının %29.5’ini alırken, Kürt yanlısı HDP gençlerden %23.8 oy aldı.
Ana muhalefet partisi CHP’nin gençlerden oy oranı %23.7 olurken, milliyetçi parti MHP’nin genç nüfustan aldığı oy oranı %18.9 oldu.
Türkiye’yi parlamenter sistemden, geçtiğimiz yıl yapılan referandum ile onaylanan başkanlık sistemine geçirmek isteyen ve bu nedenle tekrar seçilme arzusu olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a göre “Türkiye’nin en büyük gücü genç ve nitelikli nüfusudur”.
Kurucusu Erdoğan’ın halen lideri olduğu ve milyonlarca seçmeni olan AKP, seçilebilme yaşını 2007’de 25’e ve ardından 2016’da 18’e indirdi.
AKP’li bir yetkiliye göre “Türkiye nüfusunun yarısından fazlası 30 yaşın, üçte birinden fazlası da 20 yaşın altında, bu yüzden gençlerin oyları çok önemli”.
AKP ve CHP gençlik kolları şehirlerde özellikle aktifler ve geçtiğimiz aydan beri yoğun biçimde kampanya yapıyorlar. Sosyal medya bu konuda en önemli araçlardan biri çünkü toplantı, miting ve konferans bilgileri Twitter veya Instagram üzerinden anında paylaşılıyor.
AKP 18 ila 24 yaş arasında 57 aday gösterdi.
Bunlardan biri de başkent Ankara’nın seçim bölgelerinden birinde potansiyel olarak seçilme şansı olan, kendine son derece güvenli İbrahim Enes Durmaz.
Xinhua’ya konuşan Durmaz’a göre “Toplumda genç vatandaşlara yönelik güven eksikliği var. Ülkenin geleceğine daha yaşı ilerlemiş milletvekilleri karar veriyor fakat bu kadar yüksek bir yaş ortalamasıyla bizim durumumuzu anlamalarına imkan yok”.
Gençliğin daha fazla ön plana çıkarılması gerekliliğinin altını çizen Durmaz, “Ciddi olduğumuzu onlara kanıtlamak istiyoruz” şeklinde konuşuyor.
Halen lise son sınıfta öğrenci olan genç aday Durmaz siyasetle samimi biçimde yakından ilgilendiğini ve son dört yıldır AKP gençlik kollarında çalıştığını belirtiyor. Bu çalışmaları partinin üst kademesinin dikkatini çekmiş.
Aynı zamanda siyaset Durmaz’ın eğitimine de engel olmayacak çünkü seçimden bir hafta sonra yapılacak üniversite giriş sınavında başarılı olarak eğitimine hukuk fakültesinde devam etmeyi amaçlıyor.
Eğer seçilirse, bu yaşta milletvekili olmuş ilk Türk vatandaşı olacak. Seçilmezse de kendisi gibi diğer gençleri siyasetle ilgilenmeleri için teşvik etmeye devam edecek.
CHP de gençliğin barındırdığı dev potansiyelin farkına vararak 25 yaş altında 48 aday gösterdi.
Yani toplamda ana akım partilerden 113 aday meclisteki 600 koltuktan birini elde edebilmek için seçimlerde yarışacak.
Araştırmalara göre gençlerin oy verme eğilimleri için en önemli etken yaşam tarzı.
Eğitim seviyesi yüksek olmak ve şehir merkezlerinde yaşıyor olmak oy vermeme olasılığını arttırsa da, Türkiye seçimlerinde katılım oranı %80 gibi bir ortalamayla hala çok yüksek olmayı sürdürüyor.