Bu davada “ateş ettim sonra kovanı topladım” diyen bile serbest.
Jandarma Kriminal’in vurulma anı olduğu tahmin edilen ve “yanlışlıkla” sildiği ortaya çıkan görüntülerin yer aldığı hard diskler üç yıldır açılmadı. İzmir’in Bornova ilçesinde 6-7 Ekim Kobanê eylemleri sırasında 3 çocuk babası Ekrem Kaceroğlu, silahla vurulduktan sonra linç edildi. Yüzlere polisin arasında elleri silahlı, sopalı kişilerce linç edilen Kaceroğlu, daha sonra kaldırıldığı hastanede 10 Ekim 2014’te yaşamını yitirdi. Ardından olaya karıştıkları gerekçesi ile 4 kişi gözaltına alındı, 2’si tutuklandı. İtiraz üzerine tutuklu 2 kişi serbest bırakıldı. Dava devam ederken, hakkında dava açılan kişilerin duruşmalara katılma zorunlulukları da kaldırıldı. Emniyet yetkilileri hakkında ise yapılan tüm başvurulara rağmen herhangi bir soruşturma açılmadı
GÖRÜNTÜLERİ GETİREN KİŞİ BELİRSİZ
Dava sürecinde avukatların tüm taleplerine rağmen Emniyet yetkilileri olay yeri görüntülerini mahkemeye göndermedi. Dava devam ederken, polis olduğu düşünülen bir kişi olay yeri inceleme torbası içinde polis kamerası ile çekilen olay yeri görüntülerinin bir kısmını mahkemeye bıraktı. Ortaya çıkan görüntülerde Kaceroğlu’nun vurulduğu ana dair görüntü bulunmazken, vurulmasının ardından kalabalık bir grup tarafından yüzlerce polisin ve TOMA’ların arasında linç edildiği görüldü. Yine TOMA’nın yaralı Kaceroğlu’nu almak isteyen aile bireylerine su sıktığı, saldırganların ellerini kollarını sallayarak, olay yerinden uzaklaştıkları ortaya çıktı. Ancak Kaceroğlu’nun vurulduğu ana dair görüntülere ise ulaşılamadı. Şu ana kadar mahkeme görüntüleri getiren kişinin kim olduğu yönünde bir incelemede bulunmazken, daha sonra olay yerine ait görüntülerin olduğu hard diskler de mahkemeye ulaştı.
HARD DİSKLER AÇILMADI
Ancak mahkemeye ulaşan hard disklerdeki görüntüler bir türlü açılamadı. Hard diskler, Jandarma Kriminal Laboratuvarı’na gönderildi. Bir yılı aşkındır gönderilen hard diskler, halen açılmadı. Bu sırada Jandarmaya gönderilen 117 ayrı kameraya ait 118 bin 528 adet dat uzantılı görüntü dosyalarına dair rapor da mahkemeye ulaştı. Raporda, birçok görüntünün silinmiş olduğuna yer verilirken, geri getirilen görüntülerin raporda sunulduğuna yer verildi. Kaceroğlu’nu vuran silahı gösterecek kişinin olduğu düşünülen görüntülerle ilgili ise, gönderilen raporda çarpıcı ifadeler yer aldı.
KOPYALANIRKEN ‘YANLIŞLIKLA’ SİLİNDİ
Raporda “Görüntü incelemesi” başlığı altında şu ifadelere yer verildi: “Güvenlik kamera kayıt cihazının görsel olarak yaptığı incelemesinde; güvenlik kamera kayıt cihazının ‘Üzerine yazma’ (cihazın sabit disk kaydı dolduğunda, eski görüntü kaydının görüntü kaydının üzerine yeni görüntülerin yazılması) özelliği ile ‘Kayıt’ yapma özellikleri kapatılarak inceleme başlatılmıştır. Ancak inceleme aşamasında yapılan kontrol sonucunda; cihazın ‘Üzerine yazma’ (cihazın sabit disk kaydı dolduğunda eski görüntü kayıtlarının üzerine yeni görüntülerin yazılması) özelliği ile ‘Kayıt’ yapma özellikleri kapalı olmasına rağmen cihazın kayıt yaptığı tespit edilmiş olup, cihaz durdurularak incelemeye son verilmiştir.
Güvenlik kamera kayıt cihazına ait sabit diskin birebir kopyası alınmış ve kopyalanan disk kayıt cihazına takılarak incelemeye devam edilmiştir. Mevcut görüntü kayıtları içerisinde mavi ekran (boş) görüntü kayıtları olduğu tespit edilmiş olup, sebebinin kayıt cihazının çalışır vaziyette olduğu anda kamera bağlantılarının olmamasından kaynaklandığı değerlendirilmiştir.”
Raporun devamında cihazdan kaynaklanan sebepten dolayı bazı anlara ait görüntülerin kısmen kopyalanarak gönderildiğine yer verildi.
Kaceroğlu ailesinin avukatı Nezahat Paşa, Jandarma Kriminal Laboratuvarı’nın raporundaki ifadeler için, “Tutanakta açıkça ‘biz yanlışlıkla sildik’ deniliyor. Ancak böyle bir kurumun böyle bir yanlışlık yapması kabul edilemez. O görüntüler belki de silahı ateşleyen kişiyi gösterecek görüntülerdi” ifadelerini kullandı.
3 YIL GEÇTİ GÖRÜNTÜLER İZLENEMEDİ
6-7 Ekim olaylarının üzerinden 3 yıl geçtiğini belirten Paşa, Kaceroğlu dosyasında uzun bir sürenin kamera kayıtlarının toplanmasına harcandığını belirtti. Yargılamada herhangi bir ilerlemenin kaydedilmediğini belirten Paşa, “Dosyada ilk olarak Kaceroğlu’nun vurulduğu dakikanın kamera kayıtlarından silindiğini tespit ettik. Bu nedenle olay anı görüntülerinin olduğu kameraların hard disklerini talep ettik. Ancak onlar da yaklaşık bir yıl sonra geldi. Hard disklerin görüntülerinin kopyalanması süreci halen tamamlanmadı. Görüntüler bir türlü açılamıyor. Görüntüler jandarma kriminale gönderildi. Ancak onlar da bir inceleme yapmadan dosyayı iade etti. Adalet adına kat edilen bir şey yok. Geldiğimiz noktada kamera kayıtları İzmir’de özel bir bilirkişiye teslim edilmiş ancak o da halen açabilmiş değil. Dosyada mahkeme şu ana kadar asıl görüntüleri izleyebilmiş değil” dedi.
‘ATEŞ EDİP KOVANI TOPLADIĞINI SÖYLEYEN BİLE TUTUTSUZ’
Kaceroğlu’nun öldürülmesine karıştığı iddiası ile tespit edilen 4 kişinin de tutuksuz yargılandığını hatırlatan Paşa, “Ateş ettiğini kabul eden ve boş kovanı cebine koyduğunu belirten sanık bile tutuksuz yargılanıyor. Hatta sanıklar adli kontrol şartı bile uygulanmadan tutuluyor. Ama Yasin Börü siyasete malzeme yapıldığı için dosyası bizzat devlet tarafından takip ediliyor” dedi.
‘FAİLİN ORTAYA ÇIKMAMASI İÇİN HERŞEY YAPILDI’
Polisler tarafından çekilen kamera kayıtlarında açıkça bir ihmal olduğunun görüldüğünü belirten Paşa, şöyle devam etti: “Silahlı saldırganlarla polislerin bir arada olduğu, silahlara rağmen polislerin bu kişilere müdahale etmediği görülüyor. Ortaya çıkan kısmi görüntülerde bile TOMA’nın saldırganlara değil yerde yaralı yatan Kaceroğlu ve onu almaya çalışan ailesine su sıkıyor. Polis Kaceroğlu vurulmadan önce olayı çekmiyor. Polislerle saldırganların ayaklarını çekiyor. Vurulduktan sonra olayı çekmeye başlıyor.
Yine telsiz kayıtlarında, 155 Polis İmdat hattında yapılan görüşmelerde olayın olacağı belli olmasına rağmen herhangi bir önlemin alınmadığı açığa çıkıyor. Ayrıca polislerin kendi aralarındaki konuşmalarda olay yerine ekip gönderilmemesi yönünde amirlerinin talimatı olduğu yönünde konuşmalar da mevcut. Buna rağmen polisler hakkında herhangi bir soruşturma izni verilmedi. Bizim yaptığımız başvurulara valilikçe izin verilmediği gerekçesi ile savcılık kovuşturmaya gerek olmadığı yönünde karar verdi. Dosyada tespit edilen polislerden birinin 6-7 Ekim’den birkaç hafta sonra intihar ettiği öne sürüldü. Yine iki polisin başka bir soruşturmadan tutuklandığını öğrendik. Ancak bunlara rağmen kimsenin ifadesi alınmadı. Bir soruşturma başlatılmadı. Yaptığımız tüm başvurular reddedildi. Soruşturma ciddi bir şekilde yürütülmedi. Açıkçası bu dosyada failin ortaya çıkmaması için her şey yapıldı.”