Diken’den Mesude Erşan’ın haberine göre, Ajans bulguların, yaygın bir enfeksiyon kaynağını işaret ettiğini açıkladı. Seyahat edecek vatandaşlarını, gidecekleri yer neresi olursa olsun, yiyecek ve suyla bulaşabilecek hastalıklara karşı uyardı.
‘Herşey dahil’ paketiyle tatil yapmışlar
Yine Birleşik Krallıkta gıda güvenliğiyle ilgili haberler yayınlayan FSN sitesine göreyse UKHSA, Antalya’dan dönen tatilcilerdeki ishalin salmonelladan kaynaklandığını doğrulandı. Vakaların çoğunluğunda nisan sonunda örnek alındı.
Yine aynı habere göre yılın başlarında Antalya’daki Rixos Sungate Otel’de tatil yapan ve Türkiye’de hastalanan 50’si çocuk 130’dan fazla tatilci dava açmak için adım attı.
Salmonellanın 2 bin alt tipi insanı hasta ediyor
Salmonella, enterobacteriaceae ailesinde yer alan bir bakteri. Yaklaşık 2 bin alt tipi insanlarda hastalığa neden olur. Salmonella tifo ve salmonella paratifo yalnızca insanlarda, salgınlarla seyredebilen hastalıklara neden oluyor.
Kaynağı bilinmeyen, kontamine (bakteri bulaşmış olan) suların içilmesi ve kullanılması, insan ve hayvan atıklarının uygun şekilde bertaraf edilmemesi ve bunların kaynak sularına karışması, içme ve kullanma sularının yeterince klorlanmaması, bakteriyi taşıyan ve iyi pişirilmemiş et, yumurta, süt ve süt ürünleri gibi gıdaların, pastörize edilmemiş süt, peynir, kontamine çiğ sebze ve meyve, baharat ve çerezlerin tüketimi, hasta kümes hayvanları, özellikle yılan, kaplumbağa, kertenkele gibi sürüngenler, kurbağalar, kuşlar ve civciv gibi evcil hayvanlarla temastan sonra hijyen kurallarına uyulmaması (ellerin iyi yıkanmaması) halinde bulaşabiliyor. Bakteri, hasta insanlardan diğer insanlara da geçebiliyor.
Salmonella bakterisinin vücuda alınmasından yaklaşık 12-72 saat sonra ishal, ateş, bulantı, kusma ve karın krampları şeklinde hastalık belirtileri ortaya çıkıyor.
Hastalık genellikle dört-yedi gün sürer ve çoğu kişi tedavi olmadan iyileşir. Bazı kişilerde ishal, hastanın hastaneye yatmasını gerektirecek kadar şiddetli olabilir. Yaşlılar, bebekler ve bağışıklık sistemi yetersiz olan kişilerde hastalık daha ciddi seyreder.
‘Çiğ etlerin hiçbir zaman pişmiş ete değmemesi lazım‘
‘Herşey dahil’ sisteminde açık büfelerde çok sayıda gıda, saatlerce sıcak havada bekliyor. Bunun bile tek başına sorun olduğunu belirten Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Çağatay Güler, şunları dedi: “Ellerin iyi yıkanması önemli. Ama herkes eline uyduruk, beyaz bir eldiven geçiyor. Aslında kendi eli kirlenmesin diye. Birkaç kez kullanıldığında, enfeksiyon etkenini oradan oraya yayıyor. Elini yıkayan birini her zaman eldiven kullanana tercih ederim. Tuvaletlerden sonra, yemek yemeden önce, yemek hazırlığına girişmeden muhakkak ellerin yıkanması, çiğ etlerin hiçbir zaman pişmiş ete değmemesi lazım. Yazın sıcak havalarda örneğin salata barların kaldırılmasını, iyi pişmemiş gıdaların yenmemesini isteriz”
Ekonomik durum bozulduğunda ihlaller artıyor
Güler son zamanlarda ülkenin farklı bölgelerinden peş peşe gıda zehirlenmesi haberleri geldiğini hatırlattı ve ekledi: “Bunların hepsinin altında yatan ‘yetersizlik’.”
Ekonomik kriz, yoksulluk, kötü yönetilen salgın ve diğer afetlerin halk sağlığı açısından besin sahtekârlıklarının artmasına da zemin hazırladığını söyleyen Güler, şunları söyledi: “Ekonomik durum bozulduğunda maliyeti düşüren bazı uygulamaları da kolaylaştırabilir. Bu toplumun her kesiminin ‘yenilmemesi gerekeni’ yemesi ve besin zehirlenmesi riski altında olması demek. Gıda zehirlenmeleri, daha kötülerinin habercisi olabilir.”
Sağlık Bakanlığı’nın sadece tedavi edici hizmetlere odaklı olmasını, halk sağlığını koruyucu önlemlerle yeterince ilgilenmediğini ifade eden Güler, şöyle devam etti: “Artık koskoca bakanlık ‘Tedavi Genel Müdürlüğü’ gibi çalışıyor. İnsanlar hastalanınca hastaneye gider, tedavi olurlar. Halbuki insanların hastalanmalarının önlenmesi, koruyucu hekimlikle mümkün. Cumhuriyet kurulduğunda, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu gibi çok güçlü bir yasamız vardı.
Paramparça edildi ve bütünlüğü bozuldu. Çok ilginç bir şekilde, 2004’de gıda denetimi Tarım ve Orman Bakanlığına verildi. Denetimi Sağlık Bakanlığı yapmalı. Dünyanın hiçbir yerinde herhangi bir maddenin kullanımına izin veren kurum daha sonra zararlı olduğunu iddia etmez. Gıda denetimi Sağlık Bakanlığı tarafından yapılmalı.”
‘Gıda güvenliği karnemiz içler açısı’
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, Türkiye’nin ‘gıda güvenliği karnesi’nin içler acısı durumda olduğunu söyledi. Şenol “Bir o kadar vahimi, bizim bunu yine ‘başkalarından’ öğreniyor olmamız” dedi.
Her yaz Türkiye’de yoğun bir gıda zehirlenmesi sorunu yaşandığını belirten profesör, şöyle devam etti: “Ama şimdi her zamankinden çok daha fazla görüyoruz. Aslında ishal vakalarında salmonella üretebilmemiz zordur. Çünkü antibiyotik kullanarak gelir hastalar. Bu sefer antibiyotik kullanarak gelmelerine rağmen üretiyoruz. Demek ki oldukça dirençli bir bakteri. Dolasıyla İngiltere’deki vakalarla birleştiği zaman hayvan aşılaması, hayvan hastalıkları, gıda güvenliği, gıda hazırlayıcısının bulaştırması gibi konularda kırılmalar olduğunu anlıyoruz.”
Yüksek enflasyon nedeniyle maliyetlerin çok yükseldiğini, ucuz malzemelerle hazırlanan besinlerin güvenilir olmayabileceğini söyleyen Şenol, şöyle konuştu: “Yemeklerin toplu sunulduğu yerde, ucuz gıda kullanımı riski var. Güvenli gıdanın maliyeti çok yükseldi. Besinlerle bulaşan, salmonella gibi 250’ye yakın etken var. Toplu gıda üretilen ve tüketilen yerlerde çok daha sık görülüyor. Tek bir kişinin hasta olması bile bulaş için yetebiliyor.”
‘Az gelişmiş ülkelerin sorunu’
Besinlerden geçen etkenlerin büyük bölümünün hayvan hastalığı olduğunu ve kanatlılarda sık görüldüğünü belirten Şenol, şunları dedi: “Bu yüzden kanatlılar aşılanması (salmonella) ve endüstriyel üretimde de uygun, denetlenmiş miktarda antibiyotik kullanımı ve etin sterilizasyonuyla (ultraviyole, radyasyon gibi yöntemlerle) bu hastalıklar kontrol altına alınabilir. Mesela Danimarka, Finlandiya gibi ülkeler besin zehirlenmesine yol açan hayvan hastalıklarını elemine ettiklerini söylüyor.”
Salmonella bağışıklık sistemi baskılanmış, yaşlı, bebek ve gebelerde ciddi sorunlara yol açabiliyor. Özellikle ateş, karın ağrılarıyla seyreden, 48 saatten sonra iyileşmeyen, dışkıda kan, iltihap maddesi görülen ishallerin ciddiye alınması gerekiyor: “Salmonella kabul edilebilir bir şey değil. Çok az gelişmiş, sağlık sisteminin kötü olduğu Hindistan, Pakistan, Afrika ülkelerinde çok yaygın. Kuzey Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde ise çok vahim birşey. Salmonella gibi besin zehirlenmelerine yol açanlar dava edilir.”
Riski azaltan faktörler
Şenol’un verdiği bilgiye göre aşağıdaki faktörler riski artırıyor:
*Tüm çiğ gıdalar ve özellikle pastörize olmayan süt ve süt ürünleri, süt gibi hayvansal olanlar, deniz ürünleri potansiyel riskli. Midye, kümes hayvanları, kıyma yüksek riskli. Pek çok hayvanın etinin “havuzlanılarak” kullanıldığı, hamburger, omlet gibi yiyecekler riskli.
*Pişirildikten sonra , uygun olmayan koşullarda, örneğin ağzı kapatılmadan ve /veya oda ısısında uzun süre bekletilen gıdalardan da bulaşma oluyor.
*Ülkemizde sık görülen, hayvansal gıdalardan bulaşan brusella en sık, pastörize olmayan süt, krema, dondurma ve taze peynirden bulaşıyor.
*”Köklerimize dönüyoruz” denilerek üretilen ve tüketilen, genellikle daha pahalı bu gıdalar sağlıklı olmayabilir. Bilhassa çiğ süt çok tehlikeli. Kaynatmak yetmeyebiliyor. En sağlıklı olanı pastörize edilmiş sütün tüketilmesi.
Temiz deniz ve havuz önemli
* Turist ishallerine karşı öneri: Pişir ye, kaynat iç, soy ye. Bunları yapamıyorsan hiç yeme!
*Bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar, ileri yaşlardakiler, gebeler ve bebekler için daha dikkatli olunmalı.
*Mide asidini azaltıcı ilaçlar kullananlar, buzlu su gibi mide pasajını hızlandıran durumlar, bağırsak mikrobiyotasına olumsuz etki eden antibiyotik kullanımları, besin ile bulaşan hastalıklara yakalanma olasılığını artırıyor.
*Besin zehirlenmeleri ishal, bulantı, kusmayla seyrediyor. Bazen salmonella (tifo) ve dizanterideki gibi, yüksek ateş, eklem -kas ağrıları yapıyor.
*Brusella (peynir hastalığı ), hepatit A (sarılık) gibi haftalar hatta aylar sonra gelişen sistemik hastalıklara yol açabilir. Bazen, eklem iltihabı, beyin ve sinir hasarı ve böbrek yetmezliği gibi hastalıklarla sonlanabilir.
*Temizliğinden emin olmadığınız havuz ve denize girmeyin!