Üç yıldır Türkiye’den Amerika’ya ve Avrupa’ya sığınmak zorunda kalan mültecilerin yaşadıklarını araştıran Amerikalı profesör Vonya Womack, Türkiye’de sessiz bir soykırım yapıldığını söyledi.
Bold Medya’dan Sevinç Özarslan’ın özel haberi şöyle;
Merkezi ABD’de olan Cabrini Üniversitesi’nin bünyesindeki International Center for Global Learning’in başkanlığından iki yıl önce istifa eden ve kendini insan hakları ihlallerine adayan Amerikalı profesör Vonya Womack, geçen hafta sonu Norveç, İsveç ve Almanya’ya bir dizi ziyaret gerçekleştirdi.
Avrupa’ya ve Amerika’ya iltica etmek zorunda kalan mültecilerle görüşen ve bu görüşmelerini iki projeye dönüştürecek olan Womack “Türkiye’de sessiz bir soykırım yapılıyor. Bu soykırım için belki de yeni bir isim gerekecek. Bu olaylar ne kadar çok konuşulursa sessiz kalan insanlar üzerinde bir baskı oluşacaktır ve sonunda bir şekilde onlar da konuşacak.” dedi.
“KONUŞMAYANLAR KORKUDAN MI SUSUYOR?”
Vonya Womack, Ege Denizi’nde iki çocuklarını kaybeden Gonca-Ebubekir Kara ailesini de ikinci kez Almanya’da ziyaret etti. Kara ailesiyle olay henüz yeniyken ilk kez iki yıl önce görüşen Womack, bu kez ailenin psikolojik olarak nasıl olduğuyla çok ilgiliydi. Bu görüşmeye Bold Medya olarak biz de katıldık. Türkiye’deki insan hakları ihlallerinin çoğunu gündeme getirdiğimiz için bizimle de tanışmak istediğini belirten Womack, üç şeyi çok merak etti.
Bu kadar çok hak ihlali olmasına rağmen insanların neden konuşmamayı tercih ettiğini soran Womack, “Korkudan mı susuyorlar?” dedi. Cevabını merak ettiği ikinci soru “Mağdurların yaşadıklarını size anlatılmasıyla bana anlatmaları arasında bir fark var mı?” oldu. Bir de yayınlamadığımız herhangi bir belge olup olmadığını sordu. Womack, tüm bu araştırmalarını ve sorularının cevabını iki önemli projeyle gelecek nesillere aktarmayı hedefliyor.
DEDELERİ ALMANYA’DAN AMERİKA’YA GÖÇ ETMİŞ
Dört çocuk annesi olan 50 yaşındaki Vonya Womack, üç-dört nesil önce Almanya’dan Amerika’ya göç etmiş bir ailenin kızı. Anneannesi ve dedesi Amerikalı ünlü reçel şirketi Smackers’ın kurucularından. Ama kendisi bu servetin varisi ya da ortağı değil, ABD’de pazarlama ve küresel liderlik alanında profesörlüğe kadar yükselmiş bir akademisyen.
Üniversite eğitimini işletme alanında tamamlayan Womack, yıllarca ünlü kimya firması Merck’te satış ve pazarlama alanında çalıştıktan sonra 7 yıl önce Cabrini Üniversitesi’nde küresel liderlik üzerine ders vermeye başlar. Sosyal adalet üzerine yoğunlaşan Cabrini Üniversitesi’nin 2 bin öğrencisi bulunuyor.
ÖĞRENCİLERİYLE MÜLTECİLERE ZİYARET
Üniversite okurken Filistin’deki olaylara duyarsız kalmayan ve o bölgeyi ziyaret eden Womack’a Cabrini’de bir gün insan hakları alanında ders vermesini isterler. Böylece kendini mültecilerin arasında bulur.
Türkiye’deki insan hakları konularına da eğilir. ABD’ye yeni yerleşen mültecilerle bağlantı kurar, hatta öğrencileriyle onları ziyarete gider, bazılarını üniversiteye konuşmacı olarak davet eder. Hem Türkiye tarihini hem de son yıllarda yaşananları araştırır, öğrencilerine anlatır, birlikte okumalar yaparlar.
Son yıllarda yaşanan insan hakları ihlallerine ilgisi giderek artan Womack, mültecilerin ilk uğrak yerlerinden biri olan Yunanistan’a, daha sonra Almanya’ya giderek bire bir görüşmeler yapar, politik mültecilerin maruz kaldığı hukuksuzlukları daha yakından dinler. 27 Eylül 2019’da Sakız Adası yakınlarında iki çocuklarını kaybeden Gonca-Ebubekir Kara ailesiyle ilk o zaman tanışır.
İKİ ÖNEMLİ PROJE
Bu kadar çok insanın haksızlığa uğradığını bilmediğini ifade eden Womack, yaptığı görüşmelerden çok etkilendiği için hocalığı bırakmaya karar verir. Bu kararını eşine ilk söylediğinde eşi kahkahayla güler, “Dört çocuğumuz var, ikisi üniversitede, ikisi lisede, biz bunu nasıl karşılayacağız.” diye tepki gösterir.
Vicdanının sesine kulak veren ve sıfırı göze alarak istifa eden Womack, iki yıl önce akademisyenliği bırakır. Kısaca RUSU olarak adlandırdığı “Bilinmeyen mültecilerin, duyulmamış hikayeleri”ni bir araya getiren www.refugeesunknown.org adı altında bir web sitesi açar.
Womack’ın ilk amacı, dünyanın her yerine dağılmış olan politik mültecilerin hikayelerini bu sitede bir araya getirip dijital ortamda İngilizce bir kaynak oluşturmak. Sitede sadece yazılı metin değil, Podcast şeklinde ses kayıtlarına da yer verdiklerini belirten Womack, “Çok fazla hikaye var ama çok dağınık durumda. Bu hikayeleri bir araya getirebilirsem, tek bir yerde toplanması önemli. Bu konuda çalışma yapacak diğer akademisyenlere, gazetecilere, ilgilenen herkese kaynak oluşturmak istiyorum. Herkesin istediği zaman girebileceği, araştırma yapabileceği, hızlı bir şekilde hikayelerin yazılı veya sözlü bulabileceği bir web sitesi olacak.” dedi.
“BU SOYKIRIM İÇİN YENİ BİR İSİM GEREKECEK”
İkinci hedefi ise bu hikayeleri bir üniversite çatısı altında Soykırım adıyla kitaplaştırmak. Türkiye’de sessiz bir soykırımın yapıldığını ifade eden Womack, “Bu soykırım için belki de yeni bir isim gerekecek. Soykırımın birçok aşaması var. Bu hikayeler soykırımın türüne girdiğini yeniden sınıflandırmak gerekecek.” diye konuştu.
Womack şöyle devam etti: “Bu olaylar ne kadar çok konuşulursa sessiz kalan insanlar üzerinde bir baskı oluşturacak ve sonunda bir şekilde onlar da konuşacak. Aynı gruba mensup insanların yaşadıklarını birbirleriyle paylaşmaları aslında o cemaate mal olmuş bir travmaya dönüşüyor. Birbirlerine anlattıkça hem ortak şey yaşamış oluyor hem de travmanın atlatılması için bir adım oluyor. Anlattıkça rahatlayacaklar aslında.”