1725gercekleri.com‘un haberine göre, Türkiye’de son günlerde, Süleyman Soylu yönetimindeki Emniyet Teşkilatı’nda görevli farklı kademelerdeki polisler makamlarını kullanarak karıştıkları suçlarla dikkati çekiyor.
Halkın can ve mal güvenliğini sağlamakla sorumlu Emniyet Teşkilatındaki bazı kişilerin çetelerle kurduğu kirli ilişkiler ağı ve işledikleri suçlar sosyal medya sayesinde ortaya çıkıyor.
Geçtiğimiz günlerde, eski Ülkü Ocakları Başkanı Doç. Dr. Sinan Ateş Ankara’da uğradığı silahlı saldırı sonucu vefat etmiş, soruşturma kapsamında iki özel harekat polisi de tutuklanmıştı.
Bir süre önce Konya’da gerçekleştirilen operasyonda, uyuşturucu çetesinin baronunun savcı, kuryelerinin ise narkotik polisi olduğu ortaya çıkmıştı.
Bu olayın ardından dün de İstanbul Kağıthane’deki BİM marketin bir şubesinde bir erkeğin, kadınların etek altından fotoğraflarını çektiği anlar güvenlik kameralarına yakalandı. Polis tarafından gözaltına alınan şahsın, komiser Serdar E. olduğu ortaya çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapmasında şüpheli Serdar E. yakalandı.
Serdar E.’nin Kağıthane’de komiser olduğu belirtilirken, İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamada, “5 Ocak 2023 tarihinde Kağıthane ilçemizdeki bir markette meydana gelen ‘Cinsel Taciz’ olayının şüphelisi Serdar E., güvenlik güçlerimizce yakalanmış ve çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştır” denildi.
Gözaltına alınan komiserin telefonundaki arşivden birçok kadına ait görüntüler çıktığı öğrenildi.
Görüntülerde, Serdar E.’nin BİM markette reyonlardan ürün alan bir kadının eteğinin altına telefonunu sokarak görüntü çektiği görülüyor.
GERÇEK POLİSLER CEZAEVİNDE ÜLKE ÇETELERE KALDI
17-25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonları ile ve 15 Temmuz sonrası binlerce vatansever polis Kanun Hükmünde Kararnameler ile mesleklerinden atıldı. Söz konusu emniyet mensupları başarılarıyla hem yurt içinde hem de yurt dışında çeşitli takdirnamelerle sayısız kez ödüllendirilmiş kişilerdi.
Ancak kendi kirli ilişkilerini ve çıkarlarını her şeyin üzerinde tutan Recep Tayyip Erdoğan ve iktidarı, vatansever bu polisleri görevlerini yaptıkları gerekçesiyle tutsak etti. İhraç edilen polislerin meslek hayatları “belki bir açıkları bulunur” gayesiyle didik didik edilmesine karşın hiç birinin geçmişinde gasp, uyuşturucu, taciz, rüşvet veya yolsuzluk gibi yüz kızartıcı suç delili bulunamadı.
Konuyla ilgili bir süre önce Gazeteci Said Sefa, 17-25 Aralık tarihlerinin Türkiye için dönüm noktası olduğunu belirterek, “Mafya ile çalışan, uyuşturucu ve silah kaçakçılığına, kadın ticaretine, adi suçlara bulaşan bunlardan ötürü soruşturma geçiren, açığa alınan, görevden el çektirilen; hatta hapis yatan ne kadar polis varsa hepsi görevlerine iade edildi.” ifadesini kullandı.
17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonlarıyla ilgili sosyal medya hesabından bazı değerlendirmelerde bulunan Sefa şunları kaydetti:
“Mafya ile çalışan, uyuşturucu ve silah kaçakçılığına, kadın ticaretine, adi suçlara bulaşan bunlardan ötürü soruşturma geçiren, açığa alınan, görevden el çektirilen; hatta hapis yatan ne kadar polis varsa hepsi görevlerine iade edildi. Yetti mi? Elbette yetmedi. Suça bulaşan ne kadar yargı mensubu varsa “aklanarak (!)” önemli mahkemelere atandı. Bazı yargı mensupları da lüks arabalar ve villalar karşılığında satın alındı. Bugün yaşanan ve yaşanmakta olan adaletsizliğin temelleri işte o zaman atıldı. Emniyet ve yargının “büyük yolsuzluk operasyonunu kapatma” bahanesiyle Saray’ın piyonu haline getirilmesinin nasıl bir felaket olduğu o zaman tam olarak anlaşılamamış, basite alınmış olay “birbirlerini yesinler” kolaycılığı hatta ahmaklığıyla değerlendirilir olmuştu.”