Freedom House’un ‘Nette Özgürlük‘ raporu yayınlandı.
70 ülkenin değerlendirildiği raporda bu yıl internetin 17 ülkede ‘özgür’, 32 ülkede ‘kısmen özgür’ ve 21 ülkede ‘özgür olmadığı’ yazıldı.
Listesinin zirvesinde bu yıl 95 puanla İzlanda yer alırken onu 93 puanla Estonya ve 88 puanla Kosta Rika izledi.
Listenin sonunda İran, Myanmar ve Çin yer alırken sondan 17’nci Türkiye de ‘özgür olmayan’ ülkeler arasında.
Geçen yıl 100 puan üzerinden aldığı 34’ten iki gerileyerek 32 alan Türkiye’nin raporunun özetinde şunlar kaydedildi: “Türkiye’de internet özgürlüğü azalmaya devam etti. Raporun kapsadığı süre boyunca, 2020 Sosyal Medya Yasası bağımsız ve eleştirel medya kuruluşlarının web sitelerinden içerik kaldırmaya zorlamak için kullanıldı. Siyasi muhalefet de dahil olmak üzere binlerce çevrimiçi kullanıcı, sosyal medya faaliyetleri nedeniyle suçlamalarla karşı karşıya kaldı. Otosansür, hükümet yanlısı kuruluşların çoğalması ve bağımsız medya sitelerinin engellenmesi, Türkiye’de daha az çeşitli bir çevrimiçi alan yarattı. Ayrıca, hükümet yanlısı trol ağları, aktivistlere karşı karalama kampanyaları düzenledi ve önde gelen gazeteciler çevrimiçi haberleri yüzünden fiziksel şiddete maruz kaldı.”
AKP ve MHP’nin hazırladığı ‘dezenformasyonla mücadele yasası’ adı verilen ama gazetecilik meslek örgütlerinin ‘sansür yasası’ olarak adlandırdığı kanunun savcılar ve hakimlerin takdirindeki ‘yanıltıcı bilgi’ye hapis cezası öngördüğü hatırlatılan raporda, bu kanunun hükümetin sosyal medyada kontrolünü artıracağı vurgulandı.
AKP’nin 2002’de seçildikten sonra ‘başlangıçta özgürlükçü reformlar getirdiği daha sonraysa giderek sosyal ve siyasi hakları daralttığı’ yazılan raporda şöyle devam edildi: “AKP hükümeti, 2016’daki darbe girişiminden bu yana muhalifler üzerinde dramatik ve geniş kapsamlı bir baskı uyguladı ve 2017’de kabul edilen anayasa değişiklikleri, gücü cumhurbaşkanının elinde topladı.
Erdoğan Türk siyasetinde muazzam bir güç kullanmaya devam ederken 2019 belediye seçimlerindeki muhalefet zaferleri ve Covid-19 pandemisinin zaten titrek ekonomi üzerindeki etkisi, hükümete muhalefeti bastırmak ve kamusal söylemi sınırlamak için yeni teşvikler verdi.
Sözde dezenformasyon tasarısının kabul edilmesinin, iktidar ittifakına Haziran 2023 cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri öncesinde muhalefet partilerini ve eleştirel medya haberlerini susturmada yardımcı olması bekleniyor. Raporun kapsadığı döneminin sonu itibariyle, tüm potansiyel muhalefet adayları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan daha yüksek oy alıyor.”
Raporda Türkiye’ye ilişkin öne çıkan gelişmelerse şöyle:
* Çeşitli illerde altyapı hasarları ve çalıntı kablolar nedeniyle internet kesintileri yaşandı.
* İki uluslararası medya kuruluşunun, lisans için başvurmadıkları gerekçesiyle internet siteleri engellendi.
* 2020 Sosyal Medya Yasası, bağımsız haber kuruluşlarını büyük ölçüde etkileyecek şekilde yürürlüğe girdi. Haber kuruluşları ve sosyal medya platformları içerik kaldırma emirleriyle hedef alınmaya devam etti.
* Hükümet yanlısı medya gelişmeye devam ederken, bağımsız haber kuruluşlarının internet siteleri engellendi. Bu da Türkiye’deki internet kullanıcılarının kullanımına sunulan çevrimiçi içeriğin çeşitliliğinde bir düşüşe yol açtı.
* Meclise yeni bir ‘dezenformasyon’ tasarısı teklif edildi. Tasarı, kasıtlı olarak yanlış bilgi yayınlayan internet kullanıcılarına hapis cezası öngörüyor ve çevrimiçi anonimlik üzerinde olumsuz etkileri var.
* En az bir sosyal medya kullanıcısı, bir sosyal medya paylaşımı nedeniyle ömür boyu hapis cezası istenen davayla karşı karşıya kalırken Kürt meselelerini haberleştiren bir gazeteci Facebook paylaşımı nedeniyle müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca CHP İstanbul Genel Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Twitter hesabındanki paylaşımlardan dolayı dört yıl 11 ay hapis cezasına çarptırıldı.
* Çevrimiçi gazeteciler, çevrimiçi haberciliklerinin cezası olarak fiziksel saldırılar da dahil olmak üzere artan tacizle karşı karşıya kaldı.