Vize serbestisi konusunda yaşanan tıkanıklık ve vize kolaylığı sürecinin tam ve etkin olarak devreye sokulamaması sorunun kısa vadede çözümünün güç olduğunu gösteriyor.
AB Göç ve İçişleri Komiserli tarafından açıklanan 2023 istatistiklerine göre, Çin ve Türkiye birer milyon başvuruyla en çok Schengen vizesi talep eden iki ülke oldu.
Nüfusa orantılandığında ise Türkiye açık ara en çok Schengen başvurusunda bulunan ülke konumunda. 2022’de 700 bin civarında olan başvuru sayısının sadece bir senede yüzde 30 kadar artmış olması Türkiye’den AB’ye dönük ilginin ne kadar arttığını gösteren somut bir istatistik olarak görülüyor.
Aynı istatistikler, Türkiye’den yapılan vize başvurularının yüzde 16,1’inin reddedildiğini gösteriyor. Bu oran, AB’nin genel olarak üçüncü ülke vatandaşlarının yaptığı başvurulara verdiği ret oranıyla dengeli. Ancak Türk vatandaşlarının randevu süresinin çok uzun olması, ve vizelerin kısa dönemli ve tek girişli olacak şekilde verilmesi sorunun asıl kaynağını oluşturuyor.
Türkiye’den başvurular çoğunlukla Almanya, İspanya, İtalya gibi ülkeler için yapılıyor ve randevu almak için aylarca bekleyen Türk vatandaşları oluyor.
Ankara’da dün temaslarda bulunan AB Komşuluk ve Genişleme Komiseri Oliver Varhelyi’nin Türk muhataplarından en çok duyduğu şikayet de bu konuda oldu.
Varhelyi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanı sıra Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile görüşmelerde bulundu.
Vize serbestisi için çalışmalar yeniden mi başlıyor?
Dışişleri Bakanı Fidan, dünkü basın toplantısında sorunun çözümü için “vize kolaylığı” ve “vize serbestisi” başlıkları altında iki aşamalı çalışıldığını vurguladı ve AB ve üye ülkelerle çalışmaların devam ettiğini kaydetti.
Türk vatandaşlarının Schengen bölgesine vizesiz seyahat etmesini içeren vize serbestisi, 2013’ten bu yana gündemde olan ancak Türk hükümetinin gerekli 72 kriterden son 6 tanesini yerine getirmemesi nedeniyle tamamlanmamış bir süreç.
Bu 6 kriter arasında en önemli olanı Terörle Mücadele Yasası’nda (TMY) yapılması gereken değişiklik. AB, Türkiye’nin “terör” tanımının geniş ve muğlak olduğunu, dolayısıyla AB ölçülerine uygun şekilde düzenlenmesini istiyor.
Türkiye, 15 Temmuz 2016’daki sözde darbe girişimi sonrası mevcut koşullarda TMY’de değişiklik yapamayacağını belirtmiş, Brüksel’den esneklik istemiş ancak istediği yanıtı alamamıştı.
TMY değişecek mi?
Dışişleri Bakanı Fidan dünkü açıklamasında Türkiye’nin amacının vize serbestisi için geri kalan kriterlerle ilgili düzenlemeleri tamamlamak ve AB ile bu konuda müzakereye tam anlamıyla başlamak olduğunu vurguladı.
Bu sürecin başlaması için TMY’nin yanı sıra Kişisel Verilerin Korunması Yasası ve kurumunun AB standartlarına uyumlaştırılması, Kıbrıs Cumhuriyeti dahil tüm üye ülkelerle adli işbirliğinin gerçekleştirilmesi, EUROPOL ile operasyonel işbirliği anlaşmasının imzalanması ve Avrupa Konseyi’nin GRECO (Yolsuzluğa Karşı Ülkeler Grubu) tavsiyelerinin yaşama geçirilmesi adımlarının da atılması gerekiyor.
Türk diplomatik kaynaklar, hükümetin bu yönde bir siyasi irade ortaya koyması durumunda geri kalan kriterlerin çok kısa bir sürede karşılanabileceğini kaydediyorlar. Türkiye’nin kriterleri karşılamasının yanı sıra AB ile Geri Dönüş Anlaşması’nı yaşama geçirmesi gerekecek. Bu anlaşma, yasa dışı yollarla Türkiye üzerinden AB’ye giden göçmenlerin Türkiye tarafından kabul edilmesine kapı aralayacak.
Komisyonla müzakereler tamamlansa bile vize serbestisinin sağlanabilmesi için önce 27 ülkenin temsil edildiği AB Konseyi’nin, ardından da Avrupa Parlamentosu’nun onayı gerekecek.
Vize kolaylığında durum ne?
Sorunun çözümü için konuşulan vize kolaylığı, son iki senede giderek büyüyen vize sorununun hafifletilmesi için 2023 başında gündeme geldi.
Vize kolaylığı çözümü öğrenciler, iş insanları, sanatçı ve akademisyenler gibi bazı gruplara daha hızlı vize sağlanması, sağlanacak vizenin de uzun süreli ve çok girişli olmasını içeriyor. Ancak bu konuda da istenilen uygulama yaşama geçirilemedi.
Bunun en önemli nedenlerinden biri, vize kolaylığı süreci AB Komisyonu ile müzakere edilse bile uygulamanın tamamen egemen üye devletlerin uhdesinde olması. Bu konuda, komisyonun üye ülkelere tavsiye dışında fazla bir etkisinin olmadığı kaydediliyor.
Nitekim Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Varhelyi ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada, “(Varhelyi) AB Komisyonu olarak üye ülkelere ve onların dışişlerine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının vize başvuruları, ve çok girişli ve uzun süreli vize almaları noktasında bir koordinasyon çalışması yürüttüklerini ve olumlu tavsiyede bulunduklarını ifade etti” ifadelerini kullandı. Bolat, Varhelyi’nin üye ülkelere konsolosluklarındaki kapasiteyi artırma tavsiyesinde bulunduğunu aktardığını da kaydetti.
Artan sığınma talebi
Ankara’daki diplomatik kaynaklar, vize konusunda yaşanan sorunun temelinde pandemi sonrasında Türkiye’den beklenmedik düzeyde artan başvurunun olduğunu kaydediyor.
Yılda 1 milyon üzerinde başvuruya yanıt verecek insan kaynağı ve kapasite olmadığına dikkat çeken kaynaklar, başvuru dosyalarında çok sayıda doğruluk içermeyen bilgi ve belgenin yer almaya başladığını, bunun da başvuruların inceleme süresini uzattığını belirtiyor.
Bunun yanı sıra aynı kaynaklar, 2023’te AB ülkelerinden sığınma talepten Türk vatandaşı sayısının büyük bir artışla 100 bini aşmış olmasının da başvuruların daha titiz incelenmesi sonucunu doğurduğunu kaydediyor.
Haberin kaynağına buradan ulaşabilirsiniz