Avrupa Parlamentosu (AP) Dış İlişkiler Komisyonu, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik müzakerelerinin resmi olarak askıya alınmasını talep etti.
Raporun, Temmuz ayında Strasbourg’da Parlamento Genel Kurulu’nda oylanması bekleniyor.
Raporun hazırlanmasından sorumlu olan AP Türkiye Raportörü Hollandalı politikacı Kati Piri, olağanüstü hal koşullarının Türk toplumu üzerinde “orantısız biçimde olumsuz” etki yarattığını belirterek, ayrıca Türkiye’de vatandaşları, milletvekillerini ve belediye başkanlarını hedef alan “keyfi tutuklamaların” endişe verici olduğunu kaydetti.
Deutsche Welle Türkçe’nin haberine göne Kati Piri, “Parlamento’da bulunan tüm gruplar, AB-Türkiye ilişkilerinin geleceğinin nasıl olması gerektiğine dair farklı bir pozisyona sahip. Konsey ve Komisyon’un Türkiye’de olanlara sessiz kaldığını gördüğümüz bu ortamda, Parlamento’nun tek ses olmasını sağlamak mücadelelerin en zoruydu” dedi.
Türkiye’de insan haklarının durumunun “AB’ye giriş süreci üzerinde etkileri olacağını” belirten Piri, “Anayasa paketi değiştirilmeksizin uygulamaya konduğu takdirde, bu Türkiye’yle üyelik müzakerelerini resmi olarak askıya almak zorunda kalacağımız anlamına gelecek” diye konuştu. Piri, Türkiye’yle müzakerelerin askıya alınmasının Türkiye’ye sağlanan fonların da “otomatik olarak” askıya alınmasını gerektireceğini de sözlerine ekledi.
“Türkiye’nin Avrupa’da geleceği yok”
AP’nin Alman Hristiyan Demokrat Birlik partili üyesi Renate Sommer de konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Türkiye ile AB arasında “imtiyazlı bir ilişki” oluşturulması gerektiğini belirterek, “Ancak bu sadece ilişkinin insan hakları, temel özgürlükler, demokratik değerler ve hukuk devletine saygı üzerine kurulu olmasıyla gerçekleşebilir” diye konuştu.
Türkiye’nin bu koşulları 1999 yılında üye adayı olarak kabul ettiğini hatırlatan Sommer, “Nisan’daki anayasa referandumuyla doruğa ulaşan son yıllardaki gelişmeler, bu ülkenin AB üyeliğinin bir geleceği olmadığını gösterdi” dedi.
Avrupa Parlamentosu (AP) Dış İlişkiler Komisyonu, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik müzakerelerinin resmi olarak askıya alınmasını talep etti.
Raporun, Temmuz ayında Strasbourg’da Parlamento Genel Kurulu’nda oylanması bekleniyor.
Raporun hazırlanmasından sorumlu olan AP Türkiye Raportörü Hollandalı politikacı Kati Piri, olağanüstü hal koşullarının Türk toplumu üzerinde “orantısız biçimde olumsuz” etki yarattığını belirterek, ayrıca Türkiye’de vatandaşları, milletvekillerini ve belediye başkanlarını hedef alan “keyfi tutuklamaların” endişe verici olduğunu kaydetti.
Deutsche Welle Türkçe’nin haberine göne Kati Piri, “Parlamento’da bulunan tüm gruplar, AB-Türkiye ilişkilerinin geleceğinin nasıl olması gerektiğine dair farklı bir pozisyona sahip. Konsey ve Komisyon’un Türkiye’de olanlara sessiz kaldığını gördüğümüz bu ortamda, Parlamento’nun tek ses olmasını sağlamak mücadelelerin en zoruydu” dedi.
Türkiye’de insan haklarının durumunun “AB’ye giriş süreci üzerinde etkileri olacağını” belirten Piri, “Anayasa paketi değiştirilmeksizin uygulamaya konduğu takdirde, bu Türkiye’yle üyelik müzakerelerini resmi olarak askıya almak zorunda kalacağımız anlamına gelecek” diye konuştu. Piri, Türkiye’yle müzakerelerin askıya alınmasının Türkiye’ye sağlanan fonların da “otomatik olarak” askıya alınmasını gerektireceğini de sözlerine ekledi.
“Türkiye’nin Avrupa’da geleceği yok”
AP’nin Alman Hristiyan Demokrat Birlik partili üyesi Renate Sommer de konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Türkiye ile AB arasında “imtiyazlı bir ilişki” oluşturulması gerektiğini belirterek, “Ancak bu sadece ilişkinin insan hakları, temel özgürlükler, demokratik değerler ve hukuk devletine saygı üzerine kurulu olmasıyla gerçekleşebilir” diye konuştu.
Türkiye’nin bu koşulları 1999 yılında üye adayı olarak kabul ettiğini hatırlatan Sommer, “Nisan’daki anayasa referandumuyla doruğa ulaşan son yıllardaki gelişmeler, bu ülkenin AB üyeliğinin bir geleceği olmadığını gösterdi” dedi.
Avrupa Parlamentosu (AP) Dış İlişkiler Komisyonu, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik müzakerelerinin resmi olarak askıya alınmasını talep etti.
Raporun, Temmuz ayında Strasbourg’da Parlamento Genel Kurulu’nda oylanması bekleniyor.
Raporun hazırlanmasından sorumlu olan AP Türkiye Raportörü Hollandalı politikacı Kati Piri, olağanüstü hal koşullarının Türk toplumu üzerinde “orantısız biçimde olumsuz” etki yarattığını belirterek, ayrıca Türkiye’de vatandaşları, milletvekillerini ve belediye başkanlarını hedef alan “keyfi tutuklamaların” endişe verici olduğunu kaydetti.
Deutsche Welle Türkçe’nin haberine göne Kati Piri, “Parlamento’da bulunan tüm gruplar, AB-Türkiye ilişkilerinin geleceğinin nasıl olması gerektiğine dair farklı bir pozisyona sahip. Konsey ve Komisyon’un Türkiye’de olanlara sessiz kaldığını gördüğümüz bu ortamda, Parlamento’nun tek ses olmasını sağlamak mücadelelerin en zoruydu” dedi.
Türkiye’de insan haklarının durumunun “AB’ye giriş süreci üzerinde etkileri olacağını” belirten Piri, “Anayasa paketi değiştirilmeksizin uygulamaya konduğu takdirde, bu Türkiye’yle üyelik müzakerelerini resmi olarak askıya almak zorunda kalacağımız anlamına gelecek” diye konuştu. Piri, Türkiye’yle müzakerelerin askıya alınmasının Türkiye’ye sağlanan fonların da “otomatik olarak” askıya alınmasını gerektireceğini de sözlerine ekledi.
“Türkiye’nin Avrupa’da geleceği yok”
AP’nin Alman Hristiyan Demokrat Birlik partili üyesi Renate Sommer de konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Türkiye ile AB arasında “imtiyazlı bir ilişki” oluşturulması gerektiğini belirterek, “Ancak bu sadece ilişkinin insan hakları, temel özgürlükler, demokratik değerler ve hukuk devletine saygı üzerine kurulu olmasıyla gerçekleşebilir” diye konuştu.
Türkiye’nin bu koşulları 1999 yılında üye adayı olarak kabul ettiğini hatırlatan Sommer, “Nisan’daki anayasa referandumuyla doruğa ulaşan son yıllardaki gelişmeler, bu ülkenin AB üyeliğinin bir geleceği olmadığını gösterdi” dedi.
Avrupa Parlamentosu (AP) Dış İlişkiler Komisyonu, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik müzakerelerinin resmi olarak askıya alınmasını talep etti.
Raporun, Temmuz ayında Strasbourg’da Parlamento Genel Kurulu’nda oylanması bekleniyor.
Raporun hazırlanmasından sorumlu olan AP Türkiye Raportörü Hollandalı politikacı Kati Piri, olağanüstü hal koşullarının Türk toplumu üzerinde “orantısız biçimde olumsuz” etki yarattığını belirterek, ayrıca Türkiye’de vatandaşları, milletvekillerini ve belediye başkanlarını hedef alan “keyfi tutuklamaların” endişe verici olduğunu kaydetti.
Deutsche Welle Türkçe’nin haberine göne Kati Piri, “Parlamento’da bulunan tüm gruplar, AB-Türkiye ilişkilerinin geleceğinin nasıl olması gerektiğine dair farklı bir pozisyona sahip. Konsey ve Komisyon’un Türkiye’de olanlara sessiz kaldığını gördüğümüz bu ortamda, Parlamento’nun tek ses olmasını sağlamak mücadelelerin en zoruydu” dedi.
Türkiye’de insan haklarının durumunun “AB’ye giriş süreci üzerinde etkileri olacağını” belirten Piri, “Anayasa paketi değiştirilmeksizin uygulamaya konduğu takdirde, bu Türkiye’yle üyelik müzakerelerini resmi olarak askıya almak zorunda kalacağımız anlamına gelecek” diye konuştu. Piri, Türkiye’yle müzakerelerin askıya alınmasının Türkiye’ye sağlanan fonların da “otomatik olarak” askıya alınmasını gerektireceğini de sözlerine ekledi.
“Türkiye’nin Avrupa’da geleceği yok”
AP’nin Alman Hristiyan Demokrat Birlik partili üyesi Renate Sommer de konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Türkiye ile AB arasında “imtiyazlı bir ilişki” oluşturulması gerektiğini belirterek, “Ancak bu sadece ilişkinin insan hakları, temel özgürlükler, demokratik değerler ve hukuk devletine saygı üzerine kurulu olmasıyla gerçekleşebilir” diye konuştu.
Türkiye’nin bu koşulları 1999 yılında üye adayı olarak kabul ettiğini hatırlatan Sommer, “Nisan’daki anayasa referandumuyla doruğa ulaşan son yıllardaki gelişmeler, bu ülkenin AB üyeliğinin bir geleceği olmadığını gösterdi” dedi.