Basın kuruluşlarının Ankara temsilcileri ve ekonomi haber müdürlerine enflasyon hesaplamalarına ve eleştirilere yönelik soruları yanıtlayan Çetinkaya, şöyle konuştu:
“TÜFE’yi Türkiye genelinde aylık 600 binin üzerinde fiyatı derleyerek hesaplıyoruz. Bu sonuçları dünyada en erken açıklayan ülkelerden biriyiz. TÜFE’yi her ayın 3’üncü iş günü kamuoyu ile paylaşıyoruz. Bu fiyatların yaklaşık 300 bini marketlerden alınan kasa fiyatlarından oluşuyor. Bu da ayın sonunda toplanıyor. Söz konusu hesaplamaların açıklanma tarihi olan ayın 3’üne yetişmesi çok zor. Enflasyon, 600 bin fiyatın ağırlıklı ortalaması alınarak toplulaştırıldığı bir hesaplamadır. Bir madde veya hizmetin çeşitlerinin ortalaması alınmaktadır.
Örneğin Van’daki bir domates ile İstanbul Etiler’deki çeri domatesin fiyatı aynı olabilir mi? Bunların fiyatlarının ağırlıklı ortalamaları alınarak toplulaştırılan fiyatlar enflasyon hesaplamasında kullanılmaktadır. Madde sepeti olduğu yerde duruyor, madde sepetini gizlemek kimsenin yetkisinde değildir, yayınlanmayan tablolar madde fiyatlarıdır. Geçmişte açıklanan madde fiyatlarının bir gösterge niteliği yoktu. Madde fiyatlarının açıklanması için ekstra bir gün daha çalışma yapmak gerekiyor. Bu sebeple artık gösterge niteliği taşımayan bu fiyatları yayınlamıyoruz.”
Çetinkaya, Avrupa Birliği’ne (AB) üye ve aday ülkeler, EFTA ülkeleri, ABD ve Kanada istatistik ofislerinin internet siteleri de incelendiğinde madde düzeyinde tüm fiyatları yayınlayan herhangi bir ülke bulunmadığını belirterek kurumun bu anlamda haksız eleştirilere maruz kaldığını söyledi.
TÜİK Başkanı Çetinkaya şunları söyledi:
”Yumurta, doktor muayenesi fiyatları denildiğinde toplulaştırılmış bir fiyattan bahsediliyor. Örneğin basına yansıyan bir haberde 2,57 lira yumurta fiyatı ifade ediliyor. Gezen tavuk yumurtası 5 lira. Ama 30’lu yumurtaların tanesi 2 lira. Tüketim ağırlıklarına bakıldığında vatandaşların çoğunlukla 30’lu yumurta tükettiği görülüyor. Ortalama toplulaştırılmış fiyatlara bakıldığında yumurta için 2,57 lira gayet mantıklı bir fiyat. Olay bir süre sonra teknik hesaplamalardan çıkıp algı yönetimine giriyor.
Geçen yıl doğal gaz desteği sağlandığı dönemde TÜİK olarak ‘hükümetin lehine rakamları açıklıyoruz’ diye sosyal medyada yemediğimiz dayak kalmadı. Halbuki doğal gaz sıfırlandı ve herkesin cebine yansıdı. Bu desteğin endeks hesaplamalarında yer alıp almama konusunu Eurostat’a sorduk. Söz konusu indirimli fiyatların TÜFE içerisinde hesaplanması gerektiğini belirtti, biz de TÜİK olarak hesaba dahil ettik.
TÜİK ve ENAG verileri arasındaki farkı, kira fiyatları hesaplamalarında görebiliriz. TÜİK tarafından takip edilen kira fiyatları için diğer tüm mal ve hizmet fiyatlarında olduğu gibi sabit tanım ve kalitede seçilmiş olan 5 binin üzerinde konutun aylık kira değeri izlenmektedir. ENAG ise kira fiyatlarını emlak sitelerinden doğrudan almakta ve kira artışını her ay tüm kiracıların ev değiştirmiş olduğu varsayımı üzerinden hesaplamaktadır.
Algılanan enflasyona ilişkin hususlar Türkiye’ye özgü olmayıp, gelişmiş ülkelerde de aynı durum görülmekte ve bu durum Eurostat tarafından ifade edilmektedir. Örneğin son 20 yıl boyunca AB’de hissedilen enflasyon açıklanan enflasyonun ortalama beş katı düzeyinde seyrederken Türkiye’de iki katı düzeyinde seyretmiştir.
TÜİK’i IMF Türkiye Masasına şikayet etmişler, orada bir şeyler mi dönüyor diye. IMF Türkiye Masası şefi geldi, hesaplamalarımıza baktılar. Sadece Türkiye’de değil dünyada diğer ülkelerde de ÜFE’nin TÜFE’nin üzerine çıkmış olduğunu fark ettiler ve ‘Biz bunu araştıralım’ diye gittiler. Yakın zamanda derecelendirme kuruluşları da istatistikleri inceledi, onlar da tatmin edici yanıtları alarak döndüler.”