Türk Tabipler Birliği’nin (TTB), Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde meydana gelen deprem felaketine ilişkin hazırladığı raporu açıkladı. Raporda, AFAD başta olmak üzere hiçbir kamu kurumunun deprem afetine yönelik hazırlık ve kriz yönetimi için ne yazık ki hiçbir hazırlıklarının olmadığı belirtildi. Raporda, ayrıca Sındırgı Devlet Hastanesi’nin A ve B blokları ‘depreme dayanıksız’ raporu olduğu halde faaliyette olmasına ilişkin eleştiri ve önerilere yer verildi.
TTB’nin raporunda özetle şu ifadelere yer verildi:
“Deprem sonrasında TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu, Balıkesir Tabip Odası, Bursa Tabip Odası ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Balıkesir Şubesi yöneticilerinden oluşan ekiplerimiz hızla Sındırgı’ya ulaşmış, kendi gözlemlerinin yanı sıra vatandaşlar, sağlık çalışanları ve yetkililerle görüşerek ilk belirlemeleri yapmıştır. A, B ve C bloklarından oluşan Sındırgı Devlet Hastanesi’nin daha önceden depreme dayanıksız olduklarına dair rapor bulunan iki bloku A ve B bloklar hızla boşaltılarak yatmakta olan 15 hastanın 3’ü başka hastanelere sevk edilmiş, tıbbi durumları uygun olan 12 hasta ise taburcu edilmişlerdir.
“Ders çıkarılmamış”
Balıkesir Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nin depreme karşı dayanıklı olmasına rağmen başlangıçta tedbir amacıyla boşaltıldığı, sonrasında hastaların tekrar hastaneye alındığı, bazı hastaların içeri girmeyi reddettiği için doktorlar ve sağlık çalışanları tarafından ikna edilmek durumunda kalındığı gözlenmiştir. Saat 01.10 itibarıyla AFAD tarafından ’49 kurtarma ekibinin sahada, 15-20 tanesinin de Sındırgı’ya varmak üzere yolda olduğu’ bilgisi verilmiştir. Sahadaki ekiplerimizin de gözlemleri AFAD’ın dışında belediyelerden, jandarma ve polis teşkilatlarından, sivil toplum kuruluşlarından çok sayıda arama kurtarma ekibinin sahada olduğu, gereğinden fazla sayıda ekip olması ve koordinasyon eksikliği nedeniyle ilçede ve etkilenen yerleşim yerlerinde kargaşanın hakim olduğu yönündedir. Bu kargaşa nedeni ile şehir girişinde Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne ait iş makineleri saatlerce beklemek zorunda kalmıştır. Deprem öncesinde önleme, hazırlıklı olma, erken uyarıya yönelik hiçbir adım atılmadığı gibi, deprem sonrasında ne yapmak gerektiğine karar vermeden, doğrudan arama kurtarma çalışmaları devreye sokulmuştur. Arama kurtarma ekipleri dışında depremzedelerin sağlık, barınma, beslenme ve güvenlik gibi acil ihtiyaçları ve gelen yardımların yönlendirilmesi için yeterli önlem alınmadığı gözlenmiştir. Bu bilgi ve gözlemlerin ortaya koyduğu temel bulgu; AFAD başta olmak üzere afet politikası geliştirenlerin ve uygulayıcıların Şubat 2023 depremlerinden herhangi bir ders çıkarmadığı, depreme hazırlık ve kriz yönetimi için ne yazık ki hiçbir hazırlıklarının olmadığıdır.”
“Depreme dayanıksız raporuna rağmen faal”
Raporda, şu sorular yöneltildi:
“Devlet hastanesinin A ve B blokları ‘Depreme dayanıksız’ raporu olduğu halde neden faaliyettedir? Bu binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi için herhangi bir işlem yapılmış mıdır? Yapılmadıysa neden yapılmamıştır? Hastaların ve sağlık çalışanlarının hayatlarının bu şekilde riske atılmasının sorumlusu kimlerdir? Bu sorumlular hakkında gerekli yasal işlem yapılacak mıdır? 2017 yılında yapımına başlanan Sındırgı Devlet Hastanesi deprem yönetmeliğine uygun şekilde inşa edilmekte midir? 8 yıldır tamamlanamayan hastane inşaatının ne zaman tamamlanması planlanmaktadır? Depreme dayanıklı olduğu söylenen üniversite hastanesi hangi kritere göre ve hangi gerekçeyle tahliye edilmiştir? Binada deprem sonrasında yapısal sorun/risk olup olmadığı nasıl değerlendirilmiştir? Tahliye sonrası hastalar hangi kritere göre tekrar binaya alınmıştır? Tüm bu işlemler sırasında hastane afet planı uygulanmış mıdır? Deprem bölgesine gönderilen arama kurtarma ekiplerinin eşgüdümü, doğru şekilde yönlendirilmesi neden sağlanamamıştır? Acil olayın hızlı durum tespiti yapılmadan tüm olanakların seferber edilmesi kararını kim ve neden vermiştir? Gereğinden fazla ekibin sahada bulunması ne türden sorunlara yol açmıştır? Bu sorunların çözümü için ne yapılmıştır? Arama kurtarma ekipleri dışında depremzedelerin sağlık, barınma, beslenme, güvenlik ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için gerekli organizasyon yapılmış mıdır? AFAD’ın kriz yönetiminde yeterince başarılı olamamasında, arama kurtarma yapmakla ve afet koordinasyonuyla görevlendirilen bir kurum olmasına rağmen aynı zamanda sivil toplum kuruluşları yönetmesinin, bilgi vermesinin, sosyal yardım yapmasının ve hatta konut inşaatlarıyla ilgileniyor olmasının rolü var mıdır?”
”AFAD’ın kamu yönetimi içerisinde konumu netleştirilmeli”
Raporda, bu tespitler ve sorular doğrultusunda Sındırgı depremi sonrasına ilişkin şu öneriler sıralandı:
“Ülkemiz genelinde hastaneler başta olmak üzere tüm sağlık kurumlarının deprem dahil her türlü afet ve acil duruma karşı ne durumda olduğu tespit edilmeli, elde edilen bulgular kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Kurumların afetlere dirençli hale getirilmesine yönelik çalışma yapılmalı, ivedilikle gerekli önemler alınmalıdır. Hastane binalarının yanında afet ve acil durumda sağlık emek gücünün korunması ve doğru planlanmasına yönelik çalışmalar yapılmalı, olası riskler tespit edilerek önlemler alınmalıdır. Kamu kurumu olan AFAD’ın kamu yönetimi içerisinde konumu netleştirilmeli, talimatlarla ve reaksiyonel iş yürütme uygulamasından vazgeçilmelidir. Afet planlamaları konunun tüm taraflarını bir araya getirerek ve bilimsel yöntem kullanılarak gerçekleştirilmelidir.”