İstanbul’un en işlek semtlerinden Taksim’deki İstiklal Caddesi’nde pazar (13 Kasım) bomba patlatılması sonucunda altı kişi hayatını kaybetmiş, 81 kişi de yaralanmıştı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu saldırıyı PKK’nın düzenlediğini iddia edip ABD’yi suçlamıştı.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün açıklamasında da zanlının ‘PKK tarafından özel yetiştirilmiş bir istihbarat elemanı’ olduğu belirtilmişti. PKK’ysa saldırıyla ilgisinin olmadığını açıklamıştı.
Bombalı saldırının planlayıcısı olduğu iddiasıyla gözaltına alınan Ammar Jarkas’ın İstanbul’da 2020’de bir araba kiralama şirketi kurduğu ortaya çıkmıştı.
Elbeşir, gözaltındaki 48 şüpheliyle birlikte bu sabah adliyeye sevk edildi.
ANKA’dan Fahrettin Öztürk’ün haberine göre Elbeşir’in ifadesi, İstanbul Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nca alındı. Savcılık ifadesi yaklaşık altı saat süren Elbeşir, patlamadan önce Taksim’e üç kez gittiğini söyledi. Elbeşir, Taksim’e keşif yapmak için gittiği iddiasınıysa kabul etmedi.
‘Uyuşturucu olduğunu düşündüm’
Haberde Elbeşir’in ‘YPG mensubu olduğunu‘ söylediği yazılırken “YPG tarafından bana Türkiye’ye gitmem gerektiği söylendi ama neden olduğu söylenmedi. Bilal’le birlikte İstanbul’a geldik” dediği kaydedildi. YPG saldırıyla ilgisi olmadığını iddia etmişti.
Buna göre ifadede şunlar yer aldı: “Olay günü Taksim’e dördüncü kez Bilal’le birlikte gittik. Bilal, çantaya abur cubur koydu. Sonra Bilal’e bir telefon geldi. Bana, ‘Sen bekle, ben geleceğim’ dedi. Bilal’i beklerken bir kozmetik mağazasına girdim. Oradan kendime rimel aldım. Banka oturdum. Çantaya elimle baktığımda, üstte cips vardı. Elimle yokladığımda, altta yumuşak bir şey vardı. Uyuşturucu olduğunu düşündüm.”
Habere göre bankta oturduğu sırada ‘Hacı’ kod adlı kişiden telefon aldığını söyleyen Elbeşir, şöyle devam etti: “‘Çantayı bırak git’ dedi. Ben de çantayı bırakıp yürümeye başladım. Yol üstünde bir parfümcü gördüm. Orada parfüm bakarken patlama gerçekleşti. Kaçmaya başladım. Yolda durdurduğum taksiye bindim. Taksici bana telefonundan patlama olduğunu gösterince ne olduğunu anladım. Taksiyle Esenler’e gittim. Oradan da korsan taksiyle Küçükçekmece’deki eve geçtim. Çantada bomba olduğunu bilmiyordum. Beni kardeşlerimle tehdit ettiler. Annem ve babam öldü. altı kardeşim var. Üçü Suriye’de savaşta öldü. Biri de sakat kaldı.”