Yargıtay, 15 Temmuz sözde darbe girişimiyle ilgili yargılamalarda Sultanbeyli dosyası kapsamında müebbet hapis cezası verilen 71 askeri öğrenci hakkındaki hükmü bozdu. Öğrenciler 6 yıllık esaretin ardından tahliye edildi. Anneler evlatlarına kavuştu.
Bu çocukların çalınan 6 yılının hesabını kim verecek? Kaldı ki içeride hala 200 civarında askeri öğrenci var; onların suçsuz olduğuna hükmedilen arkadaşlarından farkı ne?
Türkiye’nin KHK’lılardan sonra en büyük kanayan yaralarından biri de askeri öğrencilerdi. Zira Yalova’daki kamptan ‘terör eylemi var’ denilerek otobüslere doldurulan 18-19 yaşındaki askeri öğrenciler, ‘darbeye teşebbüs’ten ‘müebbet hapis’ cezasına çarptırılmıştı.
Çocukların darbeden haberinin olmadığı hem komutanlarının, hem de kendilerini sokakta karşılayan vatandaşların ifadeleriyle sabitti. Ancak yapılan ‘sözde’ yargılama sonrasında 355 öğrenci tutuklandı. Yetmedi, ‘müebbet hapis’ cezasına çarptırıldı.
Tutuklu askeri öğrencileri toplam 5 dosyaya ayırdılar. Her biri gruplar halinde farklı dosyalarda yargılandı. Sultanbeyli dosyası, TRT/Digiturk dosyası, Orhanlı dosyası, Boğaz Köprüsü dosyası ve FSM Köprüsü dosyası.
Yargıtay, insan hakları savunucusu ve aktivist Melek Çetinkaya’nın oğlu Furkan Çetinkaya’nın da yargılandığı Sultanbeyli dosyasında önceki gün çok önemli bir karara imza attı. Müebbet hapis cezası verilen 71 askeri öğrenci hakkındaki karar Yargıtay tarafından bozuldu. Öğrenciler gece yarısı tahliye edildi.
BAYRAM ERKEN GELDİ!
Silivri’nin önü bayram yerine dönmüştü adeta. Anneler, 6 yıldır ayrı kaldıkları evlatlarına sarıldı, kokladı….
Yargıtay’ın ‘gerekçeli kararının’ içeriğini henüz bilmiyoruz. Ancak basına yansıyan bilgilere göre dosyayı inceleyen Yargıtay, öğrencilerin darbe girişimine doğrudan iştirak etmediklerine karar veriyor. Dolayısıyla haklarında kurulan hükmü bozuyor ve çocuklar tahliye ediliyor.
Karar önemli ancak hiç bir şey bitmiş değil…
O çocukların masum oldukları 6 yıldır zaten biliniyordu. 15 Temmuz’da askeri öğrencilerin yargılandıkları davalara ilişkin eldeki deliller, kamera görüntüleri, komutanların ifadeleri ve hatta vatandaşların tanıklıkları; çocukların ‘darbe teşebbüsünden’ haberi olmadığını net olarak ortaya koyuyordu. Ancak buna rağmen hukuk ayaklar altına alınarak 355 askeri öğrenci tutuklandı, ‘müebbet’ hapse mahkum edildi.
KAYBOLAN YILLARIN HESABI SORULMAYACAK MI?
15 Temmuz’dan hemen sonra bu çocukları hiç bir somut delil olmaksızın tutuklayan hakimlere, ‘Sen bu çocukları hangi kuvvetli suç şüphesine binaen tutukladın?’ diye sormayacak mıyız?
Çocuklara karakolda ya da cezaevinde işkence yapanlara, ‘Gelin bakalım! Siz bu çocuklara hangi hak ve yetkiyle işkence yaptınız, darbecilikle suçladınız, hakaret ettiniz?’ demeyecek miyiz?
Tutuksuz yargılama esasken, yargılama sırasındaki lehe delillere rağmen bu çocukların tutukluluğunun devamına karar veren hakimlerin kabahati yok mu?
Sözde yargılamalarda çocuklar hakkında ‘ağırlaştırılmış müebbet’ isteyen savcıya, ‘Arkadaş sen bu mütalaayı hangi delillere dayanarak verdin’ diye sormaya hakkımız yok mu?
Çocukların masumiyetini ispatlayan onlarca delile rağmen ‘darbeye teşebbüs’ gibi ağır bir suçla ‘müebbet hapse’ mahkum eden hakimlere ‘Aga, bu hükmü kurarken hangi somut delile dayandınız’ sorusunun cevabını vermeyecekler mi?
Kısaca, bu çocukların çalınan 6 yılının, yıkılan hayallerinin, kaybolan umutlarının hesabını kim verecek?
HALA TUTSAK 200’E YAKIN ASKERİ ÖĞRENCİ VAR
Sultanbeyli dosyasında hüküm bozuldu. Peki diğer dosyalarda aynı suçlamalar ve gerekçelerle yargılanan askeri öğrenciler ne olacak? 200 civarında askeri öğrenci hala tutsak. Onların, arkadaşlarından farklı olarak işledikleri suç ne?
Komutanları tarafından farklı otobüslere bindirilmesi mi?
‘Terör eylemi var’ denilerek Sultanbeyli’ye gönderilen askeri öğrenci ile TRT’ye ya da Boğaziçi Köprüsü’ne gönderilen çocukların ne farkı var?
Hiç bir farkı yok…
Onların da 15 Temmuz’dan haberi yoktu… Onlar da tıpkı Sultanbeyli’deki askeri öğrenciler gibi masum. Dolayısıyla onlar da ‘3 vakte kadar’ tıpkı Sultanbeyli’deki arkadaşları gibi tahliye edilecekler.
Adalet er ya da geç tecelli edecek… O çocuklar da alınlarının akıyla çıkacaklar.
NESİLDEN NESİLE ANLATILACAK
Ancak iktidar temsilcilerine ve savunucularına kötü bir haberim var; AKP rejiminin 14-15 yaşındaki askeri öğrencileri 18 yaşına girince tutuklattıkları yıllar boyu konuşulacak. Rejimin 18-19 yaşındaki çocukları ‘darbeye teşebbüs’ten ‘müebbet hapse’ mahkum ettiği dilden dile anlatılacak. İktidarın, hamile kadınları tutuklattığı, ağır hastalara cezaevlerinde işkence yaptığı, mağdurlara yardım eli uzatanları ‘terörle’ suçlayarak hepsettiği nesilden nesile anlatılacak…
Yargıtay, 15 Temmuz sözde darbe girişimiyle ilgili yargılamalarda Sultanbeyli dosyası kapsamında müebbet hapis cezası verilen 71 askeri öğrenci hakkındaki hükmü bozdu. Öğrenciler 6 yıllık esaretin ardından tahliye edildi. Anneler evlatlarına kavuştu.
Bu çocukların çalınan 6 yılının hesabını kim verecek? Kaldı ki içeride hala 200 civarında askeri öğrenci var; onların suçsuz olduğuna hükmedilen arkadaşlarından farkı ne?
Türkiye’nin KHK’lılardan sonra en büyük kanayan yaralarından biri de askeri öğrencilerdi. Zira Yalova’daki kamptan ‘terör eylemi var’ denilerek otobüslere doldurulan 18-19 yaşındaki askeri öğrenciler, ‘darbeye teşebbüs’ten ‘müebbet hapis’ cezasına çarptırılmıştı.
Çocukların darbeden haberinin olmadığı hem komutanlarının, hem de kendilerini sokakta karşılayan vatandaşların ifadeleriyle sabitti. Ancak yapılan ‘sözde’ yargılama sonrasında 355 öğrenci tutuklandı. Yetmedi, ‘müebbet hapis’ cezasına çarptırıldı.
Tutuklu askeri öğrencileri toplam 5 dosyaya ayırdılar. Her biri gruplar halinde farklı dosyalarda yargılandı. Sultanbeyli dosyası, TRT/Digiturk dosyası, Orhanlı dosyası, Boğaz Köprüsü dosyası ve FSM Köprüsü dosyası.
Yargıtay, insan hakları savunucusu ve aktivist Melek Çetinkaya’nın oğlu Furkan Çetinkaya’nın da yargılandığı Sultanbeyli dosyasında önceki gün çok önemli bir karara imza attı. Müebbet hapis cezası verilen 71 askeri öğrenci hakkındaki karar Yargıtay tarafından bozuldu. Öğrenciler gece yarısı tahliye edildi.
BAYRAM ERKEN GELDİ!
Silivri’nin önü bayram yerine dönmüştü adeta. Anneler, 6 yıldır ayrı kaldıkları evlatlarına sarıldı, kokladı….
Yargıtay’ın ‘gerekçeli kararının’ içeriğini henüz bilmiyoruz. Ancak basına yansıyan bilgilere göre dosyayı inceleyen Yargıtay, öğrencilerin darbe girişimine doğrudan iştirak etmediklerine karar veriyor. Dolayısıyla haklarında kurulan hükmü bozuyor ve çocuklar tahliye ediliyor.
Karar önemli ancak hiç bir şey bitmiş değil…
O çocukların masum oldukları 6 yıldır zaten biliniyordu. 15 Temmuz’da askeri öğrencilerin yargılandıkları davalara ilişkin eldeki deliller, kamera görüntüleri, komutanların ifadeleri ve hatta vatandaşların tanıklıkları; çocukların ‘darbe teşebbüsünden’ haberi olmadığını net olarak ortaya koyuyordu. Ancak buna rağmen hukuk ayaklar altına alınarak 355 askeri öğrenci tutuklandı, ‘müebbet’ hapse mahkum edildi.
KAYBOLAN YILLARIN HESABI SORULMAYACAK MI?
15 Temmuz’dan hemen sonra bu çocukları hiç bir somut delil olmaksızın tutuklayan hakimlere, ‘Sen bu çocukları hangi kuvvetli suç şüphesine binaen tutukladın?’ diye sormayacak mıyız?
Çocuklara karakolda ya da cezaevinde işkence yapanlara, ‘Gelin bakalım! Siz bu çocuklara hangi hak ve yetkiyle işkence yaptınız, darbecilikle suçladınız, hakaret ettiniz?’ demeyecek miyiz?
Tutuksuz yargılama esasken, yargılama sırasındaki lehe delillere rağmen bu çocukların tutukluluğunun devamına karar veren hakimlerin kabahati yok mu?
Sözde yargılamalarda çocuklar hakkında ‘ağırlaştırılmış müebbet’ isteyen savcıya, ‘Arkadaş sen bu mütalaayı hangi delillere dayanarak verdin’ diye sormaya hakkımız yok mu?
Çocukların masumiyetini ispatlayan onlarca delile rağmen ‘darbeye teşebbüs’ gibi ağır bir suçla ‘müebbet hapse’ mahkum eden hakimlere ‘Aga, bu hükmü kurarken hangi somut delile dayandınız’ sorusunun cevabını vermeyecekler mi?
Kısaca, bu çocukların çalınan 6 yılının, yıkılan hayallerinin, kaybolan umutlarının hesabını kim verecek?
HALA TUTSAK 200’E YAKIN ASKERİ ÖĞRENCİ VAR
Sultanbeyli dosyasında hüküm bozuldu. Peki diğer dosyalarda aynı suçlamalar ve gerekçelerle yargılanan askeri öğrenciler ne olacak? 200 civarında askeri öğrenci hala tutsak. Onların, arkadaşlarından farklı olarak işledikleri suç ne?
Komutanları tarafından farklı otobüslere bindirilmesi mi?
‘Terör eylemi var’ denilerek Sultanbeyli’ye gönderilen askeri öğrenci ile TRT’ye ya da Boğaziçi Köprüsü’ne gönderilen çocukların ne farkı var?
Hiç bir farkı yok…
Onların da 15 Temmuz’dan haberi yoktu… Onlar da tıpkı Sultanbeyli’deki askeri öğrenciler gibi masum. Dolayısıyla onlar da ‘3 vakte kadar’ tıpkı Sultanbeyli’deki arkadaşları gibi tahliye edilecekler.
Adalet er ya da geç tecelli edecek… O çocuklar da alınlarının akıyla çıkacaklar.
NESİLDEN NESİLE ANLATILACAK
Ancak iktidar temsilcilerine ve savunucularına kötü bir haberim var; AKP rejiminin 14-15 yaşındaki askeri öğrencileri 18 yaşına girince tutuklattıkları yıllar boyu konuşulacak. Rejimin 18-19 yaşındaki çocukları ‘darbeye teşebbüs’ten ‘müebbet hapse’ mahkum ettiği dilden dile anlatılacak. İktidarın, hamile kadınları tutuklattığı, ağır hastalara cezaevlerinde işkence yaptığı, mağdurlara yardım eli uzatanları ‘terörle’ suçlayarak hepsettiği nesilden nesile anlatılacak…
Yargıtay, 15 Temmuz sözde darbe girişimiyle ilgili yargılamalarda Sultanbeyli dosyası kapsamında müebbet hapis cezası verilen 71 askeri öğrenci hakkındaki hükmü bozdu. Öğrenciler 6 yıllık esaretin ardından tahliye edildi. Anneler evlatlarına kavuştu.
Bu çocukların çalınan 6 yılının hesabını kim verecek? Kaldı ki içeride hala 200 civarında askeri öğrenci var; onların suçsuz olduğuna hükmedilen arkadaşlarından farkı ne?
Türkiye’nin KHK’lılardan sonra en büyük kanayan yaralarından biri de askeri öğrencilerdi. Zira Yalova’daki kamptan ‘terör eylemi var’ denilerek otobüslere doldurulan 18-19 yaşındaki askeri öğrenciler, ‘darbeye teşebbüs’ten ‘müebbet hapis’ cezasına çarptırılmıştı.
Çocukların darbeden haberinin olmadığı hem komutanlarının, hem de kendilerini sokakta karşılayan vatandaşların ifadeleriyle sabitti. Ancak yapılan ‘sözde’ yargılama sonrasında 355 öğrenci tutuklandı. Yetmedi, ‘müebbet hapis’ cezasına çarptırıldı.
Tutuklu askeri öğrencileri toplam 5 dosyaya ayırdılar. Her biri gruplar halinde farklı dosyalarda yargılandı. Sultanbeyli dosyası, TRT/Digiturk dosyası, Orhanlı dosyası, Boğaz Köprüsü dosyası ve FSM Köprüsü dosyası.
Yargıtay, insan hakları savunucusu ve aktivist Melek Çetinkaya’nın oğlu Furkan Çetinkaya’nın da yargılandığı Sultanbeyli dosyasında önceki gün çok önemli bir karara imza attı. Müebbet hapis cezası verilen 71 askeri öğrenci hakkındaki karar Yargıtay tarafından bozuldu. Öğrenciler gece yarısı tahliye edildi.
BAYRAM ERKEN GELDİ!
Silivri’nin önü bayram yerine dönmüştü adeta. Anneler, 6 yıldır ayrı kaldıkları evlatlarına sarıldı, kokladı….
Yargıtay’ın ‘gerekçeli kararının’ içeriğini henüz bilmiyoruz. Ancak basına yansıyan bilgilere göre dosyayı inceleyen Yargıtay, öğrencilerin darbe girişimine doğrudan iştirak etmediklerine karar veriyor. Dolayısıyla haklarında kurulan hükmü bozuyor ve çocuklar tahliye ediliyor.
Karar önemli ancak hiç bir şey bitmiş değil…
O çocukların masum oldukları 6 yıldır zaten biliniyordu. 15 Temmuz’da askeri öğrencilerin yargılandıkları davalara ilişkin eldeki deliller, kamera görüntüleri, komutanların ifadeleri ve hatta vatandaşların tanıklıkları; çocukların ‘darbe teşebbüsünden’ haberi olmadığını net olarak ortaya koyuyordu. Ancak buna rağmen hukuk ayaklar altına alınarak 355 askeri öğrenci tutuklandı, ‘müebbet’ hapse mahkum edildi.
KAYBOLAN YILLARIN HESABI SORULMAYACAK MI?
15 Temmuz’dan hemen sonra bu çocukları hiç bir somut delil olmaksızın tutuklayan hakimlere, ‘Sen bu çocukları hangi kuvvetli suç şüphesine binaen tutukladın?’ diye sormayacak mıyız?
Çocuklara karakolda ya da cezaevinde işkence yapanlara, ‘Gelin bakalım! Siz bu çocuklara hangi hak ve yetkiyle işkence yaptınız, darbecilikle suçladınız, hakaret ettiniz?’ demeyecek miyiz?
Tutuksuz yargılama esasken, yargılama sırasındaki lehe delillere rağmen bu çocukların tutukluluğunun devamına karar veren hakimlerin kabahati yok mu?
Sözde yargılamalarda çocuklar hakkında ‘ağırlaştırılmış müebbet’ isteyen savcıya, ‘Arkadaş sen bu mütalaayı hangi delillere dayanarak verdin’ diye sormaya hakkımız yok mu?
Çocukların masumiyetini ispatlayan onlarca delile rağmen ‘darbeye teşebbüs’ gibi ağır bir suçla ‘müebbet hapse’ mahkum eden hakimlere ‘Aga, bu hükmü kurarken hangi somut delile dayandınız’ sorusunun cevabını vermeyecekler mi?
Kısaca, bu çocukların çalınan 6 yılının, yıkılan hayallerinin, kaybolan umutlarının hesabını kim verecek?
HALA TUTSAK 200’E YAKIN ASKERİ ÖĞRENCİ VAR
Sultanbeyli dosyasında hüküm bozuldu. Peki diğer dosyalarda aynı suçlamalar ve gerekçelerle yargılanan askeri öğrenciler ne olacak? 200 civarında askeri öğrenci hala tutsak. Onların, arkadaşlarından farklı olarak işledikleri suç ne?
Komutanları tarafından farklı otobüslere bindirilmesi mi?
‘Terör eylemi var’ denilerek Sultanbeyli’ye gönderilen askeri öğrenci ile TRT’ye ya da Boğaziçi Köprüsü’ne gönderilen çocukların ne farkı var?
Hiç bir farkı yok…
Onların da 15 Temmuz’dan haberi yoktu… Onlar da tıpkı Sultanbeyli’deki askeri öğrenciler gibi masum. Dolayısıyla onlar da ‘3 vakte kadar’ tıpkı Sultanbeyli’deki arkadaşları gibi tahliye edilecekler.
Adalet er ya da geç tecelli edecek… O çocuklar da alınlarının akıyla çıkacaklar.
NESİLDEN NESİLE ANLATILACAK
Ancak iktidar temsilcilerine ve savunucularına kötü bir haberim var; AKP rejiminin 14-15 yaşındaki askeri öğrencileri 18 yaşına girince tutuklattıkları yıllar boyu konuşulacak. Rejimin 18-19 yaşındaki çocukları ‘darbeye teşebbüs’ten ‘müebbet hapse’ mahkum ettiği dilden dile anlatılacak. İktidarın, hamile kadınları tutuklattığı, ağır hastalara cezaevlerinde işkence yaptığı, mağdurlara yardım eli uzatanları ‘terörle’ suçlayarak hepsettiği nesilden nesile anlatılacak…
Yargıtay, 15 Temmuz sözde darbe girişimiyle ilgili yargılamalarda Sultanbeyli dosyası kapsamında müebbet hapis cezası verilen 71 askeri öğrenci hakkındaki hükmü bozdu. Öğrenciler 6 yıllık esaretin ardından tahliye edildi. Anneler evlatlarına kavuştu.
Bu çocukların çalınan 6 yılının hesabını kim verecek? Kaldı ki içeride hala 200 civarında askeri öğrenci var; onların suçsuz olduğuna hükmedilen arkadaşlarından farkı ne?
Türkiye’nin KHK’lılardan sonra en büyük kanayan yaralarından biri de askeri öğrencilerdi. Zira Yalova’daki kamptan ‘terör eylemi var’ denilerek otobüslere doldurulan 18-19 yaşındaki askeri öğrenciler, ‘darbeye teşebbüs’ten ‘müebbet hapis’ cezasına çarptırılmıştı.
Çocukların darbeden haberinin olmadığı hem komutanlarının, hem de kendilerini sokakta karşılayan vatandaşların ifadeleriyle sabitti. Ancak yapılan ‘sözde’ yargılama sonrasında 355 öğrenci tutuklandı. Yetmedi, ‘müebbet hapis’ cezasına çarptırıldı.
Tutuklu askeri öğrencileri toplam 5 dosyaya ayırdılar. Her biri gruplar halinde farklı dosyalarda yargılandı. Sultanbeyli dosyası, TRT/Digiturk dosyası, Orhanlı dosyası, Boğaz Köprüsü dosyası ve FSM Köprüsü dosyası.
Yargıtay, insan hakları savunucusu ve aktivist Melek Çetinkaya’nın oğlu Furkan Çetinkaya’nın da yargılandığı Sultanbeyli dosyasında önceki gün çok önemli bir karara imza attı. Müebbet hapis cezası verilen 71 askeri öğrenci hakkındaki karar Yargıtay tarafından bozuldu. Öğrenciler gece yarısı tahliye edildi.
BAYRAM ERKEN GELDİ!
Silivri’nin önü bayram yerine dönmüştü adeta. Anneler, 6 yıldır ayrı kaldıkları evlatlarına sarıldı, kokladı….
Yargıtay’ın ‘gerekçeli kararının’ içeriğini henüz bilmiyoruz. Ancak basına yansıyan bilgilere göre dosyayı inceleyen Yargıtay, öğrencilerin darbe girişimine doğrudan iştirak etmediklerine karar veriyor. Dolayısıyla haklarında kurulan hükmü bozuyor ve çocuklar tahliye ediliyor.
Karar önemli ancak hiç bir şey bitmiş değil…
O çocukların masum oldukları 6 yıldır zaten biliniyordu. 15 Temmuz’da askeri öğrencilerin yargılandıkları davalara ilişkin eldeki deliller, kamera görüntüleri, komutanların ifadeleri ve hatta vatandaşların tanıklıkları; çocukların ‘darbe teşebbüsünden’ haberi olmadığını net olarak ortaya koyuyordu. Ancak buna rağmen hukuk ayaklar altına alınarak 355 askeri öğrenci tutuklandı, ‘müebbet’ hapse mahkum edildi.
KAYBOLAN YILLARIN HESABI SORULMAYACAK MI?
15 Temmuz’dan hemen sonra bu çocukları hiç bir somut delil olmaksızın tutuklayan hakimlere, ‘Sen bu çocukları hangi kuvvetli suç şüphesine binaen tutukladın?’ diye sormayacak mıyız?
Çocuklara karakolda ya da cezaevinde işkence yapanlara, ‘Gelin bakalım! Siz bu çocuklara hangi hak ve yetkiyle işkence yaptınız, darbecilikle suçladınız, hakaret ettiniz?’ demeyecek miyiz?
Tutuksuz yargılama esasken, yargılama sırasındaki lehe delillere rağmen bu çocukların tutukluluğunun devamına karar veren hakimlerin kabahati yok mu?
Sözde yargılamalarda çocuklar hakkında ‘ağırlaştırılmış müebbet’ isteyen savcıya, ‘Arkadaş sen bu mütalaayı hangi delillere dayanarak verdin’ diye sormaya hakkımız yok mu?
Çocukların masumiyetini ispatlayan onlarca delile rağmen ‘darbeye teşebbüs’ gibi ağır bir suçla ‘müebbet hapse’ mahkum eden hakimlere ‘Aga, bu hükmü kurarken hangi somut delile dayandınız’ sorusunun cevabını vermeyecekler mi?
Kısaca, bu çocukların çalınan 6 yılının, yıkılan hayallerinin, kaybolan umutlarının hesabını kim verecek?
HALA TUTSAK 200’E YAKIN ASKERİ ÖĞRENCİ VAR
Sultanbeyli dosyasında hüküm bozuldu. Peki diğer dosyalarda aynı suçlamalar ve gerekçelerle yargılanan askeri öğrenciler ne olacak? 200 civarında askeri öğrenci hala tutsak. Onların, arkadaşlarından farklı olarak işledikleri suç ne?
Komutanları tarafından farklı otobüslere bindirilmesi mi?
‘Terör eylemi var’ denilerek Sultanbeyli’ye gönderilen askeri öğrenci ile TRT’ye ya da Boğaziçi Köprüsü’ne gönderilen çocukların ne farkı var?
Hiç bir farkı yok…
Onların da 15 Temmuz’dan haberi yoktu… Onlar da tıpkı Sultanbeyli’deki askeri öğrenciler gibi masum. Dolayısıyla onlar da ‘3 vakte kadar’ tıpkı Sultanbeyli’deki arkadaşları gibi tahliye edilecekler.
Adalet er ya da geç tecelli edecek… O çocuklar da alınlarının akıyla çıkacaklar.
NESİLDEN NESİLE ANLATILACAK
Ancak iktidar temsilcilerine ve savunucularına kötü bir haberim var; AKP rejiminin 14-15 yaşındaki askeri öğrencileri 18 yaşına girince tutuklattıkları yıllar boyu konuşulacak. Rejimin 18-19 yaşındaki çocukları ‘darbeye teşebbüs’ten ‘müebbet hapse’ mahkum ettiği dilden dile anlatılacak. İktidarın, hamile kadınları tutuklattığı, ağır hastalara cezaevlerinde işkence yaptığı, mağdurlara yardım eli uzatanları ‘terörle’ suçlayarak hepsettiği nesilden nesile anlatılacak…