Soylu’nun hedef gösterdiği İHD’den yanıt: Bakan gerçeği söylemiyor

 
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gara operasyonu ve 13 kişinin şehit edilmesine ilişkin Meclis’te yaptığı konuşmada İnsan Hakları Derneği’ni (İHD) hedef alarak “Canı çıkasıca dernek” ifadesini kullandı.

Gazete Duvar’ın haberine göre, Soylu’nun İHD’ye yönelik sözlerini değerlendiren İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Bakan gerçeği ifade etmiyor. Bizim derneğimizin web sayfasına girerseniz sivillere yönelik örgütün saldırıları noktasında kınama açıklamalarımızı rahatlıkla görebilirsiniz” dedi.

Türkdoğan şöyle devam etti:

‘AÇIKTAN KINADIK, ONLARCA AÇIKLAMAMIZ VAR’

“En son Şırnak’ta iki kişinin cezalandırılması diye adlandırılan infaz olayıyla ilgili kınamamız var. Zaten son yaşanan olayı da açıktan kınadık. Bakanın kastettiği çok büyük bir haksızlık. Gerçeği ifade etmiyor. Resmi web sayfamızda onlarca açıklamamız var. Alıkonulan insanlarla ilgili aynı şeyi ben söylüyorum zaten. ‘Hükümet bizim çalışmalarımızı kolaylaştırdı’ diyorum. Fakat örgüt vermedi. Örgütün vermediği bir yerde biz nasıl zorla alabiliriz? Böyle bir şey nasıl olabilir?”

‘ÖZELEŞTİRİ DE YAPTIK’

İHD’nin yaşanan ölümlerin ardından hem PKK’ye hem de devlete düşen sorumluluğu vurguladığını belirten Türkdoğan, “Biz bu olayda ikisini de sorumlu tutuyoruz. Örgüt zaten kaçırmakla, bu kadar uzatmakla, vermemekle, ölümlerinden de sorumlu. Devleti niye sorumlu tutuyoruz? Ya riskli bir operasyon nasıl yapar? Dolaylı diyalog kurmak varken niye almadın? Ben bunu açık açık herkese söylüyorum” dedi.

“İHD son süreçte nasıl bir tutum takınsa iktidar kanadı mutlu olurdu” sorumuza ise Türkdoğan şu ifadelerle yanıt verdi:

“Biz ne yaparsak yapalım iktidar kanadını mutlu etme şansımız yok. Çünkü onların anladığım kadarıyla mutlu olmak gibi bir durumları yok. Biz her türlü risk almışız bu meselede. Ama anladığım kadarıyla ikna edemiyoruz. Bizi gerçekten ne zannediyorlar? Kafalarında ne var anlamış değilim. Biz sivil örgütüz. Rolümüz neyse onu yerine getiririz. Zorladık. Çok zorladık ama yapamadık. Buna dair özeleştirimizi de yaptık. Demokratik kamuoyu oluşturamadık. Hükümet üzerinde baskı gücü oluşturamadık. Gerçekten daha ne yapabilirdik diye düşünüyorum ama maalesef, olmadı.”

‘BUNA HAKKI YOK’

İHD’nin sürekli hedef haline getirilmek istendiğini belirten Türkdoğan, “Soylu’nun sözlerinin ardından kaygılı mısınız?” sorusuna ise şu ifadelerle yanıt verdi:

“Her otoriter iktidar ve otoriter uygulamalardan sorumlu kişiler her zaman derneğimizi hedef haline getirmeye çalışıyorlar. Bunu doğru buluyorum. Türkiye’de çok ciddi sıkıntı ve sorunlar var. Bu bizi elbette ki kaygılandırıyor. Ama geçmiş yıllarda bu çok yaşandı. İHD köklü bir insan hakları örgütüdür. Bu tarz hedef göstermelerle çalışmalarından alıkonmak isteniyorsa bu doğru değildir. Biz insan hakları hukukuna uygun, kendi ilkelerimize bağlı olarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Eğer iktidar bizim çalışmalarımızı daha da zorlaştırmak istiyorsa bu doğru değildir. Dünya insan hakları hareketi bizim yanımızda yer alacaktır. Bizim söz hakkımızın olmadığı bir kürsüden bir bakan bu kadar bir eleştiride bulunamaz. Buna hakkı yok.”

 
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gara operasyonu ve 13 kişinin şehit edilmesine ilişkin Meclis’te yaptığı konuşmada İnsan Hakları Derneği’ni (İHD) hedef alarak “Canı çıkasıca dernek” ifadesini kullandı.

Gazete Duvar’ın haberine göre, Soylu’nun İHD’ye yönelik sözlerini değerlendiren İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Bakan gerçeği ifade etmiyor. Bizim derneğimizin web sayfasına girerseniz sivillere yönelik örgütün saldırıları noktasında kınama açıklamalarımızı rahatlıkla görebilirsiniz” dedi.

Türkdoğan şöyle devam etti:

‘AÇIKTAN KINADIK, ONLARCA AÇIKLAMAMIZ VAR’

“En son Şırnak’ta iki kişinin cezalandırılması diye adlandırılan infaz olayıyla ilgili kınamamız var. Zaten son yaşanan olayı da açıktan kınadık. Bakanın kastettiği çok büyük bir haksızlık. Gerçeği ifade etmiyor. Resmi web sayfamızda onlarca açıklamamız var. Alıkonulan insanlarla ilgili aynı şeyi ben söylüyorum zaten. ‘Hükümet bizim çalışmalarımızı kolaylaştırdı’ diyorum. Fakat örgüt vermedi. Örgütün vermediği bir yerde biz nasıl zorla alabiliriz? Böyle bir şey nasıl olabilir?”

‘ÖZELEŞTİRİ DE YAPTIK’

İHD’nin yaşanan ölümlerin ardından hem PKK’ye hem de devlete düşen sorumluluğu vurguladığını belirten Türkdoğan, “Biz bu olayda ikisini de sorumlu tutuyoruz. Örgüt zaten kaçırmakla, bu kadar uzatmakla, vermemekle, ölümlerinden de sorumlu. Devleti niye sorumlu tutuyoruz? Ya riskli bir operasyon nasıl yapar? Dolaylı diyalog kurmak varken niye almadın? Ben bunu açık açık herkese söylüyorum” dedi.

“İHD son süreçte nasıl bir tutum takınsa iktidar kanadı mutlu olurdu” sorumuza ise Türkdoğan şu ifadelerle yanıt verdi:

“Biz ne yaparsak yapalım iktidar kanadını mutlu etme şansımız yok. Çünkü onların anladığım kadarıyla mutlu olmak gibi bir durumları yok. Biz her türlü risk almışız bu meselede. Ama anladığım kadarıyla ikna edemiyoruz. Bizi gerçekten ne zannediyorlar? Kafalarında ne var anlamış değilim. Biz sivil örgütüz. Rolümüz neyse onu yerine getiririz. Zorladık. Çok zorladık ama yapamadık. Buna dair özeleştirimizi de yaptık. Demokratik kamuoyu oluşturamadık. Hükümet üzerinde baskı gücü oluşturamadık. Gerçekten daha ne yapabilirdik diye düşünüyorum ama maalesef, olmadı.”

‘BUNA HAKKI YOK’

İHD’nin sürekli hedef haline getirilmek istendiğini belirten Türkdoğan, “Soylu’nun sözlerinin ardından kaygılı mısınız?” sorusuna ise şu ifadelerle yanıt verdi:

“Her otoriter iktidar ve otoriter uygulamalardan sorumlu kişiler her zaman derneğimizi hedef haline getirmeye çalışıyorlar. Bunu doğru buluyorum. Türkiye’de çok ciddi sıkıntı ve sorunlar var. Bu bizi elbette ki kaygılandırıyor. Ama geçmiş yıllarda bu çok yaşandı. İHD köklü bir insan hakları örgütüdür. Bu tarz hedef göstermelerle çalışmalarından alıkonmak isteniyorsa bu doğru değildir. Biz insan hakları hukukuna uygun, kendi ilkelerimize bağlı olarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Eğer iktidar bizim çalışmalarımızı daha da zorlaştırmak istiyorsa bu doğru değildir. Dünya insan hakları hareketi bizim yanımızda yer alacaktır. Bizim söz hakkımızın olmadığı bir kürsüden bir bakan bu kadar bir eleştiride bulunamaz. Buna hakkı yok.”