“AYM Başkanlığı Bank Asya’ya para yatırılmasını tutuklama için kuvvetli belirti kabul etmeye devam ediyor.” diyen Ceza Hukuku Uzmanı Dr. Gökhan Güneş, bu kabulün hukuka aykırı olduğunu sorularla anlattı.
Anayasa Mahkemesi (AYM), 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tutuklanan Adli Tıp Kurumu eski çalışanı İhsan Yalçın’ın, Bank Asya’ya para yatırdığı gerekçesiyle tutuklanmasını “Hak ihlali” saydı.
“Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının” ihlal edildiğine karar veren Yüksek Mahkeme, Yalçın’a 10 bin lira da tazminat ödenmesine hükmetmişti.
15 Temmuz yargılamalarında binlerce günahsız insanın cezaevlerine atılma gerekçesi yapılan TCK’nın 314. maddesinin kitabını yazan hukukçu Gökhan Güneş, Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda, AYM Başkanlığı’nın Bank Asya’ya para yatırılmasını tutuklama için kuvvetli belirti kabul etmeye devam ettiğini ancak devletin kontrolü altındaki bankaya sadece para yatırmanın bir suçun ve hele de silahlı örgüt suçunun delili olamayacağını kaydetti.
BANKACILIK FAALİYETİNDE BULUNMAK SUÇ DEĞİLDİR!
1. @AYMBASKANLIGI, Bank Asya’ya para yatırılmasını tutuklama için kuvvetli belirti kabul etmeye devam ediyor. https://t.co/ucD6Vb0smY pic.twitter.com/TQoDgsJOSY
— Dr. Gökhan Güneş (@GkhanGnes8) April 26, 2021
1. AYM Başkanlığı Bank Asya’ya para yatırılmasını tutuklama için kuvvetli belirti kabul etmeye devam ediyor.
2. Biz de bu kabulün neden mantıksız ve hukuka aykırı olduğunu gelin sorularla anlatalım: Bir bankaya para yatırma eylemenin suç olarak kabulü, bu paranın bir suçun işlenmesi suretiyle elde edilmesine bağlıyken, Bank Asya’ya yatırılan paraların kaynağı,
3. meşruiyeti ve bir suç dolayısıyla elde edilip edilmediği neden araştırılmamaktadır? Yine, bu eylemin suç olabilmesi için meşru yollarla elde edilse bile, bu parayla somut bir suçun finanse edilmesi gerekirken,
4. acaba Bank Asya’ya para yatıran kişilerle ilgili neden suçun finansmanına yönelik bir iddia yoktur? Bank Asya, Devletin gözetiminde faaliyet gösteren bir banka olduğuna ve belli bir tarihten sonra bankacılık işlemi yapmak suç kabul edildiğine göre,
5. öncelikle bu suça engel olmayan ve müsaade eden banka yöneticilerinin soruşturulması gerekmez mi? Devlete güvendiği için faaliyeti durdurulmamış bir bankada bankacılık işlemi yapan ve bu işlemlerle somut bir suç işlemeyen kişilerin cezai sorumluluğu nasıl doğabilir?
6. Aynı şekilde, böyle bir ifade Devletin zafiyet içinde ve gözetimi altındaki bir bankadan habersiz olduğunu göstermez mi? Bu tecrübeden sonra, geçmişte başka bankalarda yapılan bankacılık işlemlerinin sonra suç olarak kişilerin karşılarına çıkarılmayacağını kim garanti edebilir?
7. Bu durum, hukuki güvenlik ilkesiyle nasıl izah edilebilir? Eğer bu paralar bir suçun işlenmesinde kullanılmış veya suçun işlenmesine tahsis edilmiş ise Bank Asya’ya yatırılan paralarla ilgili neden müsadere kararı verilmemiştir?
8. Ayrıca, bankaya para yatırma işlemi “terörün finansmanı” suçuna değil de, neden “örgüt üyeliği ya da yardım” suçuna delil kabul edilmektedir? Bu husus bile tek başına bu soruşturmalardaki çelişkiyi göstermez mi?
9. Gerçekleştirilen bankacılık işlemlerinin terör soruşturmasına gerekçe yapılması, sanki yatırılan paraların örgütün ayrı bir hesabına ya da yurt dışında bulunan bir hesabına örgütsel faaliyetlerin finansmanı için yatırıldığı anlamına gelmez mi?
10. Yatırılan paraların tamamı kişilerin hesabında ve Devletin koruması altında olduğuna göre bu mantıksız uygulama neden devam ettirilmektedir? Ayrıca, kara para aklama ya da kaçak yollardan finansal işlemleri gerçekleştirmek dururken,
11. silahlı bir örgütün Devletin denetimi altındaki bir banka aracılığıyla bu faaliyetlerini yapmasının bir mantığı ve dünyada bir örneği var mıdır? Benzer şekilde, hesaptaki paralar kişilere ait olduğuna ve kâr elde etmek için bu hesaplara para yatırıldığına göre,
12. bankaya para yatırılmasının suç kabul edilmesindeki en önemli kriter olan “hesap artışının rutin bankacılık hareketleri kapsamında olmadığı” hususunun mantığı nedir? Bank Asya bir yardım kuruluşu ve paralar da bu kuruluşu güçlendirmek için mi yatırılmaktadır ki,
13. kişilerin kendi hesaplarına yatırdıkları paraların rutinliği araştırılmaktadır? Ayrıca, hesap artışındaki rutinliğin kriteri nedir? Kime ve neye göre rutin değildir? Herkes bankaya sürekli aynı miktarda mı para yatırmak zorundadır?
14. Kısaca, hiç bir demokratik hukuk devletinde, devletin kontrolü altındaki bankaya sadece para yatırmak bir suçun ve hele de silahlı örgüt suçunun delili olamaz.
15. Düşünsenize, hakkınızda başka hiç bir delil yok ama siz bankaya para yatırdığınız için silahlı bir örgütün hiyerarşik yapısına dahil oluyorsunuz. O zaman yine sormak gerekmez mi, örgütsel faaliyetlerdeki süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk nerede?
16. Kaldı ki, talimatla para yatırılsa bile işlemin kendisi başlı başına yasaldır ve hiçbir suç kapsamına girmez. Ayrıca, eylemin kendisi suç ise örgüt liderinin talimatının bir değeri olur, ancak bu eylem her hangi bir suça karşılık gelmiyorsa, hiçbir cezaya dayanak yapılamaz.
17. 15 Temmuz sonrası ister sivil ister asker olsun, darbe teşebbüsünden haberi olmayanlar BERAAT EDECEK, bu kişiler TÜM HAKLARINI VE İTİBARLARINI GERİ ALACAK ve verdikleri kararlarla insanların hayatını karartanlar da hukuk önünde HESAP VERECEKLERDİR. Hukuki mücadeleye devam.
“AYM Başkanlığı Bank Asya’ya para yatırılmasını tutuklama için kuvvetli belirti kabul etmeye devam ediyor.” diyen Ceza Hukuku Uzmanı Dr. Gökhan Güneş, bu kabulün hukuka aykırı olduğunu sorularla anlattı.
Anayasa Mahkemesi (AYM), 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tutuklanan Adli Tıp Kurumu eski çalışanı İhsan Yalçın’ın, Bank Asya’ya para yatırdığı gerekçesiyle tutuklanmasını “Hak ihlali” saydı.
“Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının” ihlal edildiğine karar veren Yüksek Mahkeme, Yalçın’a 10 bin lira da tazminat ödenmesine hükmetmişti.
15 Temmuz yargılamalarında binlerce günahsız insanın cezaevlerine atılma gerekçesi yapılan TCK’nın 314. maddesinin kitabını yazan hukukçu Gökhan Güneş, Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda, AYM Başkanlığı’nın Bank Asya’ya para yatırılmasını tutuklama için kuvvetli belirti kabul etmeye devam ettiğini ancak devletin kontrolü altındaki bankaya sadece para yatırmanın bir suçun ve hele de silahlı örgüt suçunun delili olamayacağını kaydetti.
BANKACILIK FAALİYETİNDE BULUNMAK SUÇ DEĞİLDİR!
1. @AYMBASKANLIGI, Bank Asya’ya para yatırılmasını tutuklama için kuvvetli belirti kabul etmeye devam ediyor. https://t.co/ucD6Vb0smY pic.twitter.com/TQoDgsJOSY
— Dr. Gökhan Güneş (@GkhanGnes8) April 26, 2021
1. AYM Başkanlığı Bank Asya’ya para yatırılmasını tutuklama için kuvvetli belirti kabul etmeye devam ediyor.
2. Biz de bu kabulün neden mantıksız ve hukuka aykırı olduğunu gelin sorularla anlatalım: Bir bankaya para yatırma eylemenin suç olarak kabulü, bu paranın bir suçun işlenmesi suretiyle elde edilmesine bağlıyken, Bank Asya’ya yatırılan paraların kaynağı,
3. meşruiyeti ve bir suç dolayısıyla elde edilip edilmediği neden araştırılmamaktadır? Yine, bu eylemin suç olabilmesi için meşru yollarla elde edilse bile, bu parayla somut bir suçun finanse edilmesi gerekirken,
4. acaba Bank Asya’ya para yatıran kişilerle ilgili neden suçun finansmanına yönelik bir iddia yoktur? Bank Asya, Devletin gözetiminde faaliyet gösteren bir banka olduğuna ve belli bir tarihten sonra bankacılık işlemi yapmak suç kabul edildiğine göre,
5. öncelikle bu suça engel olmayan ve müsaade eden banka yöneticilerinin soruşturulması gerekmez mi? Devlete güvendiği için faaliyeti durdurulmamış bir bankada bankacılık işlemi yapan ve bu işlemlerle somut bir suç işlemeyen kişilerin cezai sorumluluğu nasıl doğabilir?
6. Aynı şekilde, böyle bir ifade Devletin zafiyet içinde ve gözetimi altındaki bir bankadan habersiz olduğunu göstermez mi? Bu tecrübeden sonra, geçmişte başka bankalarda yapılan bankacılık işlemlerinin sonra suç olarak kişilerin karşılarına çıkarılmayacağını kim garanti edebilir?
7. Bu durum, hukuki güvenlik ilkesiyle nasıl izah edilebilir? Eğer bu paralar bir suçun işlenmesinde kullanılmış veya suçun işlenmesine tahsis edilmiş ise Bank Asya’ya yatırılan paralarla ilgili neden müsadere kararı verilmemiştir?
8. Ayrıca, bankaya para yatırma işlemi “terörün finansmanı” suçuna değil de, neden “örgüt üyeliği ya da yardım” suçuna delil kabul edilmektedir? Bu husus bile tek başına bu soruşturmalardaki çelişkiyi göstermez mi?
9. Gerçekleştirilen bankacılık işlemlerinin terör soruşturmasına gerekçe yapılması, sanki yatırılan paraların örgütün ayrı bir hesabına ya da yurt dışında bulunan bir hesabına örgütsel faaliyetlerin finansmanı için yatırıldığı anlamına gelmez mi?
10. Yatırılan paraların tamamı kişilerin hesabında ve Devletin koruması altında olduğuna göre bu mantıksız uygulama neden devam ettirilmektedir? Ayrıca, kara para aklama ya da kaçak yollardan finansal işlemleri gerçekleştirmek dururken,
11. silahlı bir örgütün Devletin denetimi altındaki bir banka aracılığıyla bu faaliyetlerini yapmasının bir mantığı ve dünyada bir örneği var mıdır? Benzer şekilde, hesaptaki paralar kişilere ait olduğuna ve kâr elde etmek için bu hesaplara para yatırıldığına göre,
12. bankaya para yatırılmasının suç kabul edilmesindeki en önemli kriter olan “hesap artışının rutin bankacılık hareketleri kapsamında olmadığı” hususunun mantığı nedir? Bank Asya bir yardım kuruluşu ve paralar da bu kuruluşu güçlendirmek için mi yatırılmaktadır ki,
13. kişilerin kendi hesaplarına yatırdıkları paraların rutinliği araştırılmaktadır? Ayrıca, hesap artışındaki rutinliğin kriteri nedir? Kime ve neye göre rutin değildir? Herkes bankaya sürekli aynı miktarda mı para yatırmak zorundadır?
14. Kısaca, hiç bir demokratik hukuk devletinde, devletin kontrolü altındaki bankaya sadece para yatırmak bir suçun ve hele de silahlı örgüt suçunun delili olamaz.
15. Düşünsenize, hakkınızda başka hiç bir delil yok ama siz bankaya para yatırdığınız için silahlı bir örgütün hiyerarşik yapısına dahil oluyorsunuz. O zaman yine sormak gerekmez mi, örgütsel faaliyetlerdeki süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk nerede?
16. Kaldı ki, talimatla para yatırılsa bile işlemin kendisi başlı başına yasaldır ve hiçbir suç kapsamına girmez. Ayrıca, eylemin kendisi suç ise örgüt liderinin talimatının bir değeri olur, ancak bu eylem her hangi bir suça karşılık gelmiyorsa, hiçbir cezaya dayanak yapılamaz.
17. 15 Temmuz sonrası ister sivil ister asker olsun, darbe teşebbüsünden haberi olmayanlar BERAAT EDECEK, bu kişiler TÜM HAKLARINI VE İTİBARLARINI GERİ ALACAK ve verdikleri kararlarla insanların hayatını karartanlar da hukuk önünde HESAP VERECEKLERDİR. Hukuki mücadeleye devam.
“AYM Başkanlığı Bank Asya’ya para yatırılmasını tutuklama için kuvvetli belirti kabul etmeye devam ediyor.” diyen Ceza Hukuku Uzmanı Dr. Gökhan Güneş, bu kabulün hukuka aykırı olduğunu sorularla anlattı.
Anayasa Mahkemesi (AYM), 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tutuklanan Adli Tıp Kurumu eski çalışanı İhsan Yalçın’ın, Bank Asya’ya para yatırdığı gerekçesiyle tutuklanmasını “Hak ihlali” saydı.
“Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının” ihlal edildiğine karar veren Yüksek Mahkeme, Yalçın’a 10 bin lira da tazminat ödenmesine hükmetmişti.
15 Temmuz yargılamalarında binlerce günahsız insanın cezaevlerine atılma gerekçesi yapılan TCK’nın 314. maddesinin kitabını yazan hukukçu Gökhan Güneş, Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda, AYM Başkanlığı’nın Bank Asya’ya para yatırılmasını tutuklama için kuvvetli belirti kabul etmeye devam ettiğini ancak devletin kontrolü altındaki bankaya sadece para yatırmanın bir suçun ve hele de silahlı örgüt suçunun delili olamayacağını kaydetti.
BANKACILIK FAALİYETİNDE BULUNMAK SUÇ DEĞİLDİR!
1. @AYMBASKANLIGI, Bank Asya’ya para yatırılmasını tutuklama için kuvvetli belirti kabul etmeye devam ediyor. https://t.co/ucD6Vb0smY pic.twitter.com/TQoDgsJOSY
— Dr. Gökhan Güneş (@GkhanGnes8) April 26, 2021
1. AYM Başkanlığı Bank Asya’ya para yatırılmasını tutuklama için kuvvetli belirti kabul etmeye devam ediyor.
2. Biz de bu kabulün neden mantıksız ve hukuka aykırı olduğunu gelin sorularla anlatalım: Bir bankaya para yatırma eylemenin suç olarak kabulü, bu paranın bir suçun işlenmesi suretiyle elde edilmesine bağlıyken, Bank Asya’ya yatırılan paraların kaynağı,
3. meşruiyeti ve bir suç dolayısıyla elde edilip edilmediği neden araştırılmamaktadır? Yine, bu eylemin suç olabilmesi için meşru yollarla elde edilse bile, bu parayla somut bir suçun finanse edilmesi gerekirken,
4. acaba Bank Asya’ya para yatıran kişilerle ilgili neden suçun finansmanına yönelik bir iddia yoktur? Bank Asya, Devletin gözetiminde faaliyet gösteren bir banka olduğuna ve belli bir tarihten sonra bankacılık işlemi yapmak suç kabul edildiğine göre,
5. öncelikle bu suça engel olmayan ve müsaade eden banka yöneticilerinin soruşturulması gerekmez mi? Devlete güvendiği için faaliyeti durdurulmamış bir bankada bankacılık işlemi yapan ve bu işlemlerle somut bir suç işlemeyen kişilerin cezai sorumluluğu nasıl doğabilir?
6. Aynı şekilde, böyle bir ifade Devletin zafiyet içinde ve gözetimi altındaki bir bankadan habersiz olduğunu göstermez mi? Bu tecrübeden sonra, geçmişte başka bankalarda yapılan bankacılık işlemlerinin sonra suç olarak kişilerin karşılarına çıkarılmayacağını kim garanti edebilir?
7. Bu durum, hukuki güvenlik ilkesiyle nasıl izah edilebilir? Eğer bu paralar bir suçun işlenmesinde kullanılmış veya suçun işlenmesine tahsis edilmiş ise Bank Asya’ya yatırılan paralarla ilgili neden müsadere kararı verilmemiştir?
8. Ayrıca, bankaya para yatırma işlemi “terörün finansmanı” suçuna değil de, neden “örgüt üyeliği ya da yardım” suçuna delil kabul edilmektedir? Bu husus bile tek başına bu soruşturmalardaki çelişkiyi göstermez mi?
9. Gerçekleştirilen bankacılık işlemlerinin terör soruşturmasına gerekçe yapılması, sanki yatırılan paraların örgütün ayrı bir hesabına ya da yurt dışında bulunan bir hesabına örgütsel faaliyetlerin finansmanı için yatırıldığı anlamına gelmez mi?
10. Yatırılan paraların tamamı kişilerin hesabında ve Devletin koruması altında olduğuna göre bu mantıksız uygulama neden devam ettirilmektedir? Ayrıca, kara para aklama ya da kaçak yollardan finansal işlemleri gerçekleştirmek dururken,
11. silahlı bir örgütün Devletin denetimi altındaki bir banka aracılığıyla bu faaliyetlerini yapmasının bir mantığı ve dünyada bir örneği var mıdır? Benzer şekilde, hesaptaki paralar kişilere ait olduğuna ve kâr elde etmek için bu hesaplara para yatırıldığına göre,
12. bankaya para yatırılmasının suç kabul edilmesindeki en önemli kriter olan “hesap artışının rutin bankacılık hareketleri kapsamında olmadığı” hususunun mantığı nedir? Bank Asya bir yardım kuruluşu ve paralar da bu kuruluşu güçlendirmek için mi yatırılmaktadır ki,
13. kişilerin kendi hesaplarına yatırdıkları paraların rutinliği araştırılmaktadır? Ayrıca, hesap artışındaki rutinliğin kriteri nedir? Kime ve neye göre rutin değildir? Herkes bankaya sürekli aynı miktarda mı para yatırmak zorundadır?
14. Kısaca, hiç bir demokratik hukuk devletinde, devletin kontrolü altındaki bankaya sadece para yatırmak bir suçun ve hele de silahlı örgüt suçunun delili olamaz.
15. Düşünsenize, hakkınızda başka hiç bir delil yok ama siz bankaya para yatırdığınız için silahlı bir örgütün hiyerarşik yapısına dahil oluyorsunuz. O zaman yine sormak gerekmez mi, örgütsel faaliyetlerdeki süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk nerede?
16. Kaldı ki, talimatla para yatırılsa bile işlemin kendisi başlı başına yasaldır ve hiçbir suç kapsamına girmez. Ayrıca, eylemin kendisi suç ise örgüt liderinin talimatının bir değeri olur, ancak bu eylem her hangi bir suça karşılık gelmiyorsa, hiçbir cezaya dayanak yapılamaz.
17. 15 Temmuz sonrası ister sivil ister asker olsun, darbe teşebbüsünden haberi olmayanlar BERAAT EDECEK, bu kişiler TÜM HAKLARINI VE İTİBARLARINI GERİ ALACAK ve verdikleri kararlarla insanların hayatını karartanlar da hukuk önünde HESAP VERECEKLERDİR. Hukuki mücadeleye devam.
“AYM Başkanlığı Bank Asya’ya para yatırılmasını tutuklama için kuvvetli belirti kabul etmeye devam ediyor.” diyen Ceza Hukuku Uzmanı Dr. Gökhan Güneş, bu kabulün hukuka aykırı olduğunu sorularla anlattı.
Anayasa Mahkemesi (AYM), 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tutuklanan Adli Tıp Kurumu eski çalışanı İhsan Yalçın’ın, Bank Asya’ya para yatırdığı gerekçesiyle tutuklanmasını “Hak ihlali” saydı.
“Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının” ihlal edildiğine karar veren Yüksek Mahkeme, Yalçın’a 10 bin lira da tazminat ödenmesine hükmetmişti.
15 Temmuz yargılamalarında binlerce günahsız insanın cezaevlerine atılma gerekçesi yapılan TCK’nın 314. maddesinin kitabını yazan hukukçu Gökhan Güneş, Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda, AYM Başkanlığı’nın Bank Asya’ya para yatırılmasını tutuklama için kuvvetli belirti kabul etmeye devam ettiğini ancak devletin kontrolü altındaki bankaya sadece para yatırmanın bir suçun ve hele de silahlı örgüt suçunun delili olamayacağını kaydetti.
BANKACILIK FAALİYETİNDE BULUNMAK SUÇ DEĞİLDİR!
1. @AYMBASKANLIGI, Bank Asya’ya para yatırılmasını tutuklama için kuvvetli belirti kabul etmeye devam ediyor. https://t.co/ucD6Vb0smY pic.twitter.com/TQoDgsJOSY
— Dr. Gökhan Güneş (@GkhanGnes8) April 26, 2021
1. AYM Başkanlığı Bank Asya’ya para yatırılmasını tutuklama için kuvvetli belirti kabul etmeye devam ediyor.
2. Biz de bu kabulün neden mantıksız ve hukuka aykırı olduğunu gelin sorularla anlatalım: Bir bankaya para yatırma eylemenin suç olarak kabulü, bu paranın bir suçun işlenmesi suretiyle elde edilmesine bağlıyken, Bank Asya’ya yatırılan paraların kaynağı,
3. meşruiyeti ve bir suç dolayısıyla elde edilip edilmediği neden araştırılmamaktadır? Yine, bu eylemin suç olabilmesi için meşru yollarla elde edilse bile, bu parayla somut bir suçun finanse edilmesi gerekirken,
4. acaba Bank Asya’ya para yatıran kişilerle ilgili neden suçun finansmanına yönelik bir iddia yoktur? Bank Asya, Devletin gözetiminde faaliyet gösteren bir banka olduğuna ve belli bir tarihten sonra bankacılık işlemi yapmak suç kabul edildiğine göre,
5. öncelikle bu suça engel olmayan ve müsaade eden banka yöneticilerinin soruşturulması gerekmez mi? Devlete güvendiği için faaliyeti durdurulmamış bir bankada bankacılık işlemi yapan ve bu işlemlerle somut bir suç işlemeyen kişilerin cezai sorumluluğu nasıl doğabilir?
6. Aynı şekilde, böyle bir ifade Devletin zafiyet içinde ve gözetimi altındaki bir bankadan habersiz olduğunu göstermez mi? Bu tecrübeden sonra, geçmişte başka bankalarda yapılan bankacılık işlemlerinin sonra suç olarak kişilerin karşılarına çıkarılmayacağını kim garanti edebilir?
7. Bu durum, hukuki güvenlik ilkesiyle nasıl izah edilebilir? Eğer bu paralar bir suçun işlenmesinde kullanılmış veya suçun işlenmesine tahsis edilmiş ise Bank Asya’ya yatırılan paralarla ilgili neden müsadere kararı verilmemiştir?
8. Ayrıca, bankaya para yatırma işlemi “terörün finansmanı” suçuna değil de, neden “örgüt üyeliği ya da yardım” suçuna delil kabul edilmektedir? Bu husus bile tek başına bu soruşturmalardaki çelişkiyi göstermez mi?
9. Gerçekleştirilen bankacılık işlemlerinin terör soruşturmasına gerekçe yapılması, sanki yatırılan paraların örgütün ayrı bir hesabına ya da yurt dışında bulunan bir hesabına örgütsel faaliyetlerin finansmanı için yatırıldığı anlamına gelmez mi?
10. Yatırılan paraların tamamı kişilerin hesabında ve Devletin koruması altında olduğuna göre bu mantıksız uygulama neden devam ettirilmektedir? Ayrıca, kara para aklama ya da kaçak yollardan finansal işlemleri gerçekleştirmek dururken,
11. silahlı bir örgütün Devletin denetimi altındaki bir banka aracılığıyla bu faaliyetlerini yapmasının bir mantığı ve dünyada bir örneği var mıdır? Benzer şekilde, hesaptaki paralar kişilere ait olduğuna ve kâr elde etmek için bu hesaplara para yatırıldığına göre,
12. bankaya para yatırılmasının suç kabul edilmesindeki en önemli kriter olan “hesap artışının rutin bankacılık hareketleri kapsamında olmadığı” hususunun mantığı nedir? Bank Asya bir yardım kuruluşu ve paralar da bu kuruluşu güçlendirmek için mi yatırılmaktadır ki,
13. kişilerin kendi hesaplarına yatırdıkları paraların rutinliği araştırılmaktadır? Ayrıca, hesap artışındaki rutinliğin kriteri nedir? Kime ve neye göre rutin değildir? Herkes bankaya sürekli aynı miktarda mı para yatırmak zorundadır?
14. Kısaca, hiç bir demokratik hukuk devletinde, devletin kontrolü altındaki bankaya sadece para yatırmak bir suçun ve hele de silahlı örgüt suçunun delili olamaz.
15. Düşünsenize, hakkınızda başka hiç bir delil yok ama siz bankaya para yatırdığınız için silahlı bir örgütün hiyerarşik yapısına dahil oluyorsunuz. O zaman yine sormak gerekmez mi, örgütsel faaliyetlerdeki süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk nerede?
16. Kaldı ki, talimatla para yatırılsa bile işlemin kendisi başlı başına yasaldır ve hiçbir suç kapsamına girmez. Ayrıca, eylemin kendisi suç ise örgüt liderinin talimatının bir değeri olur, ancak bu eylem her hangi bir suça karşılık gelmiyorsa, hiçbir cezaya dayanak yapılamaz.
17. 15 Temmuz sonrası ister sivil ister asker olsun, darbe teşebbüsünden haberi olmayanlar BERAAT EDECEK, bu kişiler TÜM HAKLARINI VE İTİBARLARINI GERİ ALACAK ve verdikleri kararlarla insanların hayatını karartanlar da hukuk önünde HESAP VERECEKLERDİR. Hukuki mücadeleye devam.