Türkiye günlerdir AKP Milletvekili Şirin Ünal’ın evinde kendini öldürdüğü iddia edilen ancak yakınlarının ‘cinayet’ şüphesini dillendirdikleri Nadira Kadirova’nın ölümünü konuşuyor.
Aradan tam dokuz gün geçmesine rağmen Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) emekli Şirin Ünal’ın kamuoyunu aydınlatacak hiçbir açıklama yapmaması, eleştirileri de beraberinde getiriyor.
Ünal sessiz kaldıkça, hakkında da çok sayıda iddia ortaya atılıyor. Onlardan biri de, Ünal’ın TSK’de iken hakkında taciz iddialarının gündeme gelmesi.
Bu iddialara dikkat çeken isimse, Odatv yazarı Müyesser Yıldız.
2 Ekim tarihli yazısında, Yıldız, Nadira’nın ölümü ile ilgili medyadaki ‘omerta’ sessizliğini eleştirdiği yazısında, “…hem yetkililer hem de birkaç TV, gazete ve internet sitesi dışında tüm medya adeta dilini yuttu” yorumunu yapıyor.
Yıldız, şüphelerin üzerine çevrildiği Şirin Ünal’ı tanımlarken de ilginç ifadeler kullanıyor ve, “Balyoz kumpası ve 15 Temmuz darbe teşebbüsünün en kritik isimlerinden birisi olan AKP Milletvekili Şirin Ünal” diye yazıyor.
Özbekistanlı 23 yaşındaki Nadira Kadirova’nın abisi ve arkadaşının ‘cinayet’ doğrultusundaki ifadelerine dikkat çeken Yıldız, Ünal için ‘Ankara kulislerinde dolaşan iddialar’la ilgili, “Emekli general olan Şirin Ünal hakkında TSK’dayken de ‘taciz’ iddialarının gündeme geldiği, bu yüzden terfisine onay verilmeyip, emekli edildiği, Nadira Kadirova’nın çalışma izninin olmadığı, otopsinin apar topar yapılıp, naaşın Özbekistan’a gönderilmesinin ‘özel’ bir sebebinin bulunduğu gibi” söylentilere işaret ediyor.
Yıldız, Ünal’ın yakın çevresinin o gece ile ilgili anlattıklarına da değiniyor ve ekliyor:
“İddia o ki, Ünal olay gecesi eve gelen Başsavcıvekiline ifade vermek istemiş ve vermiş. Peki, neler söylemiş? ‘Evin kızı gibi olan” Nadira Kadirova’nın son 2-3 ayda hareketlerinde değişiklik olduğunu, kâh ağlayıp, kâh güldüğünü, bunun üzerine doktora götürüldüğünü ve psikolojik tedaviye başlandığını belirtmiş.
Olayın nasıl yaşandığına ilişkin anlatımlarına gelince;
Yatak odasındaki çekmecede silahının olmadığını fark edince, kızına sormuş. Görmediğini söylemesi üzerine tedirgin olup, Nadira Kadirova’yla konuşmak üzere kızıyla birlikte odasına çıkmış ve silahı görüp görmediğini sormuş. Hâl ve hareketlerinde tuhaflık olan Kadirova, bir yandan odasındaki çekmeceleri açıp, bir yandan da “Bakın, yok. Sizin eşyanızla ne ilgim var” diye bağırmaya başlamış. Bunun üzerine, “Bak, abini ararım, ona hesap verirsin” diyerek, telefonunu almak üzere alt kata inmiş. Bu sırada Nadira Kadirova, Ünal’ın kızını dışarı itip, odanın kapısını kilitlemiş. Kızının, “Koş baba, koş” diye bağırması üzerine yukarı çıktığında, bir el ateş sesi duymuş. Kapıyı kırmak için uğraşmışlar. Olmayınca, polisi aramışlar. Kısa sürede gelen polisler, kapıyı kırmış. Nadira Kadirova o sırada yaşıyormuş, hemen hastaneye kaldırmışlar.”
Tüm bu satırların ardından, Yıldız, “Dokuz gün geçti; Şirin Ünal susuyor… Emniyet ve Savcılık, soruşturmanın nasıl yürüdüğü, dosyada ne olup olmadığı konusunda kamuoyunu bilgilendirme gereği duymuyor… Acaba neden” sorusunu yöneltiyor.