Paris merkezli Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, Türkiye’deki medyayı seçim sürecindeki “taraflı” yayınları nedeniyle eleştirdi.
“Erdoğan medya üzerindeki kontrolünü Türkiye’deki seçimlere hile karıştırmak için kullandı” başlıklı bir açıklama yayımlayan RSF, 20 yıldır iktidarda olan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu seçimleri kazanmak için vatandaşların “güvenilir ve çoğulcu haberciliğe” erişim hakkından mahrum edilmesi dâhil elindeki tüm imkânları kullandığını belirtti.
Türkiye’de yıllardır “bağımsız gazetecilerin hapse atılması”, “devlet medyası üzerindeki kontrolün artırılması”, Türkiye’nin en büyük özel medya grubunun iktidara yakın Demirören Holding tarafından satın alınması ve “hükümeti destekleyen yayın organlarına yapılan maddi destek” gibi faktörlerin, Erdoğan’a ulusal medya üzerinde yüzde 85’ten fazla kontrolü sağlama olanağı verdiği ifade edildi.
TRT Haber’in 1 Nisan-1 Mayıs arasındaki canlı yayınlarında Erdoğan’a seçimlerdeki en büyük rakibi Kemal Kılıçdaroğlu’ndan tam 60 kat daha fazla yer verdiğini de hatırlatan RSF, “Bir başka deyişle, bir kamu televizyon kanalı sadece bir devlet televizyonu olarak hareket etmekle kalmadı, aynı zamanda bir adayın tarafını tuttu” ifadesini kullandı. Sınır Tanımayan Gazeteciler, Erdoğan’ın ayrıca ilk tur seçimlerine iki gün kala 14 televizyon kanalının ortak şekilde yayımladığı yaklaşık 1,5 saatlik bir canlı yayında rakibinin cevap verme ihtimali olmayan bir ortamda Kılıçdaroğlu’na sözlü saldırılarda bulunduğunu vurguladı.
Medyadanın bu hâlinden ötürü “şu an Türkiye’deki vatandaşların zihnini meşgul eden siyasi yolsuzluk, ekonomik kriz ve son depremlerdeki tartışmalı yönetimi dâhil birçok konu hakkında Erdoğan’a ciddi bir şekilde soru yöneltilememesinin şoke edici ve gazetecilik etiklerine aykırı” olduğunu belirten Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, açıklamasında RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu’nun ifadelerine de yer verdi.
Önderoğlu, “Türkiye’de basın özgürlüğü ve çoğulculuğun son derece ciddi şekilde ihlal edilmesine yönelik bir düzen kuruldu. İki adayın ve politikalarının artılarını eksilerini ya da ülkenin siyasi sosyolojisini tartışabilirsiniz. Ama gerçek şu ki bu seçimlerde fazlasıyla, Türkiye’deki vatandaşları demokratik şekilde karar vermekten mahrum bırakan bir medya düzeni vasıtasıyla hilekâr manevralar yapıldı. Bu aleni adaletsizlik, kuşkusuz seçimin güvenirliliğini de sarsıyor” dedi.
“Türkiye’de son 20 yılda her üç aylık döneme bakıldığında ortalama 200 civarında gazetecinin terörle mücadele yasası ya da meslekleriyle bağlantılı ceza kanunları kapsamında mahkemeye çıkarıldığına” dikkat çeken RSF, mahkemelerin oluşturduğu baskının, hükümeti eleştiren gazetelere resmi ilan ve reklam yasağı uygulanmasına neden olan düzenlemeler getiren Basın İlan Kurumu tarafından artırıldığını belirtti.
Açıklamada ayrıca, Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) 2022 yılında verdiği cezaların dörtte üçünün Halk TV, Halk TV, Fox TV, Tele1, KRT, Habertürk TV, Flash TV ve TGRT Haber’e yönelik olduğu ifade edildi.