Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetinin 22 sanıklı davası ikinci gününde sürüyor. Duruşmada Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Ümit Yıldırım’ın eski kalemi tutuklu sanık Emre Yüksel savunma yaptı.
Bilirkişi raporunda, Tolgahan Demirbaş ve Emre Yüksel’in 06 AT 5021 plakalı ve Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’a tahsisli olduğu öğrenilen Audi marka çakarlı bir araçla tetikçi Özyağcı’yı Ankara’dan Bolu’ya götürdüğü kayıtlara girmişti.
Emre Yüksel savunmasında, tetikçinin kaçırıldığı bu aracın MHP’ye kayıtlı olduğunu söyledi. Yüksel, “MHP’de görevim yok, araç Ülkü Ocakları kayıtlı olduğu için ben de bu aracı kullanıyordum” dedi.
Halk TV’de yer alan habere göre Yüksel şunları söyledi:
“Bana tahsisli araç hala İstanbul’dadır, benim bir ayağım İstanbul’dadır, benim için şehir dışına çıkmak benim için rutindir. Bir HTS’nin altından geçerken, Tolgahan Demirbaş’ın olduğu bir fotoğraf.
Bolu’da durduk, Çorbacı Mülayim’de çorba içtik, dinlenme tesisine geçip İstanbul’a geçtik. İki kişi gittik. 06 AT 5021 plakalı Milliyetçi Hareket Partisi’ne ait, araç Ülkü Ocakları’na tahsisli. Bu aracı şahsıma ait yetkisi yoktur. Sık sıkça kullandığım, birçok yöneticinin kullandığı araç. Bu araç benim sıklıkla kullandığım araç. Ülkü Ocakları’na ait araç, Ülkü Ocakları yöneticisi olarak kullanma hakkına sahibim, aracı Ülkü Ocakları’ndan aldık.”
“Olayın olduğu gün Tolgahan Demirbaş’la çiftlikte atış yapmak için görüştük”
Eski Ülkü Ocakları yöneticisi tutuklu sanık Emre Yüksel, “12 yıllık mimarım, Türkiye Futbol Federasyonu’nda hakemlik yaptım. Ben kanunlara uyan, vatanına milletine bağlı bir insanım. Maktül Sinan Ateş’le hiçbir tanışıklığım yok. Olaydan bir gün önce silah ruhsatım çıkmıştı. Olayın olduğu gün Tolgahan Demirbaş’la çiftlikte atış yapmak için görüştük, sonra Balgat’ta yemeğe gittik, ardından ocağa gittik işlerimizi hallettik. Ben hayatımın bütün akışına devam ediyordum. Tutuklanma gerekçemde hiç tanımadığım Aytaç Ataç ve Çağlar Zorlu’nun ifadeleri yüzünden tutuklandığım soruluyor. Ben kimseye Sinan Ateş’in avukatı Ali Yücel’in plakasını sormadım. Ben Tolgahan’a bir plaka sordum, Ali Yücel isimli şahsa ait çıkmış. İki buçuk yıl önce atılmış bir mesaj, ifademde gösterilince hatırlamıştım. Ben bir kafe açmıştım, bu araç da orada rahatsız olunmuş bir araç olabilir, o yüzden sormuşumdur. Tolgahan benim sık görüştüğüm bir arkadaş, o yüzden sordum” dedi.
“Doğukan Çep’i, Ufuk Köktürk aracılığıyla tanıdım”
Sanık Doğukan Çep’le İstanbul’un Beykoz ilçesinde bulunan 1877 Alemdağ Spor Kulübü Derneğinden tanışık olan Alper Atay ise suçlamaları kabul etmediğini ifade ederek, “Sinan Ateş’i hiç tanımadım. Sabıkası olmayan birisiyim. 20 yıldan fazla profesyonel ve amatör futbol antrenörlüğü yaptım. Bütün hayatımın birçok kısmı sporla alakalı geçti. Bu doğrultuda hiçbir suçla alakam olmadığı gibi sadece kulübümle ilgili bir insanım. Doğukan Çep’i, Ufuk Köktürk aracılığıyla tanıdım. Ufuk, Doğukan’ı getirdiğinde hemşehrimiz olduğunu söyledi. Dönem dönem maçlara gelirdi, spor kulübünün kafesine gelirdi. Böyle bir tanışıklığım var. Mahkeme heyetinden tahliyemi talep ederim” beyanına yer verdi.
“Somut bir delil ortaya çıksın, telefon şifremi paylaşırım”
Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro eski Amiri Mustafa Ensar Aykal, “9 aydır cezaevinde olduğum süre zarfınca olayı gerçekleştirenlere maktul Ateş’in konumunu verdiğim medyada yazılmış, bunları okudum. Bu olayın içinde Gazi Meclis’in içinden bir vekilin de olduğunu görmüş, tüm bunları sabırla dinleyerek, başkaları gibi 40 kapının ipini çekmeden bekledim. Alınan ifademde de ‘aldatma’ usulünün tamamını anlatacağım. Tolgahan Demirbaş isimli şahıs dışında kimseyi tanımıyorum. Kendisi çok sayıda meslek büyüğümü tanıyan, onların vasıtasıyla şahsımı tanıyan, emniyet, bürokrasi camiasından çok sayıda tanıdığı olan, herhangi bir adli suça karışmadığını bildiğim, biridir. Bu şahıs, zamanla tarafımda oluşturduğu güven çerçevesinde bazen şahsımdan bilgi taleplerinde bulunmuştur. Bu fiilin suç olduğunu bilmekteyim. Ama olağanüstü durumlar gibi yaklaşılıyor. Söyleyeceklerim bu kadar, olay bundan ibaret. Tahliye talebim vardır” derken mahkeme başkanı Aykal’ın telefon şifresini neden açmadığını sordu. Aykal’da buna karşın, “Başkanım susma hakkım var diye biliyorum, içerde tutulduğuma dair somut bir delil ortaya çıksın, telefon şifremi paylaşırım” dedi. Mustafa Ensar Aykal, savcılık tarafından Sinan Ateş’in yanındaki Selman Bozkurt’un müşteki, Ahmet Keçik’in müşteki şüpheli sıfatıyla dosyaya girdiğini söyledi.
Sanık ifadelerinin ardından duruşma yarın devam etmek üzere ertelendi.