Yunanistan’ın Mora Yarımadası açıklarında 14 Haziran’da meydana gelen trajedinin önlenebilirliğine ilişkin soru işaretlerine yanıt aranıyor. En az 78 sığınmacının hayatını kaybettiği, yüzlerce kişinin de kayıp olduğundan şüphelenilen tekne kazasına yönelik Yunan Sahil Güvenliği ve hükümet yetkilileri, sığınmacıları taşıyan teknenin Salı günü öğleden sonra Avrupa Sınır Koruma Ajansı (Frontex) tarafından fark edildikten sonra devriye tekneleri ve yakınlardaki kargo gemilerince izlemeye alındığını kaydetti. Balıkçı teknesinin, Malta bayraklı bir başka gemiden erzak ve su almak için kısa süreliğine durduğu, ancak teknede bulunan birinin telsiz telefon aracılığıyla daha fazla desteğe ihtiyaç duymadıklarını ve teknedekilerin İtalya rotalı yolculuğa devam etmede ısrarcı olduğunu bildirdiği öne sürüldü.
Yunan Sahil Güvenliği, kaza günü saat 12.30 ile 18.00 arasında balıkçı teknesiyle defalarca iletişim kurulduğunu belirterek, “İtalya’ya doğru devam etmek istediklerini ve Yunanistan’dan yardım istemediklerini defaatle tekrarladılar” ifadelerini kullandı.
Saat 22.40 sularında teknenin Atina‘ya motor arızası yaşandığını bildirdiği ve teknenin durduğu belirtildi. Yakınlarda bulunan bir Yunan devriye teknesinin hemen harekete geçerek sorunu tespit etmek üzere balıkçı teknesine yaklaşmaya çalıştığı, bundan 24 dakika sonra, saat 02.19’da ise teknenin battığının bildirildiği ileri sürüldü.
Tsipras’tan ‘sığınmacılar yardım istemedi’ iddiasına yalanlama
Yunan hükümet Sözcüsü Ilias Siakantaris, teknede yaklaşık 750 kişinin bulunduğuna dair henüz teyit edilmemiş raporlar bulunduğunu ifade ederken Atina, daha erken müdahele edilseydi trajedinin önlenebileceğine ilişkin eleştirileri geri çevirdi. Sahil Güvenliği Sözcüsü, “İçinde bu kadar fazla insanın bulunduğu bir tekneyi, işbirliği olmadan zorla başka yöne çeviremezsiniz” ifadelerini kullandı.
Kalamata’ya getirilen kazazedelerle konuştuğunu belirten Yunanistan eski Başbakanı Aleksis Tsipras ise sığınmacıların yardım istediklerini söylediklerini aktardı. Perşembe günü yayımlanan bir videoda da bir sığınmacının Tsipras’a Yunan Sahil Güvenliği’nin tekneyi aşırı hızla çekmeye çalışmasının ardından teknenin alabora olduğunu söylediği görülüyor. Syriza lideri, videoda sığınmacıya “Yani Yunan sahil güvenliği sizi sürüklemek için bir halat kullandı ve bu şekilde battınız?” sorusunu yöneltiyor.
Hükümet Sözcüsü Siakantaris ise tekneyi “stabilize etmek için” bir halat atıldığını ancak sığınmacıların yardımı geri çevirerek İtalya’ya gitmek istediklerini söylediklerini öne sürdü.
Sığınmacılar için bir acil yardım hattı girişimi olan AlarmPhone ise Salı günü 15:20 sularında kaptanın tekneyi terk ettiğini, ondört dakika sonra da göçmenlerin teknenin aşırı kalabalık olduğunu ve yalpalamaya başladıklarını ilettiklerini aktardı.
Örgüt ayrıca göçmenlerin Atina hakkındaki yaygın kötü muamele ve geri itme iddiaları nedeniyle, Yunan makamları tarafından yakalanmaktan korktuklarını kaydetti.
BM: Atina’nın açıklamaları mantıklı değil
Birleşmiş Milletler Mülteciler (BM) Yüksek Komiserliği Akdeniz Özel Temsilcisi Vincent Cochetel, Yunanistan’ın kazaya müdahale etmemesine ilişkin açıklamalarının mantığa oturtulamadığını ifade etti. Fransız Haber Ajansı AFP‘ye konuşan Cochetel, “Uluslararası hukuka göre, Frontex teknenin zor durumda olduğunu tespit eder etmez, Yunan makamlarının kurtarma operasyonunu organize etmesi gerekirdi” diye konuştu. Cochetel,ağzına kadar dolu olan teknenin Frontext tarafından çekilen fotoğraflarının teknenin sürüklenmekte olduğunu ve teknede bulunanların zor durumda olduğunu şüpheye mahal kalmayacak şekilde ortaya koyduğunu ifade etti.
BM, Cuma günü yaptığı açıklamada yaşanan korkunç trajediye yönelik detaylı bir soruşturma talep ederken, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Jeremy Laurance insan kaçakçılarının da soruşturulması ve adalet önüne çıkartılması gerektiğini belirtti.
DW’ye konuşan İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Avrupa ve Orta Asya Direktörü Judith Sunderland da Yunan Sahil Güvenliği için “daha fazlasını yapabilirlerdi ve yapmalılardı da” ifadelerini kullandı. Yunan makamlarının teknedekilerin yardım istemedikleri yönündeki iddialarına ilişkin Sunderland, “Bu hukuki bir argüman değil. Teknenin zor durumda olduğu aşikardı. Açık deniz için elverişli olmadığı ve aşırı kalabalık olduğu açıktı. Yunan Sahil Güvenliği ve bölgedeki herhangi bir tekne için yardım sağlamak en önemli yükümlülüktü” diye konuştu.
“AB insanları öldürüyor”
Yunanistan’ın Atina ve Selanik kentlerinde çok sayıda gösterici, mülteciler için adalet talebiyle sokağa çıktı. Yunanistan Komünist Partisi (KKE) ve çok sayıda solcu öğrenci örgütü ile sendikaların çağrısıyla düzenlenen göstericilerde eylemcilerin “Avrupa Birliği insanları öldürüyor” pankartları taşıdıkları görüldü.