İran, davayla ilgili ABD’li savcılara belge teslim etti mi?
Dünkü yazısında ABD ve Almanya istihbaratının dinlemelerde bulunduğunu yazan Selvi bugünkü yazısında ise İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Zarrab davasıyla ilgili bilgi ve belge paylaşımında bulunabileceğini söyledi.
Selvi şunları söyledi:
“Ambargo süresince İran’ın parasının Rusya, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kanada ve Türkiye üzerinden dışarıya çıkarıldığı söyleniyor. İran’a ambargoda Türkiye sadece belli bir zaman diliminde yer alıyor. Ama ambargo faturasının tamamı Türkiye’ye kesilmek isteniyor. Bu noktada bir kuşkumu paylaşmak istiyorum. Zarrab soruşturmasında İran ve Birleşik Arap Emirlikleri, Zarrab savcılarına belge ve bilgi temininde katkı sağladı mı? Sorunun çengelini zihinlere asıp, Zarrab’ın para trafiği için üzerinde durulan şirketleri paylaşmak istiyorum. Bunlar, Durak Döviz, Royal Holding, Vala Döviz Dış Ticaret, Asi Kıymetli Madenler Turizm, ECB Kuyumculuk, Güneş General Trading, Mapna Group, Birleşik Arap Emirlikleri’nde Al Nafee ve İran’dan Bank Mellat ile İran Ulusal petrol Şirketi(NİOC).
Sizi Zarrab soruşturmasının teknik detaylarıyla uğraştırma niyetinde değilim. Sadece 4 Aralık’taki duruşmanın yaklaşmasıyla birlikte Türkiye’yi bekleyen tehlikeye dikkat çekmek istiyorum. Maalesef biz baştan beri bu işi çok ciddiye almadık. Reza Zarrab’ın ABD’ye gidişini doğru okuyamadık. İşi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Reza Zarrab’ın mağduriyeti boyutunda gördük. Ama o bir operasyondu. Geldiğimiz noktada Zarrab davası, Türkiye’ye ekonomik ve siyasi darbe vurmak isteyenlerin kozuna dönüştü.”
Ayrıca Selvi yazısında Ambargo süresince İran’ın parasının Rusya, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kanada ve Türkiye üzerinden dışarıya çıkarıldığının söylendiğini iddia etti.
Selvi’nin “Zarrab davasının iki hedefi” başlığıyla yayımlanan yazısında Zarrab soruşturmasını yürüten savcıların iki nokta üzerinden hareket ettiklerine dikkat çekerek bunları şöyle sıraladı:
1- Bir siyasi koruma olmadan bu ticaret yapılamaz.
2- İran’la ticaretten ziyade şahsi hesaplardaki hareketlilik.
Selvi ayrıca mahkemenin 17-25 Aralık operasyonunu gerçekleştiren polis ve savcıları da tanık olarak dinlemeye hazırlandığnı öne sürerek 15 Temmuz’da Erdoğan’ı devirmek için darbe girişiminde bulunduğunu iddia ettiği tanıkların Erdoğan lehine tanıklık yapmasının beklenmediğini yazdı.
İran, davayla ilgili ABD’li savcılara belge teslim etti mi?
Dünkü yazısında ABD ve Almanya istihbaratının dinlemelerde bulunduğunu yazan Selvi bugünkü yazısında ise İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Zarrab davasıyla ilgili bilgi ve belge paylaşımında bulunabileceğini söyledi.
Selvi şunları söyledi:
“Ambargo süresince İran’ın parasının Rusya, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kanada ve Türkiye üzerinden dışarıya çıkarıldığı söyleniyor. İran’a ambargoda Türkiye sadece belli bir zaman diliminde yer alıyor. Ama ambargo faturasının tamamı Türkiye’ye kesilmek isteniyor. Bu noktada bir kuşkumu paylaşmak istiyorum. Zarrab soruşturmasında İran ve Birleşik Arap Emirlikleri, Zarrab savcılarına belge ve bilgi temininde katkı sağladı mı? Sorunun çengelini zihinlere asıp, Zarrab’ın para trafiği için üzerinde durulan şirketleri paylaşmak istiyorum. Bunlar, Durak Döviz, Royal Holding, Vala Döviz Dış Ticaret, Asi Kıymetli Madenler Turizm, ECB Kuyumculuk, Güneş General Trading, Mapna Group, Birleşik Arap Emirlikleri’nde Al Nafee ve İran’dan Bank Mellat ile İran Ulusal petrol Şirketi(NİOC).
Sizi Zarrab soruşturmasının teknik detaylarıyla uğraştırma niyetinde değilim. Sadece 4 Aralık’taki duruşmanın yaklaşmasıyla birlikte Türkiye’yi bekleyen tehlikeye dikkat çekmek istiyorum. Maalesef biz baştan beri bu işi çok ciddiye almadık. Reza Zarrab’ın ABD’ye gidişini doğru okuyamadık. İşi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Reza Zarrab’ın mağduriyeti boyutunda gördük. Ama o bir operasyondu. Geldiğimiz noktada Zarrab davası, Türkiye’ye ekonomik ve siyasi darbe vurmak isteyenlerin kozuna dönüştü.”
Ayrıca Selvi yazısında Ambargo süresince İran’ın parasının Rusya, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kanada ve Türkiye üzerinden dışarıya çıkarıldığının söylendiğini iddia etti.
Selvi’nin “Zarrab davasının iki hedefi” başlığıyla yayımlanan yazısında Zarrab soruşturmasını yürüten savcıların iki nokta üzerinden hareket ettiklerine dikkat çekerek bunları şöyle sıraladı:
1- Bir siyasi koruma olmadan bu ticaret yapılamaz.
2- İran’la ticaretten ziyade şahsi hesaplardaki hareketlilik.
Selvi ayrıca mahkemenin 17-25 Aralık operasyonunu gerçekleştiren polis ve savcıları da tanık olarak dinlemeye hazırlandığnı öne sürerek 15 Temmuz’da Erdoğan’ı devirmek için darbe girişiminde bulunduğunu iddia ettiği tanıkların Erdoğan lehine tanıklık yapmasının beklenmediğini yazdı.
İran, davayla ilgili ABD’li savcılara belge teslim etti mi?
Dünkü yazısında ABD ve Almanya istihbaratının dinlemelerde bulunduğunu yazan Selvi bugünkü yazısında ise İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Zarrab davasıyla ilgili bilgi ve belge paylaşımında bulunabileceğini söyledi.
Selvi şunları söyledi:
“Ambargo süresince İran’ın parasının Rusya, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kanada ve Türkiye üzerinden dışarıya çıkarıldığı söyleniyor. İran’a ambargoda Türkiye sadece belli bir zaman diliminde yer alıyor. Ama ambargo faturasının tamamı Türkiye’ye kesilmek isteniyor. Bu noktada bir kuşkumu paylaşmak istiyorum. Zarrab soruşturmasında İran ve Birleşik Arap Emirlikleri, Zarrab savcılarına belge ve bilgi temininde katkı sağladı mı? Sorunun çengelini zihinlere asıp, Zarrab’ın para trafiği için üzerinde durulan şirketleri paylaşmak istiyorum. Bunlar, Durak Döviz, Royal Holding, Vala Döviz Dış Ticaret, Asi Kıymetli Madenler Turizm, ECB Kuyumculuk, Güneş General Trading, Mapna Group, Birleşik Arap Emirlikleri’nde Al Nafee ve İran’dan Bank Mellat ile İran Ulusal petrol Şirketi(NİOC).
Sizi Zarrab soruşturmasının teknik detaylarıyla uğraştırma niyetinde değilim. Sadece 4 Aralık’taki duruşmanın yaklaşmasıyla birlikte Türkiye’yi bekleyen tehlikeye dikkat çekmek istiyorum. Maalesef biz baştan beri bu işi çok ciddiye almadık. Reza Zarrab’ın ABD’ye gidişini doğru okuyamadık. İşi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Reza Zarrab’ın mağduriyeti boyutunda gördük. Ama o bir operasyondu. Geldiğimiz noktada Zarrab davası, Türkiye’ye ekonomik ve siyasi darbe vurmak isteyenlerin kozuna dönüştü.”
Ayrıca Selvi yazısında Ambargo süresince İran’ın parasının Rusya, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kanada ve Türkiye üzerinden dışarıya çıkarıldığının söylendiğini iddia etti.
Selvi’nin “Zarrab davasının iki hedefi” başlığıyla yayımlanan yazısında Zarrab soruşturmasını yürüten savcıların iki nokta üzerinden hareket ettiklerine dikkat çekerek bunları şöyle sıraladı:
1- Bir siyasi koruma olmadan bu ticaret yapılamaz.
2- İran’la ticaretten ziyade şahsi hesaplardaki hareketlilik.
Selvi ayrıca mahkemenin 17-25 Aralık operasyonunu gerçekleştiren polis ve savcıları da tanık olarak dinlemeye hazırlandığnı öne sürerek 15 Temmuz’da Erdoğan’ı devirmek için darbe girişiminde bulunduğunu iddia ettiği tanıkların Erdoğan lehine tanıklık yapmasının beklenmediğini yazdı.
İran, davayla ilgili ABD’li savcılara belge teslim etti mi?
Dünkü yazısında ABD ve Almanya istihbaratının dinlemelerde bulunduğunu yazan Selvi bugünkü yazısında ise İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Zarrab davasıyla ilgili bilgi ve belge paylaşımında bulunabileceğini söyledi.
Selvi şunları söyledi:
“Ambargo süresince İran’ın parasının Rusya, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kanada ve Türkiye üzerinden dışarıya çıkarıldığı söyleniyor. İran’a ambargoda Türkiye sadece belli bir zaman diliminde yer alıyor. Ama ambargo faturasının tamamı Türkiye’ye kesilmek isteniyor. Bu noktada bir kuşkumu paylaşmak istiyorum. Zarrab soruşturmasında İran ve Birleşik Arap Emirlikleri, Zarrab savcılarına belge ve bilgi temininde katkı sağladı mı? Sorunun çengelini zihinlere asıp, Zarrab’ın para trafiği için üzerinde durulan şirketleri paylaşmak istiyorum. Bunlar, Durak Döviz, Royal Holding, Vala Döviz Dış Ticaret, Asi Kıymetli Madenler Turizm, ECB Kuyumculuk, Güneş General Trading, Mapna Group, Birleşik Arap Emirlikleri’nde Al Nafee ve İran’dan Bank Mellat ile İran Ulusal petrol Şirketi(NİOC).
Sizi Zarrab soruşturmasının teknik detaylarıyla uğraştırma niyetinde değilim. Sadece 4 Aralık’taki duruşmanın yaklaşmasıyla birlikte Türkiye’yi bekleyen tehlikeye dikkat çekmek istiyorum. Maalesef biz baştan beri bu işi çok ciddiye almadık. Reza Zarrab’ın ABD’ye gidişini doğru okuyamadık. İşi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Reza Zarrab’ın mağduriyeti boyutunda gördük. Ama o bir operasyondu. Geldiğimiz noktada Zarrab davası, Türkiye’ye ekonomik ve siyasi darbe vurmak isteyenlerin kozuna dönüştü.”
Ayrıca Selvi yazısında Ambargo süresince İran’ın parasının Rusya, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kanada ve Türkiye üzerinden dışarıya çıkarıldığının söylendiğini iddia etti.
Selvi’nin “Zarrab davasının iki hedefi” başlığıyla yayımlanan yazısında Zarrab soruşturmasını yürüten savcıların iki nokta üzerinden hareket ettiklerine dikkat çekerek bunları şöyle sıraladı:
1- Bir siyasi koruma olmadan bu ticaret yapılamaz.
2- İran’la ticaretten ziyade şahsi hesaplardaki hareketlilik.
Selvi ayrıca mahkemenin 17-25 Aralık operasyonunu gerçekleştiren polis ve savcıları da tanık olarak dinlemeye hazırlandığnı öne sürerek 15 Temmuz’da Erdoğan’ı devirmek için darbe girişiminde bulunduğunu iddia ettiği tanıkların Erdoğan lehine tanıklık yapmasının beklenmediğini yazdı.