Denizbank’ın Levent Büyükdere şubesinin başındaki Seçil Erzan, 11 Nisan’da ‘nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘özel belgede sahtecilik’ suçlamasıyla tutuklanmıştı. Erzan, Galatasaray camiasından tanınmış isimler dahil onlarca müşterisini bir ‘fon’ üzerinden yüksek getiri vaadiyle on milyonlarca dolar dolandırmakla suçlanıyor.
İstanbul 41’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki bugünkü duruşmaya tutuklu sanıklar Seçil Erzan ve Ali Yörük’le tutuksuz yargılanan Rüya Sağır, Hüseyin Eligül, Atilla Yörük, Asiye Öztürk, Nazlı Can ve taraf avukatları katıldı.
Tutuklu sanık Erzan, Fatih Terim’in davaya müşteki olarak katılmasına ilişkin savunma yaptı.
Erzan, Terim’in hesap hareketlerini inceleyemediğini fakat hesabındaki miktarların teftiş kurulu ve bilirkişi raporlarında eşleştiğini iddia ederek hesabına giren ve hesabından çıkan paraların 3 milyon dolar olmadığının bilirkişi raporuyla doğrulandığını savundu.
Hakimin “Sen Fatih Terim’den ‘Bir yere yatıracağız’ diyerek elden para aldın mı?” sorusuna Erzan, şöyle cevap verdi:
“Fon adı altında hiçbir zaman para almadım. Sadece aramızdaki dostane ilişkiden kaynaklı bana 300 bin dolar ve 400 bin dolar olmak üzere iki defa para ödendi.
‘Ev al, arsa al’ diye değerlendirmemi istedi. Bankacılık işlemlerinden dolayı değil, aramızdaki abi-kardeş ilişkisindendi. Elden verdiği 700 bin dolar faiziyle iade edildi.
Ocak 2022’den itibaren bana nakit ödemeler yaptı. Galatasaray olsun, Türkiye Futbol Federasyonu’ndan gelen geliri olsun bütün resmi bakiyelerin hepsi kendi rızasıyla işlendi. Bana elden verdi.”
Erzan ayrıca Terim’in zorla faizli para talep etmediğini, kendisine “Paramız var mı? Ne kadar paramız var?” diye zaman zaman sorduğunu, kendisinin de sanık Rüya Sağır aracılığıyla Fatih Terim’e ödeyebilecekleri miktarı ilettiğini söyledi.
Terim’in işlemlerinde usulsüzlük yapmadığını, Terim’in mesaj atarak veya personeli aracılığıyla kendisiyle iletişim kurduğunu söyleyen Erzan, Terim’den aldığı toplam 700 bin doları başkalarına faiz olarak ödediğini anlattı.
Terim’in avukatı Okan Demirkan’ın “Seçil Hanım, saklama hesabında 3 milyon dolar bulunduğuna dair Rüya Sağır tarafından Fatih Terim’e SMS olarak gönderiliyor. Rakam gittikçe artıyor. Bu mesajları gönderen dosyaya göre sizsiniz. Nasıl açıklayacaksınız?” sorusuna Erzan şöyle yanıt verdi:
“Ben hocaya ‘hayır’ diyemediğim için zaman zaman Rüya’ya ‘1 milyon, 2 milyon dolar’ dediğim günler oldu ama bu rakamlar hiçbir zaman hocanın hesabında olmadı. Hesap hareketlerine bakılırsa çıkar.”
Emre Belözoğlu’nun avukatı Şekip Mosturoğlu’nun “Denizbank’ta gişe dışı uygulamaları kim biliyordu?” sorusu Erzan, “Bütün üst kurul biliyordur, o dönem kim ise. Hakan Ateş’in bilgisi olmadan kimse gişe dışı uygulaması yapamaz” diye yanıtladı.
Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş’le önce genel müdürlükte, daha sonraysa Çorlu’da şube açılışında tanıştığını belirten Erzan, Terim’le de Galatasaray Spor Kulübü Tesisleri’nde müşteri ziyaretleri kapsamında tanıştığını anlattı.
‘Bu insanların hepsi faizin hukuka aykırı yerden geldiğini biliyordu’
Terim ve Ateş’in dostluğa dayanan ilişkileri olduğunu söyleyen Erzan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ben hiçbir zaman ‘Fatih Terim fonu’ diye bir durumdan bahsetmedim. Bu insanların hepsi faizin hukuka aykırı yerden geldiğini biliyordu, bana ‘Git, kimden alacaksan al, parayı bize ver’ diyorlardı.
Hepsi bunu biliyordu ama bu konuşulmuyordu. Onlara göre para nereden gelirse gelsindi. Herkes bir ‘fon furyası’ türetti. Bunu da kendi aralarında söylemeye başladılar. Ben asla kişiye özel bir fon adı altında bir şey söylemedim.”
Duruşmada söz alan bir kısım müştekilerin avukatı Rezan Epözdemir, gazeteci Lube Ayar’ın sosyal medya hesabından kendisi hakkında mahkeme salonunda söylemediği ifadeyi söylemiş gibi paylaşım yaptığını belirterek Ayar’ın duruşma salonundan çıkarılmasını talep etti.
Ayar’sa söz konusu ifadeyi salonda o şekilde duyduğunu söyledi.
Mahkeme başkanı tarafından salondan çıkarıldığı sırada Ayar’ın Epözdemir’e yönelik “Sen göreceksin, bekle sen” demesine Epözdemir heyetten, Ayar hakkında kendisini tehdit ettiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmasını istedi.
Mahkeme heyeti, söz konusu anları tutanağa geçirdi. Duruşmaya verilen 10 dakikalık aranın ardından devam edildi.
Tanık olarak dinlenilen eski banka çalışanı Volkan Çiftçi, 2016-2020 arasında Erzan’la Florya’daki şubede çalıştığını, o dönem Erzan’la ilgili olumsuzluk yaşanmadığını anlattı.
Duruşmaya, avukatların beyanlarının alınmasına devam edilmek üzere ara verildi.
Aranın ardından Erzan, mağdur olan kim varsa banka tarafından zararının ödenmesini istediğini, parayı kendisi alsa ödeyeceğini öne sürerek mahkemeye sunduğu listedeki Fernando Muslera ve Selçuk İnan gibi isimlerin kendisine baskı yapmadığını belirtti.
Erzan şöyle konuştu: “Banka, bana bu sorunu bir şekilde çözeceklerini söyledi. Böyle bir durumda ellerini taşın altına koyacaklarını düşündüm. Banka, kötü niyetli insanların fazla para almaya çalıştıklarını fark etti. Kimin mağdur olduğuna, kimin gerçekten para verdiğine adaletin karar vermesini istedi. Annemin bana en çok ihtiyacı olduğu dönemi dört duvar arasında ağlayarak geçirdim. Ben de bir insanım, cani değilim.”
Duruşmada söz alan müşteki İbrahim Çağlar’ın avukatı Metin Sinan Aslan, suç duyurusu talebini belirterek “Yargılamayı akamete uğratabilmek için banka kamera kayıtlarını geç verdiler. Küçücük bankanın içinde üç koli ve valiz bulunuyor ve kimse bunun Seçil Erzan’a ait olduğunu bilmiyormuş. Banka yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istiyoruz” dedi.
Ali Yörük yurtdışına çıkış yasağı şartıyla tahliye edildi
Savunmaların ardından ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanık Ali Yörük’ün, üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, tutuklulukta geçirdiği süre, sanık yönünden delillerin toplanmış olması ve karartabileceği delil kalmadığı gerekçesiyle yurtdışına çıkış yasağı ve haftada üç gün imza şartıyla tahliyesine hükmetti.
Erzan’ın çalıştığı dönemdeki maillerinin gönderilmesi için bankaya yazı yazılmasına karar veren heyet, bazı müşteki avukatlarının talebi üzerine bankanın çalışanlarından sorumlularla ilgili ‘suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçundan savcılığa bildirimde bulunulmasını kararlaştırdı.
Duruşma, 15 Kasım’a ertelendi.