Kamuoyunda “Fatih Terim fonu” olarak bilinen yüksek kâr vaadiyle dolandırıcılık olayına ilişkin müşteki Fatih Terim’in şikayetiyle hazırlanan yeni iddianame, bu olayla ilgili ana dava dosyasıyla birleştirilmesi talebiyle İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, söz konusu dolandırıcılık olayına ilişkin Fatih Terim’in şikayeti üzerine yeni iddianame hazırladı.
Bu iddianame, 2’si tutuklu 7 sanığın yargılandığı söz konusu olayla ilgili ana dava dosyasıyla birleştirilmesi istemiyle İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu.
Mahkemenin Terim’in “müşteki” sıfatıyla yer aldığı yeni iddianameyi ana dava dosyasıyla birleştirilmesi halinde dosyadaki mağdur sayısı 29’a, Erzan hakkında istenen hapis cezası talebi toplamda 305 yıla çıkacak.
TERİM: ERZAN’LA 5-6 YILDIR TANIŞIYORUM
İddianamede Seçil Erzan’ın Terim’in tüm bankacılık işlemlerini uzun yıllar yönettiği kaydedildi.
Terim’in, 6 Haziran 2023’te banka hesap hareketlerine ilişkin idari izinli olan Erzan’ın yerine bakmakla görevli sanık Rüya Sağır’la görüşerek bilgi alma talebinde bulunduğu anlatılan iddianamede, ”Şüpheli Rüya Sağır’ın müşterinin bankada bulunan hesaplarına ilişkin oluşturulan Excel tablosunda 219 bin 300 dolar ve 47 bin 400 lira olacak şekilde iki kalem alacağı yer almasına rağmen bu tabloya banka uhdesinde bulunmayan ‘e saklama o/n 3 milyon dolar’ şeklinde bir kalem alacağı daha eklendiği anlaşılmıştır” denildi.
İddianamede, sanıklar Sağır ve Erzan’ın birlikte hareket ederek Terim’i dolandırdıkları öne sürüldü.
Fatih Terim’in Haziran 2023’te savcılıkta alınan ifadesine de iddianamede yer verildi. Terim, uzun yıllardır teknik direktörlük yaptığını, Erzan ile yaklaşık 5-6 yıldır tanıştığını ve 11 yıldır da bankanın müşterisi olduğunu dile getirdi.
‘BAHSEDİLEN FONLA İLGİM YOK, ERZAN’A PARA VERMEDİM’
Bankanın Florya ve Levent şubelerine hiç gitmediğini, paraya ihtiyacı olduğunda yakınlarından ve aile dostlarından istediğini, onların gerektiğinde bankadan parayı çekip kendisine getirdiğini anlatan Terim, şunları söyledi:
“Birtakım belgelere imza atmam gerektiğinde ise zaman zaman Seçil Erzan yanıma gelip Florya’daki tesislerde imzamı alırdı. Hatta evime geldiğinde de belgelere imza atmışlığım olmuştu. Bahsedilen fon ile yakından uzaktan ilgim yoktur. Bu fon için kimse benden bu zamana kadar herhangi bir para istemedi. Bu fon ile alakalı Seçil Erzan’a hiçbir zaman para vermedim.
6 Nisan’da hesabımda ne olup bittiğini öğrenmek için bankada çalışan Rüya Hanım ile mesajlaştım. Seçil Erzan olayını duyunca bankaya sinirlendim ve bankadaki tüm paramın eşim Fulya Terim’in başka bankadaki hesabına aktarılmasını istedim. 219 bin 300 dolar ve 47 bin 400 lira paranın eşimin hesabına geldiğini tespit ettim ama 3 milyon dolar hâlâ gönderilmedi.”
Terim, ne kadar zarara uğratıldığından haberi olmadığını, iyi niyetinin suistimal edildiğini iddia ederek, şüpheliler Rüya Sağır ve Seçil Erzan’dan şikayetçi olduğunu söyledi.
ERZAN: TERİM BANA ELDEN PARA VERDİ, ŞOFÖRÜNE GERİ GÖNDERDİM
İddianameye göre sanık Erzan ise 18 Nisan’da alınan ifadesinde, müşteki Terim’in tüm bankacılık işlemlerini kendisinin yönettiğini, Terim’in bir dönem Eurobond’dan zarar ettiğini belirterek, “Bu zararını çıkarmak için bana 300 bin dolar parayı elden vermişti. Fakat ben bu parayı Fatih Terim’in şoförü U.A’ya geri ödedim. Rüya Sağır, Denizbank’ta çalıştığım şubede portföy yöneticisi olarak görev yapıyordu. Bankada olmadığım dönemlerde Terim ile ilgilenmesi için Rüya Sağır’ı görevlendirmiştim. Bu konuya ilişkin Fatih Terim’e de bilgi vermiştim” dedi.
Terim’in talebi üzerine Sağır’ın kendisine hesap bilgilerini gönderdiğini anlatan sanık Erzan, tutuklandığı dönemde Terim’in Denizbank’ta 3 milyon dolar bakiyesi olmadığını, Sağır’a, Terim’in “saklamada 3 milyon doları olduğuna” ilişkin bir şey söylediğini hatırlamadığını ifade etti.
İddianamede, şüpheliler Seçil Erzan ve Rüya Sağır’ın, “tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık” suçundan 3’er yıldan 10’ar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.
İddianame kabul edilirse Seçil Erzan toplamda 305 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacak.
ANA İDDİANAMEDEN
Devam eden ana davanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamesinde, sanık Seçil Erzan’ın bir bankanın Levent’teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker’den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak, yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.
İddianamede, müşteki Çeviker’e para karşılığında yazılı evrak verildiği, ancak daha sonra Çeviker’in Erzan’a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor.
Sanık Erzan’ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.
İddianamede, Erzan’ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturduğu, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.
295 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
Sanık Erzan hakkında “özel belgede sahtecilik” ve “tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık” suçlarından 90 yıldan 295 yıla kadar hapsi isteniyor.
Sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk’ün ise aynı suçlardan 3 ile 98 yıl arasında hapisle cezalandırılması talep ediliyor.