Ataşehir’deki polis kalekolunda işkence gören ve ırkçılığa maruz kaldığını söyleyen Roman aile hakkında savcılık iddianame hazırladı. Polis memurları ise işkence için, “iftira” dedi.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Ataşehir’deki polis kalekolunda Roman aileye yapılan işkence ve ırkçılığın ardından iddianame hazırladı. 4 polis memurunun suç duyurusu üzerine savcılık, ‘hakaret, görevi yaptırmamak için direnme’ suçlarından Resul Bayır ve oğlu Hüseyin Bayır’ın cezalandırılmalarını istedi. Savcılık, polis memurlarının ifadelerine dayanarak Hüseyin Bayır’ın iddianameye konu olan suçları işlediği kanaatine vardı. Polis memurları ise yaptığı suç duyurusunda işkence için, “İftira” ifadelerini kullandı.
POLİSLER HAKKINDA İŞLEM BAŞLATILMADI
Duvar’dan Hacı Bişkin’in haberine göre, İstanbul’un Ataşehir ilçesine bağlı Mustafa Kemal Paşa mahallesinde 31 Mayıs’ta yapılan düğüne gelen sivil polisler ‘şikayet’ olduğunu söyledi ve düğünün erken bitirilmesini istedi. Düğün davetlisi olan Roman aile Resul Bayır ve oğlu Hüseyin Bayır polislerle yaşanan tartışmada gözaltına alındı ve kalekolda darp edildi. Hüseyin Bayır ile Yaşar Bayır 4 saatlik gözaltı sonrası serbest bırakıldı ve Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi’ne giderek darp raporu aldı. Aile, işkencenin yanı sıra ırkçılığa da maruz kaldıklarını belirterek hukuki mücadele başlattı. Ancak adı işkenceye karışan polis memurları hakkında henüz bir işlem başlatılmazken Bayır ailesinin cezalandırılması için savcılık iddianame hazırladı.
‘SOL ÖRGÜTLER KALEKOLDAN RAHATSIZ OLDULAR’
Aile hakkında suç duyurusunda bulunan 4 polis memurundan biri olan İ.G. ifadesinde işkence iddialarını reddederek Bayır ailesini suçladı. İ.G. şunları söyledi: “Eski adı 1 Mayıs Mahallesi, yeni adı Mustafa Kemal Mahallesi olan mahallemizde 2016 yılında kalekolun kurulması ile birlikte sol örgütler yoğun olarak faaliyet göstermekteydi. Ancak 2016 yılında kalekolun kurulmasıyla birlikte sol örgütler mahalle içerisinde bir kalekolun olmasından rahatsızlık duydular. Hatta ilk zamanlarda protesto ettiler. Zamanla bu grupların hareket kabiliyetleri büyük oranda engellendi. Bu sebeple ellerine geçen her fırsatı polis ve devlet aleyhinde davranmaya yönlendirdiler. Hatta iftiraya yönlendirdiler. Bu konuyu bundan ayrı değerlendirmiyoruz. Kimseyi darp etmedim.”
‘EMNİYET KENDİ ARALARINDA KAVGA ETMİŞLER DEDİ’
İşkence iddialarının gündeme gelmesinin ardından CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu, 10 Haziran’da Ataşehir İlçe Emniyet Müdürü’yle konuştu. Purçu görüşme sonrası şu açıklamaları yaptı: “İlçe emniyet müdürü, ‘Bizi neden aradınız? Onlar kendi aralarında kavga etmişler. Öyle bir işkence veya kötü muamele olayı yok’ dedi. Bu işkence talimatını veren kişi yoksa Ataşehir İlçe Emniyet Müdürü müdür?” diye sordu. Ayrıca Purçu Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya da soru önergesi verdi. Ancak aradan haftalar geçmesine rağmen Purçu’nun önergesine yanıt verilmedi. Purçu’un iki bakana sorduğu sorular ise şöyle:
– İstanbul’un Ataşehir ilçesinde Resül Bayır isimli yurttaş ve adı geçen yakınlarının işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı iddiası doğru mudur?
– İşkence ve kötü muamelede bulunan emniyet mensubu personeller hakkında soruşturma açılmış mıdır? Eğer soruşturma açılmışsa akıbeti ne durumdadır?
– İşkence ve kötü muamelede bulunan emniyet mensubu personeller tarafından, Resül Bayır’a, işkence zoruyla olaya ilişkin tutanak imzalatıldığı iddiaları araştırılmış mıdır? Söz konusu tutanağın detayları nelerdir?
– Bu iddia doğru ise tutanağı imzalatan polis memurları hakkında idari ve adli işlem başlatılmış mıdır?
– Söz konusu karakolda görevli Kenan adlı polis memuru hakkında soruşturma başlatılmış mıdır?
– Resül Bayır, Hüseyin Bayır, Yaşar Bayır adlı vatandaşların şikâyet başvurularına istinaden, bu soru önergesinin cevaplandığı gün itibarıyla, bakanlığınız ve bağlı kuruluşlarınız tarafından yapılan işlemler nelerdir?
– Resül Bayır adlı vatandaşın 02.06.2022 tarihli, Yaşar Bayır adlı vatandaşın ise 31.05.2022 tarihli darp raporlarına istinaden, bu soru önergesinin cevaplandığı gün itibarıyla, bakanlığınız ve bağlı kuruluşlarınız tarafından yapılan işlemler nelerdir?
– Olayların yaşandığı karakolun bağlı olduğu Ataşehir Emniyet Müdürlüğü’nün; karakol yönetimine ilişkin görev, yetki ve sorumlulukları nelerdir? Ataşehir İlçe Emniyet Müdürü’nün bu olaya ilişkin olarak kendisini sorumlu görmemesinin nedenleri araştırılacak mıdır?
– Söz konusu işkence talimatını veren makam ve kişi tespit edilmiş midir?
– Emniyet Teşkilatı’nın terörle mücadele birimine bağlı olduğu iddia edilen ve Mustafa Kemal Paşa Mahallesi’nde bulunan karakolun, bu iddia doğru ise, Ataşehir’deki bir Roman mahallesinde bulunmasının gerekçesi nedir?
– Söz konusu işkence olayına ilişkin basına yansıyan bilgilerde de görüleceği gibi olayın başlangıç noktası olan düğüne, terörle mücadele ekibinin gönderilmesinin gerekçesi nedir?
– Türkiye genelinde, son 5 yıl içerisinde hakkında işkence ve kötü muamele iddiasıyla soruşturma açılan emniyet personeli sayısı kaçtır?”
– Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve faillerin tespiti açısından etkin ve yeterli bir adli soruşturma yürütülmesi için herhangi bir girişiminiz bulunmakta mıdır?
– Son 5 yıl içerisinde işkence nedeniyle kaç yurttaş şikâyette bulunmuş, kaç dava açılmış, faillerin kaçı yargılanmış, kaçı ceza almıştır?
– Mağdurlar, avukatlar defalarca işkence iddialarıyla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını, fakat herhangi bir sonuç alamadıklarını ifade etmektedirler. İşkence beyanları karşısında hiçbir işlem tesis etmeyen ilgili Sulh Ceza Hakimleri ve Savcılar tespit edilerek gerekli yasal işlemler başlatılacak mıdır?
– Emniyet mensupları tarafından sarf edildiği iddia edilen “Bu çingeneye gününü göstereceğim” “Bu çingenelerle mi uğraşacağız?” ifadeleri hakkında bir açıklama yapacak mısınız?
– İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamelenin önlenmesi adına bakanlığınız tarafından yürütülmekte olan çalışmalar nelerdir?
– İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamelenin önlenmesi adına bakanlığınız tarafından yürütülmesi planlanan çalışmalar nelerdir? Avrupa Birliği ve BM raportörlerinin Türkiye’deki işkence ve kötü muameleye ilişkin eleştiri ve tespitleriyle ilgili herhangi bir adım attınız mı?
