OECD’nin 2014 yılından bu yana, rüşvet konusunda AKP hükümetine uyarılarda bulunduğu da ortaya çıktı.
15 Mart tarihli yazısında sözkonusu uyarıyı ele alan Sözcü Gazetesi yazarı Çiğdem Toker, Adalet Bakanlığ’nın resmi Internet sitesinde yayımlanan bir uyarıya dikkat çekti:
“Uluslararası ticaretten elde edilen büyük kâr marjları, bu alandaki rekabeti körüklemekte ve şirketlerin serbest rekabet piyasası dışındaki unsurlara başvurmalarına yol açmaktadır. Bu unsurlardan en önde geleni şüphesiz iş yapılan ülkedeki ihale komisyonlarına veya ilgili diğer karar makamlarına verilen rüşvettir.”
Rüşvetin geçerli olduğu bir yerde adil rekabet koşullarının var olamayacağına değinen Toker, Türkiye’nin rüşvetle mücadele konusunda uluslararası sözler de verdiğine değiniyor.
Toker, OECD’nin 2014 yılından bu yana eylem raporlarında Türkiye’ye rüşvet uyarısında bulunduğuna da değiniyor.
OECD bünyesindeki Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubu’nun Türkiye’de, rüşvetle mücadele mevzuatının uygulanmamasından kaygılı olduğuna işaret eden Toker, kurumdan gelen şu uyarılara dikkat çekiyor:
“Türkiye’nin konuya ilişkin mevcut kurumsal sorumluluğu, devlet kontrolündeki kurum ve kuruluşları kapsamıyor. Tüzel kişilere yönelik yaptırımlar yeterince etkili orantılı ve caydırıcı değil. Ülke ekonomisinin büyüklüğüne ve jeopolitik önemine rağmen 16 yıldır gerçek ya da tüzel kişiye ilişkin tek bir mahkumiyet kararı verilmedi.”
Toker, OECD’nin açıklamasının çarpıcı kısmının ise, Rüşvetle Uluslararası Mücadele Sözleşmesi’nin 5. maddesinde öngörülen düzenlemelerde görülebileceğini ve sözkonusu maddenin, bir devletin kamu görevlisine verilen rüşveti soruştururken, bu soruşturmanın “ulusal ekonomik çıkarlar, başka bir devletle olan ilişkiler veya ilgili kişinin kimliğinden etkilenmemesi” gerektiği hükmün ihlal edildiği hususuna vurgu yaptığını kaydediyor.
OECD’nin bu maddenin ihlali ile ilgili, “Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubu, 5. maddeye aykırı biçimde Türkiye’de yürütülen rüşvet soruşturma ve kovuşturmalarının ulusal ekonomik çıkarlar, başka devletle ilişkiler veya ilginin kimliğinden etkilenmiş olabileceğinden derin bir kaygı duymaktadır” uyarısının altını çizen Toker, “Türkiye’de bunca yıldır yabancı rüşvetten tek bir mahkumiyet olmayışının hatırlatılması, hafife alınacak bir tablo olmasa gerek. Ama ne gam. Çıkarl