AİHM’in verdiği kararla yol tükendi artık Nuriye&Semih ve Türkiye halkı baş başa.
AİHM, kararında ulusal mahkemelere başvuru konusunda akıl da verdi.
Mahkemenin bu kararı, temsil ettiği varsayılan “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi” değerleri açısından utanç verici olarak değerlendirildi. Bu karar açlık grevindeki eğitmenlerin avukatları tarafından şöyle değerlendirildi: “Gülmen-Özakça tedbir kararı, eğer birgün bu çürümüşlükten kendisini kurtarabilirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin tarihinde utançla ve payandası olduğu şeyle birlikte anılacaktır.”
Halkın Hukuk Bürosu avukatları, kararı şu şekilde değerlendirdi: “Böylece 24 Mayıs günü başladığımız haksız tutuklamaya itiraz mücadelesinin mevzuatta öngörülen hukuksal yolu sona erdi. En azından Nuriye ve Semih için yürürlükteki kanunların izin verdiği her yola sonuna kadar ve ısrarla başvurduk.
Artık geriye kalan Nuriye ve Semih’in başından beri güvendikleri ve tutkuyla sevdikleri Türkiye halkı ve onun vicdanı ile ömürlerini ortaya koyarak savundukları onurlarıdır. Onun da hukuka ihtiyacı yok, hep birlikte yanlarındayız.”
AİHM’in verdiği kararla yol tükendi artık Nuriye&Semih ve Türkiye halkı baş başa.
AİHM, kararında ulusal mahkemelere başvuru konusunda akıl da verdi.
Mahkemenin bu kararı, temsil ettiği varsayılan “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi” değerleri açısından utanç verici olarak değerlendirildi. Bu karar açlık grevindeki eğitmenlerin avukatları tarafından şöyle değerlendirildi: “Gülmen-Özakça tedbir kararı, eğer birgün bu çürümüşlükten kendisini kurtarabilirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin tarihinde utançla ve payandası olduğu şeyle birlikte anılacaktır.”
Halkın Hukuk Bürosu avukatları, kararı şu şekilde değerlendirdi: “Böylece 24 Mayıs günü başladığımız haksız tutuklamaya itiraz mücadelesinin mevzuatta öngörülen hukuksal yolu sona erdi. En azından Nuriye ve Semih için yürürlükteki kanunların izin verdiği her yola sonuna kadar ve ısrarla başvurduk.
Artık geriye kalan Nuriye ve Semih’in başından beri güvendikleri ve tutkuyla sevdikleri Türkiye halkı ve onun vicdanı ile ömürlerini ortaya koyarak savundukları onurlarıdır. Onun da hukuka ihtiyacı yok, hep birlikte yanlarındayız.”
AİHM’in verdiği kararla yol tükendi artık Nuriye&Semih ve Türkiye halkı baş başa.
AİHM, kararında ulusal mahkemelere başvuru konusunda akıl da verdi.
Mahkemenin bu kararı, temsil ettiği varsayılan “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi” değerleri açısından utanç verici olarak değerlendirildi. Bu karar açlık grevindeki eğitmenlerin avukatları tarafından şöyle değerlendirildi: “Gülmen-Özakça tedbir kararı, eğer birgün bu çürümüşlükten kendisini kurtarabilirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin tarihinde utançla ve payandası olduğu şeyle birlikte anılacaktır.”
Halkın Hukuk Bürosu avukatları, kararı şu şekilde değerlendirdi: “Böylece 24 Mayıs günü başladığımız haksız tutuklamaya itiraz mücadelesinin mevzuatta öngörülen hukuksal yolu sona erdi. En azından Nuriye ve Semih için yürürlükteki kanunların izin verdiği her yola sonuna kadar ve ısrarla başvurduk.
Artık geriye kalan Nuriye ve Semih’in başından beri güvendikleri ve tutkuyla sevdikleri Türkiye halkı ve onun vicdanı ile ömürlerini ortaya koyarak savundukları onurlarıdır. Onun da hukuka ihtiyacı yok, hep birlikte yanlarındayız.”
AİHM’in verdiği kararla yol tükendi artık Nuriye&Semih ve Türkiye halkı baş başa.
AİHM, kararında ulusal mahkemelere başvuru konusunda akıl da verdi.
Mahkemenin bu kararı, temsil ettiği varsayılan “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi” değerleri açısından utanç verici olarak değerlendirildi. Bu karar açlık grevindeki eğitmenlerin avukatları tarafından şöyle değerlendirildi: “Gülmen-Özakça tedbir kararı, eğer birgün bu çürümüşlükten kendisini kurtarabilirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin tarihinde utançla ve payandası olduğu şeyle birlikte anılacaktır.”
Halkın Hukuk Bürosu avukatları, kararı şu şekilde değerlendirdi: “Böylece 24 Mayıs günü başladığımız haksız tutuklamaya itiraz mücadelesinin mevzuatta öngörülen hukuksal yolu sona erdi. En azından Nuriye ve Semih için yürürlükteki kanunların izin verdiği her yola sonuna kadar ve ısrarla başvurduk.
Artık geriye kalan Nuriye ve Semih’in başından beri güvendikleri ve tutkuyla sevdikleri Türkiye halkı ve onun vicdanı ile ömürlerini ortaya koyarak savundukları onurlarıdır. Onun da hukuka ihtiyacı yok, hep birlikte yanlarındayız.”