Alman gazetesi “Die Welt”, 12 Nisan 2017 tarihinde “Erdoğan-Tenkitçileri -Bize karşı cadı avı yeni bir seviyeye ulaşmıştı-“ baslığı altında yurt dışında yasayan Türklerin durumunu ele aldı.
Tüm Türkiye pazar günü Erdoğan’a daha fazla yetki verip vermeme konusunda seçimini yapacak. Bu konuda özellikle yurt dışında yaşayan 3 milyon vatandaşının büyük etkisi olabilir.
Haberde Recep Tayyip Erdoğan’ın, vaiz Fethullah Gülen’i 15 Temmuzdaki başarısız darbeyi planlamakla suçlamasıyla beraber, bir çok Hizmet hareketi mensubuyla aynı kaderi paylaşan Ercan Karakoyun’un durumu örnek gösterdi.
Gülen hareketinin Almanya’daki en önemli temsilcilerinden biri olan Ercan Karakoyun (37) ne zaman Berlin’deki evinden çıksa çok temkinli. Birinin onu takip edip etmediğinden emin olmak için defalarca arkasını kontrol etmek zorunda kalıyor. Ülkesinde hain olarak suçlanmasının yanı sıra yurt dışında yaşayan Türkler arasında da çok sayıda düşmanı bulunmakta ve defalarca kimliği belirsiz kişiler tarafından ölüm tehditleri almıştır.
Almanya’da Türk işçilerin oğlu olarak büyüyen ve Gülen Hareketinin Diyalog ve Eğitim vakfının temsilcisi olan Karakoyun haberde “Bize karşı cadı avı yeni bir seviyeye ulaşmıştır.” ifadesini kullanmıştır.
MİT’in hedefe aldığı ve Almanya hükümetine gönderdiği listede adı bulunan Karakoyun’u Alman polisi geçen hafta arayarak ona Türkiye’ye gitmemesini önerdi.
MİT’in asıl amacı bu listede bulunan 300’den fazla kişi ve kurumun gizliden izlenmesiydi. Ancak Alman yetkililer Ankara’nın bu isteğini yerine getirmek yerine listede adı geçenleri uyardı.
Fethullah Gülen 1999 yılından bu yana ABD’de gönüllü bir sürgün hayatı yaşamaktadır.
Kendisinin idealleri ve fikirlerine değer veren sempatizanları tarafından bir çok okul ve öğrenci yurdunun dahil olduğu uluslararası bir ağ geliştirilmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre bu okullardaki öğrenciler Türk devletine sızmak için yetiştirilmiştir.
Darbecilerin de bu hareketin bir parçası olduğunu kanıtlamak için mesajlaşmak için kullanılan ve şifreli olduğu iddaa edilen bir uygulamayı öne sürmüştür.
Fethullah Gülen darbe girişimiyle alakalı her türlü suçlamayı reddetmesine rağmen Erdoğan bir “cadı avı” başlattı. On binlerce sivil insan işlerini kaybetti ve hapsedildi. Ayrıca bu durum diğer ülkelere de yansıtılarak oralarda da okulların kapatılması için çağrıda bulunuldu.
Avusturya Milletvekili Peter Pilz’in Mart ayı sonunda öne sürdüğü belgelerden anlaşıldığı üzere yurt dışında yaşayan Türkler, Türkiye hükümeti tarafından gizlice izleniliyor. İzlenenler arasında Almanya’nın ileri gelen Türk kökenli siyasetçiler (Cem Özdemir-Die Grünen,Sevim Dağdelen-Die Linke ) de bulunuyor. Bu gizli izlenmelerden dolayı Alman devleti bu konuda araştırma başlattı. AKP hükümetine yakın olan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği ise yetkililerin sorularını cevapsız bıraktı.
Yurt dışındaki Türklerden Gülen hareketi ile olan bağlantılarını kesmeleri istendi. Aksi halde pasaportlarına el konulmakla ve Türkiye’yi ziyaret etme hakları ellerinden alınmakla tehdit edildiler. Türkiye’deki bu karmaşanın yurt dışındaki Türkleri de çok fazla etkilendiği Hollanda ve Danimarka’da yaşanan örneklerden görülmektedir.
Alman gazetesi “Die Welt”, 12 Nisan 2017 tarihinde “Erdoğan-Tenkitçileri -Bize karşı cadı avı yeni bir seviyeye ulaşmıştı-“ baslığı altında yurt dışında yasayan Türklerin durumunu ele aldı.
Tüm Türkiye pazar günü Erdoğan’a daha fazla yetki verip vermeme konusunda seçimini yapacak. Bu konuda özellikle yurt dışında yaşayan 3 milyon vatandaşının büyük etkisi olabilir.
Haberde Recep Tayyip Erdoğan’ın, vaiz Fethullah Gülen’i 15 Temmuzdaki başarısız darbeyi planlamakla suçlamasıyla beraber, bir çok Hizmet hareketi mensubuyla aynı kaderi paylaşan Ercan Karakoyun’un durumu örnek gösterdi.
Gülen hareketinin Almanya’daki en önemli temsilcilerinden biri olan Ercan Karakoyun (37) ne zaman Berlin’deki evinden çıksa çok temkinli. Birinin onu takip edip etmediğinden emin olmak için defalarca arkasını kontrol etmek zorunda kalıyor. Ülkesinde hain olarak suçlanmasının yanı sıra yurt dışında yaşayan Türkler arasında da çok sayıda düşmanı bulunmakta ve defalarca kimliği belirsiz kişiler tarafından ölüm tehditleri almıştır.
Almanya’da Türk işçilerin oğlu olarak büyüyen ve Gülen Hareketinin Diyalog ve Eğitim vakfının temsilcisi olan Karakoyun haberde “Bize karşı cadı avı yeni bir seviyeye ulaşmıştır.” ifadesini kullanmıştır.
MİT’in hedefe aldığı ve Almanya hükümetine gönderdiği listede adı bulunan Karakoyun’u Alman polisi geçen hafta arayarak ona Türkiye’ye gitmemesini önerdi.
MİT’in asıl amacı bu listede bulunan 300’den fazla kişi ve kurumun gizliden izlenmesiydi. Ancak Alman yetkililer Ankara’nın bu isteğini yerine getirmek yerine listede adı geçenleri uyardı.
Fethullah Gülen 1999 yılından bu yana ABD’de gönüllü bir sürgün hayatı yaşamaktadır.
Kendisinin idealleri ve fikirlerine değer veren sempatizanları tarafından bir çok okul ve öğrenci yurdunun dahil olduğu uluslararası bir ağ geliştirilmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre bu okullardaki öğrenciler Türk devletine sızmak için yetiştirilmiştir.
Darbecilerin de bu hareketin bir parçası olduğunu kanıtlamak için mesajlaşmak için kullanılan ve şifreli olduğu iddaa edilen bir uygulamayı öne sürmüştür.
Fethullah Gülen darbe girişimiyle alakalı her türlü suçlamayı reddetmesine rağmen Erdoğan bir “cadı avı” başlattı. On binlerce sivil insan işlerini kaybetti ve hapsedildi. Ayrıca bu durum diğer ülkelere de yansıtılarak oralarda da okulların kapatılması için çağrıda bulunuldu.
Avusturya Milletvekili Peter Pilz’in Mart ayı sonunda öne sürdüğü belgelerden anlaşıldığı üzere yurt dışında yaşayan Türkler, Türkiye hükümeti tarafından gizlice izleniliyor. İzlenenler arasında Almanya’nın ileri gelen Türk kökenli siyasetçiler (Cem Özdemir-Die Grünen,Sevim Dağdelen-Die Linke ) de bulunuyor. Bu gizli izlenmelerden dolayı Alman devleti bu konuda araştırma başlattı. AKP hükümetine yakın olan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği ise yetkililerin sorularını cevapsız bıraktı.
Yurt dışındaki Türklerden Gülen hareketi ile olan bağlantılarını kesmeleri istendi. Aksi halde pasaportlarına el konulmakla ve Türkiye’yi ziyaret etme hakları ellerinden alınmakla tehdit edildiler. Türkiye’deki bu karmaşanın yurt dışındaki Türkleri de çok fazla etkilendiği Hollanda ve Danimarka’da yaşanan örneklerden görülmektedir.
Alman gazetesi “Die Welt”, 12 Nisan 2017 tarihinde “Erdoğan-Tenkitçileri -Bize karşı cadı avı yeni bir seviyeye ulaşmıştı-“ baslığı altında yurt dışında yasayan Türklerin durumunu ele aldı.
Tüm Türkiye pazar günü Erdoğan’a daha fazla yetki verip vermeme konusunda seçimini yapacak. Bu konuda özellikle yurt dışında yaşayan 3 milyon vatandaşının büyük etkisi olabilir.
Haberde Recep Tayyip Erdoğan’ın, vaiz Fethullah Gülen’i 15 Temmuzdaki başarısız darbeyi planlamakla suçlamasıyla beraber, bir çok Hizmet hareketi mensubuyla aynı kaderi paylaşan Ercan Karakoyun’un durumu örnek gösterdi.
Gülen hareketinin Almanya’daki en önemli temsilcilerinden biri olan Ercan Karakoyun (37) ne zaman Berlin’deki evinden çıksa çok temkinli. Birinin onu takip edip etmediğinden emin olmak için defalarca arkasını kontrol etmek zorunda kalıyor. Ülkesinde hain olarak suçlanmasının yanı sıra yurt dışında yaşayan Türkler arasında da çok sayıda düşmanı bulunmakta ve defalarca kimliği belirsiz kişiler tarafından ölüm tehditleri almıştır.
Almanya’da Türk işçilerin oğlu olarak büyüyen ve Gülen Hareketinin Diyalog ve Eğitim vakfının temsilcisi olan Karakoyun haberde “Bize karşı cadı avı yeni bir seviyeye ulaşmıştır.” ifadesini kullanmıştır.
MİT’in hedefe aldığı ve Almanya hükümetine gönderdiği listede adı bulunan Karakoyun’u Alman polisi geçen hafta arayarak ona Türkiye’ye gitmemesini önerdi.
MİT’in asıl amacı bu listede bulunan 300’den fazla kişi ve kurumun gizliden izlenmesiydi. Ancak Alman yetkililer Ankara’nın bu isteğini yerine getirmek yerine listede adı geçenleri uyardı.
Fethullah Gülen 1999 yılından bu yana ABD’de gönüllü bir sürgün hayatı yaşamaktadır.
Kendisinin idealleri ve fikirlerine değer veren sempatizanları tarafından bir çok okul ve öğrenci yurdunun dahil olduğu uluslararası bir ağ geliştirilmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre bu okullardaki öğrenciler Türk devletine sızmak için yetiştirilmiştir.
Darbecilerin de bu hareketin bir parçası olduğunu kanıtlamak için mesajlaşmak için kullanılan ve şifreli olduğu iddaa edilen bir uygulamayı öne sürmüştür.
Fethullah Gülen darbe girişimiyle alakalı her türlü suçlamayı reddetmesine rağmen Erdoğan bir “cadı avı” başlattı. On binlerce sivil insan işlerini kaybetti ve hapsedildi. Ayrıca bu durum diğer ülkelere de yansıtılarak oralarda da okulların kapatılması için çağrıda bulunuldu.
Avusturya Milletvekili Peter Pilz’in Mart ayı sonunda öne sürdüğü belgelerden anlaşıldığı üzere yurt dışında yaşayan Türkler, Türkiye hükümeti tarafından gizlice izleniliyor. İzlenenler arasında Almanya’nın ileri gelen Türk kökenli siyasetçiler (Cem Özdemir-Die Grünen,Sevim Dağdelen-Die Linke ) de bulunuyor. Bu gizli izlenmelerden dolayı Alman devleti bu konuda araştırma başlattı. AKP hükümetine yakın olan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği ise yetkililerin sorularını cevapsız bıraktı.
Yurt dışındaki Türklerden Gülen hareketi ile olan bağlantılarını kesmeleri istendi. Aksi halde pasaportlarına el konulmakla ve Türkiye’yi ziyaret etme hakları ellerinden alınmakla tehdit edildiler. Türkiye’deki bu karmaşanın yurt dışındaki Türkleri de çok fazla etkilendiği Hollanda ve Danimarka’da yaşanan örneklerden görülmektedir.
Alman gazetesi “Die Welt”, 12 Nisan 2017 tarihinde “Erdoğan-Tenkitçileri -Bize karşı cadı avı yeni bir seviyeye ulaşmıştı-“ baslığı altında yurt dışında yasayan Türklerin durumunu ele aldı.
Tüm Türkiye pazar günü Erdoğan’a daha fazla yetki verip vermeme konusunda seçimini yapacak. Bu konuda özellikle yurt dışında yaşayan 3 milyon vatandaşının büyük etkisi olabilir.
Haberde Recep Tayyip Erdoğan’ın, vaiz Fethullah Gülen’i 15 Temmuzdaki başarısız darbeyi planlamakla suçlamasıyla beraber, bir çok Hizmet hareketi mensubuyla aynı kaderi paylaşan Ercan Karakoyun’un durumu örnek gösterdi.
Gülen hareketinin Almanya’daki en önemli temsilcilerinden biri olan Ercan Karakoyun (37) ne zaman Berlin’deki evinden çıksa çok temkinli. Birinin onu takip edip etmediğinden emin olmak için defalarca arkasını kontrol etmek zorunda kalıyor. Ülkesinde hain olarak suçlanmasının yanı sıra yurt dışında yaşayan Türkler arasında da çok sayıda düşmanı bulunmakta ve defalarca kimliği belirsiz kişiler tarafından ölüm tehditleri almıştır.
Almanya’da Türk işçilerin oğlu olarak büyüyen ve Gülen Hareketinin Diyalog ve Eğitim vakfının temsilcisi olan Karakoyun haberde “Bize karşı cadı avı yeni bir seviyeye ulaşmıştır.” ifadesini kullanmıştır.
MİT’in hedefe aldığı ve Almanya hükümetine gönderdiği listede adı bulunan Karakoyun’u Alman polisi geçen hafta arayarak ona Türkiye’ye gitmemesini önerdi.
MİT’in asıl amacı bu listede bulunan 300’den fazla kişi ve kurumun gizliden izlenmesiydi. Ancak Alman yetkililer Ankara’nın bu isteğini yerine getirmek yerine listede adı geçenleri uyardı.
Fethullah Gülen 1999 yılından bu yana ABD’de gönüllü bir sürgün hayatı yaşamaktadır.
Kendisinin idealleri ve fikirlerine değer veren sempatizanları tarafından bir çok okul ve öğrenci yurdunun dahil olduğu uluslararası bir ağ geliştirilmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre bu okullardaki öğrenciler Türk devletine sızmak için yetiştirilmiştir.
Darbecilerin de bu hareketin bir parçası olduğunu kanıtlamak için mesajlaşmak için kullanılan ve şifreli olduğu iddaa edilen bir uygulamayı öne sürmüştür.
Fethullah Gülen darbe girişimiyle alakalı her türlü suçlamayı reddetmesine rağmen Erdoğan bir “cadı avı” başlattı. On binlerce sivil insan işlerini kaybetti ve hapsedildi. Ayrıca bu durum diğer ülkelere de yansıtılarak oralarda da okulların kapatılması için çağrıda bulunuldu.
Avusturya Milletvekili Peter Pilz’in Mart ayı sonunda öne sürdüğü belgelerden anlaşıldığı üzere yurt dışında yaşayan Türkler, Türkiye hükümeti tarafından gizlice izleniliyor. İzlenenler arasında Almanya’nın ileri gelen Türk kökenli siyasetçiler (Cem Özdemir-Die Grünen,Sevim Dağdelen-Die Linke ) de bulunuyor. Bu gizli izlenmelerden dolayı Alman devleti bu konuda araştırma başlattı. AKP hükümetine yakın olan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği ise yetkililerin sorularını cevapsız bıraktı.
Yurt dışındaki Türklerden Gülen hareketi ile olan bağlantılarını kesmeleri istendi. Aksi halde pasaportlarına el konulmakla ve Türkiye’yi ziyaret etme hakları ellerinden alınmakla tehdit edildiler. Türkiye’deki bu karmaşanın yurt dışındaki Türkleri de çok fazla etkilendiği Hollanda ve Danimarka’da yaşanan örneklerden görülmektedir.