Aktifhaber
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM
No Result
View All Result
Aktifhaber
No Result
View All Result

Meriç Nehri’nde sonlanan genç, coşkulu ve neşeli bir hayat

by aktifhabercom
April 9, 2019
Meriç Nehri’nde sonlanan genç, coşkulu ve neşeli bir hayat
5k
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Yeniden cezaevine gireceği endişesiyle Yunanistan’a gitmek için bindiği botun alabora olması sonucu hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Mahir Mete Kul’u arkadaşları ve ailesi anlattı.

“Beykent Üniversitesi’nde yüzde 50 burslu bilgisayar mühendisliği okuyorum. 12 bin 775 lirayı ücretli öğretmenlik yaparak ödüyorum. Satranç antrenörlüğü sertifikam var, çocuklara öğretmeyi seviyorum bu işi.”

Deutsche Welle Türkçe’den Burcu Karakaş’ın haberine göre; üniversite ikinci sınıf öğrencisiyken tutuklu yargılandığı davada savunma yaparken mahkeme heyetine böyle seslenen gencin adı Mahir Mete Kul’du. 20 yaşındaki delikanlı, bir satranç turnuvasından evine dönerken polisin Genel Bilgi Toplama (GBT) sorgulaması için içinde bulunduğu aracı durduğu gün arandığını öğrendi.

2017 yılında GBT sorgusunun ardından gözaltına alınan gencin şaşkınlığı bununla bitmeyecekti: İzmir’de Gençlik Federasyonu adlı dernekte üç sene boyunca örgütsel faaliyetlerde bulunduğu iddiasıyla tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Hücre arkadaşı da tutuklu bir öğrenciydi. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Berkay Ustabaş’ın yalnız kaldığı hücreye getirilmesiyle iki genç birbirlerine yoldaş oldular.


“Okulum, mesleğim, her şeyim yarıda kaldı”

İki arkadaş, Silivri Cezaevi’nde 20 gün kaldıktan sonra Kırıkkale F Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Mahir Mete Kul, koğuşa girdiklerinde arkadaşına cezaevi girişinde kıvırcık saçları uzun olduğu için kötü muameleye maruz kaldığını anlatmıştı. Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde dokuz ayı beraber geçirdiler. Kul’un aleyhine ifade veren tanık, İzmir’de 2011-2013 yıllarında örgütsel faaliyetlerde bulunduğunu iddia etmişti. Mahir Mete, çıktığı ilk duruşmada mahkeme heyetine bahsedilen tarihlerde ortaokul öğrencisi olduğunu hatırlatarak, “Hayatımda bir defa gittim İzmir’e, o da ağabeyimin nişanı için” diyebilmişti. Bahsedilen derneği ise keman kursu verildiği için birkaç kez ziyaret ettiğini ifade ederek eklemişti:

“Okulum, mesleğim, her şeyim yarıda kaldı. Şu an gidemediğim okulun parasını ailem ödüyor. Başka bir şey söylemeyeceğim.”

“Hayat dolu, coşkulu, sıradan bir gençti”

Mahir Mete, okul taksitlerini ödeyebilmek ve harçlık biriktirmek için satranç eğitmenliği yaptığını heyecan içinde hücre arkadaşı Berkay’a anlatıyordu. Onun için hayatın anlamı satrançtı. Maddi durumları iyi olmadığından çalışmak durumundaydı ama sevdiği işi yaptığı için zoruna gitmiyordu. Yunanistan’a gittiğinde de aklında para kazanmak adına satranç eğitmenliğine devam etmek vardı. Ancak cezaevinden çıktıktan sonra devam edemediği okulu gibi bu hayali de yarım kalacaktı.

Arkadaşı Berkay Ustabaş’ın anlatımıyla, coşkulu, hayat dolu, neşeli, moralini her daim yüksek tutmaya gayret eden, meraklı ve satranç sevdalısı bir çocuktu. DW Türkçe’ye konuşan arkadaşı Ustabaş, siyasi nedenlerle cezaevine girip çıkan bazı gençlere “marjinal” yakıştırması yapıldığını söyleyerek, en çok bu ön yargıya karşı bir çift söz etmek istiyor:

“Sıradan bir genç düşünün. Sıradan bir gencin güldüğü şeylere güler, sıradan bir gencin eğleneceği şeylerle eğlenirdi. Pop müzik de dinlerdi, türkü de… ‘Yüzüklerin Efendisi’ filmlerini severdi. En sevdiği kitap, Hasan İzzettin Dinamo’nun ‘Savaş ve Açlar’ romanıydı. Mektuplarında hep o kitaptan bahsederdi.”

22 yaşındaki gencin en sevdiği roman, savaş koşullarında yaşam mücadelesi veren ve yaşanan sıkıntılara göğüs germekte zorlanan bir ailenin dağılmaya giden sürecini anlatıyordu.

Cezaevinden çıktı, şampiyon oldu

Mahir Mete Kul, altı yaşında başladığı satrancı tutkuyla seviyordu. Turnuvalara lise yıllarında gitmeye başlamıştı. Cezaevine girmeden kısa bir süre önce katıldığı 29 Ekim Cumhuriyet Kupası Satranç Turnuvası’nda şampiyon olmuştu. Cezaevinde uygulanan kitap yasağı kalktıktan sonra istediği ilk kitaplar satranç üzerine olmuştu. Satranca içeride de olabildiği kadar çalışmaya çabalıyor, “paslanmaktan” korkuyordu. Bu endişesini arkadaşı Berkay’la dışarıda görüştüklerinde de paylaşmıştı.

“İmkânı olsaydı burada yaşamak isterdi”

Mahir Mete’nin yargılandığı dosyada ceza almasını gerektirecek somut deliller yoktu ancak içeriden çıktığından beri tedirginlik yaşıyordu. Bir daha cezaevine girmek istemiyor, diğer siyasi davalarda verilen yüksek cezaları görünce ürküyordu. Bu nedenle anne ve ağabeyin yanında Yunanistan’a gitmeye karar verdi. Gittiğini öğrendiğinde arkadaşları şaşırmadılar, gitmesini bekliyorlardı çünkü hapis cezası tehlikesinin yanı sıra, “Bu ülkeyi yaşanmaz kılıyorlar” düşüncesine sahip olduğunu da biliyorlardı. Yunanistan’a üç ay önce yerleşen ailesine maddi destek sağlamak istiyordu.

Mahir Mete Kul, bir arkadaşı ve kendilerini kıyının öte yanına geçirmek üzere botu kiralayan kişinin de bulunduğu botun 24 Mart’ta alabora olması sonucu kayboldu. Cansız bedenine ise iki gün önce ulaşıldı. Berkay Ustabaş, en zor zamanını beraber geçirdiği arkadaşını yitirmenin tarifsiz acısını yaşıyor. Aynı zamanda tepkili de:

“Bu hadise, münferit bir hadise değil. İnsanlara, ‘Ya sev ya terk et’ deniyor. Mete zorunda kaldığı için gitti. İmkânı olsaydı burada yaşamak isterdi…”

“Bizi bu koşullara sürükleyenler sorumlu”

Anne Ünzile Araz, “Çocuğumun ölü ya da diri bulunmasını istiyorum” çağrısıyla sosyal medyadan sesini duyurmaya çalışıyordu. DW Türkçe’ye konuşan anne Araz, metanet içinde en küçük çocuğu olan Mahir Mete’yi şöyle anlatıyor:

“O benim en küçüğümdü. Benim çocuğum devrimcilerin içinde büyümüştü. Anadolu kültürüyle büyüdü. Satranç kupaları vardı, üniversite okuyordu. Sakin bir çocuktu, hırçın değildi. Hiç kötü bir şey yapmadı, hepsi güzel şeyler ne yaptıysa…”

Ünzile Araz, oğlunun kendisini çok özlediğini, aileyi birleştirmek istediklerini, yola umutla çıktığını söylüyor. “Yoksa”, diyor, “O yolun ölüm yolu olduğunu biz bilmiyor muyduk? Biz de biliyoruz. Bizi bu koşullara sürükleyenler sorumlu.”

Burcu Karakaş / Deutsche Welle Türkçe

Yeniden cezaevine gireceği endişesiyle Yunanistan’a gitmek için bindiği botun alabora olması sonucu hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Mahir Mete Kul’u arkadaşları ve ailesi anlattı.

“Beykent Üniversitesi’nde yüzde 50 burslu bilgisayar mühendisliği okuyorum. 12 bin 775 lirayı ücretli öğretmenlik yaparak ödüyorum. Satranç antrenörlüğü sertifikam var, çocuklara öğretmeyi seviyorum bu işi.”

Deutsche Welle Türkçe’den Burcu Karakaş’ın haberine göre; üniversite ikinci sınıf öğrencisiyken tutuklu yargılandığı davada savunma yaparken mahkeme heyetine böyle seslenen gencin adı Mahir Mete Kul’du. 20 yaşındaki delikanlı, bir satranç turnuvasından evine dönerken polisin Genel Bilgi Toplama (GBT) sorgulaması için içinde bulunduğu aracı durduğu gün arandığını öğrendi.

2017 yılında GBT sorgusunun ardından gözaltına alınan gencin şaşkınlığı bununla bitmeyecekti: İzmir’de Gençlik Federasyonu adlı dernekte üç sene boyunca örgütsel faaliyetlerde bulunduğu iddiasıyla tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Hücre arkadaşı da tutuklu bir öğrenciydi. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Berkay Ustabaş’ın yalnız kaldığı hücreye getirilmesiyle iki genç birbirlerine yoldaş oldular.


“Okulum, mesleğim, her şeyim yarıda kaldı”

İki arkadaş, Silivri Cezaevi’nde 20 gün kaldıktan sonra Kırıkkale F Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Mahir Mete Kul, koğuşa girdiklerinde arkadaşına cezaevi girişinde kıvırcık saçları uzun olduğu için kötü muameleye maruz kaldığını anlatmıştı. Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde dokuz ayı beraber geçirdiler. Kul’un aleyhine ifade veren tanık, İzmir’de 2011-2013 yıllarında örgütsel faaliyetlerde bulunduğunu iddia etmişti. Mahir Mete, çıktığı ilk duruşmada mahkeme heyetine bahsedilen tarihlerde ortaokul öğrencisi olduğunu hatırlatarak, “Hayatımda bir defa gittim İzmir’e, o da ağabeyimin nişanı için” diyebilmişti. Bahsedilen derneği ise keman kursu verildiği için birkaç kez ziyaret ettiğini ifade ederek eklemişti:

“Okulum, mesleğim, her şeyim yarıda kaldı. Şu an gidemediğim okulun parasını ailem ödüyor. Başka bir şey söylemeyeceğim.”

“Hayat dolu, coşkulu, sıradan bir gençti”

Mahir Mete, okul taksitlerini ödeyebilmek ve harçlık biriktirmek için satranç eğitmenliği yaptığını heyecan içinde hücre arkadaşı Berkay’a anlatıyordu. Onun için hayatın anlamı satrançtı. Maddi durumları iyi olmadığından çalışmak durumundaydı ama sevdiği işi yaptığı için zoruna gitmiyordu. Yunanistan’a gittiğinde de aklında para kazanmak adına satranç eğitmenliğine devam etmek vardı. Ancak cezaevinden çıktıktan sonra devam edemediği okulu gibi bu hayali de yarım kalacaktı.

Arkadaşı Berkay Ustabaş’ın anlatımıyla, coşkulu, hayat dolu, neşeli, moralini her daim yüksek tutmaya gayret eden, meraklı ve satranç sevdalısı bir çocuktu. DW Türkçe’ye konuşan arkadaşı Ustabaş, siyasi nedenlerle cezaevine girip çıkan bazı gençlere “marjinal” yakıştırması yapıldığını söyleyerek, en çok bu ön yargıya karşı bir çift söz etmek istiyor:

“Sıradan bir genç düşünün. Sıradan bir gencin güldüğü şeylere güler, sıradan bir gencin eğleneceği şeylerle eğlenirdi. Pop müzik de dinlerdi, türkü de… ‘Yüzüklerin Efendisi’ filmlerini severdi. En sevdiği kitap, Hasan İzzettin Dinamo’nun ‘Savaş ve Açlar’ romanıydı. Mektuplarında hep o kitaptan bahsederdi.”

22 yaşındaki gencin en sevdiği roman, savaş koşullarında yaşam mücadelesi veren ve yaşanan sıkıntılara göğüs germekte zorlanan bir ailenin dağılmaya giden sürecini anlatıyordu.

Cezaevinden çıktı, şampiyon oldu

Mahir Mete Kul, altı yaşında başladığı satrancı tutkuyla seviyordu. Turnuvalara lise yıllarında gitmeye başlamıştı. Cezaevine girmeden kısa bir süre önce katıldığı 29 Ekim Cumhuriyet Kupası Satranç Turnuvası’nda şampiyon olmuştu. Cezaevinde uygulanan kitap yasağı kalktıktan sonra istediği ilk kitaplar satranç üzerine olmuştu. Satranca içeride de olabildiği kadar çalışmaya çabalıyor, “paslanmaktan” korkuyordu. Bu endişesini arkadaşı Berkay’la dışarıda görüştüklerinde de paylaşmıştı.

“İmkânı olsaydı burada yaşamak isterdi”

Mahir Mete’nin yargılandığı dosyada ceza almasını gerektirecek somut deliller yoktu ancak içeriden çıktığından beri tedirginlik yaşıyordu. Bir daha cezaevine girmek istemiyor, diğer siyasi davalarda verilen yüksek cezaları görünce ürküyordu. Bu nedenle anne ve ağabeyin yanında Yunanistan’a gitmeye karar verdi. Gittiğini öğrendiğinde arkadaşları şaşırmadılar, gitmesini bekliyorlardı çünkü hapis cezası tehlikesinin yanı sıra, “Bu ülkeyi yaşanmaz kılıyorlar” düşüncesine sahip olduğunu da biliyorlardı. Yunanistan’a üç ay önce yerleşen ailesine maddi destek sağlamak istiyordu.

Mahir Mete Kul, bir arkadaşı ve kendilerini kıyının öte yanına geçirmek üzere botu kiralayan kişinin de bulunduğu botun 24 Mart’ta alabora olması sonucu kayboldu. Cansız bedenine ise iki gün önce ulaşıldı. Berkay Ustabaş, en zor zamanını beraber geçirdiği arkadaşını yitirmenin tarifsiz acısını yaşıyor. Aynı zamanda tepkili de:

“Bu hadise, münferit bir hadise değil. İnsanlara, ‘Ya sev ya terk et’ deniyor. Mete zorunda kaldığı için gitti. İmkânı olsaydı burada yaşamak isterdi…”

“Bizi bu koşullara sürükleyenler sorumlu”

Anne Ünzile Araz, “Çocuğumun ölü ya da diri bulunmasını istiyorum” çağrısıyla sosyal medyadan sesini duyurmaya çalışıyordu. DW Türkçe’ye konuşan anne Araz, metanet içinde en küçük çocuğu olan Mahir Mete’yi şöyle anlatıyor:

“O benim en küçüğümdü. Benim çocuğum devrimcilerin içinde büyümüştü. Anadolu kültürüyle büyüdü. Satranç kupaları vardı, üniversite okuyordu. Sakin bir çocuktu, hırçın değildi. Hiç kötü bir şey yapmadı, hepsi güzel şeyler ne yaptıysa…”

Ünzile Araz, oğlunun kendisini çok özlediğini, aileyi birleştirmek istediklerini, yola umutla çıktığını söylüyor. “Yoksa”, diyor, “O yolun ölüm yolu olduğunu biz bilmiyor muyduk? Biz de biliyoruz. Bizi bu koşullara sürükleyenler sorumlu.”

Burcu Karakaş / Deutsche Welle Türkçe

Bu Haberlerde İlginizi Çekebilir

Sinan Ateş’in eşine söz verdi: Yanıbaşımdan ayırmayacağım

Sinan Ateş’in eşine söz verdi: Yanıbaşımdan ayırmayacağım

March 24, 2023
5k
“Ben din adamıyım, yalan söyleyemem” diyerek, Erdoğan’ın “Camide içki içtiler” yalanını çürüten müezzin CHP’den milletvekili aday adayı

“Ben din adamıyım, yalan söyleyemem” diyerek, Erdoğan’ın “Camide içki içtiler” yalanını çürüten müezzin CHP’den milletvekili aday adayı

March 23, 2023
5.1k

Yeniden cezaevine gireceği endişesiyle Yunanistan’a gitmek için bindiği botun alabora olması sonucu hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Mahir Mete Kul’u arkadaşları ve ailesi anlattı.

“Beykent Üniversitesi’nde yüzde 50 burslu bilgisayar mühendisliği okuyorum. 12 bin 775 lirayı ücretli öğretmenlik yaparak ödüyorum. Satranç antrenörlüğü sertifikam var, çocuklara öğretmeyi seviyorum bu işi.”

Deutsche Welle Türkçe’den Burcu Karakaş’ın haberine göre; üniversite ikinci sınıf öğrencisiyken tutuklu yargılandığı davada savunma yaparken mahkeme heyetine böyle seslenen gencin adı Mahir Mete Kul’du. 20 yaşındaki delikanlı, bir satranç turnuvasından evine dönerken polisin Genel Bilgi Toplama (GBT) sorgulaması için içinde bulunduğu aracı durduğu gün arandığını öğrendi.

2017 yılında GBT sorgusunun ardından gözaltına alınan gencin şaşkınlığı bununla bitmeyecekti: İzmir’de Gençlik Federasyonu adlı dernekte üç sene boyunca örgütsel faaliyetlerde bulunduğu iddiasıyla tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Hücre arkadaşı da tutuklu bir öğrenciydi. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Berkay Ustabaş’ın yalnız kaldığı hücreye getirilmesiyle iki genç birbirlerine yoldaş oldular.


“Okulum, mesleğim, her şeyim yarıda kaldı”

İki arkadaş, Silivri Cezaevi’nde 20 gün kaldıktan sonra Kırıkkale F Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Mahir Mete Kul, koğuşa girdiklerinde arkadaşına cezaevi girişinde kıvırcık saçları uzun olduğu için kötü muameleye maruz kaldığını anlatmıştı. Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde dokuz ayı beraber geçirdiler. Kul’un aleyhine ifade veren tanık, İzmir’de 2011-2013 yıllarında örgütsel faaliyetlerde bulunduğunu iddia etmişti. Mahir Mete, çıktığı ilk duruşmada mahkeme heyetine bahsedilen tarihlerde ortaokul öğrencisi olduğunu hatırlatarak, “Hayatımda bir defa gittim İzmir’e, o da ağabeyimin nişanı için” diyebilmişti. Bahsedilen derneği ise keman kursu verildiği için birkaç kez ziyaret ettiğini ifade ederek eklemişti:

“Okulum, mesleğim, her şeyim yarıda kaldı. Şu an gidemediğim okulun parasını ailem ödüyor. Başka bir şey söylemeyeceğim.”

“Hayat dolu, coşkulu, sıradan bir gençti”

Mahir Mete, okul taksitlerini ödeyebilmek ve harçlık biriktirmek için satranç eğitmenliği yaptığını heyecan içinde hücre arkadaşı Berkay’a anlatıyordu. Onun için hayatın anlamı satrançtı. Maddi durumları iyi olmadığından çalışmak durumundaydı ama sevdiği işi yaptığı için zoruna gitmiyordu. Yunanistan’a gittiğinde de aklında para kazanmak adına satranç eğitmenliğine devam etmek vardı. Ancak cezaevinden çıktıktan sonra devam edemediği okulu gibi bu hayali de yarım kalacaktı.

Arkadaşı Berkay Ustabaş’ın anlatımıyla, coşkulu, hayat dolu, neşeli, moralini her daim yüksek tutmaya gayret eden, meraklı ve satranç sevdalısı bir çocuktu. DW Türkçe’ye konuşan arkadaşı Ustabaş, siyasi nedenlerle cezaevine girip çıkan bazı gençlere “marjinal” yakıştırması yapıldığını söyleyerek, en çok bu ön yargıya karşı bir çift söz etmek istiyor:

“Sıradan bir genç düşünün. Sıradan bir gencin güldüğü şeylere güler, sıradan bir gencin eğleneceği şeylerle eğlenirdi. Pop müzik de dinlerdi, türkü de… ‘Yüzüklerin Efendisi’ filmlerini severdi. En sevdiği kitap, Hasan İzzettin Dinamo’nun ‘Savaş ve Açlar’ romanıydı. Mektuplarında hep o kitaptan bahsederdi.”

22 yaşındaki gencin en sevdiği roman, savaş koşullarında yaşam mücadelesi veren ve yaşanan sıkıntılara göğüs germekte zorlanan bir ailenin dağılmaya giden sürecini anlatıyordu.

Cezaevinden çıktı, şampiyon oldu

Mahir Mete Kul, altı yaşında başladığı satrancı tutkuyla seviyordu. Turnuvalara lise yıllarında gitmeye başlamıştı. Cezaevine girmeden kısa bir süre önce katıldığı 29 Ekim Cumhuriyet Kupası Satranç Turnuvası’nda şampiyon olmuştu. Cezaevinde uygulanan kitap yasağı kalktıktan sonra istediği ilk kitaplar satranç üzerine olmuştu. Satranca içeride de olabildiği kadar çalışmaya çabalıyor, “paslanmaktan” korkuyordu. Bu endişesini arkadaşı Berkay’la dışarıda görüştüklerinde de paylaşmıştı.

“İmkânı olsaydı burada yaşamak isterdi”

Mahir Mete’nin yargılandığı dosyada ceza almasını gerektirecek somut deliller yoktu ancak içeriden çıktığından beri tedirginlik yaşıyordu. Bir daha cezaevine girmek istemiyor, diğer siyasi davalarda verilen yüksek cezaları görünce ürküyordu. Bu nedenle anne ve ağabeyin yanında Yunanistan’a gitmeye karar verdi. Gittiğini öğrendiğinde arkadaşları şaşırmadılar, gitmesini bekliyorlardı çünkü hapis cezası tehlikesinin yanı sıra, “Bu ülkeyi yaşanmaz kılıyorlar” düşüncesine sahip olduğunu da biliyorlardı. Yunanistan’a üç ay önce yerleşen ailesine maddi destek sağlamak istiyordu.

Mahir Mete Kul, bir arkadaşı ve kendilerini kıyının öte yanına geçirmek üzere botu kiralayan kişinin de bulunduğu botun 24 Mart’ta alabora olması sonucu kayboldu. Cansız bedenine ise iki gün önce ulaşıldı. Berkay Ustabaş, en zor zamanını beraber geçirdiği arkadaşını yitirmenin tarifsiz acısını yaşıyor. Aynı zamanda tepkili de:

“Bu hadise, münferit bir hadise değil. İnsanlara, ‘Ya sev ya terk et’ deniyor. Mete zorunda kaldığı için gitti. İmkânı olsaydı burada yaşamak isterdi…”

“Bizi bu koşullara sürükleyenler sorumlu”

Anne Ünzile Araz, “Çocuğumun ölü ya da diri bulunmasını istiyorum” çağrısıyla sosyal medyadan sesini duyurmaya çalışıyordu. DW Türkçe’ye konuşan anne Araz, metanet içinde en küçük çocuğu olan Mahir Mete’yi şöyle anlatıyor:

“O benim en küçüğümdü. Benim çocuğum devrimcilerin içinde büyümüştü. Anadolu kültürüyle büyüdü. Satranç kupaları vardı, üniversite okuyordu. Sakin bir çocuktu, hırçın değildi. Hiç kötü bir şey yapmadı, hepsi güzel şeyler ne yaptıysa…”

Ünzile Araz, oğlunun kendisini çok özlediğini, aileyi birleştirmek istediklerini, yola umutla çıktığını söylüyor. “Yoksa”, diyor, “O yolun ölüm yolu olduğunu biz bilmiyor muyduk? Biz de biliyoruz. Bizi bu koşullara sürükleyenler sorumlu.”

Burcu Karakaş / Deutsche Welle Türkçe

Yeniden cezaevine gireceği endişesiyle Yunanistan’a gitmek için bindiği botun alabora olması sonucu hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Mahir Mete Kul’u arkadaşları ve ailesi anlattı.

“Beykent Üniversitesi’nde yüzde 50 burslu bilgisayar mühendisliği okuyorum. 12 bin 775 lirayı ücretli öğretmenlik yaparak ödüyorum. Satranç antrenörlüğü sertifikam var, çocuklara öğretmeyi seviyorum bu işi.”

Deutsche Welle Türkçe’den Burcu Karakaş’ın haberine göre; üniversite ikinci sınıf öğrencisiyken tutuklu yargılandığı davada savunma yaparken mahkeme heyetine böyle seslenen gencin adı Mahir Mete Kul’du. 20 yaşındaki delikanlı, bir satranç turnuvasından evine dönerken polisin Genel Bilgi Toplama (GBT) sorgulaması için içinde bulunduğu aracı durduğu gün arandığını öğrendi.

2017 yılında GBT sorgusunun ardından gözaltına alınan gencin şaşkınlığı bununla bitmeyecekti: İzmir’de Gençlik Federasyonu adlı dernekte üç sene boyunca örgütsel faaliyetlerde bulunduğu iddiasıyla tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Hücre arkadaşı da tutuklu bir öğrenciydi. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Berkay Ustabaş’ın yalnız kaldığı hücreye getirilmesiyle iki genç birbirlerine yoldaş oldular.


“Okulum, mesleğim, her şeyim yarıda kaldı”

İki arkadaş, Silivri Cezaevi’nde 20 gün kaldıktan sonra Kırıkkale F Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Mahir Mete Kul, koğuşa girdiklerinde arkadaşına cezaevi girişinde kıvırcık saçları uzun olduğu için kötü muameleye maruz kaldığını anlatmıştı. Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde dokuz ayı beraber geçirdiler. Kul’un aleyhine ifade veren tanık, İzmir’de 2011-2013 yıllarında örgütsel faaliyetlerde bulunduğunu iddia etmişti. Mahir Mete, çıktığı ilk duruşmada mahkeme heyetine bahsedilen tarihlerde ortaokul öğrencisi olduğunu hatırlatarak, “Hayatımda bir defa gittim İzmir’e, o da ağabeyimin nişanı için” diyebilmişti. Bahsedilen derneği ise keman kursu verildiği için birkaç kez ziyaret ettiğini ifade ederek eklemişti:

“Okulum, mesleğim, her şeyim yarıda kaldı. Şu an gidemediğim okulun parasını ailem ödüyor. Başka bir şey söylemeyeceğim.”

“Hayat dolu, coşkulu, sıradan bir gençti”

Mahir Mete, okul taksitlerini ödeyebilmek ve harçlık biriktirmek için satranç eğitmenliği yaptığını heyecan içinde hücre arkadaşı Berkay’a anlatıyordu. Onun için hayatın anlamı satrançtı. Maddi durumları iyi olmadığından çalışmak durumundaydı ama sevdiği işi yaptığı için zoruna gitmiyordu. Yunanistan’a gittiğinde de aklında para kazanmak adına satranç eğitmenliğine devam etmek vardı. Ancak cezaevinden çıktıktan sonra devam edemediği okulu gibi bu hayali de yarım kalacaktı.

Arkadaşı Berkay Ustabaş’ın anlatımıyla, coşkulu, hayat dolu, neşeli, moralini her daim yüksek tutmaya gayret eden, meraklı ve satranç sevdalısı bir çocuktu. DW Türkçe’ye konuşan arkadaşı Ustabaş, siyasi nedenlerle cezaevine girip çıkan bazı gençlere “marjinal” yakıştırması yapıldığını söyleyerek, en çok bu ön yargıya karşı bir çift söz etmek istiyor:

“Sıradan bir genç düşünün. Sıradan bir gencin güldüğü şeylere güler, sıradan bir gencin eğleneceği şeylerle eğlenirdi. Pop müzik de dinlerdi, türkü de… ‘Yüzüklerin Efendisi’ filmlerini severdi. En sevdiği kitap, Hasan İzzettin Dinamo’nun ‘Savaş ve Açlar’ romanıydı. Mektuplarında hep o kitaptan bahsederdi.”

22 yaşındaki gencin en sevdiği roman, savaş koşullarında yaşam mücadelesi veren ve yaşanan sıkıntılara göğüs germekte zorlanan bir ailenin dağılmaya giden sürecini anlatıyordu.

Cezaevinden çıktı, şampiyon oldu

Mahir Mete Kul, altı yaşında başladığı satrancı tutkuyla seviyordu. Turnuvalara lise yıllarında gitmeye başlamıştı. Cezaevine girmeden kısa bir süre önce katıldığı 29 Ekim Cumhuriyet Kupası Satranç Turnuvası’nda şampiyon olmuştu. Cezaevinde uygulanan kitap yasağı kalktıktan sonra istediği ilk kitaplar satranç üzerine olmuştu. Satranca içeride de olabildiği kadar çalışmaya çabalıyor, “paslanmaktan” korkuyordu. Bu endişesini arkadaşı Berkay’la dışarıda görüştüklerinde de paylaşmıştı.

“İmkânı olsaydı burada yaşamak isterdi”

Mahir Mete’nin yargılandığı dosyada ceza almasını gerektirecek somut deliller yoktu ancak içeriden çıktığından beri tedirginlik yaşıyordu. Bir daha cezaevine girmek istemiyor, diğer siyasi davalarda verilen yüksek cezaları görünce ürküyordu. Bu nedenle anne ve ağabeyin yanında Yunanistan’a gitmeye karar verdi. Gittiğini öğrendiğinde arkadaşları şaşırmadılar, gitmesini bekliyorlardı çünkü hapis cezası tehlikesinin yanı sıra, “Bu ülkeyi yaşanmaz kılıyorlar” düşüncesine sahip olduğunu da biliyorlardı. Yunanistan’a üç ay önce yerleşen ailesine maddi destek sağlamak istiyordu.

Mahir Mete Kul, bir arkadaşı ve kendilerini kıyının öte yanına geçirmek üzere botu kiralayan kişinin de bulunduğu botun 24 Mart’ta alabora olması sonucu kayboldu. Cansız bedenine ise iki gün önce ulaşıldı. Berkay Ustabaş, en zor zamanını beraber geçirdiği arkadaşını yitirmenin tarifsiz acısını yaşıyor. Aynı zamanda tepkili de:

“Bu hadise, münferit bir hadise değil. İnsanlara, ‘Ya sev ya terk et’ deniyor. Mete zorunda kaldığı için gitti. İmkânı olsaydı burada yaşamak isterdi…”

“Bizi bu koşullara sürükleyenler sorumlu”

Anne Ünzile Araz, “Çocuğumun ölü ya da diri bulunmasını istiyorum” çağrısıyla sosyal medyadan sesini duyurmaya çalışıyordu. DW Türkçe’ye konuşan anne Araz, metanet içinde en küçük çocuğu olan Mahir Mete’yi şöyle anlatıyor:

“O benim en küçüğümdü. Benim çocuğum devrimcilerin içinde büyümüştü. Anadolu kültürüyle büyüdü. Satranç kupaları vardı, üniversite okuyordu. Sakin bir çocuktu, hırçın değildi. Hiç kötü bir şey yapmadı, hepsi güzel şeyler ne yaptıysa…”

Ünzile Araz, oğlunun kendisini çok özlediğini, aileyi birleştirmek istediklerini, yola umutla çıktığını söylüyor. “Yoksa”, diyor, “O yolun ölüm yolu olduğunu biz bilmiyor muyduk? Biz de biliyoruz. Bizi bu koşullara sürükleyenler sorumlu.”

Burcu Karakaş / Deutsche Welle Türkçe

ShareTweetShare
Previous Post

İmamoğlu, Büyükçekmece’den seslendi: Kapı kapı gezip insanları tedirgin etmeyin

Next Post

İYİ Parti İl Başkanı istifa etti!

İLGİLİ HABERLER

Sinan Ateş’in eşine söz verdi: Yanıbaşımdan ayırmayacağım
GÜNDEM

Sinan Ateş’in eşine söz verdi: Yanıbaşımdan ayırmayacağım

March 24, 2023
5k
“Ben din adamıyım, yalan söyleyemem” diyerek, Erdoğan’ın “Camide içki içtiler” yalanını çürüten müezzin CHP’den milletvekili aday adayı
GÜNDEM

“Ben din adamıyım, yalan söyleyemem” diyerek, Erdoğan’ın “Camide içki içtiler” yalanını çürüten müezzin CHP’den milletvekili aday adayı

March 23, 2023
5.1k
YSK karar verdi: AKP’nin izinle bıraktığı 640 bin hükümlü de oy kullanacak
GÜNDEM

YSK karar verdi: AKP’nin izinle bıraktığı 640 bin hükümlü de oy kullanacak

March 23, 2023
5.1k
Erdoğan’ı kızdıracak karar: AYM Yassıada projesini anayasaya aykırı buldu
GÜNDEM

Erdoğan’ı kızdıracak karar: AYM Yassıada projesini anayasaya aykırı buldu

March 23, 2023
5.1k
Erdoğan’ın diplomasını arayan YÖK Başkanı şok oldu: “Hocam tek bir tane kayıt yok”
GÜNDEM

Erdoğan’ın diplomasını arayan YÖK Başkanı şok oldu: “Hocam tek bir tane kayıt yok”

March 23, 2023
5.3k
İddia: Yavuz Ağıralioğlu o partiye genel başkan olmak istiyor
GÜNDEM

İddia: Yavuz Ağıralioğlu o partiye genel başkan olmak istiyor

March 23, 2023
5.4k
Daha Fazla Haber

Sinan Ateş’in eşine söz verdi: Yanıbaşımdan ayırmayacağım

Sinan Ateş’in eşine söz verdi: Yanıbaşımdan ayırmayacağım
by aktifhabercom
March 24, 2023
0
5k

Devamını oku

“Ben din adamıyım, yalan söyleyemem” diyerek, Erdoğan’ın “Camide içki içtiler” yalanını çürüten müezzin CHP’den milletvekili aday adayı

“Ben din adamıyım, yalan söyleyemem” diyerek, Erdoğan’ın “Camide içki içtiler” yalanını çürüten müezzin CHP’den milletvekili aday adayı
by Özkan yazar
March 23, 2023
0
5.1k

Devamını oku

YSK karar verdi: AKP’nin izinle bıraktığı 640 bin hükümlü de oy kullanacak

YSK karar verdi: AKP’nin izinle bıraktığı 640 bin hükümlü de oy kullanacak
by Özkan yazar
March 23, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Erdoğan’ı kızdıracak karar: AYM Yassıada projesini anayasaya aykırı buldu

Erdoğan’ı kızdıracak karar: AYM Yassıada projesini anayasaya aykırı buldu
by Özkan yazar
March 23, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Erdoğan’ın diplomasını arayan YÖK Başkanı şok oldu: “Hocam tek bir tane kayıt yok”

Erdoğan’ın diplomasını arayan YÖK Başkanı şok oldu: “Hocam tek bir tane kayıt yok”
by Özkan yazar
March 23, 2023
0
5.3k

Devamını oku

İddia: Yavuz Ağıralioğlu o partiye genel başkan olmak istiyor

İddia: Yavuz Ağıralioğlu o partiye genel başkan olmak istiyor
by Özkan yazar
March 23, 2023
0
5.4k

Devamını oku

Soylu kendisini çeken vatandaşı azarladı: Çekme şunu ya!

Soylu kendisini çeken vatandaşı azarladı: Çekme şunu ya!
by Özkan yazar
March 23, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Alt gelir grubunun başvurabildiği kura çekiminde AKP Tunceli İl Başkanı’na TOKİ’den arsa çıktı

Alt gelir grubunun başvurabildiği kura çekiminde AKP Tunceli İl Başkanı’na TOKİ’den arsa çıktı
by Özkan yazar
March 23, 2023
0
5k

Devamını oku

KHK’lı öğretmen hayatını kaybetti: Eşinin ‘denetimli serbestlik’ hakkı verilmeyince felç geçirmişti!

KHK’lı öğretmen hayatını kaybetti: Eşinin ‘denetimli serbestlik’ hakkı verilmeyince felç geçirmişti!
by aktifhabercom
March 23, 2023
0
5.2k

Devamını oku

HÜDA PAR’ın geçmişine çekpas! Vaatlerini doğru bulmuyormuş

HÜDA PAR’ın geçmişine çekpas! Vaatlerini doğru bulmuyormuş
by aktifhabercom
March 23, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Lula da hedefti! Suikast planları ele geçirildi

Lula da hedefti! Suikast planları ele geçirildi
by aktifhabercom
March 23, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Şikayetçi oldular: Twitter’da mavi tikli sahte HDP hesabı

Şikayetçi oldular: Twitter’da mavi tikli sahte HDP hesabı
by aktifhabercom
March 23, 2023
0
5.1k

Devamını oku

‘Ben ekonomistim yav’: Mehmet Şimşek’e akıl danışmış!

‘Ben ekonomistim yav’: Mehmet Şimşek’e akıl danışmış!
by aktifhabercom
March 23, 2023
0
5.2k

Devamını oku

Boru Hattı’nda sızıntı: Tonlarca ham petrol Dicle Nehri’ne aktı

Boru Hattı’nda sızıntı: Tonlarca ham petrol Dicle Nehri’ne aktı
by aktifhabercom
March 23, 2023
0
5k

Devamını oku

Seçim manipüle mi ediliyor? Twitter’da bot hesaplar arttı

Seçim manipüle mi ediliyor? Twitter’da bot hesaplar arttı
by aktifhabercom
March 23, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Sinan Ateş cinayeti: Kritik tutanak ‘kayboldu’

Sinan Ateş cinayeti: Kritik tutanak ‘kayboldu’
by aktifhabercom
March 23, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Yaşlı, çocuk ve hamile! Hatay’da 200 kişi 44 gündür muz serasında

Yaşlı, çocuk ve hamile! Hatay’da 200 kişi 44 gündür muz serasında
by aktifhabercom
March 23, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Erdoğan HÜDA-PAR’ı tescilledi: Tamamen milli ve yerli bir yapı

Erdoğan HÜDA-PAR’ı tescilledi: Tamamen milli ve yerli bir yapı
by aktifhabercom
March 23, 2023
0
5.1k

Devamını oku

Demirtaş’tan açıklama: AKP ve Erdoğan Kürtler açısından kesin olarak kapanmış kara bir sayfadır

Demirtaş’tan açıklama: AKP ve Erdoğan Kürtler açısından kesin olarak kapanmış kara bir sayfadır
by aktifhabercom
March 23, 2023
0
5k

Devamını oku

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar açıkladı: Seçime Yeşil Sol Parti ile gireceğiz

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar açıkladı: Seçime Yeşil Sol Parti ile gireceğiz
by Özkan yazar
March 22, 2023
0
5.1k

Devamını oku
Aktifhaber

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.

MENU

  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER

BİZİ TAKİP EDİN

No Result
View All Result
  • GÜNDEM
  • ANALİZ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • ÖZEL HABER
  • 15 TEMMUZ
  • SPOR
  • İŞKENCE
  • MEDYA
  • MAGAZİN
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • KÜLTÜR & SANAT
    • SAĞLIK
    • TEKNOLOJİ
    • YAŞAM

© 2022 - - Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan kopyalanamaz.J.