Süleyman Soylu’nun alınıp Ali Yerlikaya’nın İçişleri Bakanı olmasıyla, sanki pandoranın kutusu açılmış gibi, mafyaya, çetelere ve uyuşturucu tacirlerine yönelik operasyonlar başladı. Muhalefetin bile Yerlikaya’yı “kahraman” ilan etmesine ramak kaldı. Peki gerçek bu mu? Bu sorunun cevabı, mafyanın ve uyuşturucu çetelerinin cirit attığı Yerlikaya’nın İstanbul valiliği döneminde saklı. Drone ve fon müziği eşliğinde gerçekleştirilen prodüksiyonlu operasyonlar, sadece Saray’a akredite olmayan sokak çetelerine ve torbacılara yapılıyor.
Boldmedya’dan Ersoy Çelik’in haberine göre, Türkiye, hemen her yeni güne, yeni bir “operasyon” haberiyle uyanır oldu bir süredir. Sokak çeteleri, dolandırıcılar, vergi kaçakçıları, mafya grupları, uyuşturucu torbacıları vs. bir bir gözaltına alınıyor. Medyanın tüm bileşenleri, Hollywood filmlerini andıran operasyon sahnelerini yayınlıyor, “Türkiye, bağırsaklarını temizliyor” algısını oluşturuyor. Operasyonların önemli bir kısmı haliyle İstanbul’da yapılıyor. Süreci takip eden herkes “balık hafızalı” olsaydı, belki “temiz eller operasyonları” algısını yerleştirebileceklerdi ama şükür ki tarihin yanı sıra, farkındalığını kaybetmeyen sorumlu gazeteciler, birkaç kritik soruyla gerçeğin üzerine örtülen örtüyü kaldırıyor, hakikat ortaya çıkıyor. Erdoğan’ın Süleyman Soylu’nun eliyle istediği bütün hukuksuzları yapıp, Ali Yerlikaya ile de ellerini yıkayıp çıkma hevesi, bu sayede kursağında kalıyor.
EN BÜYÜK AVANTAJI SOYLU’DAN SONRA GÖREVE GELMESİ
Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Ahmet Şık’ın bile Yerlikaya için “Selefinizle aranızdaki niteliksel uçurum” şeklinde takdir ifadeleri kullanmasının elbette bazı mühim sebepleri var. Yerlikaya’nın en büyük avantajı, konuşmaları, hakaretleri ve hemen her “suç figürü” ile aynı karede olmayı başarması nedeniyle güçlü bir nefret objesi haline gelen ve bu nedenle “suçişleri bakanı” namını alan selefi Süleyman Soylu’nun ardından göreve gelmesi. Soylu’ya yönelik genel ve çok güçlü duyulan nefretten de istifade eden Yerlikaya, operasyon duyurularını fon müzikli ve prodüksiyonlu videolar eşliğinde sosyal medyadan yapıyor ve bu şekilde etkili PR çalışmalarına imza atıyor. Öyle ki, oluşturulan algının sonucunda, adı şimdilerde Soylu’nun da hayallerini süsleyen, AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için bile geçiyor. Vali olarak ayrıldığı İstanbul’a, büyükşehir belediye başkanı olarak dönmek! Para akışı, popülarite ve nüfuz açısından İçişleri Bakanlığı’ndan hiç de altta kalır bir tarafı yok İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın.
VALİLİĞİNDE NE YAPTI Kİ BELEDİYE BAŞKANLIĞINDA YAPSIN
Ali Yerlikaya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olacağı yönündeki iddiaları yalanladı ve içişleri bakanlığı görevine devam edeceğini belirtti. Yerlikaya’ya bu payeyi verenler, daha ilk anda gündeme gelecek olan “Valiliğinde ne yaptı ki belediye başkanlığında yapsın?” sorusunun gündeme geleceğini fark edemiyor. Ki bu soru, Yerlikaya ismi üzerinde oluşturulmaya çalışılan imajı dökecek ve Erdoğan’ın “temiz eller algısı” hevesini kursağında bırakacak kilit taşı mahiyetinde. Yerlikaya’nın İstanbul Valisi olduğu 2018 – 2023 yılları arasında, İstanbul’da her nevi mafya ve uyuşturucu çetesi cirit atıyordu. Halen aynı görevde olan Zafer Aktaş da emniyet müdürü idi bu yıllarda.
MEĞER İSTANBUL MAFYANIN VE TORBACILARIN KONTROLÜNDEYMİŞ
Son dönemde İstanbul’da operasyon yapılan mafya gruplarına bakalım. “Daltonlar Çetesi” olarak bilinen suç örgütüne yönelik operasyonda 26 Temmuz’da 24 zanlı, 28 Temmuz-13 Ağustos’ta “Anacurlar Çetesi”ne yönelik İstanbul merkezli operasyonlarda 40 zanlı, 29 Ağustos-1 Eylül’de İstanbul’da “Gedik” ve “Görenerler Çetesi”ne yönelik operasyonlarda 17 zanlı gözaltına alındı. Sarallar çetesine yönelik operasyonda da Özgür Saral’ın da aralarında bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alındı. Bunların yanında, uyuşturucu torbacılarına yönelik nispeten küçük operasyonları da ilave edince, insanın zihninde “Meğer bugüne değin, İstanbul mafyanın ve uyuşturucu çetelerinin kontrolündeymiş” düşüncesi hasıl oluyor. Peki, İstanbul’u mafya ve uyuşturucu çeteleri esir alırken, İstanbul’un emniyetinden de sorumlu olan mülki idare amiri, yani valisi kimdi? Ali Yerlikaya. Emniyet müdürü kimdi? Halen aynı görevde olan ve “Mehmet Ağar’ın adamı” olarak bilinen Zafer Aktaş.
YERLİKAYA’NIN VARLIĞINDAN SADECE KAR TATİLLERİNDE HABERDAR OLUNUYORDU
Şimdi ne değişti de Ali Yerlikaya ve Zafer Aktaş, güya çetelere operasyon yapar oldu? İstanbul’da geçirdiği 5 yılda, varlığından sadece kar tatilleri duyurusu yapınca haberdar olunan Yerlikaya, mafya ve uyuşturucu çeteleri İstanbul’a çökerken hangi alemdeydi? Hiç mi görmedi, hiç mi farketmedi çeteleri, kaçakçıları, torbacıları? Farketmez olur mu, elbette fark etti. Ancak o dönem, her nevi mafyaya göz yumulan ve kodamanlarıyla da kol kola yürünen zamanlardı.
OPERASYONLAR SARAYA AKREDİTE OLMAYAN SOKAK ÇETELERİNE
Dolayısıyla dokunulmazlıkları vardı çetelerin. Şimdi mevsim değişti, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de talebiyle “kara para cehennemine” dönen Türkiye’nin kredibilitesinin artması için gri listeden çıkması amacıyla, sözde operasyonlar yapılıyor. “Sözde” diyorum, zira maksat “temiz eller” olsa, evvela mafyanın ağababalarının üstüne yürürlerdi. Drone ve fon müziği eşliğinde gerçekleştirilen prodüksiyonlu operasyonlar, sadece Saraya akredite olmayan sokak çetelerine ve torbacılara yapılıyor. Gözaltına alınanların çok büyük kısmı da birkaç ay içinde serbest bırakılıyor.
Alaaddin Çakıcı, Kürşat Yılmaz, Sedat Şahin ve benzerleri, Cumhur İttifakı’nın bileşenleri iken, kimse mafyanın üzerine gidildiğini ve Ali Yerlikaya ile Mehmet Ağar’ın adamı olan Zafer Aktaş’ın “temiz eller operasyonu” yürüttüğünü iddia etmesin.