Limak Holding, Atatürk Orman Çiftliği’nde bulunan Ankara Çimento fabrikasını yıkmaya hazırlanırken, uzmanlar yıkım sırasında ortaya çıkacak asbestin zehirli ve ölümcül olduğu uyarısında bulundu.
BirGün gazetesinin haberine göre, Asbest Söküm Uzmanları Derneği Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari, asbest tozunu ‘katil’ olarak nitelendirdi ve, “Öldürür” ifadesini kullandı.
Fabrika, 1928 yılında inşa edilmiş, arazisi bir süre önce AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla ranta açılmıştı.
İmar planları değiştirilen arazi, kamuoyunda beşli çete olarak bilinen şirketler arasında yer alan Limak Holding’e ait. Ayrıca arazi üzerinde, 1928 yılında inşa edilen Ankara Çimento Fabrikası da yer alıyor. İmar planı raporlarına göre, Limak’a ait olan 588 bin metrekarelik AOÇ arazisinin 261 bin metrekarelik bölümü konut alanı, yaklaşık 50 bin metrekarelik bölümü ticaret ve konut alanı, 12 bin metrekarelik bölümü ise özel eğitim alanı olarak belirlendi.
Fabrika 25 Mart 2011 tarihinde Limak Holding’e bağlı Limak Batı Çimento Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne devredildi.
Ensari yıkılması planlanan fabrika ile ilgili şu uyarıda bulundu:
“Çimento fabrikası eski bir fabrika olduğu için asbest riski var. Çimento fabrikalarının dış kaplamalarında, fırınlarında asbest kullanılmış olabilir. ‘Kamuoyunu rahatlatın ve asbest tespiti yaptırın’ diye çağrı yapıyoruz. Çünkü bu yapıda asbest olma ihtimali fazladır. Asbest aşınmaya, kimyasala ve neme dayanıklı bir mineraldir. Ölümcüldür ve biz ona katil toz diyoruz. Asbeste bağlı kanserden de kurtulan yoktur. Asbest kesinlikle öldürür. Ankara Çimento Fabrikası için biz dernek olarak hazır. Hemen numune alabiliriz ve asbestin olup olmadığını tespit edebiliriz.
Bu şekilde o bina yıkılırsa oradaki asbest uçar gider Beştepe’ye gider Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ciğerlerine de yapışır. Biz daha önce de bakanlığı göreve çağırdık, ‘asbest suçluları olmayın’ dedik. Avrupa’da, Kanada’da asbeste bağlı hastalıklara yakalananlar şu anda haklarını arıyorlar. Birçok insan asbeste bağlı meslek hastalığından ölüyor ama meslek hastalığı olarak kayıtlara geçemediği için aileleri haklarını alamıyor.”
