Kıbrıs’ta Mehmet Kuzucu adlı kişi aracındaki Kürtçe müziklerin bulunduğu USB bellek nedeniyle 3 gün tutuklu kalıp serbest bırakıldı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Gazimağusa’da ikamet eden Mehmet Kuzucu, hakkında yapılan bir ihbar sonucu evi ve aracı 27 Temmuz’da aranıp; “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla gözaltına alındı. Aracındaki USB bellek içinde dört tane Kürtçe ezgi bulunduğu için gözaltına alınan Kuzucu, çıkarıldığı mahkemede “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 3 gün tutuklu kalıp kefaletle serbest bırakıldı.
ELDEKİ TEK DELİL USB’DEKİ 4 ŞARKI
Polis yetkilileri soruşturmanın halen devam ettiğini ve Kuzucu’nun aracında bulunan USB’nin delil olarak alındığını ve USB’de yapılan incelemede içerisinde bulunan 54 adet şarkıdan 4’ünün KKTC Bakanlar Kurulu tarafından “terör örgütü” ilan edilen PKK’yi öven şarkılar olduğunun tespit edildiğini ve Kuzucu hakkında mahkeme tarafından 3 günlük tutukluluk emri alındığını aktardı. Polis, Kuzucu’nun USB’nin kendisine ait olduğunu ve içerisindeki şarkıların da Türkiye’den gelen bir akrabası tarafından yüklendiğini beyan ettiğini belirtti. Polis, USB’nin içerisinde bulunan diğer şarkıların Kürtçe olması nedeniyle diğer şarkıların da araştırmadan geçirileceğini ve şarkıların PKK Lideri Abdullah Öcalan’ı ve PKK’yi övücü nitelikte olduğunu ifade etti.
MÜZİK EVRENSEL
Konuyla ilgili konuşan Kuzucu, “Müzik evrenseldir. Bende her çeşit müzik mevcut” dedi. Soruşturmayı değerlendiren Kıbrıs Türk Barolar Birliği Konsey Üyesi Ahmet Said Sayın, KKTC yasasında Kürtçe konuşmaya veya Kürtçe müzik dinlenmesine yönelik bir yasak getirmediğini, aksine genişletici hükümleri bulunduğunu ifade etti. Sayın, KKTC’nin Türkiye’den ayrı bir idare olduğunu unutmamak gerektiğini vurguladı.
‘POLİSİN KEYFİ TUTUKLAMALARI OLUYOR’
“KKTC’de Kürtçe müzik dinlenmesi suç değil, ancak tutuklanan kişi ‘yasadışı terör örgütü propagandası yapan müzik dinlediği’ iddiasıyla tutuklanmıştır.
Hangi örgüt olduğu belli değil. Zaten KKTC’de hangi örgütlerin ‘yasa dışı’ ve ‘terör örgütü’ olduğu da çok belirgin değil” diyen Sayın, KKTC’nin Bakanlar Kurulu ile yayılan bir liste olduğunu ve bir yasanın olmadığına değindi. Sayın, “Böyle bir yasa yok. İşte burada bir sıkıntı var. Biliyorsunuz, ‘yasasız suç olmaz’ ilkesi, Ceza Hukukunun temel taşlarından birisidir. KKTC’de maalesef hukuk yolunda gidilecek daha çok mesafe var. Polisin keyfi tutuklamalar yaptığını da söyleyebiliriz. Türkiye’nin adalet anlamında önceden yaşadığı birçok sıkıntıyı, biz halen yaşıyoruz. Demokratikleşme hızımız çok yavaş” ifadelerini kullandı.
‘DİLBİLİMCİ POLİS Mİ VAR?’
90’lı yılların ortalarında devlet kurumlarının Kürtçe’ye karşı katı bir tutum içerisinde olduğunu ve son 15 yılda ise bir yumuşama olduğunu aktaran Sayın, “‘Yasa dışı cemiyete ait propaganda nitelikli yayın bulundurmak’ şeklinde yansıdı. Bu ceza yasasının bir tabiri. Ama bir defa şunu sormak gerekiyor: Müzik veya şarkı, yayın tefsirine girer mi? Bir diğer soru da şu. KKTC polisinde Kürtçe’yi anadili gibi bilen veya dilbilimci polis memuru var mı? Şayet var ise, bu şarkının terör örgütünün propagandasını yaptığı nereden anlaşıldı? Bir USB bellekte 54 adet şarkı tespit edilmiş, bu şarkıların 4 adeti propaganda içeriyormuş. Her birinin ayrı ayrı analizi mi yapıldı? Yoksa elde bir liste mi var, buna göre mi tespit ediliyor. Burası karanlık. Eğer gerçekten bir terör unsuru var ise, bunu yargılamak için bir yasanız olmalı. Az önce de söyledim, yasasız suç olmaz. Maalesef biz uygulamada çok kez rastlıyoruz böyle nahoş şeylere. Belki de o tutuklanan şahıs aleyhine hiç dava bile getirilmeyecek, bunu bilemiyoruz. Tamamen polisin ve savcılığın yetkisinde bir durum” dedi.
‘İLERLEYEN HUKUKUN GERİSİNDE’
Yargılama için yasada açık açık belli olması gerektiğini belirten Sayın, “Fasıl 154 Ceza Yasası, daha terör suçunun ne olduğunu bile tanımlamayacak derecede ilkellikte bir yasa iken, bu yargılamayı nasıl yaparlar bilemiyorum. KKTC maalesef ilerleyen hukukun çok gerisinde kalmıştır. Halen İngiliz sömürge yönetiminin koyduğu hükümlere sahip, az buçuk tadilatlarla iyice dengesi bozulan bir ceza yasası mevcuttur. Uluslararası yasal metinler ve düzenlemelerle teması çok azdır. Müzik dinlemeyi suç yapmak için meclisin bir maddelik düzenleme yapması yeterlidir. Yeter ki öyle bir niyet olsun. Tabii ben bizim meclisin bunu bile becereceğinden emin değilim. Şayet bir yerlerden, mesela İngiltere’den veya bir başka ülkeden diyelim, kopyala yapıştır bir yasa gönderilir ve bizimkiler bunu yasalaştırırsa o ayrı bir mesele” şeklinde konuştu.
‘EV BASMAK BİLE KÜRDÜ ÖTEKİLEŞTİRMEKTİR’
Müziğin soruşturma konusu olmasına tepki gösteren avukat Mine Atlı da, bu müziklerin “propaganda içerikli” olduğunu varsayılmasına rağmen dinlemenin ve okumanın suç sayılamayacağını sözlerine ekledi. Atlı, “Belki bilgi sahibi olmak için dinliyorum ve okuyorum. Dinlemeden ve okumadan kötü bir şey olduğunu nerden bileyim. Bu dava çok absürd bir dava. Evi basmak bile Kürdü ötekileştirmektir. Adada ciddi bir ırkçı yükseliş var. Sadece Kürtlere değil, adada misafir olan kesimlere dönük bir ırkçılık yükselişi var. Şahıs müzik dinlerken yakalanmamış. Bu müzikler USB’de bulunmuş ve dinlemesi bile meçhul. Dava ada için kara bir gün olarak ifade etmek istiyorum. Bu tür davaların yükselişe geçmesinden ötürü endişe duyuyorum. Buna kesinlikle karşı çıkmak lazım” dedi.
‘MÜZİĞİN İÇERİĞİNİ DEĞERLENDİRMEK GEREKİR’
Kıbrıs Türk İnsan Hakları Vakfı Başkanı avukat Deniz Düzgün ise; KKTC yasalarında Kürtçe müzik dinlemenin suç olmadığının altını çizdi.
Fasıl 154 Ceza Yasası Madde 59 değinen Düzgün, “Bu yasanın 63’üncü maddesinde; yasa dışı olduğu belirtilen fiillerden herhangi birini savunan veya teşvik eden veya yasa dışı bir cemiyet tarafından veya adına veya menfaatine yayınlanan veya yayınlandığı görülen herhangi bir kitap, dergi, broşür, afiş, bildiri, gazete, mektup veya yayınlandığı görülen herhangi bir belge veya yazıyı basan, yayımlayan, satan veya satışa arz eden veya posta ile gönderen veya kanıtlama yükü kendisinde olmak üzere, yasal yetki veya mazeret olmaksızın tasarrufunda bulunduran herhangi bir kişi, ağır bir suç işlemiş olur ve üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilir ve mahkum olmasına neden olan kitap, dergi, broşür, afiş, bildiri, gazete, mektup veya yazı müsadere edilebilir deniliyor. Bu durumda tartışılması gereken konu madde 59 altında müziği değerlendirmek mümkün müdür değil midir? Sadece müzik dinlemek propaganda olarak değerlendirilmemekte müziğin içeriğini değerlendirmek gerekmektedir” şeklinde konuştu.
KAYNAK: MEZOPOTAMYA AJANSI