Psikolojik rahatsızlıkları nedeniyle bir ay önce Bakırköy’e götürülen Hakan Baş’a geçen hafta koronavirüs teşhisi konuldu. Koğuşta birkaç kez bayılan tarih öğretmeni Baş’ın durumunun ciddi olduğu öğrenildi.
Bold Medya’dan Sevinç Özarslan’ın haberine göre Silivri Cezaevinde Kovid-19 vakaları görülmeye devam ediyor. Virüs bu kez Silivri 2 Nolu Cezaevine bulaştı. Hastaneye gidip gelenlerin kaldığı 35 kişilik karantina koğuşu A7’de, birçok mahpusun testi pozitif çıkarken durumu ağır olan Hakan Baş hastaneye yatırıldı.
Dört yıldır Silivri 2 Nolu Cezaevinde kalan tarih öğretmeni Hakan Baş (46), koğuşta birkaç kez bayılınca İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. 29 Haziran’da yapılan testi pozitif çıkan Baş’ın durumunun ciddi olduğu belirtiliyor.
AİLESİYLE VEDALAŞTI
Bir ay önce Bakırköy’e götürülen ve psikolojik olarak da tedavi görmeye başlayan Baş’ın akıl ve beden sağlığından ailesi oldukça endişeli. Ramazan’dan sonra yapılan ilk kapalı görüşe arkadaşlarının yardımıyla gelebilen Baş, ailesiyle vedalaşır gibi konuştu.
25 Haziran’da yapılan telefon görüşünde ise hiç konuşamadı. Çocukları babalarının sadece nefesini duyabildi. Tek başına üzerini giyemeyen ve yemek yiyemeyen Baş’a anksiyete, duygu durum bozukluğu ve aşırı şüphecilik teşhisi konuldu. Baş’ın dış dünyayla iletişimi kestiği ifade ediliyor.
Kapatılan dershanelerde çalışan Hakan Baş, Gülen Hareketi soruşturmaları kapsamında 4 Temmuz 2017’de tutuklandı. Gizli bir tanığın ifadelerine dayanılarak ve Bylock kullandığı iddiasıyla 9 yıl hapis cezasına çarptırılan Baş’ın dosyası Yargıtay’da bulunuyor.
“SADECE NEFES ALIP VERİYOR”
3-4 aydır ciddi bir şekilde kilo veren Hakan Baş’ın ailesinin açıklamaları şöyle:
“Son zamanlarda gergin, şüpheciydi. Hep huzursuz, hep kaygılıydı. Her gittiğimde daha geriye gittiğini gördüm. Elde titreme vardı. Sürekli bir şeyleri tekrar etmeye başladı. Bilinçli konuşmadığının farkına vardım. Hatta en son telefon görüşmesinde çocukları karıştırdı. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda. Kapalı görüşte konuşamadı. Bir şeyler aktaracak ama konuşamıyor. İdrak yok, üzerini zorla giydirip kollarından tutarak görüşe getirmişler ama konuşamadı, sadece nefes alıp veriyor. Yanındakiler ‘konuş konuş’ demesine rağmen bir şey diyemedi. Vedalaşır gibi konuşunca biz çok endişelendik. Bu durumda olan bir insanın hala içeride tutulması mantık dışı.
“ARTIK GÜCÜ KALMADI, CİDDİ SIKINTI YAŞIYOR”
Onu artık sağlıklı bir şekilde, çoluk çocuğunun başında görmek istiyoruz. Gücünün kalmadığını düşünüyoruz. Bu hale geldiyse gerçekten çok ciddi sıkıntı yaşıyordur. Öyle ufak tefek şeyleri, hatta ciddi hastalıkları bile kafasına takacak biri değildi. Çok güçlüydü, manevi yönü de iyiydi. Çok kalabalık koğuşlarda kalıyorlar. Sıcakta kalabalık koğuş gerçekten zor oluyor. Kendisi temizlik konusunda çok hassastır. Sonuçta iftiraya uğradılar. Bunları bir insanın kaldırması kolay değil.
Yatalak durumda olan bir baba, kronik rahatsızlıkları olan bir anne ve psikolojik rahatsızlıkları bulunan bir kız kardeşi var. Özlem, yalnızlık, maddi sıkıntılar, hasta olan yakınlarının düşüncesi kendisinde ciddi psikolojik sorunlar meydana getirdi. Bunların hepsi birikince hepsi birer ciddi sorun.”
