KHK’lı ailelerinin kız çocuklarının yargılandığı davanın 3. duruşması bugün İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, gözaltına alınan kişilerin telefonlarında yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporla ilgili sorular sordu. Duruşmanın büyük kısmı bu şekilde geçti. Sonrasında avukatların tahliye taleplerini dinleyen mahkeme, 3 tutuklunun tahliyesine, üniversiteyi yeni bitirmiş 2 genç kadının ise tutukluluğunun devamına karar verdi. Mahkeme, bir dahaki duruşmanın 25 Nisan’da yapılmasına karar verdi.
Uluslararası Gözlemciler Takip Etti
Öte yandan davayı merkezi Washington’da olan International Center for Religion & Diplomacy (Uluslararası Din ve Diploması Merkezi) direktörü Rebecca Cataldi, Amerikalı insan hakları gözlemcisi Andrea Barron ve Paris Barosu’na kayıtlı ceza avukatı Anais Lefort da izledi.
Barolar Duruşmaya Neden Gelmiyor?
Davada kız çocuklarından birinin müvekkili olan Avukat Hatice Yıldız da Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde görülen 3. duruşmaya uluslararası gözlemcilerin katılacağını sosyal medya hesabından duyurmuştu. Avukat Yıldız,‘‘ Dünyanın farklı ülkelerindeki insan hakları aktivistlerinin ülkelerinden kalkıp geldikleri davaya vekillerimiz, barolar, kadın örgütleri, insan hakları dernekleri neden gelmiyor‘‘ diye sormuştu.
Kız Çocuklarının Yargılandığı Utanç Davası Nedir?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla Gülen hareketine mensup oldukları iddiasıyla aralarında 15 kız çocuğu ve üniversite öğrencilerinin bulunduğu 41 kişi, 7 Mayıs 2024’te gözaltına alındı, 29 kişi tutuklandı.
Üsküdar Çocuk Şube’ye götürülen 15 çocuk, 16 saat boyunca avukatlarıyla ve aileleriyle görüştürülmedi. Birbirleriyle konuşması dahi yasaklanan çocuklar bir polis memuru tarafından kan kusturmakla tehdit edildi. Korku ve tehdit ile aileleri aleyhine ifade vermeye zorlandı.
Üç ay telefonları dinlenen ve takip edilen öğrenciler, çocuklar ve ebeveynleri hakkında “120 terör eylemi” tespit edildiği iddia edildi.
Namaz Kılmak Suç gibi Gösterildi
İddianamede akla ziyan suçlamalar yöneltildi. Savcı çocukları, aynı evde kalarak birlikte ders çalışmak, bovling oynamaya gitmek, AVM’de buluşmak, Yemek sipariş vermek, sinemaya gitmek, parkta buluşup piknik yapmakla suçladı.
Savcı, namaz kılmayı, Kuran okumayı, sosyal etkinlikleri terör suçu gibi gösterdi. Hakim, kadınların altın günü yapmasını, doğum günü kutlamasını, çocukların ders çalışmasını silahlı terör örgütü üyeliğiyle bağlantı kurmaya çalıştı.
İnsan Hakları Savunucusu ve DEM Parti Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, sosyal medya hesabında hakimin çocuklara sorduğu soruları eleştirdiği için salondan çıkarıldı.