CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Muhafazakâr kesim CHP’ye ya da adayına oy vermez” söylemini değerlendirdi: Bu eski algı büyük ölçüde kırıldı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin bir dizi değerlendirmelerde bulundu.
T24 gazetesi yazarı gazeteci Murat Sabuncu’ya konuşan Kılıçdaroğlu, anket raporlarına bakmadığını belirterek “Bizim için anket değil alan önemli” dedi. Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve iş insanı Osman Kavala’nın tutukluluğuna değinen Kılıçdaroğlu, “Demirtaş haksız yere tutuklu. Bir an önce serbest kalması benim en büyük arzum. Osman Kavala da bir an önce serbest kalmalı. Haklarındaki serbest kalmalarına dair yargı kararlarının uygulanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Sabuncu, CHP’nin Balıkesir’de gerçekleştirilen ‘Milletin Sesi’ mitingi öncesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeden öne çıkanları kaleme aldı. Sabuncu, görüşmede öne çıkan üç başlık olduğunu bunlardan ilkini ‘CHP ya da CHP’li adayın muhafazakarlardan oy alamayacağı’ yönündeki tezinin oluşturduğunu yazdı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “PKK’nin Türkiye’ye karşı silahları tümden susturmasını bırakmasını isterim, HDP, PKK’nin uzantısı, sözcüsü ya da destekçisi değildir” açıklamalarını çok önemli bulduğunu aktararak ele alınan üçüncü konunun aralarında iktidara yakın isimlerin de olduğu ‘olası provokasyon’ iddiaları olduğunu ifade etti.
Sabuncu’nun sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şu şekilde:
Kemal Bey; “Muhafazakâr kesim CHP’ye ya da adayına oy vermez” söylemini, tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Buna katılmıyorum. Muhafazakâr olarak tanımladığımız kesim; hepimizin ortak diliyle kul hakkı yemeyen, adaletli olan, adaleti savunan, haksızlıklara karşı duran, insan haklarını savunan kişi istiyor. Dolayısıyla muhafazakâr kesimin zaten özellikle üzerinde durduğu konu devlet yönetiminde adaletin sağlanmasıdır. Devletin dininin adalet olduğunu onlar da biliyorlar. Onun için adaletli bir insana, adaleti savunan bir partiye oy vermezler demek yanlış. Bu eski algı zaten büyük ölçüde kırıldı. Yüzde yüz kırıldı desem doğruyu söylememiş olurum ama büyük ölçüde kırıldı. O kesimlerle oturuyoruz, konuşuyoruz.
Bir de bizim tarihimizi bilmiyorlar. Kuşaktan kuşağa intikal eden efsanelerle büyümüş olanlar da var. İlk Elmalılı Hamdi Yazır’a Kur-an mealini hazırlatan, ilk ilahiyat fakültelerini kuran, Diyanet İşleri Başkanlığını kuran Cumhuriyet Halk Partisi. CHP’nin temel özelliği dini siyasete alet etmemesi. Bize Atatürk’ten miras kalan iki temel nokta vardır: Ordu ve din. Bu konularda siyaset konuşulmayacak, yapılmayacak. Biz bu iki konuda zorunlu olmadıkça hiç konuşmayız. Benden önceki genel başkanlar da böyleydi biz de böyleyiz. Dolayısıyla ben muhafazakâr kesimin biz kendimizi iyi anlattığımız müddetçe, geçmişteki bazı hataları telafi ettiğimiz müddetçe, örneğin başörtüsü bunlardan birisidir, bize daha sempatiyle yaklaştıklarını görüyorum. Bunu alanda, ziyaret ettiğim konuştuğum kişilerde görüyorum.
CHP, AKP ve MHP tabanından da oy alıyor mu, alabilecek mi yani?
Kesinlikle alıyor. Bunu net söyleyebilirim.
Anket şirketlere sizin de aralarında bulunduğunuz kimi siyasetçiler güvensizliklerini ifade ediyor. Sizin kurduğunuz Altılı Masa’nın bir aday çıkarması gerekecek. Peki bu isim belirlenirken anketle belirlenme olasılığı yok mu?
Anketler bize de geliyor. İki firmanın abonesiyiz, onlar geliyor. Geldiklerinde ilgili genel başkan yardımcımıza gönderiyorum. Emin olun açıp bakmıyorum bile. Gazetelerde, haber sitelerinde yayımlanınca şöyle bir bakıyorum. Bizim için anket değil alan önemli. Alana gidiyorsunuz, görüyorsunuz zaten. Oradaki perişanlığı, bir arayış içinde olanları görüyorsunuz. Bizim sorunumuz anket değil, bizim sorunumuz vatandaşla kurulacak sağlıklı tutarlı bir güven ilişkisi. Bu ilişkiyi kurmaya çalışıyoruz. Ben de çalışıyorum, Altılı Masa’yı oluşturan diğer liderler de çalışıyor. Hepimiz bir şekliyle kuvvetle çalışıyoruz yani.
Altılı Masa adayını belirlerken anket yapmayacak mı yani?
Cumhurbaşkanı adayının niteliklerini zaten altı lider imzalayarak belirledi. O niteliklere uygun adayı oturup konuşarak kendi aramızda belirleyeceğiz zaten.
HDP’nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş avukatları aracılığıyla cezaevinden sorduğum sorulara verdiği yanıtlarda ”PKK’nin Türkiye’ye karşı silahları tümden susturmasını bırakmasını isterim, HDP, PKK’nin uzantısı, sözcüsü ya da destekçisi değildir” dedi. Aslında uzun süredir kritik mesajlar veriyor. Bunları nasıl yorumluyorsunuz?
Söyleşiyi okudum. Demirtaş’ın yaptığı açıklamalar son derece önemli. Bu açıklamaların Mithat Bey tarafından da farklı bir üslupla dillendirilmesi de çok önemli. HDP’nin Türkiye partisi olması yolunda atılan çok ciddi bir adım. Bunun devamının gelmesi lazım. Bunun partinin diğer organları tarafından da dillendirilmesi lazım.
Şöyle söyleyebilirim: Selahattin Demirtaş haksız yere tutuklu, siyasi bir tutuklu zaten. Bir an önce serbest kalması benim en büyük arzum. Demirtaş içeride olmasına rağmen inandığı yoldan dönmeyen, kararlılıkla demokrasiyi savunan, parlamentonun etkin bir kurum olmasını dile getirdiği görüşleri var. Bu görüşler gayet önemli. Bu arada sadece o değil Sayın Osman Kavala da bir an önce serbest kalmalı. Haklarındaki serbest kalmalarına dair yargı kararlarının uygulanması gerekiyor.
Ekonominin koşulları insanları zorluyor. İktidara yakın çevrelerden kimileri bile provokasyon olacağı iddialarını dile getiriyor. Geçtiğimiz hafta görüştüğüm Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da önümüzdeki kış yaşanabileceklerden duyduğu kaygıyı dile getirmişti. Siz risk görüyor musunuz?
Bütün tabanımıza ve gittiğim yerlerde de vatandaşlara şu çağrıyı yapıyorum: AKP’nin oyununa gelmeyin, büyük bir sabırla sandığı bekleyin. Sandığın başına gittiğinizde, oyunuzu kullandığınızda, sizden sadece bir şey istiyorum, elinizi vicdanınıza koyup, oyunuzu öyle kullanın. Ve kendinizi, ailenizi, evlatlarınızı düşünün oyunuzu öyle verin. Bir buhran dönemi yaşıyoruz. Çok büyük sıkıntılar var bunun farkındayız. Ama bunun düzelmesinin yolu yine demokrasiden geçiyor. İktidarı sandıkta değiştirmek gerekiyor. Demokratik yollardan bu değişimi yaparak demokrasimizi güçlendireceğiz. Herkese bu çağrıyı yapıyorum.
Risk konusunu nasıl görüyorsunuz? SADAT’ın önüne gidip açıklama yapmanız risk gördüğünüz için mi?
Bu tür riskleri ortadan kaldırmak için. Herkes haddini bilecek. Herkes demokrasinin ne olduğunu, demokrasinin faziletini öğrenecek. İktidarın birilerine sırtını dayayarak toplumu ajite etmesine izin vermeyeceğiz.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Muhafazakâr kesim CHP’ye ya da adayına oy vermez” söylemini değerlendirdi: Bu eski algı büyük ölçüde kırıldı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin bir dizi değerlendirmelerde bulundu.
T24 gazetesi yazarı gazeteci Murat Sabuncu’ya konuşan Kılıçdaroğlu, anket raporlarına bakmadığını belirterek “Bizim için anket değil alan önemli” dedi. Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve iş insanı Osman Kavala’nın tutukluluğuna değinen Kılıçdaroğlu, “Demirtaş haksız yere tutuklu. Bir an önce serbest kalması benim en büyük arzum. Osman Kavala da bir an önce serbest kalmalı. Haklarındaki serbest kalmalarına dair yargı kararlarının uygulanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Sabuncu, CHP’nin Balıkesir’de gerçekleştirilen ‘Milletin Sesi’ mitingi öncesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeden öne çıkanları kaleme aldı. Sabuncu, görüşmede öne çıkan üç başlık olduğunu bunlardan ilkini ‘CHP ya da CHP’li adayın muhafazakarlardan oy alamayacağı’ yönündeki tezinin oluşturduğunu yazdı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “PKK’nin Türkiye’ye karşı silahları tümden susturmasını bırakmasını isterim, HDP, PKK’nin uzantısı, sözcüsü ya da destekçisi değildir” açıklamalarını çok önemli bulduğunu aktararak ele alınan üçüncü konunun aralarında iktidara yakın isimlerin de olduğu ‘olası provokasyon’ iddiaları olduğunu ifade etti.
Sabuncu’nun sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şu şekilde:
Kemal Bey; “Muhafazakâr kesim CHP’ye ya da adayına oy vermez” söylemini, tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Buna katılmıyorum. Muhafazakâr olarak tanımladığımız kesim; hepimizin ortak diliyle kul hakkı yemeyen, adaletli olan, adaleti savunan, haksızlıklara karşı duran, insan haklarını savunan kişi istiyor. Dolayısıyla muhafazakâr kesimin zaten özellikle üzerinde durduğu konu devlet yönetiminde adaletin sağlanmasıdır. Devletin dininin adalet olduğunu onlar da biliyorlar. Onun için adaletli bir insana, adaleti savunan bir partiye oy vermezler demek yanlış. Bu eski algı zaten büyük ölçüde kırıldı. Yüzde yüz kırıldı desem doğruyu söylememiş olurum ama büyük ölçüde kırıldı. O kesimlerle oturuyoruz, konuşuyoruz.
Bir de bizim tarihimizi bilmiyorlar. Kuşaktan kuşağa intikal eden efsanelerle büyümüş olanlar da var. İlk Elmalılı Hamdi Yazır’a Kur-an mealini hazırlatan, ilk ilahiyat fakültelerini kuran, Diyanet İşleri Başkanlığını kuran Cumhuriyet Halk Partisi. CHP’nin temel özelliği dini siyasete alet etmemesi. Bize Atatürk’ten miras kalan iki temel nokta vardır: Ordu ve din. Bu konularda siyaset konuşulmayacak, yapılmayacak. Biz bu iki konuda zorunlu olmadıkça hiç konuşmayız. Benden önceki genel başkanlar da böyleydi biz de böyleyiz. Dolayısıyla ben muhafazakâr kesimin biz kendimizi iyi anlattığımız müddetçe, geçmişteki bazı hataları telafi ettiğimiz müddetçe, örneğin başörtüsü bunlardan birisidir, bize daha sempatiyle yaklaştıklarını görüyorum. Bunu alanda, ziyaret ettiğim konuştuğum kişilerde görüyorum.
CHP, AKP ve MHP tabanından da oy alıyor mu, alabilecek mi yani?
Kesinlikle alıyor. Bunu net söyleyebilirim.
Anket şirketlere sizin de aralarında bulunduğunuz kimi siyasetçiler güvensizliklerini ifade ediyor. Sizin kurduğunuz Altılı Masa’nın bir aday çıkarması gerekecek. Peki bu isim belirlenirken anketle belirlenme olasılığı yok mu?
Anketler bize de geliyor. İki firmanın abonesiyiz, onlar geliyor. Geldiklerinde ilgili genel başkan yardımcımıza gönderiyorum. Emin olun açıp bakmıyorum bile. Gazetelerde, haber sitelerinde yayımlanınca şöyle bir bakıyorum. Bizim için anket değil alan önemli. Alana gidiyorsunuz, görüyorsunuz zaten. Oradaki perişanlığı, bir arayış içinde olanları görüyorsunuz. Bizim sorunumuz anket değil, bizim sorunumuz vatandaşla kurulacak sağlıklı tutarlı bir güven ilişkisi. Bu ilişkiyi kurmaya çalışıyoruz. Ben de çalışıyorum, Altılı Masa’yı oluşturan diğer liderler de çalışıyor. Hepimiz bir şekliyle kuvvetle çalışıyoruz yani.
Altılı Masa adayını belirlerken anket yapmayacak mı yani?
Cumhurbaşkanı adayının niteliklerini zaten altı lider imzalayarak belirledi. O niteliklere uygun adayı oturup konuşarak kendi aramızda belirleyeceğiz zaten.
HDP’nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş avukatları aracılığıyla cezaevinden sorduğum sorulara verdiği yanıtlarda ”PKK’nin Türkiye’ye karşı silahları tümden susturmasını bırakmasını isterim, HDP, PKK’nin uzantısı, sözcüsü ya da destekçisi değildir” dedi. Aslında uzun süredir kritik mesajlar veriyor. Bunları nasıl yorumluyorsunuz?
Söyleşiyi okudum. Demirtaş’ın yaptığı açıklamalar son derece önemli. Bu açıklamaların Mithat Bey tarafından da farklı bir üslupla dillendirilmesi de çok önemli. HDP’nin Türkiye partisi olması yolunda atılan çok ciddi bir adım. Bunun devamının gelmesi lazım. Bunun partinin diğer organları tarafından da dillendirilmesi lazım.
Şöyle söyleyebilirim: Selahattin Demirtaş haksız yere tutuklu, siyasi bir tutuklu zaten. Bir an önce serbest kalması benim en büyük arzum. Demirtaş içeride olmasına rağmen inandığı yoldan dönmeyen, kararlılıkla demokrasiyi savunan, parlamentonun etkin bir kurum olmasını dile getirdiği görüşleri var. Bu görüşler gayet önemli. Bu arada sadece o değil Sayın Osman Kavala da bir an önce serbest kalmalı. Haklarındaki serbest kalmalarına dair yargı kararlarının uygulanması gerekiyor.
Ekonominin koşulları insanları zorluyor. İktidara yakın çevrelerden kimileri bile provokasyon olacağı iddialarını dile getiriyor. Geçtiğimiz hafta görüştüğüm Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da önümüzdeki kış yaşanabileceklerden duyduğu kaygıyı dile getirmişti. Siz risk görüyor musunuz?
Bütün tabanımıza ve gittiğim yerlerde de vatandaşlara şu çağrıyı yapıyorum: AKP’nin oyununa gelmeyin, büyük bir sabırla sandığı bekleyin. Sandığın başına gittiğinizde, oyunuzu kullandığınızda, sizden sadece bir şey istiyorum, elinizi vicdanınıza koyup, oyunuzu öyle kullanın. Ve kendinizi, ailenizi, evlatlarınızı düşünün oyunuzu öyle verin. Bir buhran dönemi yaşıyoruz. Çok büyük sıkıntılar var bunun farkındayız. Ama bunun düzelmesinin yolu yine demokrasiden geçiyor. İktidarı sandıkta değiştirmek gerekiyor. Demokratik yollardan bu değişimi yaparak demokrasimizi güçlendireceğiz. Herkese bu çağrıyı yapıyorum.
Risk konusunu nasıl görüyorsunuz? SADAT’ın önüne gidip açıklama yapmanız risk gördüğünüz için mi?
Bu tür riskleri ortadan kaldırmak için. Herkes haddini bilecek. Herkes demokrasinin ne olduğunu, demokrasinin faziletini öğrenecek. İktidarın birilerine sırtını dayayarak toplumu ajite etmesine izin vermeyeceğiz.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Muhafazakâr kesim CHP’ye ya da adayına oy vermez” söylemini değerlendirdi: Bu eski algı büyük ölçüde kırıldı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin bir dizi değerlendirmelerde bulundu.
T24 gazetesi yazarı gazeteci Murat Sabuncu’ya konuşan Kılıçdaroğlu, anket raporlarına bakmadığını belirterek “Bizim için anket değil alan önemli” dedi. Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve iş insanı Osman Kavala’nın tutukluluğuna değinen Kılıçdaroğlu, “Demirtaş haksız yere tutuklu. Bir an önce serbest kalması benim en büyük arzum. Osman Kavala da bir an önce serbest kalmalı. Haklarındaki serbest kalmalarına dair yargı kararlarının uygulanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Sabuncu, CHP’nin Balıkesir’de gerçekleştirilen ‘Milletin Sesi’ mitingi öncesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeden öne çıkanları kaleme aldı. Sabuncu, görüşmede öne çıkan üç başlık olduğunu bunlardan ilkini ‘CHP ya da CHP’li adayın muhafazakarlardan oy alamayacağı’ yönündeki tezinin oluşturduğunu yazdı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “PKK’nin Türkiye’ye karşı silahları tümden susturmasını bırakmasını isterim, HDP, PKK’nin uzantısı, sözcüsü ya da destekçisi değildir” açıklamalarını çok önemli bulduğunu aktararak ele alınan üçüncü konunun aralarında iktidara yakın isimlerin de olduğu ‘olası provokasyon’ iddiaları olduğunu ifade etti.
Sabuncu’nun sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şu şekilde:
Kemal Bey; “Muhafazakâr kesim CHP’ye ya da adayına oy vermez” söylemini, tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Buna katılmıyorum. Muhafazakâr olarak tanımladığımız kesim; hepimizin ortak diliyle kul hakkı yemeyen, adaletli olan, adaleti savunan, haksızlıklara karşı duran, insan haklarını savunan kişi istiyor. Dolayısıyla muhafazakâr kesimin zaten özellikle üzerinde durduğu konu devlet yönetiminde adaletin sağlanmasıdır. Devletin dininin adalet olduğunu onlar da biliyorlar. Onun için adaletli bir insana, adaleti savunan bir partiye oy vermezler demek yanlış. Bu eski algı zaten büyük ölçüde kırıldı. Yüzde yüz kırıldı desem doğruyu söylememiş olurum ama büyük ölçüde kırıldı. O kesimlerle oturuyoruz, konuşuyoruz.
Bir de bizim tarihimizi bilmiyorlar. Kuşaktan kuşağa intikal eden efsanelerle büyümüş olanlar da var. İlk Elmalılı Hamdi Yazır’a Kur-an mealini hazırlatan, ilk ilahiyat fakültelerini kuran, Diyanet İşleri Başkanlığını kuran Cumhuriyet Halk Partisi. CHP’nin temel özelliği dini siyasete alet etmemesi. Bize Atatürk’ten miras kalan iki temel nokta vardır: Ordu ve din. Bu konularda siyaset konuşulmayacak, yapılmayacak. Biz bu iki konuda zorunlu olmadıkça hiç konuşmayız. Benden önceki genel başkanlar da böyleydi biz de böyleyiz. Dolayısıyla ben muhafazakâr kesimin biz kendimizi iyi anlattığımız müddetçe, geçmişteki bazı hataları telafi ettiğimiz müddetçe, örneğin başörtüsü bunlardan birisidir, bize daha sempatiyle yaklaştıklarını görüyorum. Bunu alanda, ziyaret ettiğim konuştuğum kişilerde görüyorum.
CHP, AKP ve MHP tabanından da oy alıyor mu, alabilecek mi yani?
Kesinlikle alıyor. Bunu net söyleyebilirim.
Anket şirketlere sizin de aralarında bulunduğunuz kimi siyasetçiler güvensizliklerini ifade ediyor. Sizin kurduğunuz Altılı Masa’nın bir aday çıkarması gerekecek. Peki bu isim belirlenirken anketle belirlenme olasılığı yok mu?
Anketler bize de geliyor. İki firmanın abonesiyiz, onlar geliyor. Geldiklerinde ilgili genel başkan yardımcımıza gönderiyorum. Emin olun açıp bakmıyorum bile. Gazetelerde, haber sitelerinde yayımlanınca şöyle bir bakıyorum. Bizim için anket değil alan önemli. Alana gidiyorsunuz, görüyorsunuz zaten. Oradaki perişanlığı, bir arayış içinde olanları görüyorsunuz. Bizim sorunumuz anket değil, bizim sorunumuz vatandaşla kurulacak sağlıklı tutarlı bir güven ilişkisi. Bu ilişkiyi kurmaya çalışıyoruz. Ben de çalışıyorum, Altılı Masa’yı oluşturan diğer liderler de çalışıyor. Hepimiz bir şekliyle kuvvetle çalışıyoruz yani.
Altılı Masa adayını belirlerken anket yapmayacak mı yani?
Cumhurbaşkanı adayının niteliklerini zaten altı lider imzalayarak belirledi. O niteliklere uygun adayı oturup konuşarak kendi aramızda belirleyeceğiz zaten.
HDP’nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş avukatları aracılığıyla cezaevinden sorduğum sorulara verdiği yanıtlarda ”PKK’nin Türkiye’ye karşı silahları tümden susturmasını bırakmasını isterim, HDP, PKK’nin uzantısı, sözcüsü ya da destekçisi değildir” dedi. Aslında uzun süredir kritik mesajlar veriyor. Bunları nasıl yorumluyorsunuz?
Söyleşiyi okudum. Demirtaş’ın yaptığı açıklamalar son derece önemli. Bu açıklamaların Mithat Bey tarafından da farklı bir üslupla dillendirilmesi de çok önemli. HDP’nin Türkiye partisi olması yolunda atılan çok ciddi bir adım. Bunun devamının gelmesi lazım. Bunun partinin diğer organları tarafından da dillendirilmesi lazım.
Şöyle söyleyebilirim: Selahattin Demirtaş haksız yere tutuklu, siyasi bir tutuklu zaten. Bir an önce serbest kalması benim en büyük arzum. Demirtaş içeride olmasına rağmen inandığı yoldan dönmeyen, kararlılıkla demokrasiyi savunan, parlamentonun etkin bir kurum olmasını dile getirdiği görüşleri var. Bu görüşler gayet önemli. Bu arada sadece o değil Sayın Osman Kavala da bir an önce serbest kalmalı. Haklarındaki serbest kalmalarına dair yargı kararlarının uygulanması gerekiyor.
Ekonominin koşulları insanları zorluyor. İktidara yakın çevrelerden kimileri bile provokasyon olacağı iddialarını dile getiriyor. Geçtiğimiz hafta görüştüğüm Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da önümüzdeki kış yaşanabileceklerden duyduğu kaygıyı dile getirmişti. Siz risk görüyor musunuz?
Bütün tabanımıza ve gittiğim yerlerde de vatandaşlara şu çağrıyı yapıyorum: AKP’nin oyununa gelmeyin, büyük bir sabırla sandığı bekleyin. Sandığın başına gittiğinizde, oyunuzu kullandığınızda, sizden sadece bir şey istiyorum, elinizi vicdanınıza koyup, oyunuzu öyle kullanın. Ve kendinizi, ailenizi, evlatlarınızı düşünün oyunuzu öyle verin. Bir buhran dönemi yaşıyoruz. Çok büyük sıkıntılar var bunun farkındayız. Ama bunun düzelmesinin yolu yine demokrasiden geçiyor. İktidarı sandıkta değiştirmek gerekiyor. Demokratik yollardan bu değişimi yaparak demokrasimizi güçlendireceğiz. Herkese bu çağrıyı yapıyorum.
Risk konusunu nasıl görüyorsunuz? SADAT’ın önüne gidip açıklama yapmanız risk gördüğünüz için mi?
Bu tür riskleri ortadan kaldırmak için. Herkes haddini bilecek. Herkes demokrasinin ne olduğunu, demokrasinin faziletini öğrenecek. İktidarın birilerine sırtını dayayarak toplumu ajite etmesine izin vermeyeceğiz.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Muhafazakâr kesim CHP’ye ya da adayına oy vermez” söylemini değerlendirdi: Bu eski algı büyük ölçüde kırıldı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin bir dizi değerlendirmelerde bulundu.
T24 gazetesi yazarı gazeteci Murat Sabuncu’ya konuşan Kılıçdaroğlu, anket raporlarına bakmadığını belirterek “Bizim için anket değil alan önemli” dedi. Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve iş insanı Osman Kavala’nın tutukluluğuna değinen Kılıçdaroğlu, “Demirtaş haksız yere tutuklu. Bir an önce serbest kalması benim en büyük arzum. Osman Kavala da bir an önce serbest kalmalı. Haklarındaki serbest kalmalarına dair yargı kararlarının uygulanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Sabuncu, CHP’nin Balıkesir’de gerçekleştirilen ‘Milletin Sesi’ mitingi öncesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeden öne çıkanları kaleme aldı. Sabuncu, görüşmede öne çıkan üç başlık olduğunu bunlardan ilkini ‘CHP ya da CHP’li adayın muhafazakarlardan oy alamayacağı’ yönündeki tezinin oluşturduğunu yazdı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “PKK’nin Türkiye’ye karşı silahları tümden susturmasını bırakmasını isterim, HDP, PKK’nin uzantısı, sözcüsü ya da destekçisi değildir” açıklamalarını çok önemli bulduğunu aktararak ele alınan üçüncü konunun aralarında iktidara yakın isimlerin de olduğu ‘olası provokasyon’ iddiaları olduğunu ifade etti.
Sabuncu’nun sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şu şekilde:
Kemal Bey; “Muhafazakâr kesim CHP’ye ya da adayına oy vermez” söylemini, tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Buna katılmıyorum. Muhafazakâr olarak tanımladığımız kesim; hepimizin ortak diliyle kul hakkı yemeyen, adaletli olan, adaleti savunan, haksızlıklara karşı duran, insan haklarını savunan kişi istiyor. Dolayısıyla muhafazakâr kesimin zaten özellikle üzerinde durduğu konu devlet yönetiminde adaletin sağlanmasıdır. Devletin dininin adalet olduğunu onlar da biliyorlar. Onun için adaletli bir insana, adaleti savunan bir partiye oy vermezler demek yanlış. Bu eski algı zaten büyük ölçüde kırıldı. Yüzde yüz kırıldı desem doğruyu söylememiş olurum ama büyük ölçüde kırıldı. O kesimlerle oturuyoruz, konuşuyoruz.
Bir de bizim tarihimizi bilmiyorlar. Kuşaktan kuşağa intikal eden efsanelerle büyümüş olanlar da var. İlk Elmalılı Hamdi Yazır’a Kur-an mealini hazırlatan, ilk ilahiyat fakültelerini kuran, Diyanet İşleri Başkanlığını kuran Cumhuriyet Halk Partisi. CHP’nin temel özelliği dini siyasete alet etmemesi. Bize Atatürk’ten miras kalan iki temel nokta vardır: Ordu ve din. Bu konularda siyaset konuşulmayacak, yapılmayacak. Biz bu iki konuda zorunlu olmadıkça hiç konuşmayız. Benden önceki genel başkanlar da böyleydi biz de böyleyiz. Dolayısıyla ben muhafazakâr kesimin biz kendimizi iyi anlattığımız müddetçe, geçmişteki bazı hataları telafi ettiğimiz müddetçe, örneğin başörtüsü bunlardan birisidir, bize daha sempatiyle yaklaştıklarını görüyorum. Bunu alanda, ziyaret ettiğim konuştuğum kişilerde görüyorum.
CHP, AKP ve MHP tabanından da oy alıyor mu, alabilecek mi yani?
Kesinlikle alıyor. Bunu net söyleyebilirim.
Anket şirketlere sizin de aralarında bulunduğunuz kimi siyasetçiler güvensizliklerini ifade ediyor. Sizin kurduğunuz Altılı Masa’nın bir aday çıkarması gerekecek. Peki bu isim belirlenirken anketle belirlenme olasılığı yok mu?
Anketler bize de geliyor. İki firmanın abonesiyiz, onlar geliyor. Geldiklerinde ilgili genel başkan yardımcımıza gönderiyorum. Emin olun açıp bakmıyorum bile. Gazetelerde, haber sitelerinde yayımlanınca şöyle bir bakıyorum. Bizim için anket değil alan önemli. Alana gidiyorsunuz, görüyorsunuz zaten. Oradaki perişanlığı, bir arayış içinde olanları görüyorsunuz. Bizim sorunumuz anket değil, bizim sorunumuz vatandaşla kurulacak sağlıklı tutarlı bir güven ilişkisi. Bu ilişkiyi kurmaya çalışıyoruz. Ben de çalışıyorum, Altılı Masa’yı oluşturan diğer liderler de çalışıyor. Hepimiz bir şekliyle kuvvetle çalışıyoruz yani.
Altılı Masa adayını belirlerken anket yapmayacak mı yani?
Cumhurbaşkanı adayının niteliklerini zaten altı lider imzalayarak belirledi. O niteliklere uygun adayı oturup konuşarak kendi aramızda belirleyeceğiz zaten.
HDP’nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş avukatları aracılığıyla cezaevinden sorduğum sorulara verdiği yanıtlarda ”PKK’nin Türkiye’ye karşı silahları tümden susturmasını bırakmasını isterim, HDP, PKK’nin uzantısı, sözcüsü ya da destekçisi değildir” dedi. Aslında uzun süredir kritik mesajlar veriyor. Bunları nasıl yorumluyorsunuz?
Söyleşiyi okudum. Demirtaş’ın yaptığı açıklamalar son derece önemli. Bu açıklamaların Mithat Bey tarafından da farklı bir üslupla dillendirilmesi de çok önemli. HDP’nin Türkiye partisi olması yolunda atılan çok ciddi bir adım. Bunun devamının gelmesi lazım. Bunun partinin diğer organları tarafından da dillendirilmesi lazım.
Şöyle söyleyebilirim: Selahattin Demirtaş haksız yere tutuklu, siyasi bir tutuklu zaten. Bir an önce serbest kalması benim en büyük arzum. Demirtaş içeride olmasına rağmen inandığı yoldan dönmeyen, kararlılıkla demokrasiyi savunan, parlamentonun etkin bir kurum olmasını dile getirdiği görüşleri var. Bu görüşler gayet önemli. Bu arada sadece o değil Sayın Osman Kavala da bir an önce serbest kalmalı. Haklarındaki serbest kalmalarına dair yargı kararlarının uygulanması gerekiyor.
Ekonominin koşulları insanları zorluyor. İktidara yakın çevrelerden kimileri bile provokasyon olacağı iddialarını dile getiriyor. Geçtiğimiz hafta görüştüğüm Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da önümüzdeki kış yaşanabileceklerden duyduğu kaygıyı dile getirmişti. Siz risk görüyor musunuz?
Bütün tabanımıza ve gittiğim yerlerde de vatandaşlara şu çağrıyı yapıyorum: AKP’nin oyununa gelmeyin, büyük bir sabırla sandığı bekleyin. Sandığın başına gittiğinizde, oyunuzu kullandığınızda, sizden sadece bir şey istiyorum, elinizi vicdanınıza koyup, oyunuzu öyle kullanın. Ve kendinizi, ailenizi, evlatlarınızı düşünün oyunuzu öyle verin. Bir buhran dönemi yaşıyoruz. Çok büyük sıkıntılar var bunun farkındayız. Ama bunun düzelmesinin yolu yine demokrasiden geçiyor. İktidarı sandıkta değiştirmek gerekiyor. Demokratik yollardan bu değişimi yaparak demokrasimizi güçlendireceğiz. Herkese bu çağrıyı yapıyorum.
Risk konusunu nasıl görüyorsunuz? SADAT’ın önüne gidip açıklama yapmanız risk gördüğünüz için mi?
Bu tür riskleri ortadan kaldırmak için. Herkes haddini bilecek. Herkes demokrasinin ne olduğunu, demokrasinin faziletini öğrenecek. İktidarın birilerine sırtını dayayarak toplumu ajite etmesine izin vermeyeceğiz.”