Türkiye’de 90’lı yıllarda sık sık yaşanan zorla alıkoyma ve faili meçhul cinayetlere, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından da karşılaşılmaya başlandı. Darbe girişiminin ardından çok sayıda Hizmet gönüllüsü, ‘siyah transporter’ olarak tabir edilen araçlarla kaçırıldı. Kaçırılanlardan bir kısmının akıbeti bilinmiyor.
Darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile ihraç edilenlerden olan mimar Alev Şahin de siyah bir araçla kaçırılmaya çalışılanlardan biri.
DHKP-C üyeliği iddiasıyla tutuklandı
Gazete Duvar’dan Can Bursalı’nın haberine göre, Şahin, 6 Ocak 2017’de yayınlanan 679 sayılı KHK ile Düzce Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ndeki görevinden ihraç edildi. İhracın ardından “İşimi geri istiyorum” diyerek eyleme başlayan Şahin, 22 Ağustos 2020’de “Terör örgütü üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. Şahin, DHKP-C üyesi olmakla suçlandı.
‘Sohbet etmek istiyoruz’
Şahin, yargılandığı davada 4 Haziran 2021’de tahliye edildi. Aynı yıl 20 Ağustos’ta Şahin’in önü evinin yakınlarında yürürken siyah panelvan tarzı bir araçla kesildi. Kendisini polis olarak tanıtan altı kişi tarafından araca bindirilmek istendi. Hakkında yakalama kararı olup olmadığını soran Şahin’e, “Sohbet etmek istiyoruz” yanıtı verildi. Şahin, kargaşa sırasında avukatlarına ulaştı. Önünü kesen kişiler ise araca binerek uzaklaştı.
Sosyal medya hesabından yaşadıklarını “Kaçırılma girişimi” diyerek duyuran Şahin, aynı gün tanımadığı bir numara tarafından arandı. Telefondaki kişi kendisini polis olarak tanıttı ve Şahin’le sohbet etmek istediklerini söyledi. Şahin, bu görüşme talebini kabul etmedi. Karşısındaki kişi ısrarcı olunca Şahin “Benim muhatabım yargıdır. Hakimdir, savcıdır” dedi. Aldığı yanıt ise, “Yaşadığınız olay ortada. Zorla da alabiliriz. İlla gözaltına mı alalım” oldu.
Suç duyurusunda bulundu
Telefondaki konuşmayı kaydeden Şahin, kaydın olduğu CD’yi ve bindirilmeye çalışıldığı aracın plakasını vererek avukatları aracılığıyla suç duyurusunda bulundu. Şahin’in suç duyurusunda, “yasadışı alıkoyma, tehdit, kişisel verileri ele geçirme, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs, şantaj” suçlarının işlendiği ve faillerin bulunarak cezalandırılması talep edildi.
EGM: Araç Suriye’de, telefon 1914 doğumlu bir Suriyeli’ye ait
Suç duyurusunun ardından başlatılan soruşturmada, savcılık aracın plakasını ve arama yapılan numaranın araştırılması için Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazı yazdı. Emniyet Genel Müdürlüğü’nden savcılığa gönderilen yanıtta, Şahin’in bindirilmeye çalışıldığı siyah renkli aracın plakasının 2016 yılında Türkiye’den Suriye’ye çıkış yapan 1996 model beyaz renkli bir araca tescilli olduğu belirtildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, arama yapılan numarayla ilgili yanıtında ise, telefon numarasının Kilis’in Elbeyli ilçesindeki mülteci kampında yaşayan Suriye uyruklu bir kadının üzerine olduğu belirtildi. Yazıda, telefon numarasının sahibi olduğu belirtilen kadının 1914 doğumlu, yani olay günü itibarıyla 107 yaşında olduğu dikkat çekti.
Kameralar bozuk ve sökülmüş
Şahin ayrıca, olayın yaşandığı bölgedeki okulun ve işyerlerinin güvenlik kameralarının kaydettiği görüntülerin alınmasını da talep etti. Yapılan incelemede, okulun kameralarının arızalı olduğu belirlendi. Şahin’in avukatları işyerlerinin kameralarının olaydan kısa bir süre sonra kendisini polis olarak tanıtan kişiler tarafından söküldüğü iddiasıyla yeni bir suç duyurusunda daha bulundu.
AYM’ye başvurdu
Savcılık, Şahin’in suç duyuruları hakkında yaptığı incelemenin ardından takipsizlik kararı verdi. Takipsizlik kararının gerekçesi ise faillerin tespit edilememesi ve ortada bir suçun bulunmaması oldu. Şahin, takipsizlik kararları kesinleştikten sonra, Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuruda, temek hak ve hürriyetlerin korunması hakkının, hukuki öngörülebilirlik, hukuki belirlilik ve eşitlilik hakkının, hak arama hürriyeti hakkının ve insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiği belirtilerek 500 bin lira manevi tazminat talep edildi. Şahin’in başvurusuyla ilgili Anayasa Mahkemesi’nden henüz bir karar çıkmadı.