21 aydır eşinin Sincan 1. Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuklu bulunduğunu söyleyen Hatice Çiftçi, ‘‘Eşime tam 7 ay sonra ancak tam teşhis konulabildi. 4. evre akciğer kanseri olduğunu eşimden öğrenebildim. Bugün kemoterapi tedavisi başlayacak. Eşimin hastalığının ciddiyeti her geçen gün biraz daha artıyor. Hastaneye yatışı yapılmıyor, ayakta durmaya mecali olmayan eşim hastaneye 100 kilometre yolu gidip gelmek mecburiyetinde bırakılıyor. Cezaevi şartlarında eşim tek başına duş dahi alamıyor. Nefesinin daraldığını söylüyor, mamayla beslendiği için her geçe gün zayıflıyor.
EŞİMİN CEZAEVİNDE KALMASI NE İSLAM NE İMANA NE DE VİCDANA SIĞAR
Görüş sırasında oturmakta bile zorlanıyor. Bu şartlarda eşimin cezaevinde kalması ne İslam ne imana ne de vicdana sığar. Tedavi sürecinde eşimin moral ve motivasyonu için açısından ailesinin yanında olması gerekiyor. İlgili tüm kurumlara sesleniyorum eşimin yaşam hakkı için tahliyesini talep ediyorum.’’ diye konuştu.
NE OLMUŞTU?
15 Temmuz’dan sonra Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Fırat Eğitim Kurumları’nda muhasebeci olarak çalıştığı için Mustafa Çiftçi tutuklanarak ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Cezaevinde şikayetlerini dile getirmesine rağmen harekete geçilmediği için hastalığı her geçen gün ilerleyen Çiftçi, birkaç kez acile kaldırılmasına rağmen ‘infaz erteleme’ verilmedi, yeniden cezaevine konuldu.