HDP Milletvekili Gergerlioğlu’nun gündeme getirdiği çıplak arama vakaları tartışılmaya devam ediyor. Birçok gazeteci de bu muameleye maruz kaldığını açıklayarak yaşadıklarını anlattı.
Günlerdir Türkiye’nin gündeminden inmeyen “çıplak arama” konusu, birçok boyutuyla tartışılmaya devam ediyor. Mağdurların, Türkiye’nin dört bir yanından ayınladığı mesajlar, bu muameleye hemen hemen her il ve cezaevinde rastlandığını ortaya koyuyor. Gözaltına alınan ya da hapse atılan gazeteciler de kendi ‘deneyimlerini’ anlatmaya başladı. Birçok gazeteci çıplak aramaya maruz kaldığını açıkladı.
RESSAM ZEHRA DOĞAN: İKİ DEFA ÇIPLAK ARAMAYA MARUZ KALDIM
Artı Gerçek’ten Seda Taşkın’ın haberine göre; yüzlerce kadın bu açıklamaya tepki göstererek yaşadıklarını sosyal medyada paylaştı. 2016 yılının Temmuz ayında gözaltına alınan Ressam Zehra Doğan, birer gün ara ile 2 defa çıplak aramaya maruz kaldığını söyledi. Gözaltına alındığı gün Mardin Karakoluna çıplak aramaya maruz kalan Doğan, ertesi gün götürüldüğü Nusaybin karakolunda yeniden çıplak aramaya maruz kaldığını belirterek, “Mardin Cezaevinde bir koğuşta 52 kişiydik ve bu kadınların hepsi çıplak aramaya maruz kaldı. Bunların içinde küçük çocuklar da vardı. Anneler, yaşlılar, çocuklar hepsi bu muameleyi yaşadı. Yine tutuklu bulunduğum Diyarbakır Cezaeavinde’de bulunan kadınların bir çoğu çıplak aramaya maruz kaldı. Tarsus Çezaevi’nde 150 kadın vardı ve onların da hepsi çıplak aramaya maruz kaldılar” dedi.
“80 YAŞINDAKİ SİSÊ ANA DA ÇIPLAK ARAMAYA MARUZ KALDI”
Çocukların da çıplak aramaya maruz kaldığını anlatan Doğan, “Örneğin 80 yaşındaki Sisê Ana sürekli çıplak aramaya maruz kalıyordu. Çıplak arama konusunda beni en çok etkileyen çocuklardı. Küçücük 3 yaşındaki çocuklar da annelerini görmeye geldiklerinde çıplak aramadan geçiyordu. Bu onlarda büyük bir travmatik etki yaratıyor. Bir yetişkin bunu atlatabilir ancak çocuklarda kalıcı etkiler bırakabiliyor” ifadelerini kullandı.
“YOKTUR DİYENLER HANGİ KADINLA KONUŞTU?”
Bakırköy Kadın Ceza İnfaz Kurumu’nda çıplak aramaya maruz kalan gazeteci Nur Ener Kılınç ise ‘çıplak arama yoktur’ diyenlere tpeki göstererek, “Çıplak arama işkencesi yoktur diyen bu kişi araştırmasını nasıl yapmış? Çıplak arama işkencesine maruz kalan hangi kadınla konuşmuş? Bunların her konuşması bir rezalet, bir felaket. Tecavüzcüler için çıkıp da ‘bir kereden bir şey olmaz’ diyenler de bunlar. Başlarındaki binlerce liralık eşarplar, kollarındaki binlerce liralık çantalarla çıkıp da ‘bu ülkede ekonomik kriz yoktur’ diyenler de bunlar. İnsanları kaçırıp, kaybedip, öldürüp, çırılçıplak soyup da ‘işkenceye sıfır tolerans’ diyenler de bunlar. Çıplak arama vardır! Çıplak arama işkencedir! Ben ve diğer kadınlar tek tek, tarih ve yer bilgisi ile bu ifşayı yaptık” şeklinde konuştu.
“ŞİDDET YOLUYLA ÇIPLAK ARAMA VE OTUR KALK YAPTIRDILAR”
Gazeteci Meltem Oktay 14 Nisan 2016 tarihinde gözaltına alındığı Nusaybin İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde çıplak aramaya maruz bırakıldığını söyledi. Oktay, zemin katta bulunan bir odada zorla çıplak aramadan geçirildiğini vurgulayarak, şunları aktardı: “Zemin katta götürüldüğüm yerde, erkek polis kapıda beklerken kadın polis beni içeri aldı. Arama için eldivenlerini taktı. Önce üstten normal bir arama yaptı ancak daha sonra erkek polisin ince arama yapması gerektiğini söylemesi üzerine üzerimde ne var ne yok çıkarmamı istedi. Ben bunu kabul etmedim. Gazeteci olduğumu ve bu hukuksuzluğa izin vermeyeceğimi söyledim. Çok sert olan kadın polis eğer çıkarmazsam zor kullanacağını söyledi. Üzerime doğru gelip bedenime kendisi dokundu. Orda kısa bir tartışma yaşadım. Daha sonra şiddet yoluyla beni çıplak aramaya ve otur kalk durumuna maruz bıraktılar. Hala bu durum aklıma geldikçe kendimi çok kötü hissederim. Bunu bir kadın da yapsa erkek de yapsa bu bir tacizdir, insanlık suçudur ve işkencedir.”
“ÇIPLAK ARAMAYI REDDEDİNCE DARP EDİLDİM”
Batman’da 3 Temmuz 2016 tarihinde gözaltına alınan gazeteci Şerife Oruç ise gözaltında tehdit ve hakaretlerle çıplak aramaya maruz kaldığını anlattı. Çıplak arama ve hakaretlere ilişkin avukatları ile suç duyurusunda bulunduğunu ancak olayın üstünün örtüldüğünü belirten Oruç, “Gözaltında yaşadığım çıplak aramanın ardından tutuklanarak gönderildiğim Batman M Tipi Kapalı Cezaevi’nde de çıplak arama dayatmasına maruz kaldım. Birkaç ay sonra sürgün edildiğim Mardin E Tipi Kapalı Cezaevinden bir yıl sonra bu kez sık sık işkence ve şiddetle gündeme gelen Elazığ T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün edildim. 2 anne ve bir genç kadınla beraber sürgün edildiğimiz cezaevinin daha ilk girişinde hakaret ve tehditlere maruz bırakıldık. Daha sonra bize çıplak arama dayatıldı” dedi. Zorla bir odaya kapatıldıklarını anlatan Oruç, şöyle devam etti: “Tek tek çıplak aramanın yapıldığı küçük bir odaya almaya başladılar. Daha sonra gardiyanlar üstümüzdeki tüm kıyafetleri çıkarmamızı istediler. Biz duruma tepki gösterip çıplak aramayı reddedince darp ve hakaretlere maruz kaldık. Uzun bir süre çıplak arama dayattılar. Zorla üstümüz çıkarılmaya çalışıldı ve darp edilerek koğuşlara gönderildik. Cezaevi savcısına gardiyanlar hakkında suç duyurusunda bulunduk. Savcılık ifadelerimize başvurdu ancak yaptığımız görüşmelerde savcılık ve gardiyanlar çıplak aramayı inkar etti. Bizim suç duyurularımız takipsizlikle sonuçlanırken gardiyanların darp ve çıplak aramanın üstünü örtmek için ortaya koydukları asılsız beyanları bizim hakkımızda dava açılmasına neden oldu.”
“OTUR, KALK, ÖKSÜR…”
28 Şubat’ta başörtüsü nedeniyle hak mahrumiyeti yaşayan gazeteci Yonca Kaya Şahin de 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklandığında çıplak aramaya maruz kaldığını açıkladı. Yaşadıklarını kişisel bloğunda anlatan Şahin, yaşadıklarını “çok zordu” diyerek şöyle yazdı: “O kadar utandım ki, onlar bile utandı belki yaptıklarından, bilmiyorum. Yapılanın mecburiyetine, prosedüre ikna etmeye çalıştılar. Yapamazdım, yapamadım… “Kazağını giy o zaman, ellerimle yoklayacağım!” “Peki” dedim… Sonra “Pantolonunu çıkar!” Ne arıyorsunuz yahu, pantolonumun altında ne saklayabilirim… Kazağım uzun neyse ki diyen iç sesime dayandım, çıkardım. Sonra “İç çamaşırını çıkar” diyen emir tonlu bir ses daha. Midem bulanıyor, beynim zonkluyor. Nerede olduğumun farkında olamayacak kadar kendimde değilim. Neredeyim, neler yaşadım, yaşıyorum? Bu insanlar kim, neden benden bunları istiyorlar? “Çıkar dedim çamaşırını” diyen sesin tonu gittikçe sertleşiyor. Ve yer yarılsa da içine girsem dediğim an…“Çıkar çamaşırını, otur, kalk, otur, öksür, bir daha öksür, kalk… Tamam giyin şimdi…”
GAZETECİYE ÇIPLAK ARAMA YAPILDI, “PROSEDÜR” DENİLDİ
Sivas E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, tutuklu bulunan gazeteci Aslıhan Gençay’a uygulanan kötü muamele ve çıplak arama dayatmasına “Bu yasal prosedür” diyerek cevap verdi. Bir yakını aracılığıyla mektup yazan Gençay, olayın gerçekleştiği 22 Ekim’den beri çıplak arama dayatmasına karşı çıktığı için tahliye işleminin gerçekleştirilmediğini söyledi.