İstanbul İkitelli’den çalıştığı Başakşehir’deki şantiyeye gitmek üzere 20 Ocak 2021 tarihinde otobüsen indiği sırada 4-5 kişi tarafından kaçırılan sosyalist işçi Gökhan Güneş’in yaşadıklarını avukatı soru cevaplar eşliğinde şöyle anlattı.
Gökhan’ın ‘Görünmezler’ adı verilen kişiler tarafından kaçırıldığını belirten avukat Sezin Uçar, “Bilmediği bir yerde kapatıldı. Sistematik bir şekilde işkenceye ve tecavüz tehdidine maruz kaldı. Askıya alındı. Ters kelepçeli şekilde çıplak vaziyette günlerce bekletildi. Kaba dayak işkencesine de maruz kaldı” dedi.
İsviçre’nin Cenevre kentinde düzenlenen Türkiye’deki işkence olaylarının masaya yatırıldığı Turkey Tribunal Mahkemesine eski AİHM yargıçları, BM İnsan Hakları Komisyonu sekreteri, Güney Afrika Anayasa Mahkemesi Yargıcı, Avrupa Konseyi İdare Mahkemesi Başkanı katıldı.
Türkiye oturumuna video konferans yöntemiyle bağlanan sosyalist işçi Gökhan Güneş’in avukatı Sezin Uçar, çarpıcı açıklamalar yaptı:
90’LARDAKİ KAYBEDİLME POLİTİKASININ AYNISI
Geçtiğimiz ocak ayında müvekkilimiz Gökhan Güneş, evinden iş yerine gitmek üzereyken evinin önünde kaçırıldı. 6 gün boyunca sistematik işkenceye maruz kaldı. Hem Gökhan’ın yaşadıkları hem Gökhan’ın avukatları olarak neler yaptığımızı sizlerle paylaşmak istiyoruz. Türkiye coğrafyası 90’lı yıllardan bu yana çok fazla hak ve özgürlük ihlaline tanıklık etti. Bunların en başında maalesef gözaltına kaybedilme politikası geliyor.
DEVLET AJANLIĞI TEKLİF EDİLİYOR
Kayıt dışı bir şekilde gözaltına alma ve gözaltında kaybedilme o dönem sistematik bir devlet politikasıydı. Bugün bakıldığında Gökhan’ın kaçırılmasıyla birlikte amaçlanan bu politikayı yeniden gündeme getirmek ve Türkiye’de hak ve özgürlük mücadelesi yürüten kesimleri bu şekilde baskı altına almaktı. Hem Gökhan ile birlikte hem Gökhan’dan sonra çok fazla sayıda kayıt dışı gözaltı süresince işkence ve bu kişilerle işbirliği yapmak ve gözaltındaki kişileri devlet ajanı olarak konumlandırmak politikası hala devam ediyor.
SAVCI ATANMADI NÖBETÇİ SAVCI İŞLEM YAPMADI
Gökhan’ın kaçırılmasıyla ilgili olarak da şunları söyleyebiliriz. Gökhan’ın kaçırılmasının hemen ardından ilgili savcılık makamına başvuru yaptık. Cep telefonu numarasını paylaştık. Kimler tarafından kaçırılabileceğini söyledik. Olay yerine gören tüm kamera görüntülerinin toplanmasını istedik ama maalesef günlerce bu taleplerimizin kabul edilmesi bir yana Gökhan’ın dosyasına savcı ataması gerçekleştirilmedi. Nöbetçi savcılık herhangi bir işlem yapmadı.
İÇİŞLERİ VE ADALET BAKANLIKLARI BİLGİ VERMEDİ
O dönem çeşitli makamlara başvurduk. TBMM İnsan Hakları Komisyonu, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Terörle Mücadele Şubesine her yere sorduk Gökhan’ı. Özellikle İçişleri ve Adalet Bakanlığı’ndan cevap bekledik ama Gökhan bulunana kadar yetkili hiçbir makamdan açıklama yapılmadı ve bilgi alamadık.
GÖKHAN’IN AİLESİ VE ARKADAŞLARININ ÇABASI
Türkiye’de hak ve özgürlük mücadelesi yürüten demokratik kurumlar hukuk örgütleri, Gökhan aynı zamanda sosyalist bir işçi olduğu için çeşitli sendikalar ve konfederasyonlar, siyasi partiler çok ciddi ve çok anlamlı bir mücadele yürüttüler. Yine dünyanın pek çok kentinde eylemler yapıldı. Gökhan’ın ailesi sokağa çıkma yasağı olmasına rağmen İstanbul’un her yerinde 6 gün boyunca eylemler yaptı.
AVRUPA PARLAMENTOSU MEKTUP YAZDI, SOYLU CEVAP VERMEDİ
Avrupa Parlamentosu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sorulmak üzere bir mektup gönderdi. Gökhan Güneş kaçırıldı ve açıklama yapmak zorundasınız dendi. Soylu tarafından böyle bir mektuba yanıt dahi verilmedi. Hem hukuk örgüleri, hem Gökhan’ın ailesi ve arkadaşlarının yapmış olduğu anlamlı mücadele sonrası Gökhan bırakıldı.
TECAVÜZ TEHDİDİ VE ÇIPLAK İŞKENCE
Gökhan 6 gün boyunca çok yoğun ve sistematik işkenceye maruz kaldı. Bilmediği yere zorla götürüldü. Bilmediği bir yerde kapatıldı. Sistematik bir şekilde işkenceye ve tecavüz tehdidine maruz kaldı. Askıya alındı ters kelepçeli şekilde çıplak vaziyette günlerce bekletildi. Kaba dayak işkencesine de maruz kaldı. Ve 6 gün sonra Gökhan’ı kaçıran kişiler gözlerini bağlayarak ıssız bir yerde bırakmak zorunda kaldılar.
KENDİSİNE ‘GÖRÜNMEZLER’ DİYENLER YAPIYOR
Gözaltında olduğu süre boyunca ajanlık dayatıldı. Kendisini görünmezler olarak tarif ettiler. Devlet içinde hangi birimler tarafından kaçırıldığı kaybedilme politikasına kapı aralamak isteyenlerin yaptığı bir çaba.
AYNI DUYARLILIK VE DAYANIŞMA GÖSTERİLMELİ
Gökhan’ın kaçırılmasına verilen toplumsal tepki bir dönem devlet politikasının yeniden aynı şekilde uygulanamayacağını da göstermiş oldu. Ama elbette bunlar Gökhan’dan sonra son bulmadı. Pek çok kişi kayıt dışı bir şekilde gözaltına alındı. Saatlerce günlerce kaçırılan ve tehdit edilen işkenceye maruz kalan insanlar oldu. Bu aynı zamanda bizim bakımımızdan aynı duyarlılığı aynı dayanışmayı aynı refleksi göstermemiz anlamına geliyor.
KAYBEDİLEN VE BULUNAMAYAN İNSANLAR VAR
Bugün maalesef kaçırılan kaybedilen ve maalesef bulunamayan pek çok kişi mevcut. Gülistan Doku, Hürmüz Diril, Hüseyin Galip Küçüközyiğit bunlardan biri. Ve onların aileleri, kadın örgütleri, hala onların bulunması için mücadelesine devam ediyor.
TÜRK YARGISI KAÇIRILMALARLA İLGİLİ DUYARSIZLIK GÖSTERİYOR
Bizler Gökhan bulunduktan sonra yeniden bir suç duyurusu dilekçesi verdik. Çünkü artık kaçırma dışında sistematik işkence ve eziyet suçu yeniden oluşmuş oldu. Bunla ilgili yeni başvurumuzu yaptık. Her şey çok yavaş ilerliyor. Gökhan’ın arkadaşlarının ve bizlerin kendi çabalarımızla bulduğumuz kamera görüntüleri dahil soruşturma dosyasına bizler tarafından sunuluyor. Bindiği otobüsün plakasını kendi çabamızla veriyoruz. maalesef Türk yargısı Gökhan’ı kaçıran kişilerin kim olduğuyla ilgili duyarsızlık ve çabasızlıkla hareket ediyor. Aynı zamanda faillere de ortak olunuyor.
Biz Gökhan’ın avukatları, hak ve özgürlük mücadelesi veren hukukçular olarak Türkiye’de onu kaçıran ve sistematik işkence yapanlarla mücadeleye devem edeceğiz.
CANLI YAYINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ